AKEL’in güdümünde KKTC ve Türkiye’ye saldırmak, gaflettir, nankörlüktür


AKEL’in güdümünde KKTC ve Türkiye’ye saldırmak, gaflettir, nankörlüktür, Rum faşizmine hızmettir

Sabahattin İsmail
Volkan Gazetesi Başyazarı


Hristofyas’ın yeni taktiği belli olmuştur:

İçimizde besledikleri işbirlikçilerini ve papağanlarını AB merkezinde ve değişik ülkelerde KKTC ve Türkiye’ye saldırtmak, Kıbrıs Türklerinin de kendileri ile birlikte Türkiye’yi istemediklerini kanıtlamak…Bir başka deyişle içimizdeki beslemelerini 5. Kol olarak kullanarak iç cephemizi çökertmek… Yeni dedim ama, aslında bu taktiği yeni değil…AKEL , 1950’li yıllardan beri çoğunu maaşa bağladığı sempatizanı “solcu” Türkleri, Kıbrıs Türk Halkının milli mücadelesini içten çökertmek için kullandı…


CTP yönetimine getirdiği 3 kişilik AKEL hücresi, her yıl CTP’ye aktardığı yüzbinlerce dolar ve CTP yöneticileri ile onların çocukları ve yakınlarına sağladığı eski Doğu Bloku üniversite bursları karşılığı uzun yıllar CTP’yi de bu amaçla kullandı… Özker Özgür ve İzzet İzcan liderliğindeki AKEL’ci 200 kişilik bir gurup, 1998’de CTP’den tasfiye edildi ama AKEL hala CTP içinde büyük bir etkiye sahip ve parti içindeki adamları vasıtasıyla Talat’ı büyük bir baskı altında tutuyor… AKEL, bir yandan, Talat ve sözcüsü Erçakıca’nın da geçmişte itiraf ettikleri gibi, CTP ve Türk Halkı içinde 5. KOL faaliyeti yaparken, diğer yandan da CTP dışındaki işbirlikçilerini “Kıbrıs Barış Platformu” adı altında örgütledi…


Kuzeydeki şubesi olan Birleşik Kıbrıs Partisi, işbirlikçi partileri olan Yeni Kıbrıs Partisi ve Toplumcu Demokrasi Partisi adlı tabela partileri ile KTÖS ve KTOEÖS gibi öğretmen sendikaları ve daha bazı sözde solcu sendikalar bu oluşuma katıldılar… Rum faşizmine hızmet eden bu oluşum her fırsatta KKTC’ye ve Anavatan Türkiye’ye Rum ağzı ile saldırıyor, “Birleşik Kıbrıs”ı savunmasına ve bağımsız-egemen KKTC’nin sonsuza dek yaşamasına karşı çıkmasına karşın, Rum isteklerini bütünüyle ve eksiksiz kabul etmediği için Talat’ı “döneklikle” suçluyor, her fırsatta “ Kıbrıs Cumhurbaşkanı” diye hitap ettikleri Hristofyas’ı ziyaret ederek ona övgüler düzüyor… Son olarak Hristofyas, kendi eseri olan bu örgütü, Talat’ın Brüksel’de önemli görüşmeler yaptığı geçtiğimiz hafta Brüksel’e davet ettirerek değişik platformlarda konuşma imkanı yarattı…

Onbinlerce dolar dutan ulaşım ve konaklama giderlerini de AB’ye ödeterek onları Türkiye ve KKTC’ye saldırttı…Talat’ın verdiği mesajları etkisiz hale getirmeye çalıştı…Onların Kıbrıs Türk Halkını temsil ettikleri ve Kıbrıs Türkleri adına konuştukları mesajı verdi…Onlar da hiç utanmadan Hristofyas’ın kendilerine biçtiği bu şerefsiz rolü, sözümona “barış-çözüm” adına seve seve oynadılar…


HIZMET ETTİKLERİ AKEL’E BAKIN

Oysa, bunların hızmet ettikleri AKEL, gerici, saldırgan, Türk düşmanı, Türk Halkını azınlık gören ve Rum devletine yamalamak isteyen, ırkçı, yayılmacı ve hegemonyacı Rum devletinin iktidar partisidir… Kıbrıs’ı ve Türk Halkını Yunan idaresine sokup köleleştirmek demek olan ENOSİS için 1950’de ilk Plebisiti düzenleyen, daha sonra Kilise ile birlikte bu plebisiti sonuçlandıran, Rum Halkının ENOSİS isteğini BM’e, İngiltere’ye ve tüm Dünyaya duyurmak için heyetler kurup ülke ülke gezen, Enosisi yasakladığı, Türk Halkını eşit kurucu ortak yaptığı ve Garanti Anlaşmasını içerdiği için 1960 Anlaşmalarına karşı çıkan, Cumhuriyeti yıkması için Makarios’a destek veren, 1964’de ve 1967’de Rum Meclislerinde alınan Enosis kararlarına destek veren, Türk Halkına yapılan insanlık dışı saldırıları ve 11 yıl süren utanç verici ambargoları önlemek için hiçbir şey yapmayan, üyelerini yeni kurulan Rum ordusunun emrine veren, Türk milletvekillerinin Meclisten kovulmalarına ve geri dönmelerinin engellenmesine destek veren, program ve tüzüğünde Kıbrıs Türklerinden “azınlık” olarak söz eden, Türk direnişini çökertmek için “ hükümetin meşru kuvvetlerine silahlarınızı teslim edin” çağrıları yapan, oluşturduğu “ Kıbrıs Türk Vatanperverler Birliği” adlı örgüt vasıtası ile içimizde 5. Kol faaliyeti yapan, her seçimde ırkçı, Türk düşmanı, AKRİTAS soykırım planının yapımcıları Kilisenin başı Makarios’u, sonra da onun mirasçıları Kiprianu ve Papadopulos’u destekleyen sözde Komünist bir partidir… Federasyonu, “şartların dayattığı acı bir taviz” olarak niteleyen, Annan Planına bile karşı çıkan ve Güneyde HAYIR denmesini sağlayan, Kıbrıs Türk Halkının devletini, Meclisini, bakanlıklarını, mahkemelerini, polisini, ordusunu ve tüm devlet kurumlarını, makamlarını “sahte ve sözde”olarak niteleyen, bizi soykırımdan kurtaran ve adaya barış getiren Anavatanımıza ve ordumuza “işgalci” diye saldıran, egemenliğimize, self-determinasyon hakkımıza, bağımsızlığımıza, hatta ayrı bir HALK olduğumuz gerçeğine bile karşı çıkan, bir çözümde olmazsa olmazımız olan Garanti ve İttifak Anlaşmalarını ve iki kurucu devlete dayanan yeni bir ortaklık devleti kurulmasını reddeden, bizi işgalleri altındaki Rum devletine azınlık hakları ile yamalamak isteyen, Rum devletinin bizi de temsil ettiğini, Kuzeyde de egemenlik hakları olduğunu iddia eden, KKTC’deki AB ihalelerini durdurmak için ABAD’da aleyhimize davalar açan ve bunları geri çekmeyeceğini açıklayan, 44 yıldır devam eden insanlık dışı ambargo ve izolasyonların devam edeceğini duyuran, milliyetçi-faşist, Türk düşmanı Rum partileri ile Milli Konsey oluşturup Türklere karşı politikayı onlarla birlikte belirleyen, KKTC’nin varlığının kabul edilmesi anlamına gelecek her türlü teması, yardımı, dış ilişkiyi önlemek için büyük çaba harcayan, bizi yoksulluğa, ekonomik çöküntüye uğratmak ve Anavatanımızın bize verdiği her türlü ekonomik-siyasi desteği kestirmek için ne gerekirse yapan bir partidir…


CTP VE SÖZDE BARIŞ PLATFORMU NE YAPIYOR?

Bütün bu gerçeklere karşın, Kıbrıs Türk Halkının en büyük partisi olan UBP ile bir araya gelmeyen CTP, sosyal faşist-yayılmacı, Türk düşmanı AKEL ile Güney’deki Derinya’da ikinci kez yemeli-içmeli ortak bir şölen yapmıştır…Hristofyas bu şölende, CTP Başkanı ve Başbakan Ferdi Soyer’in gözlerine baka baka, Talat’a, KKTC’ye ve Anavatan Türkiye’ye ağır şekilde saldırmış ve CTP’liler tarafından alkışlanmıştır…

İktidar partisi CTP’nin, ruhani lideri olan Cumhurbaşkanının, Genel Başkanı olan Başbakanın, yöneticisi olan Meclis Başkanının, yöneticileri olan Bakan ve milletvekillerinin ve yan örgütlerinin katılımı ile düzenlediği ve bir tek bayrağımızın bile taşınmadığı son 1 Mayıs mitinginde, bu Türk düşmanı şövenist partinin bir yöneticisini konuşturarak Anavatan’a saldırttığı da anımsanmalıdır… Hem de Atatürk Meydanı’nda…

Yine anımsanacağı gibi, şimdi Hristofyas’ın Brüksel’e taşıdığı CTP karşıtı sözde “Kıbrıs Barış Platformu” da aynı gün, ikinci bir miting düzenledi…Onlar da mitinglerine eli kanlı terör örgütü sloganlarının yer aldığı pankartlar taşıyan yüzlerce PKK sempatizanını ve AKEL’in yöneticilerini dahil ettiler..,Onları kürsüden konuşturarak Anavatana saldırttılar… Bunların, daha önce de CTP yan örgütü DEV-İŞ’le birlikte Güneye geçerek Rum Devlet Başkanı Hristofyas’ın ayağına gittikleri, Rum Başkanlık sarayında ona övgüler düzdükleri, seçilmesinden duydukları memnuniyeti ve sevinci belirttikleri anımsanacaktır…

Aynı şekilde AB’a ve BM’ye mektuplar göndererek, geçtiğimiz hafta Brüksel’de yaptıkları gibi, tam bir Rum ağzı ile, Anavatan Türkiye’yi “Kıbrıs Türklerini asimile etmekle ve adanın demografik yapısını değiştirmekle” suçladıkları anımsanmalıdır… Varlığımızı, özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı, canımızı, devletimizi, egemenliğimizi, refahımızı ve güvenliğimizi borçlu olduğumuz Anavatanımıza bu denli saldırırken, Halkımıza her türlü kötülüğü yapan ve yapmakta devam eden Hristofyas ve AKEL’in yöneticileri ile AB merkezlerinde KKTC ve Türkiye karşıtı lobi yapmak, ortak şölen düzenlemek, kol kola miting yapmak, Atatürk Meydanı’nda kurulan kürsülerden konuşturmak, Anavatanımıza ve devletimize saldırmalarına çanak tutmak geri zekalılık ve aptallık değilse nedir?


Halkımızın, Ulusumuzun, Anavatanımızın, devletimizin düşmanı ırkçılara, Enosisçilere, hegemonyacı sosyal faşistlere ve sosyal şövenlere alkışlar tutarken, bizim için ne anlam ifade ettiğini yukarıda özetlediğim Anavatanımıza saldırmak, nankörlük, işbirlikçilik, gaflet, dalalet, ihanet Türkiye’nin ekmeğini yeyip, parasını cebe atıp Rum propagandasına ve milli davasına hızmet değilse nedir?

Sosyal faşist-yayılmacı, Türkiye ve KKTC düşmanı, 5. KOL’cu AKEL ile ortak şölen düzenleyen Başbakan Soyer ve CTP yönetimine de, yöneticilerinin çoğu Türkiye’nin gönderdiği paralardan maaş alan kamu görevlileri ve kredi alan işadamları olan sözde “Barış Platformu” yöneticilerinde de yazıklar olsun, ayıplar olsun!

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.