(anadoluhaber) Öcalan ve sol -Analiz

Öcalan ve sol -Analiz
 
CENGİZ KAPMAZ
 
İSTANBUL / Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, son yıllarda sol, sosyalizm ve Marksizm'e ilişkin yaptığı çarpıcı tespitlerle dikkati çekmektedir. Solda birlik tartışmalarının yeniden güncellik kazandığı bugünlerde Öcalan'ın sol algısının hangi parametreleri içerdiğini irdeleyeceğiz.
 
AKP'nin 6 yıllık iktidar deneyiminin toplumsal sorunlara çözüm olmadığının anlaşılması, CHP'nin "Cumhuriyet Tank Partisi"ne dönüşerek militerleşmesi, iktidarını kan ve gözyaşı üzerine inşa eden derin devlet ve ordu partisine dönüşmesi, alternatif sol seçeneği gündemleştirmektedir. CHP ve AKP'den umudunu kesen sol ve demokrat çevreler, bir süredir sol bir seçenek yaratmak için yoğun bir çaba göstermektedirler. Ancak bu çabanın arzu edilen bir alternatif seçenek doğurması, sadece sol yan yanalık ile mümkün olmayacaktır. Sol bir seçeneğin halkta heyecan ve umut yaratabilmesi için sol programın kabul edilebilir, uygulanabilir ve halk nezdinde güvenilir olması gerekmektedir. Sol inşa çabalarının sadece birlikte olmaya indirgenmesi çok ciddi handikaplar içerecektir. Sol, yeniden inşa edilmedikçe, sol ezber bozulmadıkça, geçmişin ezberlenmiş klasik jargonları papağan gibi tekrar edildikçe gerçekleşecek bir sol inşanın güçlü bir seçenek doğurmayacağı bugünden kabul edilmelidir.
 
Türkiye sol hareketinde özellikle reel sosyalist rejimlerin çökmesiyle birlikte çok ciddi düşünsel çoraklık baş göstermiştir. Bu çoraklığı gören ve çoraklığı gidermek için gayret içinde olan tek isim Abdullah Öcalan olmuştur. 1999 tarihinde İmralı'ya getirildikten sonra solun yaşadığı çaresizliği ve tükenmişliği gidermek için yeni bir "sol" pradigma inşa eden Öcalan, sol ve sosyalizm konularına eleştirel tutumu ile dikkatleri üzerinde toplamıştır. Sol inşa faaliyetlerin devam ettiği bugünlerde Öcalan'ın sol, sosyalizm ve Marksizm konularına ilişkin dile getirdiği düşünceleri hatırlamak ve bir veri olarak düşünmekte yarar var.
 
REL SOSYALİZİN ÇÖKÜŞÜ DERSLERLE DOLUDUR
 
Öcalan, sol ve sosyalizme ilişkin kurumsallaşmış ilk sarsıcı eleştirileri PKK 5. Kongresi'ne sunduğu Politik Rapor'dan sonra 2001 yılında kaleme aldığı Sümer Rahip Uygarlığından Demokratik Halk Cumhuriyeti isimli kitapta dile getirmiştir. Kitapta kapitalist sisteme karşı oluşan sosyalist ideoloji ve sistemin farklı bir uygarlık haline gelmeyi başaramadığı tespitinde bulunan Öcalan, sosyalizmin emekçilerin ve halkların özgürlük ile eşitlik istemlerini farklı bir uygarlıksal gelişmeye dönüştüremediğini, bu yönlü iddialarına rağmen sonuçta bir devlet kapitalizminden öteye varamadığını ifade etmiştir. Öcalan, 1990'lı yıllarda çözülen sosyalist sistemlerin "olması gerektiği" için çözüldüğünü, gerçekleşenin arzulanan ve hayal edilene layık bir sistem olmadığını, bu duruma ne sevinmek ne de üzülmek gerektiğini, çöken sistemin nedenlerini sorgulamanın en gerçekçi yol olduğunu kaydetmiştir.
 
UYGARLIĞI ÇÖZEMEDİ TOPLUMLA TERS DÜŞTÜ
 
Öcalan, sosyalist sistemi kuranlarının uygarlığın genel bir çözümlemesini yapacak düzeyde olmadıklarını, devlet ve ideolojik kimlik çözümlemelerinin de çok sınırlı ve ciddi yanlışlıklar içerdiğini, devlet ve ideolojik kimliği ekonominin basit bir yansıması olarak değerlendirerek hataya düştüklerini ifade etmektedir. Öcalan, uygarlığı çözemedi eleştirisi yönelttiği sosyalizmin yanılgılarını Sümer Rahip Uygarlığından Demokratiler ve Halk Cumhuriyeti'ne isimli kitabında şu şekilde dile getirmiştir: "Salt işçi sınıfına dayalı programları daha başlangıçta sosyalizmi tecride götürdü. Toplumu işçiler ve burjuvalar şeklinde dünyanın tek gerçekliğiymiş gibi iki kategoriye ayırdı. Halbuki toplum olgusu yüz binlerce yıllık tarihsel bir gelişme olarak şekillenmişti. Sınıflaşma olgusu bunun sınırlı ve kısmi bir dönemini teşkil eder. Bu durum onun toplumsal gerçekliklere ters düşmesi sonucunu doğurdu."
 
SOL VE DEVRİMCİ ZOR
 
Öcalan, solun devrimci zor anlayışının da ciddi hata ve eksiklikler içerdiğini söylemektedir. Sosyalist literatürde devrimci zorun aşırı yüceltilip, fazlasıyla abartıldığını kaydeden Öcalan, aşırı zor uygulamalarının genelde sömürücü sınıfların karakteri olduğunu belirtmiş, devrimci zorun geçerli olabileceği halleri şu şekilde sıralamıştır: "Toplumsal dönüşüm ve esenlik için savunulabilecek zor, ancak evrensel hukukun tanımına dayalı meşru savunma amaçlı zor olabilir. Burada zorun dıştan veya içten dayatılan yok etme, zorla eritme ve dönüştürme çabalarına karşı kendini savunma ve koruma amacına yönelik olması söz konusudur. Bu amacı aşan başka toplumsal varlıkları işgal etmeyi, maddi ve manevi değerlere el koymayı, zorla dönüştürüp kendine benzemeyi sağlamaya yönelik tüm zorlar gerici niteliktedir ve uzak kalınmayı gerektirmektedir."
 
SOSYALİZM VE DEMOKRASİ
 
Reel sosyalizmin demokrasi sınavında büyük bir başarısızlık ve demokrasi inkarı yaşadığını vurgulayan Öcalan, bu özelliğin halk tarafından reel sosyalizmin çözülmesi sonucunu doğurduğunu kaydetmektedir. Gelişmiş bir demokrasi olmadan sosyalizme gidilemeyeceği kanaatinde olan Öcalan, en gelişmiş burjuva demokrasileri aşılmadan halk demokrasilerinin gelişemeyeceğinin altını çizer. Bireyin varlığı ve haklarının reel sosyalizmde sorun olarak görülmediğini anlatan Öcalan, tarihsel bir devrimin değerinin bireyin onurunda yol açtığı gelişmeyle ölçülebileceğini, reel sosyalizmin bireyselliği sanki kapitalizme özgü olumsuz bir konuymuş gibi kötülediğini, oysa sosyalizmin bu konuyla kapitalizmden daha fazla ilgilenmesi gerektiğini kaydetmektedir.
 
ZORUNLU TARİH YASALARI KAPİTALİZME HİZMET ETTİ
 
Öcalan 2003 tarihinde kaleme aldığı Bir Halkı Savunmak isimli kitapta ise sol, sosyalizm ve Marksizme yönelik eleştirilerini sürdürmüştür. Kitapta Marks'ın toplumsal gelişmeyi düz-çizgisel yaklaşımla ele almasının hata olduğunu, toplumsal gelişmenin düz, kesintisiz bir çizgi halinde değil kaos aralığında, çoklu tercihlere açık bir gelişme gösterdiğini dile getirmiştir. Marks'ın sınıflaşmayı zorunlu ilerleme hattı olarak ifade etmesinin kapitalizme çok büyük katkılar sunduğunu, eskinin kader anlayışının Marsizm'de zorunlu toplum yasaları içinde bilimsel bir kılıf altında sürdürüldüğünü ifade etmiştir.
 
ÇELİŞKİLER SADECE SINIF ÇELİŞKİLERİ DEĞİLDİR
 
Marksist çizgideki gelişmelerin kapitalizm içinde eridiğini vurgulayan Öcalan, erimenin de sosyal demokrasi, reel sosyalizm ve ulusal kurtuluş hareketleri ile gerçekleştiğini anlatmıştır. Kapitalist uygarlık içinde var olan çelişkinin sadece işçi – burjuva çelişkisi olmadığının altını çizen Öcalan'a göre, sistemden asıl darbeyi yiyen muazzam işsizler ordusu, sömürge halklar, etnik, dini gruplar, ezici kadın kesimi, çocuk ve gençlerin durumu, ihtiyarlar eko sistem içi çelişkileri oluştururlar. Köy-kent, büyük-küçük kent, bilim-iktidar, ahlak-sistem, asker-siyaset ise çıkar ağlarındaki çelişkileri doğururlar.
 
SOSYALİZM DEVLETİ EN GÜÇLÜ ARAÇ YAPAR
 
Marksist kuramın siyasal devrim ve sonrasına ilişkin tezlerinin ise vahim bir hiyerarşi ve devletçi karakter taşıdığının altını çizen Öcalan, devlet, iktidar, savaş ve ordu olgularının sınıflı toplum uygarlığının ürünü olduğunu belirtmektedir. Bu olguların eğemen sömürücü kesimin vazgeçilmez aygıtları olduğunu kaydeden Öcalan, bu araçları proleteryanın eline vermenin başından onlara benzemeye karar vermek olduğunu ifade etmiştir. En güçlü aşamasına reel sosyalizmle ulaşan devlet olgusunun bunu en açık şekilde kanıtladığını anlatan Öcalan, devletin ele geçirilmesi halinde gelişmelerin sosyalizme değil kapitalizme götüreceğini kaydetmektedir.
 
SOL ÖZGÜRLÜKÇÜ YAPIYA BÜRÜNEMEDİ
 
Öcalan, "Kapitalist Modernitenin Aşılma Sorunları ve Demokratikleşme" isimli yeni savunmada ise Marks ve solla hesaplaşma ve tartışma sürecini daha da yetkinleştirerek olgunlaştırmıştır."Solun kendi özgürlükçü, eşitlikçi ve demokratik karakterli yapılarına uygun silahlar geliştirmediği" vurgusunu ön plana çıkaran Öcalan, Marksizm'e şu eleştiri yöneltmektedir. a) Kapitalizm ekonomi değil ekonominin can düşmanıdır. Marksizm kapitalizmi ekonomi görme hatasına düşerek yanıldı. b) Marks'ın tarihsel materyalizm tezi doğru bir sınıflandırma değildir. Çünkü tarih üç toplum biçimini tanımaktadır. İlkel klan toplumu, sınıflı devlet veya uygarlık toplumu ve demokratik çoklu toplum. c) Kapitalist sistemin mezhebi olmaktan öteye gidemedi. Çünkü iktidar konusunda sisteme en yararlı alet konumuna düştü. İktidar ve devletle kapitalizmin ilişkisini çözemedi. Pozitivist olması yanılgıya götürdü. Devlet eliyle sosyalizm inşa etmek faşizme götürürdü. Bunu göremedi.
 
EKONOMİNİN DEVLET MODOLİ GASPTIR
 
d) Marks ve sol tüm toplumsal bilgi birikimini ekonomik indirgemeciliğe endeksledi. Toplumun metafizik ve tarih karakterini çok basitçe ele aldı. Ekonomi, politik tahlile bir sihir rolü yükledi. Bu yüzden Pozitivizmin bir versiyonu olmaktan kurtulamadı. Marks toplumu yönetenin zihin olduğunu göremedi. Tarihi altyapı belirliyor veya tarih devletin eyleminden ibarettir demekle tarihin gerçek anlam bilimi açısından saptırma ve çarpıtmasına yol açtı. Öcalan'a göre Marks ve solun yanıldığı önemli bir husus da ekonomik model yaklaşımları oldu. Marks ve sol ekonomiyi devlet mülkiyetine konu etmektedir. Oysa ekonominin özel ve devlet mülkiyetine konu olması gasp ve hırsızlıktır.
 
e) Tarihi sınıf savaşlarından ibaret görmek aşırı indirgemeci bir görüştü. Marks sınıf çatışmasında yanıldı. Somut çatışma toplumsal gövdeler arasında olur. Bu da devlet toplumuyla demokratik toplum arasında gelişir. f) Marks ve sol ezilenleri fetişleştirirken de yanıldı. Ezilen olarak köleyi, serfi ve işçiyi yücelmemeliyiz. Yüceltilecek eylem köleleşmeme, serfleşmeme ve işçileşmeme olmalıdır. g) Öcalan'a göre, Marks ve solun yanıldığı bir diğer husus da meta oldu. Öcalan, Metayı Marks gibi yorumlamamaktadır. Metanın değişim değerini işçi emeğiyle ölçülebileceğine itiraz etmektedir. Çünkü toplumsal değerlerin ölçülebileceğinden kuşkuludur. Öcalan için dar sınıf mücadelesini aşan kültürler çatışması daha önemlidir. Sınıf mücadelesi bunun ancak bir parçasıdır. h) Öcalan'ın Marks ve solda yanlış bulduğu bir diğer konu diyalektik materyalizm olgusudur. Öcalan, diyalektik işleyişi kabul etmektedir ancak uçların birbirini yok ederek ilerlemesi gibi bir yorumu doğru bulmamaktadır. Öcalan'a göre, farklılığı mümkün kılan, karşılıklı beslenmeyi tanıyan bir diyalektik ilişki doğanın diyalektik işleyişine daha yakındır. İkilem ve karşıtlıklar her ikisinden ama ikisinin de toplamından farklı olan bir oluşum doğurur. Tüm değişim ve gelişimin temelinde bu oluşum vardır.
 
ÖCALAN NASIL BİR SOL PROGRAM ÖNERİYOR
 
Öcalan, bu eleştirileri yönelttiği sol paradigmanın şu hususları içermesi gerektiğini ifade etmektedir:
 
- Kürt sorununun çözülmesi için ciddi inisiyatif koymalı, sorunun çözüleceğine dair halka güven vermelidir. Akan kanın durması için söylem yerine somut, elle dokunulur pratikler geliştirmelidir.
 
- Yeni bir Anayasa taslağı hazırlayarak kamuoyuna deklare etmelidir. Türkiye'nin demokratikleşmesi, evrensel demokratik hak ve özgürlüklerin hayat bulması öncelikleri arasında yer almalıdır. Din, etnisite ve dilsel konularda çok kültürlülüğü savunmalı, farklılıkların zenginlik olduğunu ifade ederek birlikte yaşama hoşgörüsü ve kültürü geliştirmelidir.
 
- Devleti güçlendirecek devletçi ekonomi yerine sivil ve toplumsal mülkiyete dayalı ekonomik programlar (kooperatifler) geliştirmelidir. Tekelciliğe ve finans kapitale yönelik güçlü mücadele başlatmalıdır.
 
- Kadın, çevre, sağlık, gençlik, yaşlılar, işsizlik konusunda özgün program ve çözüm önerileri sunmalıdır. Bu kesimin yaşadığı sorunları her zaman gündemde tutmalıdır.
 
- AB süreci ve küreselleşmeye karşı çıkmamalıdır. Ancak AB ve küreselleşme sürecinin yarattığı eşitsizlik ve adaletsizliğe dikkat çekerek halkların vicdanı olmalıdır.
 
- Yeni bir ahlak sistemi önermeli, bu ahlak sistemi iyilik, güzellik, erdem, hoşgörü, doğruluk, yardımlaşma, dayanışmayı içeren komünal değerleri içermelidir.
 
- Kapitalizmi teşhir etmeli, kapitalist modernitenin yarattığı eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik gibi sorunları gündemleştirerek kapitalist moderniteyi aşmayan siyasal programların sorunlara çözüm olmayacağı tezini işlemelidir.
 
- Kapitalizmi aşacak sistemin demokratik modernite olduğunu söylemeli, kendisinin de demokratik modernitenin misyon partisi olduğunu ifade etmelidir.
 
- Ortadoğu'ya odaklanmalı, BOP'u eleştirmeli, Ortadoğu'da reform ve Rönesans için çalışmalı, temel hedefi Ortadoğu Demokratik Konfederalizmi olduğunu deklare etmelidir.
 
- Dini değerlerle çatışmamalı, ancak o değerlerle de uzlaşmamalıdır. Bu konuda halkı aydınlatacak, yönlendirecek ve dönüştürecek programlar geliştirmeli, İslamiyet'te reformu savunmalı, AKP ile CHP arasındaki laiklik kavgasının sanal bir iktidar kavgası olduğunu belirterek her iki kesime tavır koymalı, üniversitelerde türban konusunda tutucu davranmamalıdır.
 
- Milliyetçilik ve ırkçılığa kesin tutum takınmalı, her türlü ulusallığın siyasallaştırılmasını, ulusal aidiyetlere aşırı vurguyu reddetmelidir.
 
- Medeniyet ve uygarlık çatışmasına karşı tutum almalı, medeniyetler arasında hoşgörü köprüsü olmalı, kendisini doğu-batı sentezi olarak tanımlamalıdır.
 
- Her türlü askeri vesayet rejimlerini reddetmeli, orduyu nicel olarak küçültmeli, orduya ayrılan askeri malzeme ve techizat alım finansmanını düşürmeli, askeri kurumu hesap verebilir ve denetlenebilir şeffaflığa dönüştürmelidir.
 
- Vatandaşlık müessesesini dönüştürmeyi esas almalı, yurttaşlık eğitimi, hak ve ödevlerini geliştirecek, vatandaşı yurttaş kılarak kulluktan kurtaracak kamusal programlar önermelidir.
 
YASAL UYARI: Fırat Haber Ajansı (ANF) servis ettiği haber ve fotoğrafları aboneleri dışında, ajansın izni olmadan kopyalamak veya yeniden yayınlamak yasaktır
 
Copyright 2008
ANF NEWS AGENCY
http://www.firatnews.eu/haber-4318&baslik=ocalan-ve-sol-font-colorred-analiz-font.anf


Yahoo! Türkiye açıldı!
İnternet üzerindeki en iyi içeriği Yahoo! Türkiye sizlere sunuyor!
http://yahoo.com.tr --~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.