“Mücahid Türk” ve “Maymun Türk” Farkı

Kavim, içi doldurulması gereken şişedir; içine bal da koyabilirsiniz, b.k da. Zarf-mazruf meselesi; kavim zarfdır, onun inancı ve ideolojisi de mazrufdur. Asıl olan muhtevadır, yani mazruftur. Mesela bize bir mektup geldiğinde zarfı değil içinde ne yazıldığını önemseriz. Zarfa bakıp içindekini önemsememek söz konusu olmaz. İşbirlikçi-hain ve maymun Türk olacağı gibi, asıl, sadık ve şahsiyetli Türk de olmaktadır.

Zaten bizim inandığımız Türk, şahsiyetini ve kimliğini yitirmeyen, Batı’yı maymunvarî taklid etmeyen Türk’tür.

Bizce Türk, “Allah dostu”, “Allah adamı”, “Allah askeri” dir. Tarih boyunca ve bugün de örneklerini gördüğümüz gibi. İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nun mücadelesinde ve Tilki Günlüğü eserinde gördüğümüz gibi… “Kişi kavmini sevmekle kınanamaz!” hadisi malûm. Kavim sevgisi imândandır; yeter ki imânsızlığa yol veren bir kavim olmasın. Bu açıdan İslâm temelli milliyetçiliğe inananlardanız. Türk için söylediğimiz Kürt için de geçerlidir; Kürdün de mücahidi vardır, maymunu vardır. İşbirlikçi Türk ve Kürt, kavim farkına bakmadan birlikte olduğu gibi, mücahid Türk ve Kürd de birliktedir. Bozulmuş, dejenere olmuş, şahsiyetini yitirmiş, tarihinden-kültüründen utanır hale gelmiş maymun Türkleri sevmemiz söz konusu olamayacağı gibi, böylelerini, başta kavmimizin olmak üzere dinimizin, kültürümüzün, ahlakımızın, şahsiyetimizin düşmanı görürüz. İslâm’a inanan Türk ve Kürdün tarihi, kültürü ise birdir; bizce hâli de bir olmalıdır.

Bu maymun Türkler değil midir ki, Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet’ten beri kaleyi içten Batılılara teslim etmiş, İttihat ve Terakkî çeteleri eliyle de devleti ele geçirmiştir. Ve o şanlı nesillerin ardından, “nasıl doğdu bu fareler!” sözünü dedirtmiştir Üstad Necip Fazıl’a...

Bölücülükten tutun da, milleti millet yapan değerlerin parçalanmasının sebebi, maymun Türkler ve maymun Kürtlerdir. İslâm’a muhatap anlayışın dünya görüşünü örgüleştiren, şairliğinden maada ideolocya kuruculuğu ve bunun aksiyon adamlığıyla tanınması gereken Üstad Necip Fazıl’ın Büyük Doğu ideolocyası ile, Türk’ün ve tarihimizin muhasebesini, bize pusula değerinde yerine getirdiğini belirtelim.

Üstad Necip Fazıl’ın, “bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp” dediği “gardrop devrimleri”, bizi, geriliğe, cehalete ve ilkelliğe götürmüştür. Destanlık hamakat olmuştur… Türkün, Kürdün, Arabın, hâsılı tüm İslâm âleminin kurtuluşu değerindeki reçete BD-İBDA’dır.


Asil ve mücahid Türk (buna asil ve mücahid Kürt de dâhildir) vatanını üç kuruşa satmaz…AB kapısında yalvar-yakar olmaz… Amerikanın Ortadoğu da Eşbaşkanı olmaz… Ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını Batıya peşkeş çekmez… Amerika ve Avrupa’ya kuzu kesilirken kendi halkına sırtlan kesilmez… Kendi insanını Batılılara köle yapmaz, emeğin hakkını sömürüp uluslararası sermaye ile işbirliği yapmaz… Halkın içmeye ayranı yokken kendi zevkü sefa içinde yaşamaz… Halkını ve memurlarını paralı adamlarına coplatırken Amerikanın başına geçirdiği çuvala sessiz kalmaz…

Bir de kendine güveni tam olmayan yarı maymunlar var ki, bunlara yarı aydınlar da diyebiliriz. Yarı maymunlar, bir ideoloji sahibi olamadığı için kendine güveni olmayan, hem Batıcı hem de biraz geleneksel İslâmcı yahut milliyetçi olup arada kalan, yerine göre ise hainden beter olan ahmaklardır.Sanki şişe ile içindeki sentez olurmuş gibi Türk’le İslâm’ı sentez eden (Türk-İslâm sentezcileri) veya İslâm’la onun karşıtı olan Batı’yı sentezlemeye çalışan (Ilımlı İslâm-Ilımlı Laiklik gibi) görüş sahibleri yarı maymunlardır. Üstü hayvan, altı insan gibi hilkat garabetidir bunlar.

Batı, maymun Türk ve Kürtleri kullanabileceği gibi, böyle yarı maymunlarla da işlerini yürütmektedir. Sadece İslâmî retoriğe sahip olan özde ise moderniteye ve Batıcı anlayışa bağlı olan AKP-Fetullah çizgisi yarı maymuna örnek olur; Batı ve Amerika ile işbirliği halinde devrimci İslâm’a hainlik yapmaktan da geri durmazlar. BD-İBDA dünya görüşünü özümlememenin tabiî sonucu bu hâldir; lafta İslâmcılığın hazin sonu… Milliyetçilik muhtevadadır ve İslâm’a muhatap anlayış her kavmin mazrufudur; Türk de, Kürt de, Arap da, Çerkez de budur, bundan başka çıkar yol yoktur!..

Kaynak: Baran Dergisi/Kâzım GÖKBAYRAK

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.