'Valla billa yapmadım'
moduna geçmiş bir Oramiral
NEVZAT TARHAN
ntarhan@gmail.com
Yasemin Congar'ın yayınladığı 'Yargıya baskı iddiası' gazetecilik başarısı idi. Ancak on gün sonra cevap gelebildi. Her şeyin gizli kalacağı ve bu milletin saf olduğu ön kabulü ile yapılan seri yanlışlar ortaya çıktı.
İttihatçı gelenekten gelen generaller darbeci cumhuriyet döneminin bittiğini demokratik cumhuriyet dönemini başladığını itiraf edemiyorlar. Ancak kalplerine korku girdiği için lafı eğip büküyorlar, kelimelerin arkasına saklanıyorlar.
Harp Akademileri'nde liderlik derslerinde açık ve net olmamayı korkaklığın bir türü olarak öğretirler. Cesur olmayan bir komutan güven vermez ve savaş gücünü yitirir.
'Ya 367 ya darbe' diyenler seçim darbesi ile tornistan ettiler. Kaptan-ı derya Karahanoğlu tornistanı iyi bilir. Eski özgüveni olsaydı 2006'daki gibi gürlerdi.
2006'da Oramiral Yener Karahanoğlu Deniz Harp Okulu'nun açılış töreninde esip gürlemişti. "Ya bu ülkeyi terk edecekler ya da Anadolu denizinde boğulacaklar" sözleri halen hafızalarımızda. Denizde kim boğuldu acaba? 'Valla billa yapmadım' moduna geçmiş bir Oramiral. Yazık çok yazık…
Darbenin gizliliği ve kuralları varmış... Şecaat arz ederken sirkatini söylemek diye herhalde buna denir.
Darbeyi unut Sayın Amiral? Hangi çağda yaşıyorsun? Millete tepeden bakmayı bırak, vatan sevgisi senin tekelinde değil!
Senin gibi düşünmeyenler karşı devrimci değil! Cumhuriyetimiz ergenlik dönemini çoktan bitirdi. Korumacı ebeveyn gibi davranma!
Biraz topluma güven, kafandaki vesayeti kaldır!
İnsanımıza değer ver, ordu evinden dışarı çık, halkın arasında dolaş. Özgüveni ayağa kalkmış Türkiye'ye engel olma.
Her neyse… Son olaylarda çeşitli tuhaflıklar var.
Birincisi E.Dz.K.K.Oramiral Yener Karahanoğlu 'Yazılanların hiç birisinin benimle alakası yok' diyor. Genelkurmay Başkanı ile alakası yok demiyor. Zaten askeri sistemimizi bilenler üstlerin onayı olmadan böyle bir girişim olmayacağını da bilirler. Doğru olan Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi açıklamasıdır, tabii olursa.
İkinci çelişki 27 Nisan e-muhtırasının 367 oylaması arefesinde olmasının bir tesadüfmüş gibi aymazlıkla davranılması, örtülmeye çalışılmasıdır. Bir komutana yakışan şey toplumdan özür dilemektir. Kelimelerin arkasına sığınmak değildir. 28 Şubat brifinglerinde 'yargıçlara uygulanan beyin yıkama' unutulmadı.
Herkesi sağır âlemi de kör mü zannediyorsunuz? Bizim insanımız saf olabilir ama asla aptal değildir. Söyleneni değil söylenmeyeni hissedecek kadar da sağduyu sahibidir. Satır arasını okumasını iyi bilir. Uygulanan psikolojik harekât taktikleri 'Kurtlar Vadisi'ndeki Muro'nun bile makarası oldu.
Üçüncü iddia: Yüksek yargıçlar size karşı direndiler. "Torunlarıma izah edemem dediler." Konuyu sessizce halledemediğiniz için alelacele ve gece internet muhtırası verdiniz. Şimdi de muhtıranın arkasında durmadınız.
Eğer bu iddia doğru ise bu millet kendilerine yöneltilsin diye mi sizin elinize silah verdi! Düşününüz. Hiç asker böyle işi aceleye getirir mi? Ama niyet demokratik ve iyi niyetli olmadığından Allah şaşırtıyor. İnternet muhtırasında yer verdiğiniz çocukların ilahi okumaları, kutlu doğum haftası kutlamaları yine aynı şekilde devam ediyor. Peki neden susuyorsunuz?!
Dördüncü iddia şu: Anayasa Mahkemesi üyeleri aracıların telkinlerine ve internet bildirisine rağmen direndiler. Bundan sonra darbe ile tehdit edildiler. Sayın Tülay Tuğcu'nun ve Sayın Karahanoğlu'nun açıklamaları bu seçeneğin olmadığını gösteriyor.
Beşinci soru işareti asker kökenli Yüksek Mahkeme üyesi yoluyla baskı uygulanması yapıldı görüşüdür. Zaten Sayın Karahanoğlu görüştüğünü inkar etmiyor. Ama ayrıntı da vermiyor.
İnternet muhtırası verecek kadar önemsediğin bir konuda arkadaşın gibi olan bir askeri yargıca ulaklık yaptırmayı ihmal et. Kusura bakmayın buna zekası 50 olanlar bile inanmazlar!
İki türlü baskı vardır. Birincisi negatif baskıdır. Bağırıp çağırma veya silahla, ölümle tehdit etmedir. Diğeri ise güçsüzlerin, korkanların veya karşı tarafı incitmek istemeyenleri yaptığı pozitif baskıdır. Şöyle örnek verebiliriz bir anne çocuğuna yüksek sorumluluk yükler. Başarılı olmalısın, en iyi olmalısın yoksa ailece çok şey kaybedeceğiz derler. Çocuk ağlaya ağlaya gizli öfke ile istenenleri yapmaya çalışır. İlk fırsatta da anne babaya düşman olur. Hem sevgi hem de öfke hissederler.
Bugün yapılanlara baktığımızda 'Laiklik elden gidiyor, Cumhuriyet tehlikede ' gibi dostlara uygulanan pozitif baskı yöntemini gözlemleyebiliyoruz. Bu psikolojik harekât yöntemi yargıya uygulanıyor diyebiliriz.
Ancak yargıçlarımızın laik demokratik cumhuriyete en çok zarar verecek şeyin hukuksuzluk olduğunu bildiklerini bilmek istiyoruz. Pireyi deve yapan psikolojik harekat taktiklerine dikkat edelim!
Askerden gelen telkinlere açık bir yargı sistemi çok ağır bir suçlamadır.
Sayın Büyükanıt keşke darbe geleneğini bitirecek adımlar atabilse!
--
Söz bitmedi, Umut Yaşıyor!
Türkiye 12 Eylül Askeri Darbesiyle beraber farklı bir değişim süreci içine girdi. 1980 yılından itibaren 12 Eylül Askeri yönetiminin İslami bir değişimi benimsediği ve bu doğrultuda Türkiyede ki bazı kesimleri kolladığı ileri sürüldü..Oysaki yaşanan değişim bunun aksini ispatladı..Tüketim kültürünün hakim belirleyen olduğu bir değişim dayatılmaya çalışıldı..Bugün yaşanan budur….Toplumsal doku bugün artık paramparça olmuştur..Türk halkına belli yaşam formları ideal olarak dayatılmaktadır.Belli formların tercih edilmesi halinde ideal bir toplum seviyesine varacağımız hergün medyatik bombardıman altında bize sunulmaya devam ediyor…
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
moduna geçmiş bir Oramiral
NEVZAT TARHAN
ntarhan@gmail.com
Yasemin Congar'ın yayınladığı 'Yargıya baskı iddiası' gazetecilik başarısı idi. Ancak on gün sonra cevap gelebildi. Her şeyin gizli kalacağı ve bu milletin saf olduğu ön kabulü ile yapılan seri yanlışlar ortaya çıktı.
İttihatçı gelenekten gelen generaller darbeci cumhuriyet döneminin bittiğini demokratik cumhuriyet dönemini başladığını itiraf edemiyorlar. Ancak kalplerine korku girdiği için lafı eğip büküyorlar, kelimelerin arkasına saklanıyorlar.
Harp Akademileri'nde liderlik derslerinde açık ve net olmamayı korkaklığın bir türü olarak öğretirler. Cesur olmayan bir komutan güven vermez ve savaş gücünü yitirir.
'Ya 367 ya darbe' diyenler seçim darbesi ile tornistan ettiler. Kaptan-ı derya Karahanoğlu tornistanı iyi bilir. Eski özgüveni olsaydı 2006'daki gibi gürlerdi.
2006'da Oramiral Yener Karahanoğlu Deniz Harp Okulu'nun açılış töreninde esip gürlemişti. "Ya bu ülkeyi terk edecekler ya da Anadolu denizinde boğulacaklar" sözleri halen hafızalarımızda. Denizde kim boğuldu acaba? 'Valla billa yapmadım' moduna geçmiş bir Oramiral. Yazık çok yazık…
Darbenin gizliliği ve kuralları varmış... Şecaat arz ederken sirkatini söylemek diye herhalde buna denir.
Darbeyi unut Sayın Amiral? Hangi çağda yaşıyorsun? Millete tepeden bakmayı bırak, vatan sevgisi senin tekelinde değil!
Senin gibi düşünmeyenler karşı devrimci değil! Cumhuriyetimiz ergenlik dönemini çoktan bitirdi. Korumacı ebeveyn gibi davranma!
Biraz topluma güven, kafandaki vesayeti kaldır!
İnsanımıza değer ver, ordu evinden dışarı çık, halkın arasında dolaş. Özgüveni ayağa kalkmış Türkiye'ye engel olma.
Her neyse… Son olaylarda çeşitli tuhaflıklar var.
Birincisi E.Dz.K.K.Oramiral Yener Karahanoğlu 'Yazılanların hiç birisinin benimle alakası yok' diyor. Genelkurmay Başkanı ile alakası yok demiyor. Zaten askeri sistemimizi bilenler üstlerin onayı olmadan böyle bir girişim olmayacağını da bilirler. Doğru olan Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi açıklamasıdır, tabii olursa.
İkinci çelişki 27 Nisan e-muhtırasının 367 oylaması arefesinde olmasının bir tesadüfmüş gibi aymazlıkla davranılması, örtülmeye çalışılmasıdır. Bir komutana yakışan şey toplumdan özür dilemektir. Kelimelerin arkasına sığınmak değildir. 28 Şubat brifinglerinde 'yargıçlara uygulanan beyin yıkama' unutulmadı.
Herkesi sağır âlemi de kör mü zannediyorsunuz? Bizim insanımız saf olabilir ama asla aptal değildir. Söyleneni değil söylenmeyeni hissedecek kadar da sağduyu sahibidir. Satır arasını okumasını iyi bilir. Uygulanan psikolojik harekât taktikleri 'Kurtlar Vadisi'ndeki Muro'nun bile makarası oldu.
Üçüncü iddia: Yüksek yargıçlar size karşı direndiler. "Torunlarıma izah edemem dediler." Konuyu sessizce halledemediğiniz için alelacele ve gece internet muhtırası verdiniz. Şimdi de muhtıranın arkasında durmadınız.
Eğer bu iddia doğru ise bu millet kendilerine yöneltilsin diye mi sizin elinize silah verdi! Düşününüz. Hiç asker böyle işi aceleye getirir mi? Ama niyet demokratik ve iyi niyetli olmadığından Allah şaşırtıyor. İnternet muhtırasında yer verdiğiniz çocukların ilahi okumaları, kutlu doğum haftası kutlamaları yine aynı şekilde devam ediyor. Peki neden susuyorsunuz?!
Dördüncü iddia şu: Anayasa Mahkemesi üyeleri aracıların telkinlerine ve internet bildirisine rağmen direndiler. Bundan sonra darbe ile tehdit edildiler. Sayın Tülay Tuğcu'nun ve Sayın Karahanoğlu'nun açıklamaları bu seçeneğin olmadığını gösteriyor.
Beşinci soru işareti asker kökenli Yüksek Mahkeme üyesi yoluyla baskı uygulanması yapıldı görüşüdür. Zaten Sayın Karahanoğlu görüştüğünü inkar etmiyor. Ama ayrıntı da vermiyor.
İnternet muhtırası verecek kadar önemsediğin bir konuda arkadaşın gibi olan bir askeri yargıca ulaklık yaptırmayı ihmal et. Kusura bakmayın buna zekası 50 olanlar bile inanmazlar!
İki türlü baskı vardır. Birincisi negatif baskıdır. Bağırıp çağırma veya silahla, ölümle tehdit etmedir. Diğeri ise güçsüzlerin, korkanların veya karşı tarafı incitmek istemeyenleri yaptığı pozitif baskıdır. Şöyle örnek verebiliriz bir anne çocuğuna yüksek sorumluluk yükler. Başarılı olmalısın, en iyi olmalısın yoksa ailece çok şey kaybedeceğiz derler. Çocuk ağlaya ağlaya gizli öfke ile istenenleri yapmaya çalışır. İlk fırsatta da anne babaya düşman olur. Hem sevgi hem de öfke hissederler.
Bugün yapılanlara baktığımızda 'Laiklik elden gidiyor, Cumhuriyet tehlikede ' gibi dostlara uygulanan pozitif baskı yöntemini gözlemleyebiliyoruz. Bu psikolojik harekât yöntemi yargıya uygulanıyor diyebiliriz.
Ancak yargıçlarımızın laik demokratik cumhuriyete en çok zarar verecek şeyin hukuksuzluk olduğunu bildiklerini bilmek istiyoruz. Pireyi deve yapan psikolojik harekat taktiklerine dikkat edelim!
Askerden gelen telkinlere açık bir yargı sistemi çok ağır bir suçlamadır.
Sayın Büyükanıt keşke darbe geleneğini bitirecek adımlar atabilse!
--
Söz bitmedi, Umut Yaşıyor!
Türkiye 12 Eylül Askeri Darbesiyle beraber farklı bir değişim süreci içine girdi. 1980 yılından itibaren 12 Eylül Askeri yönetiminin İslami bir değişimi benimsediği ve bu doğrultuda Türkiyede ki bazı kesimleri kolladığı ileri sürüldü..Oysaki yaşanan değişim bunun aksini ispatladı..Tüketim kültürünün hakim belirleyen olduğu bir değişim dayatılmaya çalışıldı..Bugün yaşanan budur….Toplumsal doku bugün artık paramparça olmuştur..Türk halkına belli yaşam formları ideal olarak dayatılmaktadır.Belli formların tercih edilmesi halinde ideal bir toplum seviyesine varacağımız hergün medyatik bombardıman altında bize sunulmaya devam ediyor…
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.