HEPSİ BİR KANALDA

Uyutulmuş bir dün!
Saptırılmış gerçekler…
Kutuplaştırılmış bir ülke şartları ve bu karanlık tünelden faydalanarak on yıllarca egemenlik kavgasında ön saflarda yer alan elitler!
Demokrasi yaftası gerisinde ‘Darbeci Cuntalara’ methiler düzen ve kendi istikballeri adına toplumun geleceğine ipotek koyanların saltanatı!
Demagogları papağan gibi!
1950 öncesini görmezler.
Sonrası malumunuz.
Bilmeyenlere ne söylense boş!
Şimdi birileri sıra oluşturmuş ve sanki ‘Beyaz İhtilal’ yaygarasıyla dünü değiştirdiklerini iddia ediyorlar.
Değişen ne var?
Sadece sloganlar ve söylemler.
İçi kuru ve bayat!
Protein değeri yok.
Küflenmiş bir iç ve dış kabuğu cilalı demokrasi!
Daha 28/Şubat dönemi hafızalarda.
Topluma bu tarz darbelerle yön verenlerin ‘Encümen-i Daniş’ kurultaylarına bakacak olursanız, geriden bugüne gelen alışkanlıkların devam ettiğini göreceksiniz.
Endam ve kilolarına bakmayın.
Temel özellikleri güneş gözlüklerini kış mevsiminde bile gözlerine siper yaparlar.
Sanki dünyanın merkezi kendileri!
Kendilerine bir zamanlar verilen ‘Geçici Otoriterlik’ şartlarında yaşarlar.
Derelerin yataklarından akan suyun rengi kaç defa değişti ve yatakların istikameti farklılaştı fark edemezler.
Devamlı kuşak değişimi ve her kuşağın geçirdiği işkenceli yıllar.
Birileri bu sayfalara bakarak utanmalıdır.
Hatırlarsınız belki?
12/Eylül sonrası ‘Cunta Ustası ve Darbeci’ Kenan beyler çok sık mikrofonlarda söz söyleyerek dimağ yıkamaya çalışırdı.
Ne deri darbeci?
‘:Şimdi ülkemize Avrupa İnsan Hakları sözcüleri geliyor. İşkence var diyorlar. Ne işkencesi. İftira atıyorlar.’…
Yıllar geçti.
Raporlar dehşet.
Tabii 12/Eylül dönemi sorgularından geçen yüz binlerce insan gerçekleri yaşayarak biliyor.
Her yalana tükürerek bakıyorlar.
İnsaf!
300 insan işkenceyle öldürülmüş.
En yakını cezaevlerinde kalan siyasal tutuklular.
Çoğu yaşamakta.
Fakat 15.geçici madde var ya?
12/Eylül ‘Bizim çocuklar darbe yapmış!’ denilenlerden yasal olarak ‘Gelin bakalım. Darbe yaptınız ve anayasayı silah zoruyla yıktınız. Siz kimsiniz?’ deme imkânı yok.
Bununla beraber ‘:O dönem binlerce insana işkence yapanlar var. Bunlar yargılanmalı’ diyenler görevlerinden oluyor.
Bu demokrasi ve insan hakları kavramına ne derece sığar?
Bu gövdeye bu elbise dar geliyor artık!


Şimdilerde ‘:Bakın birilerinden derin ilişkileri sebebiyle hesap soruluyor. Demokrasi budur’ diyenlere bakmayın.
Hepsi hikâye okuyor.
Amerika’nın bir zamanlar ‘Bizim çocuklar’ dediği hiziplerin su yüzüne çıkan ve beceriksizlik yapan, avantaya açıkça koşan, iz bırakan, arşiv karıştıran ve depolarını zulalama hususunda beceriksizlik yapan’ kurbanlıklar açık arttırmaya sunuldu o kadar!
Değişen bir şey olmayacağını zamanla daha net göreceksiniz.
Kavgaları arka bahçeye sahip olma kavgası!
Hani diyorlar ya ‘:Bağırsaklar temizleniyor’…
Temizlenen bağırsak mı, mide mi, işkembe mi?
Bu gövdeye bu artıkları sokan kim?
Soğuk savaş dönemi plancıları değil mi?
Ya da ‘İç tehditler üreterek’ kendi istikballeri adına karıştır ve sonra barıştırıcılar mı?
Fazla uzağa gitmeyin.
22/Temmuz öncesi birileri sokağa dökülmüşlerdi.
Ellerinde bayraklar ve ‘Çankaya önüne barikat kuracağız’ mavralarıyla…
Kendilerini en vatanperver ve kendileri dışında yer alanları karşıt olarak telakki ederek!
Ne oldu?
Bittiler.
Karıştırdıkları su ve akıttıkları ter nelere mal oldu?
Zıtlar üretenlerden bir var ki, çok dehşet ifadelerle gündeme lop diye oturdu.
Kimdi O?
Kemal Gürüz!
Bir gözaltı ve ev araması sonrası ortaya çıkarak ‘:Ben Amerikancıyım. İsrail ve ABD ile ortak çıkarlarımız var’ diyerek renklerini açıkladı.
Gürüz’de birilerinin ‘.Bizim çocuklar!’ dediği tayfadan olduğunu ilan ederek ligini ikaz etti.
Buyurun bu sofranın peçetelerine bakın!
Hepsinin üzerinde J.W.Bush ve B.Obama resmi var…
YÖK Başkanlığı yaptığı zamanlara gidin.
ABD eyaletlerinin birinde Üniversitelere reislik yapmadı bu kişi!
Ülkemizde yaptı!
Uygulamalarında yasakçılığı idame ettirdi.
Amerikancılığıyla övünen bir YÖK Başkanının tasarruf ve uygulamaları ne olacak?
28/Şubat cuntacısı talimat verdi ve K.Gürüz uyguladı değil mi?
Medya manşetlerine bakın aynen böyle!
Katsayı uygulamaları ve tesettür yasakları bu dönemin yasakları!
O dönem YÖK Başkanı Kemal Gürüz!
Şimdilerde gözaltına alındığı davaya bakın ve zihniyetin ne olduğunu anlayın.
Tarife gerek yok.
Amerikancı olduğunu üzerine basarak ilan ediyor.
Baskı filan yok.
Açık yüreklilikle ikrar ediyor.
Alın size elitlerin egemenliği!
Demokrasi filan demeyin sakın!
İnandıramazsınız!
2008 şartlarında gece ayrı, sabah ayrı haberler.
Çetelerden arınacakmışız.
Hangi çetelerden?
Amerika’nın sesi çetelerinden mi?
Susurluk çetelerine ne yapıldı?
Sultan makarnanın ince ayarı!
Sonra yıllar geçecek ve aynı terane!
Kutuplar üretin ve gündemi değiştirin.
Senelerdir aynı masal…
Sadece aktörler değişmiş.
‘Su vardı da içtiler mi?’
Bilinmez!


Yalçın Küçük tahliye edildi.
Kendisini yeni simiyle takdim ediyor:
‘:Biz Doğan Avcıoğlu ile beraber cuntacı sosyalistiz’
12/Mart öncesi 9/Mart darbecileri!
Mahir Kaynak eliyle tasfiye edildiler ve solukları çıkmadı.
Sosyalist Yalçın,Ulusalcı/Marksist Cumhuriyet Gazetesi yazarı İlhan…..Ümraniye sanıklarıyla aynı karedeler….
Hatta bir sendikanın ağaları ve Cumhuriyet işbirliği….
Doçent Emin…Danıştay dosyası ve sanıkları….
Böylesi bir buz kalesi…
Şimdilerde erimeye alındılar..
Soğuk savaş yıllarında donduruldular ve zamanları gelince devredelerdi.
Sonra buzhane!
Şimdilerde Silivri buzhanesi!
Aralarında bir eksik var.
Ziverbey asistanı Faik!
Kutuplar ürettiler ve şimdi sancı çekiyorlar.
Alışırlar!
Sabah kahvaltısında Amerikan süt tozu ve kurabiye!
Aralarında bazı eksiklerde var.
Mesela Ali Kalkancı….Fadime…..Gündüz gezer!
Nerede gezer?
Asfaltta!
Arada arşivlerinde Şevki ve Hasan Mezarcı nutuklarından derledikleri görüntüler…
Kanallara telefon ederler ve yayınlayın!
Ne hortlardı?
İrtica Balonu!
Ne bol balon varmış!
Bebelere balon!
Büyüklere masal!
Dedelere şemsiye!
Yazlıklar,milyon dolarlık kışlıklar,son model Jeepler….
‘Haydi, Bütün Eller Havaya’
Örtülü ödenek dolandırıcısı Parsadan kapıya!
Ne günlerdi değil mi?
Kurşun atan muhabbetleri!
Çıkından çıkan paracıklar….
Uyumaya devam edin…
Süt tozunun 60 yıldır zararı!