Başbuğ ATATÜRK'ün Mason Köpeklere Vurduğu Darbe

Başbuğ ATATÜRK'ün Mason Köpeklere Vurduğu Darbe

http://sessizdevrim1919.sitemynet.com/

ANASAYFA

Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'nin İttihat ve Terakki ile birleşmesinin (1907) ardından, Başbuğ ATATÜRK Manastır'daki 3. Ordu'ya atandı (1907).
İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdiyse de, cemiyetin kurucularıyla pek anlaşamadı. Masonlarla ilk ihtilafı burada başladı.
İkinci Meşrutiyet ilan edildi (1908). Meşrutiyetin ilanını köklü reformların izlemesi ve ordunun siyaset dışı kalması gerektiğini öne sürdüğü için İttihat ve Terakki'yle arası açılan Başbuğ ATATÜRK, Rauf (Orbay), Kâzım Karabekir, Fethi (Okyar), Refet (Bele), Ali Fuat (Cebesoy) beyler gibi subaylarla muhalif bir grup oluşturdu.
İttihat Terakki Cemiyeti ve Masonlarla arası ta o günlerde açılmıştı. Ama Mason Localarıyla asıl ihtilaf 1935 yılında gerçekleşti.
Başbuğ ATATÜRK, 1935 yılında Mason Localarınıın ülke ve millete zarar vereceğini,
kökü dışarda olan bir cemiyece ülkemizde gerek olmadığını, belirterek ülke çapında
Mason Localarını tamamen kapattırdı.
1935 YILINDA BAŞBUĞ ATATÜRK'ÜN EMRİYLE KAPATTIRILAN MASON LOCALARI İSMET İNÖNÜNÜ ZAMANINDA AÇTIRILMIŞTIR. O GÜNDEN BU GÜNE MASON LOCALARI AÇIK KALMIŞTIR.
- "Masonluk bir takım özel işaretleri, amblemleri olan, localar halinde teşkilatlanmış, uluslar arası bir kuruluştur. Mason olmayanlara "harici" denir. Çalışmalara yabancılar katılamaz."
- "Masonlar aralarına herkesi almazlar. Zenginler, yükselme ihtimali olan bürokratlar, polis ve askerlerin üst kademelerinde bulunanlar, herkesce tanınmış sanatçılar tercih edilen kişilerdir."
- "Masonlar "sırlar" dedikleri felsefelerini bu yolu seçmişlere telkin ederken tedrici bir araştırma yolu takip ederler. Bunu da 33 dereceli bir sistem içinde yaparlar. Mason felsefesi, yahudi kabala inancından, hıristiyanlıktan, hermetizm'den, putperestlikten hatta bir ölçüde islamiyetten etkilenmiş esaslardan meydana gelir. Ama bu, dünyanın her tarafında mevcut olan masonların aynı düşündüğü anlamına gelmez. "
- "Masonlukta, 1 ilâ 3. Dereceler, temel kuralların ve ideallerin öğretildiği derecelerdir. 4 ilâ 14. Derecelerde meşhur hiram efsanesi işlenir. Daha çok yahudi inançları hâkimdir.
- "15 ilâ 18. Dereceler bir ara mertebedir. Daha genel bilgiler saliklere verilir. 18 ila 30. Derecelerde ise "üst felsefe" işlenir. Bu devrede salik, bütün dini inançlarından arındırılmaya çalışılır. 31-33. Dereceler artık idari mertebelerdir. Bu seviyeye ulaşmış masonlar, cemiyet'in çeşitli kurullarında, yönetim kademelerinde görev alırlar."
- "1 ilâ 3. Dereceler, çırak-kalfa-usta dereceleridir. 4 ilâ 14. Derecelere "tekemmül" seviyesi denir. 15 ilâ 18. Dereceler, "şapitr" ; 19 ilâ 30. Dereceler de "areapaj" seviyeleridir. Türkiye'de genelde iskoç riti'ne bağlı localar vardır. "
Mason güç nerede ise oraya girer, zira gücü asalaklıktadır.
Masonluğun kökü Hıristiyan Avrupasındadır. Masonluk bütün dünyaya Avrupa'dan yayılmıştır.
Masonlar her yerdedirler. Bugün Suudi Arabistan'da ve Rusya'da bile vardır. Çünkü her yerde hırslı, yükselmek için her şeyi yapmaya hazır insanlar vardır!..
Masonluk burjuvaların dayanışma teşkilatıdır. Onun için de bir burjuva ihtilali olan Fransız İhtilali'ne damgasını vurmuştur.
Masonluk l924 anayasasına da, 1982 anayasasına da aykırı bir tarikattır.
Masonluk bir emir komuta zinciri değildir. Masonluk mafya hücreleri gibidir... Masonluğu kanser hücreleri gibi düşünmek gerekir. Hangi organa girmişlerse, orada sinsice çoğalır, organı çürütür, dejenere ederler.
Masonluk bir yavrukurt oymağı değil, dünya çapında örgütlenmiş bir kurtlar tezgahıdır!..
Masonluk sevgiye değil, korkuya dayalıdır.
Masonluk ta aynen mafya gibidir, bir emziktir nasıl mafya babaları hep arka plânda iseler, onları bilemiyorsanız; gerçek mason donlarını da bilemezsiniz!...
Masonluktan korunmak, güçlü olmakla mümkündür. Tedbir, ülkenin sağlıklı organlarını dikkat çekmeden tahkim etmektir!. .
Masonluktan korunmak, masonluğun amaç ve faaliyetlerinden toplumun bilgilendirilmesi ile mümkündür.
Masonlardan hiçbir zaman emin olmayın!.. Güvenmeyin!. Onlardan korkmayın!..
Masonluğun maddi kaynakları hakkında uzun uzun düşünmeye gerek yoktur. Çünkü en büyük maddi finansmanları uluslararası Yahudi işadamlarıdır. Dünyada Yahudilerin el atmadığı üretim alanı yoktur. Dünya silah ticareti, petrol ticareti, sermaye piyasası, beyaz eşya piyasası, içki, sigara, kumar sektörleri, uyuşturucu ticareti, medya, istihbarat örgütleri (Mossad ve CIA gibi örgütleridir)
Hele Türkiye'de buraya özgü bir durum da söz konusudur. Türkiye'de bir kısım Yahudilerin isimleri Müslüman isimleri olmasına rağmen aslen Yahudidirler, bu yüzden de Türkiye'de çok rahat bir şekilde devletin her kademelerine girebilmektedirler, ekonomik faaliyetlerini çok rahat bir şekilde yürütebilmektedirler. Türkiye'de birçok işadamının, siyasetçinin Sabataist (yani dönme) olduğu bilinmektedir. Bu soysuz çapulculara karşı her Türkün ve Türkçünün şiddetle karşı çıkması ve bu çapulcuları bertaraf etmesi gerekir.
Yahudilerin Osmanlı Devleti'nin esas unsuru Türkler ile hakimiyet yarışına girmeleri dönmeler ile başlar.
Bu dönem masonlar'dan önceye dayanır ve Sabatay Sevi (sabbatay levi) adlı ruh hastası bir Yahudinin başının altından çıkmıştır.
Akıllara durgunluk verecek kadar süratle gelişen ve insanı hayretten hayrete düşürecek kadar karmaşık olan Sabatay Sevi olayı, sadece Türkiye Yahudilerini etkilemekle kalmamış, hemen bütün dünya Yahudilerini tesirine almıştır.
Hadise Sabatay Sevi'nin mesihliğini ilân etmesi ile başlamış, Yahudi cemaatinin önemli bir kısmını peşine takmasıyla doruğa çıkmıştır...
Her nekadar olay, Sabatay Sevi'nin Müslümanlığı kabul edip yandaşlarını da İslam'a çağırmasıyla sona ermiş gibi görünürse de, Türkiye'de hâlâ varlığını sürdüren bir dönme topluluğunun ortaya çıkmasına neden olmuştur.
1490'li yillarda Ispanya ve Portekiz'den kovulan Yahudileri Sultan Beyazit, yagli kaziklardan kurtarmis ve kutsal topraklarimizda bir misafir gibi agirlamistir... Dünya üzerinde tek hosgörüyle karsilandiklari yer Türk topraklari olmus ve Yahudiler'de bunun karsiligi olarak bizlere neyi reva görmüsler Tarih'e ibretle bir göz atalim:
Hep seytani fikirlerle mücehhez Yahudi cemaati, Birinci Dünya Harbinden Ingilizlerin galip çikacagi düsüncesiyle Filistin topraklarinda hak kazanmak için birseyler yapmak niyetindeydiler... Ingilizlere yaranmak maksadiyla, Çanakkale Bogazinda ki düsman ordularina katilmak ve Türk'lere karsi savasmak üzere karar aldilar... Bu sevda ugruna Misir'da bulunan Yahudiler arasindan issiz gençlerden olusan bir gönüllü taburu kurarak Çanakkale'ye sevkettiler...
Onbesinci asrin sonunda Ispanya da Hristiyanlar tarafindan kizgin taslara oturtulan Yahudilere Osmanli Imparatorlugu kucak açmis ve besyüz yil onlari kendi sicak bagrinda beslemisti. Iste simdi Yahudiler tipki Serif Hüseyin'in Hicaz çöllerinde yaptigi gibi, genlerinin emrine girip Türk milletini arkadan vurmuştur.
EY TÜRK TİTRE VE DÜŞMANINI TANI




Be a better friend, newshound, and know-it-all with Yahoo! Mobile.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.