Cumhuriyet 01.12.2008 | Ayrımcılık ve Bir Seçimin Düşündürdükleri | Ayrımcılık ve Bir Seçimin Düşündürdükleri Hâlâ toplumlar ve uluslarda, dinsel, mezhep, ırk ya da etnik ayrımcılık çatışmaları sürüyor, sürdürülüyor çeşitli siyasal çıkarcı ve duygusal nedenlerle. Birbirimizle kardeş olmasak bile insan olarak eş olduğumuz unutuluyor. Prof. Dr. Kemal ÖNEN Toplumlar ve uluslar; dinsel, yöresel ve de yanlış olarak ırk kavramı ile karıştırılan ve etnik köken denilen farklılıklara dayalı olarak, bölünme heves ve/veya kışkırtmalarına nispeten açık ve de yatkındırlar. Çok kez, birinin ortaya çıkması, diğerlerini de tetikleyebiliyor. Siyasetçi ve toplum rehberleri bu olguyu bazen göremiyor veya önemsemiyorlar. Hatta bazen öne çıkaran beyanlarda bulunabiliyorlar. Sonuçta, toplumsal denge ve kararlılık (istikrar) bozuluyor. Bazen "kültür mozaiği" de denilen farklılıklar ille de zenginlik değildir. Esasen zaman içinde, toplumda farklılıkların karşılaşması, karışması, tanınma ve yayılması (difüzyon) ile giderek, bir ölçüde değişik ve yeni bir kültür ortaya çıkıyor. Türk boylarının Anadolu'ya göçleri, yerleşmeleri ve de bin yıla yaklaşan bir sürede çeşitli kültürler ve toplumlarla karşılaşmaları ve buna bağlı değişim ve yenilenmeler, bu sürecin bir örneğidir. Böylece birliktelik bilince ulaşılmıştır. Din, dil, sanat, gelenekler vb. birlikte yaşanan toprağı vatan olarak benimseme ve ulus bilincini oluşturmuş ve de eski ve kısmen farklı kültürel ve geleneksel öğeler, bir bölümü korunmakla birlikte, ağırlıklarını azaltmışlar ve hatta bazen kaybetmişlerdir. Son yıllarda ülkede, sık sık "etnik farklılık, dindarlık, laiklik-laikçilik(!), mezhepler, tarikatlar" gibi konular veya deyimler bazen abartılı şekilde ve çok kez de siyasal içerik ve hedefli olarak öne çıkartılıyor. Soy/sop/ köken/ kan bağı gibi deyimler gündemde kalıyor. DNA yapısı Modern genetik biliminin verileri ise, özellikle DNA (deoksiribonükleikasid) dizilenmesi (genom) incelenmeleri gösterdi ki insanın (homo sapiens), gerek yapısal ve gerekse düşünsel (ruhsal) dediğimiz oluşum ve tutumunun temelinde genom'un yapısı ve işlevsel özellikleri yer almaktadır. Kromozomlardaki DNA yapısı ve dizilenmesi herhangi iki insan (beyaz ve/veya siyah derili) da yüzde 99.9 aynıdır. Çok küçük orandaki fark, fiziksel veya diğer gözlenen özellikleri, yine DNA'ya dayalı olarak belirlenmektedir. (Genetic in Medicine, Thomson&Thomson, 2001) Genetik faktörlerin değişimlerinin (varyasyon) oluşması ise insan neslinde süreklilik gösteren bir süreçtir (Continuum). Irksal farklılık Dolayısıyla genetik bilimi bakımından insan için ırksal farklılık düşüncesi ve/veya ayrımı, ciddi bir tartışma ve eleştiri konusudur. Irklar şeklindeki kategorilere ayırma, anlamsız ve/veya bilimsel olarak dayanaksızdır genetik bilimcilerinin çoğunluğuna göre. Bu genetik yapının toplumsal yaşam içinde ve süresince çevreden gelen ve sürüp giden etkenleri algılaması ve beyinsel ve fiziksel işlemlere uğratılması sonucu sosyal bir varlık olarak, insan kişiliği oluşur. Genetik bilimin verilerine göre açık-seçik hudutları belli ve belirli bir ırktan (beyaz, siyah, ve diğerleri) bahsedilemez (Science October 1998, s.654-655). Gerek genetikçiler ve gerekse kültür antropologlarına göre sadece bir insan türü vardır. Bu düşünce ve verilere rağmen ırk ve etnik köken tartışmaları günümüzde de toplumlarda sıcaklığını sürdürüyor ancak gelişmeler bunun giderek külleneceği umudunu veriyor. Kuşkusuz sosyal yönü ile insan kişiliği, biyoloji veya genetiğe indirgenemez. Böyle bir redüksiyonizm tutarlı olamaz. Fakat genetiğin verilerini göz ardı etmek de sakıncalı ve yanıltıcıdır toplumsal ve insana ilişkin konularda. Çarpıcı bir olay, son günlerde yaşandı. Birleşik Amerika gibi yıllarca ırkçılığın en koyu, hatta kötü yaklaşımlarını sürdürmüş bir toplum, siyah derili bir siyasetçiyi, başkanlık seçiminde tercih etti. Bu olay ABD gibi bir ülkede dahi ırk, ve de etnik köken ayrımının(!) büyük ölçüde dışlandığını belirtmiyor mu? Ne yazık ki hâlâ toplumlar ve uluslarda, dinsel, mezhep, ırk ya da etnik ayrımcılık çatışmaları sürüyor, sürdürülüyor çeşitli siyasal çıkarcı ve duygusal nedenlerle. Herşey insana yönelik Birbirimizle kardeş olmasak bile insan olarak eş olduğumuz unutuluyor. "Genom incelemelerinin yararlarından birisi de şaşırtıcı farklılıklar içinde bile ne kadar birbirimize benzediğimizin anlaşılmasıdır" diyor genetikçi Kenneth Kidd. Din, sanat, bilim, düşün ve kültür öğelerinin hepsi ve getirileri insana yönelik çabalar ve üretimlerdir. Katmanlaştırılan veya kimlik kategorilerine bölünmüş insanlara değil. "Bugünkü bilimin en büyük sosyal siyasal getirisi, insanlığı müşterek yaşam serüveni içinde birleştirmesidir." (Andre Lichnerovicz; Les Scientifiques Parlent. Hachette, 1987) Ne diyor ünlü divan şairimiz Şeyh Galip: "Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen Merdum-i dide-i ekvan olan âdemsin sen" .......... "Özüne hoşça bak zira sen âlemin özetisin Sen var olanların gözbebeği insansın" |
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.