Bugün bu baskı politikalarının belki minimuma indiği (AMA hâlâ sürdüğü) bir dönemde yaşıyoruz, geçen gün sohbet sırasında geçen bir mini örneği aktarayım. İstanbul'da sağda solda polis çevirmeleri yapılıyor. Bu çevirmelerde polisler beni hiç durdurmuyor AMA dış görünüş itibarıyla Kürte benzeyen herkes durduruluyor, üstelik bunların bir bölümü de sıradan Kürtler oluyorlar.
Ve o durdurulan sıradan Kürtler, sırf Kürde benzedikleri için durdurulduklarını, işlemlerinin de Kürt oldukları için uzadığını düşünüyorlar. Polisin neyi neden yaptığı önemli değil, önemli olan sıradan Kürdün bunu böyle algılaması.
İşte sırf bu algılama bile dağa çıkışların durdurulamamasında bir etken.
***
Ben sahiden Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un olabilecek en anlamlı soruyu sorduğunu düşünüyorum: Dağa çıkışları durdurmak...
Peki nasıl durduracağız? Bu soruya cevap bulmak için önce 'Neden bu çocuklar ucunda ölüm olduğunu bile bile dağa çıkıyorlar?' sorusuna cevap bulmalıyız.
Maalesef bizim akademyamız iş konuşmaya gelince mangalda kül bırakmaz AMA ben Adam gibi sekiz on tane 'Dağa neden çıkıyorlar?' araştırması yapıldığını görmedim, bunların sonuçlarını okumadım.
Biz burada işkembeden atıyoruz, işte 'kimlik sorunu' diyoruz, 'baskılar' diyoruz, 'ekonomik yetersizlikler' diyoruz, 'eğitimsizlik' diyoruz, 'işsizlik' diyoruz... Belki bunların hepsi teker teker faktördür AMA acaba o çocuklar gerçekte NE sebeple çıkıyorlar dağa?
Çok geç kalınmış durumda AMA yine de hiç yapmamaktan iyidir: Acilen dağa neden çıkıldığını bağımsız araştırmacıların araştırması lazım. Tek bir araştırma DA yetmez, bu kadar can yakan bir konunun onlarca sosyolog ve düşünce üretme kuruluşu tarafından onlarca kez araştırılması lazım.
Ancak dağa neden çıkıldığını tahmin veya spekülasyonlarımızın ötesinde bilimsel metotlarla öğrendiğimizde dağa çıkışları durdurmak için çareler üretmeye başlayabiliriz.
***
Kürt sorununun çözümüne girişte bir başka önemli kapı, terör örgütü ile sıradan Kürt arasındaki mesafeyi arttırmak.
Bunun yolu, sıradan Kürtlere bu ülkenin eşit vatandaşları olduklarını, Kürt oldukları için ayrımcılığa uğramadıklarını göstermekten geçiyor.
Ama maalesef, sanılanın veya öyle olduğu hayal edilmek istenenin tersine, şu anda sıradan Kürtle PKK arasındaki mesafe o kadar DA uzak değil.
Bu mesafeyi açmanın yolu siyasetten, atılacak siyasi adımlardan, sunulacak siyasi hizmetten ve en önemlisi Kürtlerin kendilerini siyasette serbestçe ifade edebilmesinden de geçiyor.
***
Bir üçüncü konu, teröristle yürütülen mücadelenin biçimi değilse de yönetimiyle ilgili.
Bugüne kadar bu mücadelenin adı bile tam konmadı. Bu bir 'asayiş' meselesi midir, savaş mıdır? Hukuken baktığınızda 'asayiş' meselesidir AMA çapı itibarıyla 'savaş'a çok yakın olduğu için, savcılar tarafından değil ordu komutanları tarafından yönetiliyor.
Ordu komutanları ister istemez meseleleri askeri pencereden gören insanlar. O pencereden gördükleri manzara içinde kendilerine göre bir savaş ideolojisi de üretiyorlar. Son 24 yıldır mücadelenin yürütülüş biçiminde de, o mücadelenin ideolojik arka planı konusunda DA asker tek söz sahibi idi.
Geçenlerde yazdım, siviller bu işin patronu olmaya hiç soyunmadılar. Peki AMA artık bu işin patronluğuna, deyim yerindeyse komutanlığına bir sivil siyasinin soyunmasının vakti gelmedi MI?
Bu son noktayı ileride de çok konuşacağız, şimdilik burada durayım.
function SetCommentArchive() { document.frmCommentArchive.action = 'http://www.radikal.com.tr/Handler.aspx'; document.frmCommentArchive.submit(); } YORUM YAZ YAZDIR | YOLLA YORUMLARI OKU (15) OKUR YORUMLARI
TÜMÜ (15) 17/10/2008
19:31 Sorunu sorun yapa,yapa
Bir sorun yarattıkki dertsiz başımıza dert açtık. Ama bu yeni deyil ki tarihten beri var.Bence açık konuşmak gereklidir.Bunu kültürel bir sorunmuş gibi kabullenip ülke bütünlüğü içinde çözmeye çalışmak,sırada bekleyenlerin iştahını kabartmaktan başka hiç bir işe yaramaz.Bu arkadaşların niyetine ve gerçeklere bakalım. Bunlar Türkiye'den NE istiyor?Ayrılıp kaderlerini kendileri tayin etmekmi istiyorlar yoksa,içimizde ayrı unsurlar olarak ayrılıkçılığa ve huzuru katletmeye devam etmekmi? Benim kendimce iyi bir fikrim var.Bölgeden diğer bölgelere yayılan guruplar bölgelerine toplanarak referandum yapılmalı şayet ayrılmayı seçerlerse bundan sonra herkez kendi evinde yaşamalı AMA birlikte yaşamayı seçerlerse herkez edebiyle yaşasın Türkiye'ye o bölge şimdiye kadar sorundan başka NE üretti,niye onların sorunları ile uğraşmak ve çözmek zorundayız. Ben bu ülkeye hizmet edip,çalışıp,didinip,vergi verip mamur hale getirmeye çalışırken,açık konuşayım bunda emeği ve katkısı bulunmayan, aksine kurumları istismar ve tahrip etmeye çalışanlarla yarattığım değerleri paylaşmak zorunda olmaktan ve ayni ortamda bulumaktan memnun deyilim.Bu işi kestirip atmaktan başka çözüm yolunu göremiyorum.Çok kestirme görüldüyse afedersiniz. Göçmen - tüm yorumları 17/10/2008
18:51 Ne irade var NE de siyasetçi...
Kürt sorununu ancak,demokrat, cesur,ordu karşısında komleksi olmayan ve kitle desteğine sahip bir siyasi irade çözebilir.Elbette ordunun DA en azından belli bir noktaya gelmesi,daha doğrusu demokrasiyi bir ölçüde özümsemesi gerekiyor.Bugünkü tablo ortada.Nasıl bu noktaya geleceğiz?Bana göre tek seçenek AB sürecinin derinleşmesi ve medyanın bu sürece destek vermesidir.Medya kendi içindeki çekişmeleri en azından,evrensel demokratik değerleri ve AB sürecini savunurken bir yana bırakmalıdır.Siyasetçileri ve tüm kurumları bu açıdan sorgulamalıdır.Ayrıca PKK'ya katılım konusu o denli karmaşık bır konu değil.Eğer hala sürüyorsa bunun nedeni siyasi ve askeri politikalardaki vizyonsuzluktur. yorum67 - tüm yorumları 17/10/2008
15:57 Çikolata Sorunsalı 2
Problemlere bu kadar basit yaklaşırsanız sonucunda da '3-5 Çapulcudan' ortadoğuda güç olmuş bir oluşuma baştan yardımcı olmuş olursunuz.Önce doğru tahlil sonra reçete,bu ülkede aydınından resmi görevlisine herkes aynı şeyleri 30 yıldır düşünüyor ve papağan gibi tekrarlıyor.PKK nedir neden ortaya çıkmıştır? tek sorulması gereken soru budur,önce bu soruyu soracak cesaretli adamlar lazım,sonra bence en önemlisi,sorunun sorulacağı yerdir.Ercan çitlioğluna,asama,usaka,emekli paşalara,eski ohal valilerine,laçinere,metinere,elçi ye zevale yıllardır sormaktan bıkmadığınız için buradasınız hala,hatta burada da değil başladığınız yerden çok daha geride.Evet çözüm orada tam içinizde mecliste.22 tane milletvekili var,başbakanın elini sıkmadığı hatta selam vermediği,baykalın hep hedef gösterdiği,bahçelinin elini sıktığı ama boğmak istediği 22 tane vekil.Ama sizde ne sorunu anlayacak kafa var,nede cesaret.Bir şeyi bir kez yaparsanız hata olur 2 kez yaparsanız aptallık,e 3.için bir şey demeyeceğim.Biz 40 bin insan kaybettik hala başladığımız yerden gerideyiz,galiba 100 bini bulmadan bir şeyler değişmeyecek,ne yapalım bu ülke böyle İngiltere 3000 de,İspanya 750 kişide dur diyebiliyor biz ise 100 bin oda belki.Çikolata çözüm olsaydı,emin ol bütün Kürtler,İsviçre ye göçerdi dostum. kaizer - tüm yorumları
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.