AB’DE DERİN DEVLET
Yılmaz Dikbaş
Yılmaz Dikbaş
Avrupa Birliği’nin hükümet konumundaki kurumunun adı, Avrupa Komisyonu’dur. Avrupa Komisyonu, seçilmişlerden değil, atanmışlardan oluşmaktadır.AB’de yasaları, Avrupa Komisyonu yapar. Yani AB’de yasaları yapan organ, seçilmişlerden değil, atanmışlardan oluşmaktadır. Yasaları, seçilmişlerin değil de atanmışların yaptığı rejimin adı, demokrasi olamaz! Bu nedenle, AB demokratik bir kuruluş değildir.Türkiye’deki demokrasi bülbülleri, bu konuya kıyısından köşesinden bile değinmemektedirler. AB’nin elbette bir parlamentosu vardır. Ancak Avrupa Parlamentosundaki parlamenterler, yasa tasarısı sunamazlar! Sadece önlerine gelen yasa tasarılarına evet, ya da hayır deme hakları vardır. Hayır, dediklerine pek rastlanmamıştır. Yüksek aylıklarını ve ödenekleri ceplerine indirip, demokrasi mankenliği yaparlar!2006’dan beri Avrupa Parlamentosu’nda bağımsız İngiliz parlamenter olarak görev yapan Ashley Mote, Ocak 2008’de çok sarsıcı bir açıklamada bulundu. Avrupa Komisyonu’nun kurmuş olduğu 3,000 (üç bin) gizli komisyonun, Avrupa Parlamentosu’na ve üye devletlerin meclislerine ve hükümetlerine sızmış olduğunu duyurdu.Çok büyük siyasi güce sahip olan bu gizli komisyonlar, üye devletlerdeki hükümetlerin yerlerini almışlardır. AB’de artık kararları ulusal hükümetler değil, bu gizli komisyonlar vermektedir!AB’nin kurnaz mimar ve yöneticileri, her zaman kaleyi içten ele geçirme yöntemini uygulamışlardır. Ulusal kurumları yerlerinde bırakmış, ama bunları içten ele geçirmişlerdir. Böylece Brüksel’de alınan AB kararları, Avrupa halklarının olan bitenden haberi olmadan uygulanmıştır. Çarpıcı gerçek şudur: AB ülkelerinde 3,000 gizli komisyondan oluşan ‘derin devlet’ her konuda dizginleri elinde tutmaktadır.Derin Devlet’in nasıl işlediğini göstermek için, küçük bir örnek verelim. AB’nin Ortak Tarım Politikası gereğince, Yunanlı zeytin üreticilerine parasal destek verilmektedir. Ancak bu desteğin denetimi bağımsız bir organ tarafından değil, Yunan hükümeti tarafından yapılmaktadır. Yunan hükümetinin içine de AB’nin derin devleti sızmış olduğundan, parasal desteği verenle denetleyenler aynı örgütün elemanları olmaktadır. Bu sistem, AB’de yaşanan büyük çaplı yolsuzluklara ve vurgunlara yol açmaktadır. Bu durum yalnız Yunanistan için değil, başta İtalya ve İspanya olmak üzere AB’nin tüm ülkeleri için de geçerlidir.Avrupa Birliği’nin faşist bir kuruluş olduğunu söyleyenler, AB’deki derin devletinin işleyişiyle, eski Sovyetler Birliği’ndeki sistemin işleyişi arasında benzerlikler olduğunu ortaya koymaktadırlar.Türkiye’de bir ‘derin devlet’in varlığını dillerinden düşürmeyenlerin, bir gün olsun AB’deki derin devletten söz ettiğine tanık oldunuz mu?Başbakan, Dışişleri Bakanı ve Baş Müzakereci Ali Babacan, AKP hükümetinin tüm bakanları, TBMM’deki tüm AKP’li milletvekilleri, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP’nin ağır topları olarak bilinen Şükrü Elekdağ, Onur Öymen ve tüm CHP milletvekilleri, tüm MHP milletvekilleri, kısaca TBMM’de bulunan milletvekillerinin hepsi, Avrupa Birliği konusunda halkımızı aldatmakta, kandırmakta, düpedüz yalan söylemektedirler.Ne yazık ki; işçi sendikaları, medya, üniversiteler ve medyanın tamamına yakını da bu yalancılar kervanına katılmaktadırlar.Daha da acısı, Şanlı Türk Ordusu’nun yüksek komutanlarının da AB yanlısı olmalarıdır! AB yanlısı olmak demek, Ulusal Egemenliğimizi, faşist AB’ye devretmek demektir!Onurlu ve şerefli yaşamayı temel ilke edinmiş olan Türk Ulusu, kimler dayatırsa dayatsın, hiçbir koşulda AB Mandasını asla kabul etmeyecektir!10 Ağustos 2008 mhtml:{FA7E1FBD-4335-4B29-B416-FE7E0008D599}mid://00008765/!x-usc:mailto: dikbas@kalinka.com.tr
0532-233 31 52
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.