Sehidimiz Cengiz Topel'in ölüm raporu internette pekcok sitede var ama ben
sitesindekini okudum. Bu sitedeki raporun bile, iskencenin tam boyutlarini anlatmamakta oldugunu gordum. Esirken kendisine reva gorulen iskencelere Ingiliz doktor ve hemsireler bile isyan edince, o hastaneden alinip bir Rum hastanesine goturulmus ve iskence devam etmis!. Kibris'i neredeyse altin tepsi icinde sunmaya calisanlarin bu hakikatleri bilmeleri gerekmiyor mu?!
................................................................................
Erdoğan'a 20 Temmuz Mesajımdır!
Sayın Erdoğan'a Atfen...
Emete GÖZÜGÜZELLİ
(Ayşe KOCATÜRK)
a...@aysekocaturk.com
KKTC'nde 20 Temmuz Mutlu Barış Harekatının 34. Yılı Kutlama Etkinlikleri bu
yıl da coşku ile kutlanacak. Hepimizin bayramı şimdiden kutlu olsun. Her
yıl olduğu üzere bu yıl da Anavatan'dan üst düzey konukları ülkemizde
ağırlayacağız.. Gelecek olan konuklardan biri de TC Başbakanı Recep Tayyip
Erdoğan ve ekibi. Hal böyle olunca Sayın Erdoğan'a bir Kıbrıs Türk genci
olarak bir mesaj yayımlamak istedim. Kendisine mektubum şu şekildedir;
" Sayın Erdoğan,
Bugün 20 Temmuz. Bizim özgürlüğümüze giden Mutlu Barış Harekatı'nın 34'üncü
yıldönümü. Bunu içten ve yürekten kutlayan herkese kutlu olsun. Böylesine
önemli bir günde Ordusuna, Milletine, Devletine ve Dinine aşık olan bir
Kıbrıs Türk genci olarak size söylemek ve sormak istediğim çok sual var.
İşte bu satırlarımı bunun için yazıyorum...
Sayın Erdoğan,
Siz hiç var olan Devletinizin bayrağı, toprağı, milleti ve dinine aşık olmak
nedir bilirmisiniz? Bence bilmiyorsunuz. Neden mi? Çünkü AB'ne gireceksiniz
diye, Kıbrıs'ta kendi öz Devletimizin ortadan kaldırılması için mücadele
veren Haçlı Dünyasının taleplerine "evet" der pozisyonundasınız.
Hal böyleyken, size bir sual sormak istiyorum. Acaba Siz gönderden
bayrağınızın aşağı çekilerek yerine yeni bir bayrak çıkartılmak istenmesi
ihtimalini düşünmenin bile insana ne kadar acı verdiğini bilirmisiniz?
Bilemezsiniz, çünkü siz, KKTC Devleti'nin bayrağının gönderden indirilerek
yerine AB ve Rum bayrağı dalgalandırılmasını destekler konumdasınız. Neden
mi?
Hatırlarsanız, 17 Temmuz gecesinde ülkenizde yurt dışında görevli
Büyükelçiler onuruna verdiğiniz bir yemek vardı. Hani orada Kıbrıs konusuna
da değinerek şu açıklamada bulunmuştunuz; "Yapıcı ve barıştan yana
tutumumuzu bundan böyle de korumaya devam edeceğiz ve bu konuda kararlıyız.
İnşallah bu hafta sonu da çok büyük bir ekiple Kuzey Kıbrıs'ta olacağız ve
orada gerek açılışlar gerekse kutlamalarla Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan
soydaşlarımıza çok daha farklı bir motivasyonu, çok daha farklı bir heyecanı
vereceğiz" dediniz. Sağolun, eksik olmayın, ama benim ülkemin adı "Kuzey
Kıbrıs" olmadığını daha bilmiyorsanız, bunun acısını Kıbrıs Türküne
çektirmeye hakkınız olmadığını söylemek istiyorum!
Sayın Erdoğan,
Kuzey Kıbrıs söylemini kimler kullanmaktadır bilirmisiniz? Sanırım
bilmiyorsunuz. O halde ben size belirteyim; "Kuzey Kıbrıs" söylemi,
Haçlıların ve GKRY'nin kontrol edemediği bölge için kullanılıyor. Yani
tanımadıkları KKTC Devleti için söylenilmektedir. O halde, hadi onlar bizi
yok etmek, Devletimizi ortadan kaldırmak için uğraşırlarken, siz de kalkıp
Anavatanımızın bir Başbakanı olarak bizi "Kuzey Kıbrıs" olarak
tanımlamanızdan ötürü ne kadar içerlediğimi bilmenizi isterim.
Sayın Erdoğan, KKTC gerçek bir olgudur. Yani Bizim Devletimiz var, hem de
öyle bir devletimiz var ki tarihe şanlı bir destan yazarak bu günlere geldi.
İsterseniz size biraz eski tarihi günleri yad edeyim; Biliyorsunuz ki
geçmişte, 1960 Ortaklık Cumhuriyeti kurulduğunda, Rumlar bizimle egemenlik
paylaşımıda bulunmayı asla düşünmemişlerdi. Bunun içindi ki Akritas planı
çerçevesinde 1963 yılından 1974 yılına kadar, ada genelinde milletimiz yok
etmek istediler. Toplu katliamlar yaptılar. Daha 16 günlük Selden Ali Faik
bebeğimizi bile acımadan Muratağa'da toplu mezarlara gömdüler. Ufacık
çocuklarımızın başlarına nacaklarla saldırıp vahşet uyguladılar.
Kadınlarımıza tecavüz ettiler. Yaşlılarımızı yattıkları yatak yorganlarına
sararak diri diri yaktılar...Bizleri aç ve susuz bıraktılar. Tam 11 yıl
gettolarda açık hapishanede yaşamak ve direnmek zorunda kaldık. Çok şükür
Anavatanımız bizi hiç yalnız bırakmadı. Kızılay yardımını eksiltmedi. Sivil
gönderdiği TMT komutanları sayesinde direnişimize güç verdi. Silah gönderdi.
Her an yanımızda oldu. Bu vesile ile 1974 dönemi ve öncesinde, Kıbrıs için
mücadele veren tüm isimsiz kahramanlarımızı da anmak istiyorum. Rahmetli
olanların tümünün ruhu şad olsun...
Sayın Erdoğan,
Bilmem bilirmisiniz ama, 1964 yılında, Rumların Erenköy'e yaptıkları
saldırıda, direnen kahraman Kıbrıs Türküne destek yine Anavatan'dan gelmişti
Hatta İngiltere ve Türkiye'de öğrenim gören birçok gencimiz okullarını
bırakarak vatanları için çarpışmaya gelmişlerdi. İşte bu ortamda
Anavatanımız da artan şiddetli saldırıları neticesinde Rumlara ikaz için jet
uçaklarını gönderip uyarıda bulunmuştu. İşte bu uçaklardan birini kullanan
Cengiz Topel'in uçağı Rumlar tarafından düşürülmüştü. Topel sağ olarak düşen
uçaktan kurtulabilmişti ama, Rumlar tarafından rehin alınmıştı. Sonrası da
ortada...Diri diri işkence edilerek şehit edildi. Bunu size niye anlattım?
Sadece merak ettim, Yzb. Cengiz Topel'e karşı yapılan bu vahşetin ölüm
raporunu hiç okudunuz mu? Böylesine vahşet uygulayan bir millet ile bizi
birleşik Kıbrıs diye yeniden birleştirme gayesi taşımanız ve bu yönde
mücadele veren dış unsurlara destek olmanızdan ötürü sizi kınıyorum. Ben
sıradan bir vatandaşım. Ama atalarım Ergenekon çıkışlıdır. Kökenim Orta
Asya'dır. Biz, Kıbrıs'ta Türk Mukavemet Teşkilatının mücahit ve
mücahidelerinin verdiği gece gündüz direnişi ve Anavatanımın 20 Temmuz
1974'te gerçekleştirdiği Mutlu Barış Harekatı sayesinde vatanımda huzurlu ve
rahatım. Yemeğime etimi koyabilecek, pikniğimi yapabilecek, özgürce bir
yerden bir yere gidebilecek durumdayım. Çok şükür Allahıma. Koskoca
Anavatanımız'ın şanlı ve kahraman Türk ordusu vatan topraklarımızda bizi
bekliyor. Bu huzuru birleşik Kıbrıs siyaseti adına bozmaya çalışmak neden bu
kadar sizi mutlu ediyor?
Sayın Erdoğan,
Tabi ben, yıllarca vatanımda KKTC tanıtılması yönünde siyaset uygulamayan
büyüklerime de kızgınım. Sözde söylemler bu ülkemizin yaşatılması için
yetmez. Geçmişin hatalıları da çok. Ama şimdi siz daha büyük hatalısınız.
Neden mi? Önce başımıza Annan planına evet deyin baskısını getirdiniz. Evet
dedik de ne oldu? Uzlaşır taraf mı olduk? İzolasyonlar mı kalktı? Bilakis
hayır, bu evet yine Rumlara yaradı. Şimdi batı dünyası "Kıbrıs Türkünün
kendi Devletinden vazgeçtiğini" Annan planı referandumunda kabul ettiğini
diyor. "Bu eveti koruyun" diyor. Bize bunun için mi evet baskısı yaptınız?
Bize başka ne naptınız biliyor musunuz? 2003'teki AİHM'in açıkladığı
Loizudu kararını kabul ederek ona 1 milyon euro ödemeyi kabul ettiniz. Bu
kararı kabul ederek mülkiyet konusunu AİHM'e taşıdınız ve konuyu politik
zeminden hukuki zemine soktunuz. Siz Loizudu kararının içeriğini
biliyormuydunuz? Orada bugün benim can ve mal güvenliğimi, namusumu koruyan
Türk askerim, adadaki haklı konumu gözardı edilerek "işgalci" olarak
tanımlanması konusunda yazılan metini kabul ederken hiç mi içiniz sızlamadı?
Bilmem ki acaba raporu okumuş muydunuz? ...
Sayın Erdoğan,
Türk askeri neden adada bulunuyor biliyor musunuz? Bilmiyorsanız Rum ve
Yunan'ın 15 Temmuz darbesini ve adadaki katliamlara bakınız. Peşinizde koşan
adamlarınız size bunları bilgi halinde sunsunlar. Şayet sunmazlarsa ben size
göndereyim. Hadi onlar geçmişte kaldı diye bir laf ederseniz kendi kendinize
ona da verilecek cevabım var, merak etmeyin. Sadece 1974 sonrasından bugüne
kadar olan tüm Rum siyasilerinin demeçlerine bakmanız yeter... Hadi onu da
bir kenara koyun. Malum çok yoğunsunuz. Şunu hatırlayın; Adaya S-300
füzelerini sokmak için kriz yaratan, 1996'da Derinya olayları ile
sınırlarımızı delme girşiminde bulunan, 2003'te kapıların açılması ile ilk
olarak Türk köpeğini sırf Türkün diye sınırda canlı canlı yakan, ardından da
belirli aralıklarda güney'de Türklere saldırılar gerçekleştiren ve "En iyi
Türk ölü Türktür diye Rum milli eğitim sisteminde ve kiliselerinde yemin
içtirilen Rum toplumunun var olan zihniyeti ile bizim nasıl iç içe veya
Rumlarla ortak idarede anlaşabileceğimizi düşünürsünüz? Sizin barış
anlayışınız bumudur?
Sayın Erdoğan,
KKTC Devletinin varlığı, adadaki hem Türk egemenliğinin hemde İslam
dinimizin varlığının yegane simgesidir. Göndere çekilen bayrağımızda bizler
bugün çaylarımıza şekerlerimiz koyabilirken, geçmişte ben bu günleri yaşayım
diye bırakın bir sıcak çayı bir şekeri bile bulamayan atalarımın bana
emanetidir KKTC!
Benim bu topraklarımda Peygamber Efendimizin Halası yatmaktadır. Benim bu
topraklarımda Hayrettin Barbaros'un neferleri yatmaktadır. Benim bu
topraklarımda kahraman TMT'nin verdiği nice şehitler yatmaktadır. Ve benim
bu topraklarımda Anavatanımdan koparak eşini, çoluğunu, çocuğunu, ailesini,
vatan için geride bırakıp gelen nice şehitlerimin kanları ile doludur. Şimdi
size soruyorum; ille de birleşik Kıbrıs diyerek bizi Rumun kucağına atmakla
Kıbrıs davasını çözeceğinizi mi sanıyorsunuz?
Kıbrıs Türkünün Türk hükümetinden beklentisi birleşik Kıbrıs siyasetine
destek vermesi değildir. Bilakis artık tüm dünyaya var olan elçilikleri
kanadıyla TANINMA çağrısında bulunması gerçeğidir. Annan planına evet
dedirtilen Kıbrıs Türkü verilen o kadar söze karşın bugün halen tecrit
altında ezilmeye devam ederken, siz halen hangi yapıcı ve kalıcı barıştan
söz ediyorsunuz?
Sayın Erdoğan,
Adamıza Barış; 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı ile geldi. Adamıza barış,
KKTC Devletinin 15 Kasım 1983'te kurulması ile geldi. Bizler Kuran, Bayrak
üzerine yemin verdik. Kendi iffetimizi korurcasına bu Devletimizi koruyacak
ve yaşatacağız. KKTC'ye gelip de KKTC için sözde mesajlar vermeye gerek yok.
Bizim beklentimiz Tanınmadır! Tanınma, çünkü KKTC, Doğu Akdeniz'deki barış
ve istikrarın yegane varlığıdır. Bilmem bu özel mektubum sizin vicdanınızda
birşeyler uyandırdı mı?...Ne de olsa diğer dünyada her kişi yaptıklarından
ötürü yüce Allah karşısında hesap verecektir. Sakın bu topraklarda yatan
şehitlerimizin daha çok ahını almayın...Yoksa sizi çevrenizdeki adamlarınız
da kurtaramayacak. Çünkü makamlar gelip geçer, büyük olan tek şey; Yüce
Allah'tır. Son olarak size tek sözüm; Bizi Devletimizden yoksun etmek için
uğraşmayın, yoksa ahımız yerde kalmayacaktır..."
18 Temmuz 2008/16:34
__._,_.___
HOS GELLER OLA MUSTAFA KEMAL PASA....
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
................................................................................
Erdoğan'a 20 Temmuz Mesajımdır!
Sayın Erdoğan'a Atfen...
Emete GÖZÜGÜZELLİ
(Ayşe KOCATÜRK)
a...@aysekocaturk.com
KKTC'nde 20 Temmuz Mutlu Barış Harekatının 34. Yılı Kutlama Etkinlikleri bu
yıl da coşku ile kutlanacak. Hepimizin bayramı şimdiden kutlu olsun. Her
yıl olduğu üzere bu yıl da Anavatan'dan üst düzey konukları ülkemizde
ağırlayacağız.. Gelecek olan konuklardan biri de TC Başbakanı Recep Tayyip
Erdoğan ve ekibi. Hal böyle olunca Sayın Erdoğan'a bir Kıbrıs Türk genci
olarak bir mesaj yayımlamak istedim. Kendisine mektubum şu şekildedir;
" Sayın Erdoğan,
Bugün 20 Temmuz. Bizim özgürlüğümüze giden Mutlu Barış Harekatı'nın 34'üncü
yıldönümü. Bunu içten ve yürekten kutlayan herkese kutlu olsun. Böylesine
önemli bir günde Ordusuna, Milletine, Devletine ve Dinine aşık olan bir
Kıbrıs Türk genci olarak size söylemek ve sormak istediğim çok sual var.
İşte bu satırlarımı bunun için yazıyorum...
Sayın Erdoğan,
Siz hiç var olan Devletinizin bayrağı, toprağı, milleti ve dinine aşık olmak
nedir bilirmisiniz? Bence bilmiyorsunuz. Neden mi? Çünkü AB'ne gireceksiniz
diye, Kıbrıs'ta kendi öz Devletimizin ortadan kaldırılması için mücadele
veren Haçlı Dünyasının taleplerine "evet" der pozisyonundasınız.
Hal böyleyken, size bir sual sormak istiyorum. Acaba Siz gönderden
bayrağınızın aşağı çekilerek yerine yeni bir bayrak çıkartılmak istenmesi
ihtimalini düşünmenin bile insana ne kadar acı verdiğini bilirmisiniz?
Bilemezsiniz, çünkü siz, KKTC Devleti'nin bayrağının gönderden indirilerek
yerine AB ve Rum bayrağı dalgalandırılmasını destekler konumdasınız. Neden
mi?
Hatırlarsanız, 17 Temmuz gecesinde ülkenizde yurt dışında görevli
Büyükelçiler onuruna verdiğiniz bir yemek vardı. Hani orada Kıbrıs konusuna
da değinerek şu açıklamada bulunmuştunuz; "Yapıcı ve barıştan yana
tutumumuzu bundan böyle de korumaya devam edeceğiz ve bu konuda kararlıyız.
İnşallah bu hafta sonu da çok büyük bir ekiple Kuzey Kıbrıs'ta olacağız ve
orada gerek açılışlar gerekse kutlamalarla Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan
soydaşlarımıza çok daha farklı bir motivasyonu, çok daha farklı bir heyecanı
vereceğiz" dediniz. Sağolun, eksik olmayın, ama benim ülkemin adı "Kuzey
Kıbrıs" olmadığını daha bilmiyorsanız, bunun acısını Kıbrıs Türküne
çektirmeye hakkınız olmadığını söylemek istiyorum!
Sayın Erdoğan,
Kuzey Kıbrıs söylemini kimler kullanmaktadır bilirmisiniz? Sanırım
bilmiyorsunuz. O halde ben size belirteyim; "Kuzey Kıbrıs" söylemi,
Haçlıların ve GKRY'nin kontrol edemediği bölge için kullanılıyor. Yani
tanımadıkları KKTC Devleti için söylenilmektedir. O halde, hadi onlar bizi
yok etmek, Devletimizi ortadan kaldırmak için uğraşırlarken, siz de kalkıp
Anavatanımızın bir Başbakanı olarak bizi "Kuzey Kıbrıs" olarak
tanımlamanızdan ötürü ne kadar içerlediğimi bilmenizi isterim.
Sayın Erdoğan, KKTC gerçek bir olgudur. Yani Bizim Devletimiz var, hem de
öyle bir devletimiz var ki tarihe şanlı bir destan yazarak bu günlere geldi.
İsterseniz size biraz eski tarihi günleri yad edeyim; Biliyorsunuz ki
geçmişte, 1960 Ortaklık Cumhuriyeti kurulduğunda, Rumlar bizimle egemenlik
paylaşımıda bulunmayı asla düşünmemişlerdi. Bunun içindi ki Akritas planı
çerçevesinde 1963 yılından 1974 yılına kadar, ada genelinde milletimiz yok
etmek istediler. Toplu katliamlar yaptılar. Daha 16 günlük Selden Ali Faik
bebeğimizi bile acımadan Muratağa'da toplu mezarlara gömdüler. Ufacık
çocuklarımızın başlarına nacaklarla saldırıp vahşet uyguladılar.
Kadınlarımıza tecavüz ettiler. Yaşlılarımızı yattıkları yatak yorganlarına
sararak diri diri yaktılar...Bizleri aç ve susuz bıraktılar. Tam 11 yıl
gettolarda açık hapishanede yaşamak ve direnmek zorunda kaldık. Çok şükür
Anavatanımız bizi hiç yalnız bırakmadı. Kızılay yardımını eksiltmedi. Sivil
gönderdiği TMT komutanları sayesinde direnişimize güç verdi. Silah gönderdi.
Her an yanımızda oldu. Bu vesile ile 1974 dönemi ve öncesinde, Kıbrıs için
mücadele veren tüm isimsiz kahramanlarımızı da anmak istiyorum. Rahmetli
olanların tümünün ruhu şad olsun...
Sayın Erdoğan,
Bilmem bilirmisiniz ama, 1964 yılında, Rumların Erenköy'e yaptıkları
saldırıda, direnen kahraman Kıbrıs Türküne destek yine Anavatan'dan gelmişti
Hatta İngiltere ve Türkiye'de öğrenim gören birçok gencimiz okullarını
bırakarak vatanları için çarpışmaya gelmişlerdi. İşte bu ortamda
Anavatanımız da artan şiddetli saldırıları neticesinde Rumlara ikaz için jet
uçaklarını gönderip uyarıda bulunmuştu. İşte bu uçaklardan birini kullanan
Cengiz Topel'in uçağı Rumlar tarafından düşürülmüştü. Topel sağ olarak düşen
uçaktan kurtulabilmişti ama, Rumlar tarafından rehin alınmıştı. Sonrası da
ortada...Diri diri işkence edilerek şehit edildi. Bunu size niye anlattım?
Sadece merak ettim, Yzb. Cengiz Topel'e karşı yapılan bu vahşetin ölüm
raporunu hiç okudunuz mu? Böylesine vahşet uygulayan bir millet ile bizi
birleşik Kıbrıs diye yeniden birleştirme gayesi taşımanız ve bu yönde
mücadele veren dış unsurlara destek olmanızdan ötürü sizi kınıyorum. Ben
sıradan bir vatandaşım. Ama atalarım Ergenekon çıkışlıdır. Kökenim Orta
Asya'dır. Biz, Kıbrıs'ta Türk Mukavemet Teşkilatının mücahit ve
mücahidelerinin verdiği gece gündüz direnişi ve Anavatanımın 20 Temmuz
1974'te gerçekleştirdiği Mutlu Barış Harekatı sayesinde vatanımda huzurlu ve
rahatım. Yemeğime etimi koyabilecek, pikniğimi yapabilecek, özgürce bir
yerden bir yere gidebilecek durumdayım. Çok şükür Allahıma. Koskoca
Anavatanımız'ın şanlı ve kahraman Türk ordusu vatan topraklarımızda bizi
bekliyor. Bu huzuru birleşik Kıbrıs siyaseti adına bozmaya çalışmak neden bu
kadar sizi mutlu ediyor?
Sayın Erdoğan,
Tabi ben, yıllarca vatanımda KKTC tanıtılması yönünde siyaset uygulamayan
büyüklerime de kızgınım. Sözde söylemler bu ülkemizin yaşatılması için
yetmez. Geçmişin hatalıları da çok. Ama şimdi siz daha büyük hatalısınız.
Neden mi? Önce başımıza Annan planına evet deyin baskısını getirdiniz. Evet
dedik de ne oldu? Uzlaşır taraf mı olduk? İzolasyonlar mı kalktı? Bilakis
hayır, bu evet yine Rumlara yaradı. Şimdi batı dünyası "Kıbrıs Türkünün
kendi Devletinden vazgeçtiğini" Annan planı referandumunda kabul ettiğini
diyor. "Bu eveti koruyun" diyor. Bize bunun için mi evet baskısı yaptınız?
Bize başka ne naptınız biliyor musunuz? 2003'teki AİHM'in açıkladığı
Loizudu kararını kabul ederek ona 1 milyon euro ödemeyi kabul ettiniz. Bu
kararı kabul ederek mülkiyet konusunu AİHM'e taşıdınız ve konuyu politik
zeminden hukuki zemine soktunuz. Siz Loizudu kararının içeriğini
biliyormuydunuz? Orada bugün benim can ve mal güvenliğimi, namusumu koruyan
Türk askerim, adadaki haklı konumu gözardı edilerek "işgalci" olarak
tanımlanması konusunda yazılan metini kabul ederken hiç mi içiniz sızlamadı?
Bilmem ki acaba raporu okumuş muydunuz? ...
Sayın Erdoğan,
Türk askeri neden adada bulunuyor biliyor musunuz? Bilmiyorsanız Rum ve
Yunan'ın 15 Temmuz darbesini ve adadaki katliamlara bakınız. Peşinizde koşan
adamlarınız size bunları bilgi halinde sunsunlar. Şayet sunmazlarsa ben size
göndereyim. Hadi onlar geçmişte kaldı diye bir laf ederseniz kendi kendinize
ona da verilecek cevabım var, merak etmeyin. Sadece 1974 sonrasından bugüne
kadar olan tüm Rum siyasilerinin demeçlerine bakmanız yeter... Hadi onu da
bir kenara koyun. Malum çok yoğunsunuz. Şunu hatırlayın; Adaya S-300
füzelerini sokmak için kriz yaratan, 1996'da Derinya olayları ile
sınırlarımızı delme girşiminde bulunan, 2003'te kapıların açılması ile ilk
olarak Türk köpeğini sırf Türkün diye sınırda canlı canlı yakan, ardından da
belirli aralıklarda güney'de Türklere saldırılar gerçekleştiren ve "En iyi
Türk ölü Türktür diye Rum milli eğitim sisteminde ve kiliselerinde yemin
içtirilen Rum toplumunun var olan zihniyeti ile bizim nasıl iç içe veya
Rumlarla ortak idarede anlaşabileceğimizi düşünürsünüz? Sizin barış
anlayışınız bumudur?
Sayın Erdoğan,
KKTC Devletinin varlığı, adadaki hem Türk egemenliğinin hemde İslam
dinimizin varlığının yegane simgesidir. Göndere çekilen bayrağımızda bizler
bugün çaylarımıza şekerlerimiz koyabilirken, geçmişte ben bu günleri yaşayım
diye bırakın bir sıcak çayı bir şekeri bile bulamayan atalarımın bana
emanetidir KKTC!
Benim bu topraklarımda Peygamber Efendimizin Halası yatmaktadır. Benim bu
topraklarımda Hayrettin Barbaros'un neferleri yatmaktadır. Benim bu
topraklarımda kahraman TMT'nin verdiği nice şehitler yatmaktadır. Ve benim
bu topraklarımda Anavatanımdan koparak eşini, çoluğunu, çocuğunu, ailesini,
vatan için geride bırakıp gelen nice şehitlerimin kanları ile doludur. Şimdi
size soruyorum; ille de birleşik Kıbrıs diyerek bizi Rumun kucağına atmakla
Kıbrıs davasını çözeceğinizi mi sanıyorsunuz?
Kıbrıs Türkünün Türk hükümetinden beklentisi birleşik Kıbrıs siyasetine
destek vermesi değildir. Bilakis artık tüm dünyaya var olan elçilikleri
kanadıyla TANINMA çağrısında bulunması gerçeğidir. Annan planına evet
dedirtilen Kıbrıs Türkü verilen o kadar söze karşın bugün halen tecrit
altında ezilmeye devam ederken, siz halen hangi yapıcı ve kalıcı barıştan
söz ediyorsunuz?
Sayın Erdoğan,
Adamıza Barış; 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı ile geldi. Adamıza barış,
KKTC Devletinin 15 Kasım 1983'te kurulması ile geldi. Bizler Kuran, Bayrak
üzerine yemin verdik. Kendi iffetimizi korurcasına bu Devletimizi koruyacak
ve yaşatacağız. KKTC'ye gelip de KKTC için sözde mesajlar vermeye gerek yok.
Bizim beklentimiz Tanınmadır! Tanınma, çünkü KKTC, Doğu Akdeniz'deki barış
ve istikrarın yegane varlığıdır. Bilmem bu özel mektubum sizin vicdanınızda
birşeyler uyandırdı mı?...Ne de olsa diğer dünyada her kişi yaptıklarından
ötürü yüce Allah karşısında hesap verecektir. Sakın bu topraklarda yatan
şehitlerimizin daha çok ahını almayın...Yoksa sizi çevrenizdeki adamlarınız
da kurtaramayacak. Çünkü makamlar gelip geçer, büyük olan tek şey; Yüce
Allah'tır. Son olarak size tek sözüm; Bizi Devletimizden yoksun etmek için
uğraşmayın, yoksa ahımız yerde kalmayacaktır..."
18 Temmuz 2008/16:34
__._,_.___
HOS GELLER OLA MUSTAFA KEMAL PASA....
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.