Yazık olmuş 83 seneye

Yazık olmuş 83 seneye
Sistemin, bunca okulları, bunca yayınları, bunca imkânlarına rağmen, yüzde yetmişlik bir seçmen kitlesi, nasıl oluyor da, sistem dışı kalıyor?




namikacikgoz@boyuthaber.com

83 sene önce, yani 1925'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) kapatılırken de aynı gerekçe vardı; şimdi, yani 2008'de de aynı gerekçeyi görüyoruz. 1925'teki kapatma gerekçesi, TCF tüzüğünün 6. maddesindeki, "Partimiz, efkâra ve itikâd-ı diniyeye hürmetkârdır" cümlesi idi. Ne demekti bu? "Partimiz, özgür düşünceye ve dini inançlara saygılıdır." (Ne yazık!... 83 sene öncesinin cümlesini bile anlayamayanlar için sanki başka bir dilden tercüme yapar gibiyiz. 83 yılda, en büyük değişme, sadece dilde olmuş galiba.) Şimdi de aynı durum söz konusu. Yine tıpa tıp aynı gerekçe ile bir parti kapatılmaya çalışılıyor.Kapatılmak istenen parti ile hiçbir ilişkim yoktur. Daha doğrusu, sandık dışında, hiçbir partiye ne sempati ile, ne de antipati ile bakıyorum. Benim sorunum 83 yılda hiçbir şeyin değişmemiş olmasıdır. 83 yıl sonra, aynı gerekçeyle bir partinin kapatılması isteniyorsa, bunda bir yanlışlık vardır. Ya kapatılan yanlış yoldadır; ya kapatmaya çalışan…Tüm dünya değişirken, biz bir arpa boyu yol alamamışız anlaşılan.Komünizmlerin, Faşizmlerin, Nazizmlerin gelip gittiği, 2. Dünya Savaşı'nın yaşanıp dünyanın en küçük hücrelerine kadar değiştiği 20. yüzyılda değişmeyen ve 21. yüzyılda da değişime direnen tek ülke Türkiye kaldı. Sistem, 83 yıl öncesinde donup kalmış. Bunda bir yanlışlık var!...Carlyl, "Her gün değişiyoruz; düşüncelerimizle eserlerimiz nasıl aynı kalabilir?" diye soruyor. Türkiye'yi görseydi, bu soruyu sormazdı herhalde üstad. İstiklâl Mahkemeleri mantığı, 1960'larda, "Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor." sözünde tekrarlanıyor bu zihniyet yargıyı siyasallaştırıyorsa; Yüksek Yargı organı üyesi Tansel Çölaşan, 2008 yılında, "Mendereslerin idamı coşkuyla karşılandı." deyip "ihsas-ı rey" ederek bu halkın büyük bir kısmının karşısında olduğunu ifade edebiliyorsa, bir değil, bin Carlyl olsa kâr etmez. Sistemin, bunca okulları, bunca yayınları, bunca imkânlarına rağmen, yüzde yetmişlik bir seçmen kitlesi, nasıl oluyor da, sistem dışı kalıyor? Buradaki problem, sistem midir, sistem dışı olduğu iddia edilenler midir?Bunda bir yanlışlık sezmiyor musunuz, bir yanlışlık görmüyor musunuz Allah aşkına?...83 yılda, vatandaş ile sistem arasındaki makas gittikçe kapanmalıydı; bizde tam tersi olmuş; makas 83 yıl önceki açıda paslanmış kalmış.Sonuç ne?Halkıyla, diliyle, diniyle, türküsüyle, coğrafyasıyla kavgalı bir sistem!... Çözüm ne?...Madem hâlâ 1925'lerdeyiz ve hâlâ orada durmaktan memnunuz, gelin bir 5 yıl daha geri, 23 Nisan 1920'deki kurucu irâdenin ilk tecelli ettiği güne gidelim ve oradan yeniden başlayalım. Sakarya yerine de, daha eskilerden, binlerce yıl öncesinden Ergenekon'u ikâme ederiz; olur biter. (O günlere döneceksek, "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın. Âkif'in şiirini söylemeye devam edelim" diyeceğim ama ona da Doğu Silahçıoğlu karşı çıkacak. Çık çıkabilirsen işin içinden.) ***Bir fıkra kıyağımArslanla tilki ormanda geziyorlarmış. Arslan, "Ben bir hayvan dövmek istiyorum." demiş. Tilki de, "Olur." demiş ve o sırada yakınlarından geçmekte olan bir tavşanı işaret etmiş. Arslan, "Dövmek için ne bahane bulacağız?" demiş. Tilki, "Bana bırakın." deyip tavşanı çağırmış. Tilki, tavşana, "Senin niye şapkan yok?" demiş ve pata küte girişip rahatlamışlar.Birkaç gün sonra, arslanla tilki dolaşırken, arslan gene hayvan dövmek istediğini söylemiş. Bakmışlar o tavşan gene oralarda. Çağırmışlar ve "Senin niye şapkan yok?" deyip gene dalmışlar. Arslanla tilki bir süre sonra, gezerken arslan gene hayvan dövmek istediğini söylemiş. Etrafa bakmışlar, aynı tavşan oralarda… Çağırmışlar. Tavşan gelirken, arslan, "Gene aynı bahaneyle dövmeyelim; başka bahane bulalım." demiş. Tilki, "Merak etme." demiş ve yanlarına gelen tavşana, "Git bize yoğurt getir." demiş. Tavşan uzaklaşırken arslan, "Ne oluyor?" gibilerinden, tilkiye bakmış. Tilki de, "Merak etme. Kaymaklı yoğurt getirirse, niye kaymaksız getirmedin diye; kaymaksız getirirse, niye kaymaklı getirmedin diye döveriz." demiş. Tam bu sırada tavşan dönmüş ve "Yoğurt kaymaklı mı olsun, kaymaksız mı?" demiş. Yeni bahanesi elinden alınan tilki, o öfkeyle, "Gel lan buraya!... Senin niye şapkan yok!..." deyip gene pata küte dalmış tavşana. Hâsılı, zavallı tavşan, 83 senedir hep aynı bahaneyle dayak yiyip duruyormuş.

--
Söz bitmedi, Umut Yaşıyor!


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.