Dostlar merhaba;
Adet mi oldu nedir,durup durup bir yerlerde(n) aşağıdaki gibi sorular üretilip,devreye alınır haniyse!Psikolojik harp unsurlarına bilmeden de olsa alet olabilir bugünün insanı.
Sevgili ANADOLU HABER--FURKAN HABER...
Açıkca ifade edeyim,ben eski bir solcuyum,hatta komünizme de göz kırpmış bir insanım.Bugün açık yüreklilikle diyebilirim ki,büyük ve kutlu İSLAM MÜCAHİDİ ""EBUZER'i" okuduktan sonra ((dr ali şeriati,yayınevini unuttum)) mevcut haldeki kabahatlerimiz çok ama çok fazla.
Bir kere insan, kim--nasıl--ne şekilde DERSE desin, sınırları olan bir varlıktır.En basitiyle kavrayalım;bir kere İNSAN, ÖLÜMLÜDÜR.Sınırları olan,""biyolojik" anlamda başı ve sonu olan bir varlıksallık,nasıl olur da ""aşağıdaki" soruları sorar!Fantazi anlamda,salt bir beyin fırtınası oluşturalım muradıyla olabilir,ŞAHSEN cevaz verebilirim.Nedir ki düşünmekten,düşünceden korkmamak gerektir.
Kitap buyurmuyor mu,""neden tefekkür etmezsiniz" biçiminde...
1--EFENDİM, MADDE EZELİDİR önermesini düşünelim...
Hal böyleyse ""ezeli" olan bir varlık nasıl oluyor da ölüyor,ölebiliyor!
2--Efendim besin zinciri,protein zinciri,biyolojinin karmaşılığı vs bu sürekliliği sağlıyor da ondan.
3--Madem ""madde"" ezelidir,o halde İLK HALİNE AİT bir örnekleme vs var mıdır,varsa nedir bu,neye benzer,yosun mudur,kaya mıdır,süngersi midir!
4--MADDE EZELİDİR,önermesi ile, alemlerin RABBİ ile ilgili ,insan üretimi zihni süreçler,yani doğmamıştır--doğurmamıştır şeklinde lineer ve doğru olan zihni yürüyüş,görünüşte aynı şey değil midir!
O halde kaba MADDECİLER,biz inançlı olanların ALEMLERİN RABBİ inancını eleştirir ve yok sayarken,KENDİLERİ, BİR BAŞKA ""rabbin"" madde şeklinde karikatürleştirilmiş haline biat etmiş olmuyorlar mı!
El cevap : evet...
ÖRNEĞİN:
Bir bilim insanı gerçekten ""bilim insanı"" ise,evvelde hiçbir ideolojik önermenin ((postülanın)),gür de olsa bir işaret fişeğinin ardına sığınıp da bilim yapmaz.Onun vazifesi evvel gerçeği sonra da gücü yetiyorsa hakikatı aramak ve bulmaktır.
MALÛM :
gerçek madde planındadır hakikat ise manâ planındadır.
AMAÇ tartışmasız ""üzüm yemek"" olmalıdır,bağcıyı dövmek değil.
Bu anlamda prf ali demirsoy,alaaddin şenel ve benzerleri gibi ""hocaların"" akıllarını,fikirlerini,zihni mesailerini habire ""olumsuzlamaya"" takmış olmaların ibretle izlemeye çalışıyorum.
SON KERTEDE...
Biz sınırlı varlıkların evvel emirdeki ""biricik"" görevi, ""varoluştan//yaradılışdan"" doğan varlıksallığımızın NİHAİ amaç--murad--menzil--vazife vs lerinin tekil ya da çoğul bazda NE OLDUĞUNU ANLAMAK,BULMAK ve anlamlandırmaktan başkaca da birşey değildir.
Kaldı ki tekil bazda olsa bile tüm kainatı çevreleyebilen//ihata eden bir tekde ÇOĞULLUK manzumesi ile karşılaşılması zorunludur gören--anlayan--tefekkür eden akıllara...
sevgi ve saygıyla
hüseyin sungur
tarsuslu
Date: Fri, 22 Aug 2008 12:38:58 +0300
From: furkanhaber@gmail.com
To: furkanhaber@gmail.com
Subject: [ANADOLU HABER] Allah kâinatı yaratmadan önce ne yapıyordu?
Allah kâinatı yaratmadan önce ne yapıyordu?
http://www.furkanhaber.com/haber_detay.asp?haberID=2055
Sistemi dizayn eden sistemin kanunlarına tabi değildir!
Rabbimiz hakkında bu ve buna benzer mantıksal bir doğruya oturmayan pek çok sorular üretilmekte. "Allah, kaldıramayacağı taşı yaratabilir mi?", "Allah'ın canı sıkılmıyor mu?", "Her şeyi Allah yarattı. Peki Allah'ı kim yarattı".. vs. Bu tür sorulara uzun uzun cevaplar yazma yerine Berk Uncu Bey'in kaleme aldığı şu örnekle meseleyi anlamaya çalışalım:
Bilgisayar içindeki bir entegre diğer entegreye soruyor: "Ben 3 voltla çalışıyorum. Sen kaç voltla çalışıyorsun?" Diğer entegre: "Benim voltajım 2,8" diyor. İkisi beraber merak ediyorlar: "Acaba bizi dizayn eden mühendis kaç voltla çalışıyor?" diye.
Halbuki bilgisayar denilen sistemi yapanın, o sistemin dışında olması, dizayn ettiği sistemin kurallarıyla kendisinin bağlı olmaması, kendisinin tamamen o sistemin dışında bulunması ve o sisteme hükmedebilmesi gerekir. Entegrelerin aralarında konuşup, dizayn edicilerini de kendi tabi oldukları "bir elektrik akımıyla çalışma kanunu" na tabi kılmaları mantıklı ve mümkün değildir.
Sistemi dizayn eden, sisteme koyduğu kanuna, kendisi mahkum değildir. İlaveten sistemin içinde, o sistemin kanunlarına tabi olarak yaşayanlar, eğer başka sistemlerle tanışmamışlarsa, başka kanunları anlamakta zorlanırlar. Hatta daha doğrusu anlayamazlar. Mesela entegre devreler sadece elektrik akımıyla çalışmayı anlayabilirler. Kimyasal enerji, nükleer enerji gibi sahaların kanunlarını belki hiç anlayamazlar. Onların anladıkları sınır, dizayn edici mühendisin çizdiği sınırdır.
ALLAH, KANUNLARA TABİ DEĞİLDİR
İşte "yaratılmış olmak" da bizim içinde yaşadığımız bu âlemin bir kanunudur. Tâbî olduğumuz kanunlarından biridir. Bu âlem içinde her kim yaşıyorsa "yaratılmış"tır. Şimdi bu âlemin kanunlarına tabi olarak, içinde yaşayan birisi olarak, bizim kalkıp Yaratıcımızı bu alemin kanunlarına tabi kılmak gibi "acaba bizi Yaratanı kim yarattı?" diye sormamız yukarıdaki entegrelerin kendi aralarında konuşma misaline benzer. Yine buna benzer yukarıda da ifade ettiğimiz gibi anlamsız sorular ortalıkta çok dolaşır. Bu tip sorular, sistemin yapıcısını sistemin içine sokma, sistemin kurallarına tabi kılma uğraşısıdır.
Mesela "Allah kaldıramayacağı kadar büyük bir taş yaratabilir mi?" (haşa) yine böyle anlamsız bir sorudur. Bu anlamsız soru, sistemin kanunlarından birisi olan çekim kanununa, o kanunu yaratan Allah'ı tabi kılmaya uğraşır. Yani yerçekimi kanununu Yaratanı, yine bu kanunun mahkumu gibi görmek yanlışına düşülür. İçinde yaşadığımız sistemin/âlemin tamamen biz içinde yaşayanları bağladığını, Allah'ın ise, bu kanunlara tabi olmadığını bilmek lazım.
Bunu bilmekle kalmayıp, içinde yaşadığımız sistemi dizayn eden Allah'ın mahiyetinin ne olduğunu tam olarak anlayamayacağımızı da bilmemiz lazım. Gayret gösterelim ama anlama sınırımızın, ancak âlemin dizayneri olan Allah'ın, bizim için çizdiği sınır kadar olduğunun farkına varalım.
http://www.furkanhaber.com/haber_detay.asp?haberID=2055
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.