Şems Şeyma Sözcü
HASAN CELAL GÜZEL?
Gaziantep te doğdu. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümünü bitirdikten sonra bürokrasinin çeşitli kademelerinde görev aldı. 38 yaşında Türkiyenin en genç Başbakanlık müsteşarı oldu. Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı görevinde bulundu. 1992 yılında Yeniden Doğuş Partisini kurdu. Kendisini Türkiyenin "sivil itaatsizi" olarak gördüğü 28 Şubat döneminde demokratik duruşu ile hatırlanıyor. O günlerde 10 milyon insanla yüz yüze konuşmuş, 1300e yakın konferans vermiş, ülkenin bir ucundan diğer ucuna mekik dokumuş, tamamen karadan 500 bin kilometre yol yapmış, milyonlarca kişiyle el sıkışmış, enseden çekip öpmüş, konuşmalarından dolayı hakkında 80 kadar dava açılmış. Ve en son hakkında verilen 1 yıllık hapis cezanın beş ayına cezaevinde tamamlamıştır. Post modern darbenin on birinci yılında öyle sözler söyledi ki, Demirel den cuntacılara, darbe heveskarlarından, hükümete, askerden, laikçi elitistlere kadar herkes nasibini aldı.
n 28 Şubatın yoğun antidemokratik dönemini birebir yaşamış bir siyasi olarak genel değerlendirmeniz nedir?
Şimdi pek çok sözümona aydın kesimi kabul etmiyor ama 28 Şubat, tankı, askeri, topu, tüfeği, cuntası cartı, curtu ile resmen bir darbeydi. 28 Şubatta hükümete muhtıra verilir. 18 maddelik kararlar çıkarılır, ama perde arkasına baktığınızda böyle olmadığını görürsünüz. Mesela 28 Şubattan önce şubat başında Sincanda tanklar yürütülmüştür ve ABDyi ziyaret eden Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bire bu sorulduğunda balans ayarı yaptık diye cevap verir. Yine o dönemde yer alan komutanlar daha sonra bülbüller gibi şakımış ve yaptıklarının kanunlara aykırı olduğunu itiraf etmiştir. Suç olduğunu bile bile bunu nasıl meşru iktidara karşı millet iktidarına karşı yapmışlardır itiraf etmişlerdir. Demek ki cebir unsuru da vardır, suçtur bu.
[/color]
n Demokrasi ile iş başına gelen iktidar düşürüldü…
Siyasi iktidar değişmiştir elbette, hemen 12 Eylül gibi hapsetmemişlerdir ama, cumhurbaşkanını da kullanarak Parlamento içi manüplasyon yapıp, Refahyol hükümetini hiçbir şekilde haklı olmayan gerekçelerle düşürmüşlerdir. Yerine başka bir hükümet kurmuşlardır şimdi burada Mesut Yılmaz a cumhurbaşkanının hükümet kurma yetkisi vermesi ardından parlamentoda DYPden bazı kişilerin adeta çalınarak ayrı bir parti kurmaları ve onla koalisyon yapmaları böyle bir "manipülasyon operasyon" olduğunu gösteriyor. Zaten Refahyol hükümeti de istifaya zorlanmıştır. Bu dönem öyle enteresan bir süreç ki; süreçte yargı tamamen baskı altına alınmıştır. Yüksek yargı mensupları, hakimler Genelkurmay başkanlığına çağırılıp onlara brifing verilmiştir. Daha sonra yargı üzerinde bir terör estirilmiş, baskı kurulmuştur. Genelkurmay tarafından verilen talimatla kişiler hakkında dava açılmıştır, ben mesela o kişilerden biriyim. Dini konularda yapılan baskılar icraata da yansımıştır. Hem genelkurmay başkanlığı hem başbakanlıkta tahkik kurumları kurulmuştur.
n 18 maddelik o muhtıradan sadece 8 yıllık kesintisiz eğitim hayata geçti ve yine o günlerin ürünü olan katsayı sorunu hala devam ediyor.
Mesele 8 yıllık eğitim olsun fertler yüksek derecede eğitimini tamamlasın meselesi değildir, kesintisiz kelimesi önemlidir burada, burada entrika var, burada sahtekarlık, yalancılık var. O kesintisiz kelimesinin arkasında bu var. Çünkü bunu yapan jakoben dayatmacılar, zorbalar hiçbir zaman Türkiyenin eğitim seviyesi ile ilgili hiçbir endişeye sahip olmayan bu işi bilmeyen kimselerdir. Bütün maksatları düşman olarak bildikleri Kuran Kursları ve İmam Hatip Okullarını baltalamaktır. Çıkın ortaya açıkça tartışalım eğer İmam Hatip Okulları, Kuran Kursları bu ülkeye zarar getiriyorsa o zaman onları tamamen kapatırsınız. Niye iki yüzlü davranıyorsunuz? Bu uygulama yüzünden sadece imam hatip okulları zarar görmedi ki, mesleki teknik öğretim mahvoldu. Mesleki teknik eğitimdeki geriliğimizi telafi edemiyoruz. Bir eğitimci olarak, eski bir Milli Eğitim Bakanı olarak saçma buluyorum, kötü niyet vardır. Bu memleketin evlatlarının bir kısmına adeta düşmanca davranılmıştır. 28 Şubatçılar eğitim sistemine büyük tahribatlar vermişlerdir. 15 yaşına kadar Kur an okumayı öğrenemeyen biri o yaştan sonra nasıl olur da öğrenebilir. Hele hele nasıl hafız olurlar. İslam inancını yaşayabilmeyi ortadan kaldırmış oluyorlar dolayısı ile anayasaya da aykırıdır.
BASKI YAPARSANIZ TEPKİ ALARSINIZ
[color="#ff0000"]n Başörtüsü yasağında ısrarın gerçek sebebi ne sizce?
Başörtüsü artık gerileşmenin sembolü değil modernleşmenin sembolüdür. Çünkü daha önce muhafazakar aileler kız çocuklarını okullara yollamazlardı, belki imam hatiplere yollar ama üniversite ortamında kızlarının bulunması istemezlerdi. Bu durumda o ailelerin kızları evde oturup koca bekleyen insanlar olurdu. Sosyal ve kültürel hayata hiçbir katkısı olmayan. Dolayısı ile yeni bir sınıf meydana geldi. Bunlar hem dindar inançlarına göre örtünen hem de reel dünyadaki gelişmelere uzak kalmayan insanlar. Şimdiye kadar bu jakoben laikçi kesimde başörtülü kadın deyince işte vardır onların da akrabaları teyzeleri, nineleri kendi işlerinin dışına çıkamayacak evi temizleyecek, dolma pişirecek, örgü örecek üretim sürecinde yok, kültür sürecinde yok. E tabii bu insanlarla bu problemleri yok. Hem başörtü takıp hem üniversite mezunu, doktor, profesör olamaz mı bu kadınlar. Halkta böyle bir yabancılama yok, bu görüntüden rahatsız olanlar aydın geçinen, yarı aydın cahil cühela takımdır. İdare etme hevesinde olanlar o bürokratik oligarşik jakoben yapılanmayı ellerinden bırakmak istemiyor. Bu grup aynı tepkiyi 1960larda da göstermişlerdir, "Ne yani Hasolar, Memolar yönetime mi gelecekler?" demişlerdir. O dönemlerde valinin kaymakamın yanına giremezdiniz o kadar ki, "kasketliler nasıl şeker yer pekmezle yetinsinler" derlerdi. Bugün de aynı durumun değişik bir biçimde yansımasıdır. Sosyal bir hadisedir ve buna alışacaklar muhakkak. Şu unutulmamalı baskı yaparsanız tepkiyi getirirsiniz.
n Halkımız bugün 28 Şubatın mesajını layıkı ile kavradı mı sizce?
Milletimiz kendi iradesine yapılan bu dayatmayı çok iyi anladı. Sokaktaki insan bunun bir darbe olduğunun bilincinde. Milletimiz her zaman darbelere karşı olmuştur, 12 Eylülde "aman şu askerler gelse de huzura kavuşsak" diyenler olmuştur. Fakat askerler geldikten sonra öyle münasebetsiz işler yapmaya başladılar ki, daha sonra gerginlik ortadan kalkınca "bu gerginliği yok etmek madem kolaydı neden kan dökülmeden yapılmadı?" sorusu sorulmaya başlandı. Diğer yandan 28 şubat döneminde başörtüsüne, başörtülü öğrencilere ve dine bakıştan da hiç bir zaman hoşlanmadılar. Aydınlar malesef çifte standartlarını devam ettirdiler. Daha evvel darbe aleyhtarlığı yapanlar bu sefer iş 28 şubata geldiğinde darbe şakşakçılığı yaptılar. 28 şubatta ne yazıktır ki birkaç liberal eski solcu dışında, bütün Atatürkçü, Kemalist, jakoben solcu geçinen o grup 28 şubatı alkışlamışlardır.
DEMİREL BİR SİYASİ MÜNAFIKTIR
n Süreç uzar bin yıl olur diyorlardı…
(Gülüşmeler) Onu söyleyen Sayın Demireldi. Demirel bir siyasi münafıktır bunu elbette dini açıdan söylemiyorum siyasi açıdan söylüyorum. Senelerce hepimizi kandırdı. Başörtüsü üzerinden siyaset yaptı. Bu duyguların oyları ve desteği ile devam etti sonra Cumhurbaşkanı olunca hepsine sırtını döndü. Şimdi de 28 Şubat bin sene devam edecek diyor. Bu şu demek yani bu millet hiçbir zaman kendi iradesini kullanamayacak. Hep oligarşi, azınlık gelecek, Darbeler olacak demeye getiriyor. Asla böyle bir şey olmaz. 28 şubat kafasındaki insanlar elbette vardır ama bu süreç şu an devam etmiyor. Batı Çalışma Grubu kalktı artık silahlı kuvvetleri bu yapılanmalar idare etmiyor böyle bir şey yok. Dolayısı ile 28 şubat hiçbir şekilde devam etmiyor. Etmeyecektir. Bitmiştir.
DARBE HEVESKARLARINI UYARDI...
n Yeni bir darbe yapılması ihtimali sizce var mıdır?
Türkiye de darbe yapmak isteyenler artık şunu iyice düşünmek zorunda. Türkiyede antidemokratik bir irade kurulursa o zaman Türkiyenin bölünmez bütünlüğünü koruyabilmek , Türkiyeyi parçalanmadan tutabilmek zor olur. Başörtüsünü gerekçe göstererek böyle bir müdahale yapanlar bilsinler ki sonunda kendi devletlerini kaybederler. Bunu çok iyi bilmelidirler...
AKP HAZIR MİRASTAN VAZGEÇMELİDİR
n Son olarak Hükümete bir mesajınız var mı?
AKPye gelince bu tür hazır miraslarla uzun müddet gidemezler. Türkiyeyi kucaklamalıdır yoksa eşlerinin başörtülü olması iktidarda uzun süre kalmaları için yeterli olmaz. Bugün AKP iktidarında özlenen demokratik zemin tam anlamı ile sağlanmış değildir. Bunun için çalışmaları yeni reformlar, yeni adımlar atmaları gerekmektedir.
Anadou Gençlik Dergisi - Şubat 2008
--
Tarihine sahip çıkmayanların,istikballeri olmaz.
Yavuz Sultan Selim Diyor ki:
Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslam Birliğini tesis etmek içindir.
Mülk Allah'ındır. Kim Allah'ın yardımı olmadan istediğini elde etmede zafere ulaştığını söylerse, Allah onu kahreder ve aşağı derecelere indirir.
Vükela ve ümeranın süslü elbiseler giymesi, padişahlarına tazimden ileri gelir. Biz Allah'tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki inanca bakar.
Serhat ERDEMLİ
--
3/01/2008 01:53:00 PM tarihinde Serhat ERDEMLİ tarafından TARİHE BAKiŞ adresine gönderildi
--
Tarihine sahip çıkmayanların,istikballeri olmaz.
Yavuz Sultan Selim Diyor ki:
Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslam Birliğini tesis etmek içindir.
Mülk Allah'ındır. Kim Allah'ın yardımı olmadan istediğini elde etmede zafere ulaştığını söylerse, Allah onu kahreder ve aşağı derecelere indirir.
Vükela ve ümeranın süslü elbiseler giymesi, padişahlarına tazimden ileri gelir. Biz Allah'tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki inanca bakar.
Serhat ERDEMLİ
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
HASAN CELAL GÜZEL?
Gaziantep te doğdu. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümünü bitirdikten sonra bürokrasinin çeşitli kademelerinde görev aldı. 38 yaşında Türkiyenin en genç Başbakanlık müsteşarı oldu. Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı görevinde bulundu. 1992 yılında Yeniden Doğuş Partisini kurdu. Kendisini Türkiyenin "sivil itaatsizi" olarak gördüğü 28 Şubat döneminde demokratik duruşu ile hatırlanıyor. O günlerde 10 milyon insanla yüz yüze konuşmuş, 1300e yakın konferans vermiş, ülkenin bir ucundan diğer ucuna mekik dokumuş, tamamen karadan 500 bin kilometre yol yapmış, milyonlarca kişiyle el sıkışmış, enseden çekip öpmüş, konuşmalarından dolayı hakkında 80 kadar dava açılmış. Ve en son hakkında verilen 1 yıllık hapis cezanın beş ayına cezaevinde tamamlamıştır. Post modern darbenin on birinci yılında öyle sözler söyledi ki, Demirel den cuntacılara, darbe heveskarlarından, hükümete, askerden, laikçi elitistlere kadar herkes nasibini aldı.
n 28 Şubatın yoğun antidemokratik dönemini birebir yaşamış bir siyasi olarak genel değerlendirmeniz nedir?
Şimdi pek çok sözümona aydın kesimi kabul etmiyor ama 28 Şubat, tankı, askeri, topu, tüfeği, cuntası cartı, curtu ile resmen bir darbeydi. 28 Şubatta hükümete muhtıra verilir. 18 maddelik kararlar çıkarılır, ama perde arkasına baktığınızda böyle olmadığını görürsünüz. Mesela 28 Şubattan önce şubat başında Sincanda tanklar yürütülmüştür ve ABDyi ziyaret eden Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bire bu sorulduğunda balans ayarı yaptık diye cevap verir. Yine o dönemde yer alan komutanlar daha sonra bülbüller gibi şakımış ve yaptıklarının kanunlara aykırı olduğunu itiraf etmiştir. Suç olduğunu bile bile bunu nasıl meşru iktidara karşı millet iktidarına karşı yapmışlardır itiraf etmişlerdir. Demek ki cebir unsuru da vardır, suçtur bu.
[/color]
n Demokrasi ile iş başına gelen iktidar düşürüldü…
Siyasi iktidar değişmiştir elbette, hemen 12 Eylül gibi hapsetmemişlerdir ama, cumhurbaşkanını da kullanarak Parlamento içi manüplasyon yapıp, Refahyol hükümetini hiçbir şekilde haklı olmayan gerekçelerle düşürmüşlerdir. Yerine başka bir hükümet kurmuşlardır şimdi burada Mesut Yılmaz a cumhurbaşkanının hükümet kurma yetkisi vermesi ardından parlamentoda DYPden bazı kişilerin adeta çalınarak ayrı bir parti kurmaları ve onla koalisyon yapmaları böyle bir "manipülasyon operasyon" olduğunu gösteriyor. Zaten Refahyol hükümeti de istifaya zorlanmıştır. Bu dönem öyle enteresan bir süreç ki; süreçte yargı tamamen baskı altına alınmıştır. Yüksek yargı mensupları, hakimler Genelkurmay başkanlığına çağırılıp onlara brifing verilmiştir. Daha sonra yargı üzerinde bir terör estirilmiş, baskı kurulmuştur. Genelkurmay tarafından verilen talimatla kişiler hakkında dava açılmıştır, ben mesela o kişilerden biriyim. Dini konularda yapılan baskılar icraata da yansımıştır. Hem genelkurmay başkanlığı hem başbakanlıkta tahkik kurumları kurulmuştur.
n 18 maddelik o muhtıradan sadece 8 yıllık kesintisiz eğitim hayata geçti ve yine o günlerin ürünü olan katsayı sorunu hala devam ediyor.
Mesele 8 yıllık eğitim olsun fertler yüksek derecede eğitimini tamamlasın meselesi değildir, kesintisiz kelimesi önemlidir burada, burada entrika var, burada sahtekarlık, yalancılık var. O kesintisiz kelimesinin arkasında bu var. Çünkü bunu yapan jakoben dayatmacılar, zorbalar hiçbir zaman Türkiyenin eğitim seviyesi ile ilgili hiçbir endişeye sahip olmayan bu işi bilmeyen kimselerdir. Bütün maksatları düşman olarak bildikleri Kuran Kursları ve İmam Hatip Okullarını baltalamaktır. Çıkın ortaya açıkça tartışalım eğer İmam Hatip Okulları, Kuran Kursları bu ülkeye zarar getiriyorsa o zaman onları tamamen kapatırsınız. Niye iki yüzlü davranıyorsunuz? Bu uygulama yüzünden sadece imam hatip okulları zarar görmedi ki, mesleki teknik öğretim mahvoldu. Mesleki teknik eğitimdeki geriliğimizi telafi edemiyoruz. Bir eğitimci olarak, eski bir Milli Eğitim Bakanı olarak saçma buluyorum, kötü niyet vardır. Bu memleketin evlatlarının bir kısmına adeta düşmanca davranılmıştır. 28 Şubatçılar eğitim sistemine büyük tahribatlar vermişlerdir. 15 yaşına kadar Kur an okumayı öğrenemeyen biri o yaştan sonra nasıl olur da öğrenebilir. Hele hele nasıl hafız olurlar. İslam inancını yaşayabilmeyi ortadan kaldırmış oluyorlar dolayısı ile anayasaya da aykırıdır.
BASKI YAPARSANIZ TEPKİ ALARSINIZ
[color="#ff0000"]n Başörtüsü yasağında ısrarın gerçek sebebi ne sizce?
Başörtüsü artık gerileşmenin sembolü değil modernleşmenin sembolüdür. Çünkü daha önce muhafazakar aileler kız çocuklarını okullara yollamazlardı, belki imam hatiplere yollar ama üniversite ortamında kızlarının bulunması istemezlerdi. Bu durumda o ailelerin kızları evde oturup koca bekleyen insanlar olurdu. Sosyal ve kültürel hayata hiçbir katkısı olmayan. Dolayısı ile yeni bir sınıf meydana geldi. Bunlar hem dindar inançlarına göre örtünen hem de reel dünyadaki gelişmelere uzak kalmayan insanlar. Şimdiye kadar bu jakoben laikçi kesimde başörtülü kadın deyince işte vardır onların da akrabaları teyzeleri, nineleri kendi işlerinin dışına çıkamayacak evi temizleyecek, dolma pişirecek, örgü örecek üretim sürecinde yok, kültür sürecinde yok. E tabii bu insanlarla bu problemleri yok. Hem başörtü takıp hem üniversite mezunu, doktor, profesör olamaz mı bu kadınlar. Halkta böyle bir yabancılama yok, bu görüntüden rahatsız olanlar aydın geçinen, yarı aydın cahil cühela takımdır. İdare etme hevesinde olanlar o bürokratik oligarşik jakoben yapılanmayı ellerinden bırakmak istemiyor. Bu grup aynı tepkiyi 1960larda da göstermişlerdir, "Ne yani Hasolar, Memolar yönetime mi gelecekler?" demişlerdir. O dönemlerde valinin kaymakamın yanına giremezdiniz o kadar ki, "kasketliler nasıl şeker yer pekmezle yetinsinler" derlerdi. Bugün de aynı durumun değişik bir biçimde yansımasıdır. Sosyal bir hadisedir ve buna alışacaklar muhakkak. Şu unutulmamalı baskı yaparsanız tepkiyi getirirsiniz.
n Halkımız bugün 28 Şubatın mesajını layıkı ile kavradı mı sizce?
Milletimiz kendi iradesine yapılan bu dayatmayı çok iyi anladı. Sokaktaki insan bunun bir darbe olduğunun bilincinde. Milletimiz her zaman darbelere karşı olmuştur, 12 Eylülde "aman şu askerler gelse de huzura kavuşsak" diyenler olmuştur. Fakat askerler geldikten sonra öyle münasebetsiz işler yapmaya başladılar ki, daha sonra gerginlik ortadan kalkınca "bu gerginliği yok etmek madem kolaydı neden kan dökülmeden yapılmadı?" sorusu sorulmaya başlandı. Diğer yandan 28 şubat döneminde başörtüsüne, başörtülü öğrencilere ve dine bakıştan da hiç bir zaman hoşlanmadılar. Aydınlar malesef çifte standartlarını devam ettirdiler. Daha evvel darbe aleyhtarlığı yapanlar bu sefer iş 28 şubata geldiğinde darbe şakşakçılığı yaptılar. 28 şubatta ne yazıktır ki birkaç liberal eski solcu dışında, bütün Atatürkçü, Kemalist, jakoben solcu geçinen o grup 28 şubatı alkışlamışlardır.
DEMİREL BİR SİYASİ MÜNAFIKTIR
n Süreç uzar bin yıl olur diyorlardı…
(Gülüşmeler) Onu söyleyen Sayın Demireldi. Demirel bir siyasi münafıktır bunu elbette dini açıdan söylemiyorum siyasi açıdan söylüyorum. Senelerce hepimizi kandırdı. Başörtüsü üzerinden siyaset yaptı. Bu duyguların oyları ve desteği ile devam etti sonra Cumhurbaşkanı olunca hepsine sırtını döndü. Şimdi de 28 Şubat bin sene devam edecek diyor. Bu şu demek yani bu millet hiçbir zaman kendi iradesini kullanamayacak. Hep oligarşi, azınlık gelecek, Darbeler olacak demeye getiriyor. Asla böyle bir şey olmaz. 28 şubat kafasındaki insanlar elbette vardır ama bu süreç şu an devam etmiyor. Batı Çalışma Grubu kalktı artık silahlı kuvvetleri bu yapılanmalar idare etmiyor böyle bir şey yok. Dolayısı ile 28 şubat hiçbir şekilde devam etmiyor. Etmeyecektir. Bitmiştir.
DARBE HEVESKARLARINI UYARDI...
n Yeni bir darbe yapılması ihtimali sizce var mıdır?
Türkiye de darbe yapmak isteyenler artık şunu iyice düşünmek zorunda. Türkiyede antidemokratik bir irade kurulursa o zaman Türkiyenin bölünmez bütünlüğünü koruyabilmek , Türkiyeyi parçalanmadan tutabilmek zor olur. Başörtüsünü gerekçe göstererek böyle bir müdahale yapanlar bilsinler ki sonunda kendi devletlerini kaybederler. Bunu çok iyi bilmelidirler...
AKP HAZIR MİRASTAN VAZGEÇMELİDİR
n Son olarak Hükümete bir mesajınız var mı?
AKPye gelince bu tür hazır miraslarla uzun müddet gidemezler. Türkiyeyi kucaklamalıdır yoksa eşlerinin başörtülü olması iktidarda uzun süre kalmaları için yeterli olmaz. Bugün AKP iktidarında özlenen demokratik zemin tam anlamı ile sağlanmış değildir. Bunun için çalışmaları yeni reformlar, yeni adımlar atmaları gerekmektedir.
Anadou Gençlik Dergisi - Şubat 2008
--
Tarihine sahip çıkmayanların,istikballeri olmaz.
Yavuz Sultan Selim Diyor ki:
Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslam Birliğini tesis etmek içindir.
Mülk Allah'ındır. Kim Allah'ın yardımı olmadan istediğini elde etmede zafere ulaştığını söylerse, Allah onu kahreder ve aşağı derecelere indirir.
Vükela ve ümeranın süslü elbiseler giymesi, padişahlarına tazimden ileri gelir. Biz Allah'tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki inanca bakar.
Serhat ERDEMLİ
--
3/01/2008 01:53:00 PM tarihinde Serhat ERDEMLİ tarafından TARİHE BAKiŞ adresine gönderildi
--
Tarihine sahip çıkmayanların,istikballeri olmaz.
Yavuz Sultan Selim Diyor ki:
Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslam Birliğini tesis etmek içindir.
Mülk Allah'ındır. Kim Allah'ın yardımı olmadan istediğini elde etmede zafere ulaştığını söylerse, Allah onu kahreder ve aşağı derecelere indirir.
Vükela ve ümeranın süslü elbiseler giymesi, padişahlarına tazimden ileri gelir. Biz Allah'tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki inanca bakar.
Serhat ERDEMLİ
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.