T a r a f s ı z D e ğ i l i z

[ANADOLU HABER] Re: {liberal-izmirliler.47634} Doğu Perinçek ile beraberim yiyorum içiyorum ++Haham Tuncay'ın 2001 Savcılık İfadesi - 8

İHL'lerin Çilesi Ne Zaman Bitecek
aliaktas@haberdem.com


Ergenekon Operasyonu ve sonucunda hazırlanan iddianame ile ekleri 28 Şubat sürecinin nasıl bir tezgahın ürünü olduğunu ortaya koyuyor. Kalkancıların, Fadimelerin ve sair bir sürü piyonun hangi senaryoların ürünleri oldukları ve ülkenin nasıl bir tezgaha getirildiği bir bir ortaya dökülüyor. Ortaya dökülen cüruf o süreçte mağdur edilen inanan kesimin uğradığı haksızlığı da gün yüzüne çıkartıyor.
Bütün bunlar olurken "28 Şubat sürecinden mağdur olanların itibarlarının iadesi ne zaman sağlanacak?" sorusu zihinlerimizi meşgul ediyor. Siyasi meseleler bir yana bu milletin inançlı evlatlarının en önemli milli davalarından birisi olan İmam Hatip Liselerinin önüne konulan engellerin kalkması beklentilerden birisidir. 28 Şubat ürünü ANAP-DSP-DTP iktidarının ve o iktidarın başbakanı Mesut Yılmaz'ın "siyasi hayatıma mal olsa da çıkacak" dediği "kesintisiz 8 yıllık eğitim kanunu" ile orta kısımları kapatılan İHL'ler iade-i itibar bekliyor.
"Meslek lisesi memleket meselesi" diyerek reklamlar veren Koç Grubunun arayışında olduğu gibi teknik eğitim veren meslek liselerinden mezun ara elaman ihtiyacının hızla arttığı ülkemizde İHL'lerle birlikte mağdur edilen diğer meslek liselerinin itibarının iadesi 5+3 şeklindeki yeni bir sistemle mümkün olacak. Esasen bu iktidardan beklenilen en önemli yeniliklerden birisi de İHL'lerin önünün açılması idi.Ama olmadı. Başaramadılar.
Halbuki 12 Mart 1971 Muhtırası ile o zamanki adı İmam Hatip Okulu olan İHL'lerin orta kısımları kapatıldığında bu süreç 10 yıl sürmemişti. 1974 yılı başında kurulan MSP-CHP Hükümeti 1 ay içerisinde bu meseleyi çözmüş ve İHO'ların orta kısmını açtırmıştı. 1975'de İHL'lere kız öğrencilerin de devamına imkanı tanıyan düzenlemeleri çıkartan Milli Görüş'ün partisi MSP, 1976 yılında ise İHL mezunlarının doğrudan üniversite sınavına girmelerine olanak sağlayan adımı atmıştı.
28 Şubat'ın İHL'nin önünün kesilmesi cinayetinin temelinde hangi korkuların yattığı TÜSİAD tarafından hazırlattırıldığı ifade edilen bir rapora bakınız nasıl yansıdı. 25 Nisan 1997 tarihli Milliyet Gazetesi'nde, "Refah'ın 2005 yılı planı" adlı bir raporu haberleştiren Azer Bortaçina isimli yazar istatistiklere dayanarak Refah Partisinin hangi aşamalarla iktidarı ele geçireceğini topluma korkulu bir rüya şeklinde yaymaya çalışmıştı. "Korku tünelleri" çalıştırılmış ve toplum kutuplaştırılmıştı.
Bu rapora göre: "2005 yılındaki seçimlerde, "Din Eğitimi" veren okul ve kurslardan çıkacak ve RP'ye "oy" verebilecek "ilave" seçmen sayısı 6.5 milyon olacak, 2000 yılında % 34 ile tek başına iktidara gelmesi beklenen RP böylece 2005'de bu sayıyı ikiye katlayıp toplam oyların ortalama % 62'sini alacak ve Anayasa'yı da değiştirerek, Dine dayalı bir devleti çok kolaylıkla kuracaktır. Beş binden fazla olan Kur'an Kursları'ndan, 2005 yılında; 1.5 milyon seçmen, 6-12 yaş gruplarının devam ettiği "Yaz Kur'an Kursları"ndan, 2.milyon seçmen, Akşam Kur'an Kursları'ndan, 745.000 seçmen, toplam olarak; 2005 yılında, sadece "Kur'an Kursları'ndan, 4.245.000 kişi oy verebilecek çağa gelmektedir. Ayrıca; İmam-Hatip Okulları'ndan, 474.000 seçmen, İlahiyat Fakültelerindeki öğrenci, öğretim görevlisi, ve dış ülkelerdeki öğrenci ve Din görevlileri, 135.000 seçmen ve bir kısmı da seçilebilen insan!. Sonuç olarak 2005 yılında Refah Partisi'ne oy verecek insan sayısı en az; 13.344.000 olacaktır."
Bu korkuların temelinde; gelirinin %85'ini faizden elde eden Rantiyeci kesimin olduğunu 28 Şubat sonrasında "tıpkı işgal orduları gibi" toplumu nasıl sömürdüğünü gördükten sonra daha iyi anladık. Bu soygun ve krizler dönemi sonrasında şimdilerde Ergenekon operasyonu ile ortaya dökülen 28 Şubat cürufunun temizlenmesi ancak başta İHL'ler olmak üzere bu süreçten zarar görenlerin itibarlarının iadesi ile mümkün olacaktır. Artık millet "itibar iadesine" yönelik arayışı yüksek sesle ifade etmeli ve demokratik haklarını "bedel ödemeyi göze alarak" savunmalıdır. Birde unutulmamalı ki; bu savunma "bedel ödemeyi göze alan siyasi ve sivil oluşumlar güçlendirilerek yapılabilir.




28 Ağustos 2008 Perşembe 22:55 tarihinde Ali Serdar Bolat <serdarbolat@superonline.com> yazdı:




Haham Tuncay'ın 2001 Savcılık İfadesi - 8


+++++++++++++++++++++++++++++++++

Doğu Perinçek ile beraberim yiyorum içiyorum


Haham Tuncay Güney'in 2001 sorgu tutanağından aynen alıntılıyorum. (Cümle düşüklükleri ve yazım hataları aynen korunmuştur, renkli yerleri ben boyadım):

TUNCAY GÜNEY: ...Veli Komutan o ara Akşam Gazetesine geldi... dedi ki Doğu PERİNÇEK lerle ilişki kuralım Adnan AKFIRAT - Ferit İLSEVER le falan bu arkadaşlara kaynaklar çok akıyor bunlardan yönlendirirsek daha iyi olur dedi ...ben Doğu PERİNÇEK lerle irtibat kurdum
SORGUCU: Nasıl irtibat kurdun?
T.G.: ....Adnan AKFIRAT tan İkibine Dergisinin eski sayılarını alıyordum işte bu haberler nasıl oluyor ben Akşam Gazetesinde çalışıyorum falan diye ama Ferit İLSEVER bizi çözmüştü tanıyordu zaten tanımamazlıktan geliyordu... Veli KÜÇÜK ü Yüzbaşı MİT subayı diye ilk keşfeden Ferit İLSEVER' miş...
Adnan AKFIRAT hep böyle bize malzemeler getiriyordu mesela CIA Güneydoğuda nüfus planlaması yapıyor diye FULLER in hazırlamış olduğu şeyleri verdi... Clinton'un danışmanı Davit Ekoln Yahudi... Abdullah ÖCALAN la başkan Clinton arasında mektup getiren adamdı... o adamın tutmuş olduğu fikrist raporu vardı... Clinton'a verdiği raporun orijinal fotokopisini verdi... Diyeceksiniz ki bana bu raporları kendileri düzmüş olamazlar mı... buna cevap vereceğim tırnak içerisinde... Akşam Gazetesinde Amerika hakkında yayınlamış olduğum hiçbir haberimde tekzip yemedim, hiçbir açıklamam veya gazetemden dolayı dava açılmadı. Marc GROSSMAN sorgu tutanağı da yine çok güzel bir haberdi.
...
ben Doğu PERİNÇEK le beraberim yiyorum içiyorum
...
hala daha Doğu PERİNÇEK le beraberim
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Demek ki neymiş:
Haham Tuncay o dönemde Akşam gazetesi çalışanı olduğu için, gazetede çarpıcı haberler çıkmasının tiraj için iyi olacağını düşünen yönetim Tuncay'ı Aydınlıkçılara yollamış. O da Aydınlık'ın öncülü olan "2000'e Doğru" nun eski sayılarını alma bahanesi ile ve Akşam gazetesi çalışanı kimliği ile Aydınlıkçılara gitmiş, onlardan bazı haberler alıp gazetede basmışlar. O haberler hep doğru olacak ki, hiç tekzip yememişler, yani Aydınlıkçıların verdiği tüm haberler doğru çıkmış.
E, ne var bunda diyeceksiniz.
Üç beş defa Aydınlıkçılara gidip geldi, Akfırat ve İlsever'i gördü ya hazret, onlarla akraba oluverdi.
-ben Doğu PERİNÇEK le beraberim yiyorum içiyorum
-hala daha Doğu PERİNÇEK le beraberim
diye konuştuğuna bakılacak olursa, halüsinasyonlar görmeye başladı.
Kazara İngiltere'ye gidip sarayı uzaktan görse, dönüşünde anlatacak:
-Kraliçe ile sofraya oturdum... hala arkadaşız...
Deli galiba...

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++






--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.