Sabancı suikastinde yollar Ergenekon çıkıyor |
|
ANKARA (27.03.2008)- Derin devlet tartışmalarında öne çıkan Ergenekon örgütünün, Sabancı suikastındaki rolü irdeleniyor. İşçi Partisi'ne yakın Aydınlık Dergisi'nin bürosunda cinayetten önce suikat sanıklarının isminin kaydedildiği ajandanın bulunması, derin devleti yeniden gündeme getirdi. Sabancı suikastin gerçekleştiği dönemde Öcalan, cinayetin derin devletin çeteleri tarafından yapıldığını gündeme getirmişti. Son günlerde derin devlet ile eş anlamlı anılan Ergenekon örgütünün Sabancı suikastı ile bağlantısı olduğunu gösteren deliller de ortaya çıkmaya başladı. Edinilen bilgilere göre İşçi Partisi'ne yakınlığıyla bilinen Aydınlık Dergisi'nin Sultanahmet'teki yönetim binasında 1995 yılına ait bir ajandada, bir yıl sonra gerçekleşecek olan Sabancı suikastına ait izler tespit edildi. Buna göre ajandanın 8 Ocak 1995 tarihli sayfasında, suikastın tetikçisi Mustafa Duyar ile suikastta etkin rol oynadıkları belirtilen Fehriye Erdal ve İsmail Akkol'un isimleri yer alıyordu. Ergenekon bağlantısı nedeniyle "yardım ve yataklık" iddiasıyla tutuklanan Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk'un, ajanda ve yazıların kendisine ait olmadığını öne sürdüğü belirtildi. "Ajandanın özellikle birileri tarafından bu soruşturmada kullanılmak üzere büroya konulduğunu" belirten Bolluk, suçlamaları reddetti. CİNAYET, AJANDADAN BİR YIL SONRA İŞLENDİ 9 Ocak 1996'da Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı Toyota- SA Genel Müdürü Haluk Görgün ve Başkanlık Sekreteri Nilgün Hasefe, DHKP-C üyesi Mustafa Duyar, İsmail Akkol ve Fehriye Erdal tarafından Sabancı Center'ın 25'inci katında öldürülmüşlerdi. Tetikçi Mustafa Duyar, suikasttan bir yıl sonra, ilginç bir şekilde Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği'ne teslim olmuştu. Duyar'ın teslim olmasıyla ilgili olarak da çeşitli iddialar gündeme gelmiş ve o dönemde konunun derin devlet ile bağlantısı sık sık tartışılmıştı. SABANCI AİLESİ NİYE SESSİZ Cinayete ilişkin bazı karanlık bilgiler veren Duyar, tutuklanarak bir süre özel hücrede kaldıktan sonra Afyon cezaevinde kuşkulu bir cinayete kurban gitmişti. Ülkücü niteliğiyle öne çıkan Nuriş lakaplı Karagümrük çetesi tarafından Duyar'ın 15 Şubat 1999 tarihinde öldürülmesi, derin devletin rolünü daha açık hale getirmiş, ancak Sabancı ailesinin de olayın üzerine gitmemesi ve suskun kalması nedeniyle konu kısa sürede kapanmıştı. SANIKLARIN HİÇ BİRİ AÇIK YARGILANAMADI Ciyanet sanıklarından Fehriye Erdal'ın Belçika'da tutuklandıktan sonra Türkiye'ye iadesi için yürütülen hukuki prosedür ise sonuçlanmadı ve Erdal Türkiye'ye getirilemedi. Suikast faillerinden İsmail Akkol'un ise akıbeti hakkında herhangi bir sonuç çıkmadı. Çeşitli iddialara göre Akkol da öldürüldü. Böylece yargılamanın sonuçlanamaması, derin devlete ilişkin kuşkuları gün yüzüne çıkarmıştı. SABANCI "ÇÖZÜM" DEDİ, "DERİN SUİKAST" DEVREYE GİRDİ Çünkü o dönemdeki sabancı cinayeti, Kürt sorununun çözümüne ilişkin sabancı tarafından yapılan çağrılar sonucunda gerçekleşmişti. Sabancı'nın barışçı çözüm çağrılarına çok sert cevap veren dönemin MHP lideri Alpaslan Türkeş, Sakıp Sabancı'yı "çizmeyi aşmakla" tehdit etmiş ve bunun ardından Özdemir Sabancı Toyota- SA Genel Müdürü Haluk Görgün ve Başkanlık Sekreteri Nilgün Hasefe söz konusu cinayete kurban gitmişlerdi. O dönemde asıl hedefin Sakıp Sabancı olduğu konusunda açık görüş birliği oluşmuştu. Bu da cinayetin derin devlet tarafından yapıldığını ispatlayan önemli ipuçlarından biriydi. Sanıkların açık yargılama ile çözülmemesi, kuşkulu ölümleri ya da Türkiye'ye getirilerek itiraflarının sağlıklı bir şekilde alınamaması da derin devlet izlerini güçlendiren unsurlar arasında yer alıyor. DUYAR DEV SOL'A MI SIZDIRILDI? Ayrıca suikastı işleyenlerin, şimdiki ismi DHKP-C olan Dev-sol örgütüne üyelikleri konusunda da şüpheli sonuçlar ortaya çıkmıştı. Mustafa Duyar'ın Dev-Sol üyeliği tartışmalı olarak kendisiyle birlikte mezara gitti. Bazı iddialara göre Duyar Ergenokon tarafından Dev Sol'a sızdırlmış biriydi. EYÜK AŞIK'IN İFADELERİ ANAP eski milletvekili Eyüp Aşık, Mustafa Duyar'ın teslim olmadan önce kendisini aradığını ve "Sabancı Güneydoğu işine el attığı için bize öldürülmesi emri geldi. Binada aslında üç değil dört kişiydik. Olaydan üç gün sonra bizil öldürmeye çalıştılar. Suikastta kullanılan silahları daha sonra bizden aldılar. Bu silahlardan biri Baretta marka olan, Sidat Buçak'ın Susurluk'ta kaza yapan otomobilinden çıkan silahtı ve namlusunu değiştirmişlerdi" dediğini söyledi Eski Adelet Bakanı Şevket Kazan, Duyar'ın devlet adına bazı eylemler yaptığını iddia etmiş ve "Polisle işbirliği yaptığı için önceki örgütten atılmıştı" dedi Ayrıca Fehriye Erdal'ın Susurluk kazasında ölen Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ tarafından Sabancı Center'a yerleştirilmesi ise başka bir derin devlet kuşkusu olarak kayıtlara geçmişti. ÖCALAN: SUİKASTİ ÇETELER YAPTI Cinayetin niteliğine ilişkin o dönemde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Sabancı suikastı derin devlet tarafından yapıldı" şeklindeki açıklamaları da dikkat çekiciydi. 5 Aralık 1997'de Serxwebun dergisinde Öcalan, Sabancı suikastine ilişkin karanlık noktaların olduğunu belirterek şunları söylemişti: ''Bana göre de bir çok belirti bu suikastın sıradan bir suikast olmadığı Dev-Sol'un da işi olmadığı, ben bir kez daha bu görüşümü tekrarlamak zorundayım. Devleti hukuk dışı bir duruma, tümüyle çeteleşmenin yuvası durumuna getirmeleri Sabancı, hatta Koç gibi sermaye çevrelerini de rahatsız ediyor. Tansu Çiller, Koç demiyor, "Boynuzlu sermaye" diyor; işte bu kadar pervasızlaşan çete, Sabancı'nın bir kardeşini de öldürüyor. Vehbi Koç'un oğlu ve Sabancı "yeter" diyor. Yani en üst sermaye bile rahatsız durumdadır. Çünkü Topal cinayetinde görüldüğü gibi hepsinin vurulması devreye giriyor, çete azgınlaşıyor. Sıradan bir Yeşil çetesi bile bir çırpıda on milyon dolar kazanıyor. Bunların el attığı imkanlar artık beş yüz bin marktan aşağı değildir. Bunun devam ettirilmesi devletin daha da yıkılması anlamına gelecektir. Tıpkı Mustafa Kemal'in kuruluş döneminde çete hareketine son vermesi gibi; dikkat edelim Topal Osman'ı, Çerkez Ethem'i kullandı, buna benzer birçok çevreyi kullandı, fakat daha sonra bunları ya kaçırttı ya da idam ettirdi. Milletvekilini TBMM'de katlettirdi, ama sonradan katili de astırdı.'' ANF NEWS AGENCY |
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.