RECEP TAYYİP' İN TASFİYE OPERASYONU

RECEP TAYYİP' İN TASFİYE OPERASYONU Türkiye ekonomisi , 12 Eylül Darbesiyle başlayan süreçte giderek gelişmesini sürdüren Globalizm' e ilişiklendirilmişti. Türkiye' de o tarihten itibaren sanki akıl değişti. Dünyada bilginin çok kıymetli olduğu bir dönem yaşanırken, Ve Türkiye' de ancak bir avuç insana bilginin yolu açılıyor diğer çoğunluğa bilgiyle terbiye edilmemiş duygu dünyası hazırlanıyordu. İnsanlar ekonomik olarak tüketici yapılırken , akılla tanışmamış dini duygular en üst seviyede prim yaptı. ABD nin bölge, AB nin pazar ve Türk Sermayesinin geleceğini kurtarma çıkarları ; onları işbirliğine soktu. Artık ekonomik alt yapısı oluşturulmuş Türkiye muhtelif uluslararası uyum yasalarıyla nihai olarak Globalizme bağlanmalıydı. 2002 seçimleriyle iktidara gelen Tayyip Erdoğan bu amaçlar için anonim desteği sağlamış bulunuyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan iktidarının ilk döneminde ABD, AB ve Türk Sermaye sınıfı çıkarları doğrultusunda elhak mükemmel bir başarı gösterdi. Ne ki Tayyip Erdoğan'ın kalibresi, bir kesim için siyaset sahnesine düştüğü andan itibaren biliniyordu. O nedenle hep şüphe altında kaldı. Atatürkçü kesim; yani yargı, CHP ve ordu, Tayyip Erdoğan' ın takiyye içinde olduğuna inandı. Devlet içinde çok büyük bir kadrolaşma, bir çok uygulamada laiklik dışı söylem ve edimler ve niceleri bu kesimin haklılığına işaret ediyordu. Bir çok uyum yasası çıkarıldı. AB ile müzakerelerden her kesim memnundu. ABD nin bölge çıkarları için Türkiye iyi bir partnerdi. Türkiye sermayesi kazancına kazanç ekliyordu. Başbakan aldığı anonim desteği, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde de sürdürmeyi başarmıştı. Tek başına iktidar olarak, seçim gecesi yaptığı konuşma ile herkesi temsil edeceğini söylemesi bütün çevreleri memnun etti. Fakat Cumhurbaşkanı seçiminde gösterdiği uzlaşmaz tutum, aniden Türkiye ipinin gerilmesine neden oldu. Türkiye' nin içine tam girmiş olduğu Global Ekonomiye uygun bir Anayasa ihtiyacı ve ihtiyaç karşısında AKP nin uzlaşmaz tutumu , AB ilişkilerinde zayıflama ve açığa çıkan islami devlet kurma ütopyası ve bozulan ekonomik göstergeler; AKP nin sorgulanmasına neden oldu. Anayasa Mahkemesi, AKP ni Laiklik karşıtı söylem ve edimlerin odağı olmak suçuyla hükmetti. Atatürkçü kesim; yargı, CHP, ordu haklı çıkmıştı. Peki ya Türkiye Sermayesi ? Geleneksel tavrıyla batıya yönelmiş TUSİAD ve TÜRKKONFED çatısı altında organize olan sermaye son gelişmelerle şu tesbitleri yapmakta gecikmedi. - Türkiye'nin mutlaka bir yeni Anayasa ihtiyacı vardır. - AKP , Anayasa Mahkemesince hüküm giymiştir. - Başbakan seçimlerde aldığı oy ile uzlaşmaz tutumunu pekiştirmiştir. - AKP, AB entegrasyonumuz meselesinde asla samimi değildir. - Başbakanın bundan böyle uygulamaları sadece ütopyasındaki Türkiye için olacaktır. Diğer bir faktör ise İslami Sermaye kesimiydi. İslami Sermaye, Fethullah Gülen cemaatinin alt yapısından başlayarak TUSKON ( Türkiye İş Adamları ve Sanayicileri Konfederasyonu) Konfederal yapıyı ve MUSİAD çatısında organize olmuşlardı. Yerel ve merkezi yönetimin tüm imkanlarını kullanıyorlardı, Özelleştirmelerle zenginleşiyorlardı. Neoliberal, küreselleşme piyasacısı ve özelleştirmeciydiler. Fethullah Gülen' in izinden giderek Avrasya' ya ve Afrika' ya gidiyor ve sermayelerini yayıyorlardı. TOKİ, özelleştirmeler, enerji lisanslarıyla bu çevreden olmayan sermayedarları da yanlarına alarak serpiliyorlardı. Körfez ülkeleri takviyeleriyle de acaip büyüyorlardı. Ve tek bir şeye inanıyorlardı; " Sermayeleri ve her türlü birikimleri İslamlaşma Projelerine hizmet içindir! " Bu tesbit ne Laik Cumhuriyet' in ne ABD nin ne de AB nin işine gelemezdi. Başbakan' ın sadece Türkiye' ye değil dünyaya da takiyye yaptığı anlaşılmıştı. Deniz Feneri olayında Alman Mahkemesi tam bu esnada karar verdi. Deniz Feneri olayının, kökünün Türkiye' de olduğu, din ve vicdan sömürüsüyle toplanan bağışların Türkiye' de siyasal ve sosyal amaçla kullanımına yöneldiği belirtildi. AB üyesi Almanya' nın bağımsız yargısının bir mahkemesi, AB nin ortasında AKP yi töhmet altında bıraktı. Önce Türkiye Anayasa Mahkemesi kararı sonra AB Almanya' sının bir mahkemesinin kararı! Tayyip Erdoğan yalnızlaştırılıyordu. Bugün Türkiye, Tayyip Erdoğan' ın uzlaşmaz tavrı ve üzerindeki yoğun polemikler nedeniyle kilitlenmiş durumdadır. Aydın Doğan, mensubu olduğu sermayenin kendine yüklediği misyon içindedir. İslami misyon ise hem Türkiye' de hem de dünyada açığa çıkmıştır. Ne ki, sermaye sermayedir. Şimdi kilidin açılabilmesi için yani uzlaşma gereği adına ve demokratik kurallar geçerli olmak kaydıyla sadece bir son görülmektedir; " Tayyip Erdoğan ve çevresi tasfiye edilecektir. " Uzlaşma sağlanacak ve dünyanın beklediği Türkiye' nin ve Türk Halkının yarınlarını belirleyecek yeni Anayasa yapılacaktır. Tayyip Erdoğan, yeni bir uzlaşmanın bahsi dahi olmayacaktır. Demokratik uzlaşma sağlanıncaya kadar, Tayyip Erdoğan bağıra bağıra bir hoş olacaktır. Bir hoş !

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.