Nevzat Laleli
Güncel yazı Dizisi
Güncel yazı Dizisinlaleli@mynet.com
Uzun yıllar kangren haline gelen başörtüsü zulmü, bu günlerde yoğun bir şekilde tartışılmakta olup milletimiz, en kısa zamanda bu haksız ve zorba uygulamanın bitirilmesini istemektedir.
AKP’nin 5 yıllık iktidarı boyunca görülmüştür ki, halktan aldıkları büyük desteğe rağmen bu konuda milletin vicdanını rahatlatacak bir adım atma cesaretini gösterememiş, bir mehter takımı yürüyüşü gibi “bir ileri iki geri adım atmıştır.” “Toplumsal mutabakat” gibi suni gerekçelere sığınarak sorunun daha da derinleşmesine neden olmuşlardır. Hatta bazı hükümet üyeleri sorunu çözmek bir yana, “başörtüsü yüzde 1.5’un meselesidir” gibi sözlerle milletimizi derinden yaralayan açıklamalarda bulunabilmişlerdir.
Sonra nedir, “siyasi simge” çığlıkları! Beyler bunun siyasi simge olup olmadığına siz karar veremezsiniz. Bunu başı örtülü veya türbanlı (neyse türban) kızlara ve hanımlara sorun. İsterseniz bir anket yapın veya var mısınız bir referandum (halk oylaması) yapalım. İstisnasız bütün kızlarımızdan alacağınız cevap; “ Başımı inancımın gereği olarak örtüyorum” demek olacaktır. Onlar böyle dedikten sonra artık sizin “siyasi simge” demeye hakkınız yoktur.
BAŞÖRTÜSÜ BİR HAKTIR
Üniversitelerde başörtüsünü çözeceğiz sözleriyle yasal düzenlemeler yapmaya kalkışan AKP, şimdi Türkiye’yi yeni ve daha büyük bir hayal kırıklığına sürüklüyor ve büyük bir hata yapıyor. AKP ve MHP tarafından hazırlanan yeni düzenleme, yasağı kaldırmak bir tarafa daha da derinleştirmekte ve içinden çıkılmaz hale getirmektedir.
Çünkü bu düzenlemede tam bir belirsizlik hâkimdir. Meclis Başkanlığı’na sundukları Anayasa değişikliklerinde kılık kıyafet düzenlemesine ilişkin net bir ifade yer almamaktadır. Sadece YÖK kanunu’nun ek 17. Madde’de bu konuda bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Ancak bu maddede Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesine kapı açmaktadır. Değişiklik paketi içerisine konulan YÖK Kanununun Ek.17. maddesi kanunun iptali için fırsat kollayan muhalefet partisinin ekmeğine yağ sürecektir.
Anayasa Mahkemesi 1989 tarihli bir kararında benzer bir düzenlemeyi iptal etmiştir. Elbette bunu temenni etmeyiz ama Anayasa Mahkemesi böyle bir karar verirse bu hükümet yine aynı mazerete sığınacak ve “aslında biz çözmek istiyoruz ama engel oluyorlar” diyecektir. Ve bu haklı mücadelede bir kez daha umutlar boşa çıkmış olacaktır.
HAK, HER KES İÇİNDİR
Öte yandan her şey yolunda gitse bile bu düzenleme milletimizin beklentilerine cevap vermemektedir. Çünkü yasağı sadece yüksek öğrenim hakkıyla sınırlandırmaktadırlar. Hâlbuki bu tarihi bir hatadır, kaş yaparken göz çıkarmaktır. Yasağı sadece yükseköğrenim hakkıyla sınırlandırmak böylesi haksız bir zulmü, açık liselerde, özel kurslarda dershanelerde, yani üniversite dışındaki her yerde meşru hale getirmek demektir. Hatta daha ötesi Anayasal suç kapsamına almak demektir.
Başörtüsü yasağı sadece üniversitelerde değil, eğitim ve çalışma hayatının her alanında en katı şekilde karşımıza çıkan bir haksız uygulamadır. Ülkemizde bunun birçok dramatik örneği görülmektedir. Başörtülü olduğu için hastanelere alınmayan hastalar, mahkeme salonlarından çıkarılan avukatlar, ödül törenlerinde kürsüden indirilen kızlar hatta kimliğinde başörtüsüz resmi bulunmadığı için ehliyet alamayan hanım kardeşlerimiz vardır. Bu zulüm üniversite sınavlarına girişte de uygulanmakta ve kızlarımız başörtülü olduğu için sınava alınmamaktadırlar.
Bu düzenleme böyle yapılınca sınavlarda biri çıkıp “sen giremezsin!” demez mi? Gerekçesini de “Çünkü sen henüz üniversiteli değilsin. Anayasa’daki yeni düzenleme sadece üniversitelileri kapsıyor” demez mi? Yarın bir başka iktidar iş başına gelince Üniversite dışındaki başı kapalı kız ve hanımlarımızı haklarından mahrum ederek “Anayasa’yı uyguluyorum derse” ne diyeceksiniz?
Sizi uyarıyoruz. Yanlış yapıyorsunuz. Bu hatadan bir an evvel vazgeçmenizi tavsiye ediyoruz.
SÖZ DE DİNLEMİYORLAR
Biz bunu söylüyoruz ama AKP ile MHP oturup günlerce başörtüsü pazarlığı yapıyorlar. “Efendim şurada serbest olur ama burada olmaz” diyerek. Hasta olursan serbest ama doktor olursan yasak. Üniversitede öğrenci olursan serbest, öğretmen olursan yasak. Çenenin altından bağlarsan serbest yanından bağlarsan yasak. Ne utanç verici bir tartışmadır bu. Bunlar neyin pazarlığını yapmaktadırlar? İnancın pazarlığı mı olur, hiç.
Örtü bir inançtır ve dinin bir gereğidir. Bunu Diyanet İşleri Başkanlığı Din işleri Kurulu iki defa net bir şekilde kararını açıklamış ve “Başörtüsü dinimizin; kitap, sünnet ve İslâm âlimlerinin ittifakı ile sabit olan kesin emridir. Müslümanların bu emirlere uymaları dini bir vecibedir" demiştir. Diyanet İşleri Başkanımız ise televizyonda açık bir şekilde “başörtüsü dini bir vecibedir” diyerek dinimizin bu konuda ki hükmünü belirtmiştir.
Bunlar ise oturmuş pazarlık yapmaktadırlar. Öğrenciysen bu dini vecibeyi yerine getirebilirsin, ama öğretmensen getiremezsin. Üniversite’de getirebilirsin, ama kamuda getiremezsin. Hizmet alırken getirebilirsin ama hizmet verirken getiremezsin!
ÖNEMLİ İKAZIN TEKRARI
Beyler, başörtüsü dini bir vecibedir, İslam’ın bir emridir. İnanç özgürlüğünün pazarlığı, şartı, şerhi, yasağı olmaz. Haksızlık her yerde haksızlıktır, zulüm her yerde zulümdür. Zorbalık her yerde zorbalıktır. İnanç özgürlüğünün önündeki bütün engeller, bütün yasaklar, hiçbir ayrım gözetmeksiniz mutlaka ve mutlaka kaldırılmalıdır.
Eğer bu yasağı, bu haksız zulmü kaldırma konusunda samimiyseniz Anayasa’nın, 24. Maddesini değiştirin. 24 Madde’nin 1.fıkrasının sonuna” Kimse dini inancından ve inancına uygun kılık ve kıyafetinden dolayı Anayasada açıkça belirtilen haller dışında hiçbir temel haktan mahrum edilemez” ifadesini koyunuz.
Ey AKP’liler. Kimseden korkmayın ve biraz cesur olun. Milli davamız, Kıbrıs üzerinde pazarlık yaparken kimseden korkmuyordunuz? Yabancı askerlerin, bunların silah ve cephanelerinin Türkiye üzerinden hareket edebilmesinin serbest bırakacak olan Tezkereyi Meclis’e getirirken kimseden korkmuyordunuz? Amerikan askerlerine havaalanları ve limanlarımızı açarken kimseden korkmuyordunuz?
O halde milletin haklarını korurken de cesur olun ve korkmayın. Size yüzde 46 gibi bir yüksek oranda rey veren milletimiz, sizden bu cesaret ve kararlılığı beklemektedir.
Uzun yıllar kangren haline gelen başörtüsü zulmü, bu günlerde yoğun bir şekilde tartışılmakta olup milletimiz, en kısa zamanda bu haksız ve zorba uygulamanın bitirilmesini istemektedir.
AKP’nin 5 yıllık iktidarı boyunca görülmüştür ki, halktan aldıkları büyük desteğe rağmen bu konuda milletin vicdanını rahatlatacak bir adım atma cesaretini gösterememiş, bir mehter takımı yürüyüşü gibi “bir ileri iki geri adım atmıştır.” “Toplumsal mutabakat” gibi suni gerekçelere sığınarak sorunun daha da derinleşmesine neden olmuşlardır. Hatta bazı hükümet üyeleri sorunu çözmek bir yana, “başörtüsü yüzde 1.5’un meselesidir” gibi sözlerle milletimizi derinden yaralayan açıklamalarda bulunabilmişlerdir.
Sonra nedir, “siyasi simge” çığlıkları! Beyler bunun siyasi simge olup olmadığına siz karar veremezsiniz. Bunu başı örtülü veya türbanlı (neyse türban) kızlara ve hanımlara sorun. İsterseniz bir anket yapın veya var mısınız bir referandum (halk oylaması) yapalım. İstisnasız bütün kızlarımızdan alacağınız cevap; “ Başımı inancımın gereği olarak örtüyorum” demek olacaktır. Onlar böyle dedikten sonra artık sizin “siyasi simge” demeye hakkınız yoktur.
BAŞÖRTÜSÜ BİR HAKTIR
Üniversitelerde başörtüsünü çözeceğiz sözleriyle yasal düzenlemeler yapmaya kalkışan AKP, şimdi Türkiye’yi yeni ve daha büyük bir hayal kırıklığına sürüklüyor ve büyük bir hata yapıyor. AKP ve MHP tarafından hazırlanan yeni düzenleme, yasağı kaldırmak bir tarafa daha da derinleştirmekte ve içinden çıkılmaz hale getirmektedir.
Çünkü bu düzenlemede tam bir belirsizlik hâkimdir. Meclis Başkanlığı’na sundukları Anayasa değişikliklerinde kılık kıyafet düzenlemesine ilişkin net bir ifade yer almamaktadır. Sadece YÖK kanunu’nun ek 17. Madde’de bu konuda bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Ancak bu maddede Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesine kapı açmaktadır. Değişiklik paketi içerisine konulan YÖK Kanununun Ek.17. maddesi kanunun iptali için fırsat kollayan muhalefet partisinin ekmeğine yağ sürecektir.
Anayasa Mahkemesi 1989 tarihli bir kararında benzer bir düzenlemeyi iptal etmiştir. Elbette bunu temenni etmeyiz ama Anayasa Mahkemesi böyle bir karar verirse bu hükümet yine aynı mazerete sığınacak ve “aslında biz çözmek istiyoruz ama engel oluyorlar” diyecektir. Ve bu haklı mücadelede bir kez daha umutlar boşa çıkmış olacaktır.
HAK, HER KES İÇİNDİR
Öte yandan her şey yolunda gitse bile bu düzenleme milletimizin beklentilerine cevap vermemektedir. Çünkü yasağı sadece yüksek öğrenim hakkıyla sınırlandırmaktadırlar. Hâlbuki bu tarihi bir hatadır, kaş yaparken göz çıkarmaktır. Yasağı sadece yükseköğrenim hakkıyla sınırlandırmak böylesi haksız bir zulmü, açık liselerde, özel kurslarda dershanelerde, yani üniversite dışındaki her yerde meşru hale getirmek demektir. Hatta daha ötesi Anayasal suç kapsamına almak demektir.
Başörtüsü yasağı sadece üniversitelerde değil, eğitim ve çalışma hayatının her alanında en katı şekilde karşımıza çıkan bir haksız uygulamadır. Ülkemizde bunun birçok dramatik örneği görülmektedir. Başörtülü olduğu için hastanelere alınmayan hastalar, mahkeme salonlarından çıkarılan avukatlar, ödül törenlerinde kürsüden indirilen kızlar hatta kimliğinde başörtüsüz resmi bulunmadığı için ehliyet alamayan hanım kardeşlerimiz vardır. Bu zulüm üniversite sınavlarına girişte de uygulanmakta ve kızlarımız başörtülü olduğu için sınava alınmamaktadırlar.
Bu düzenleme böyle yapılınca sınavlarda biri çıkıp “sen giremezsin!” demez mi? Gerekçesini de “Çünkü sen henüz üniversiteli değilsin. Anayasa’daki yeni düzenleme sadece üniversitelileri kapsıyor” demez mi? Yarın bir başka iktidar iş başına gelince Üniversite dışındaki başı kapalı kız ve hanımlarımızı haklarından mahrum ederek “Anayasa’yı uyguluyorum derse” ne diyeceksiniz?
Sizi uyarıyoruz. Yanlış yapıyorsunuz. Bu hatadan bir an evvel vazgeçmenizi tavsiye ediyoruz.
SÖZ DE DİNLEMİYORLAR
Biz bunu söylüyoruz ama AKP ile MHP oturup günlerce başörtüsü pazarlığı yapıyorlar. “Efendim şurada serbest olur ama burada olmaz” diyerek. Hasta olursan serbest ama doktor olursan yasak. Üniversitede öğrenci olursan serbest, öğretmen olursan yasak. Çenenin altından bağlarsan serbest yanından bağlarsan yasak. Ne utanç verici bir tartışmadır bu. Bunlar neyin pazarlığını yapmaktadırlar? İnancın pazarlığı mı olur, hiç.
Örtü bir inançtır ve dinin bir gereğidir. Bunu Diyanet İşleri Başkanlığı Din işleri Kurulu iki defa net bir şekilde kararını açıklamış ve “Başörtüsü dinimizin; kitap, sünnet ve İslâm âlimlerinin ittifakı ile sabit olan kesin emridir. Müslümanların bu emirlere uymaları dini bir vecibedir" demiştir. Diyanet İşleri Başkanımız ise televizyonda açık bir şekilde “başörtüsü dini bir vecibedir” diyerek dinimizin bu konuda ki hükmünü belirtmiştir.
Bunlar ise oturmuş pazarlık yapmaktadırlar. Öğrenciysen bu dini vecibeyi yerine getirebilirsin, ama öğretmensen getiremezsin. Üniversite’de getirebilirsin, ama kamuda getiremezsin. Hizmet alırken getirebilirsin ama hizmet verirken getiremezsin!
ÖNEMLİ İKAZIN TEKRARI
Beyler, başörtüsü dini bir vecibedir, İslam’ın bir emridir. İnanç özgürlüğünün pazarlığı, şartı, şerhi, yasağı olmaz. Haksızlık her yerde haksızlıktır, zulüm her yerde zulümdür. Zorbalık her yerde zorbalıktır. İnanç özgürlüğünün önündeki bütün engeller, bütün yasaklar, hiçbir ayrım gözetmeksiniz mutlaka ve mutlaka kaldırılmalıdır.
Eğer bu yasağı, bu haksız zulmü kaldırma konusunda samimiyseniz Anayasa’nın, 24. Maddesini değiştirin. 24 Madde’nin 1.fıkrasının sonuna” Kimse dini inancından ve inancına uygun kılık ve kıyafetinden dolayı Anayasada açıkça belirtilen haller dışında hiçbir temel haktan mahrum edilemez” ifadesini koyunuz.
Ey AKP’liler. Kimseden korkmayın ve biraz cesur olun. Milli davamız, Kıbrıs üzerinde pazarlık yaparken kimseden korkmuyordunuz? Yabancı askerlerin, bunların silah ve cephanelerinin Türkiye üzerinden hareket edebilmesinin serbest bırakacak olan Tezkereyi Meclis’e getirirken kimseden korkmuyordunuz? Amerikan askerlerine havaalanları ve limanlarımızı açarken kimseden korkmuyordunuz?
O halde milletin haklarını korurken de cesur olun ve korkmayın. Size yüzde 46 gibi bir yüksek oranda rey veren milletimiz, sizden bu cesaret ve kararlılığı beklemektedir.
YEMİNLİ UZMAN TERCÜME Dünyanın her yerinden, her yerine ● Tercüme metnini İnternetten gönderin ● Tercümesini yaparak size iade edelim Nevzat LALELİ – Genel Müdür UZMAN Mühendislik A.Ş - Maltepe, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı 88/1Tel: 0.312.229 47 75–Faks: 230 51 25– GSM: 0.532.275 50 69 ANKARA |
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.