T a r a f s ı z D e ğ i l i z

Milli Görüş, ulusalcı kılavuzlar ve bir 28 Şubat pişmanlığı...

Yakın zamanlarda 28 Şubat post-modern askerî darbesi gerçekleşirken bu
işin içinde olanlardan bazıları pişmanlıklarını dile getirip
Erbakan'dan özür dilediler. Gecikmeli de olsa olumlu bir gelişme.
Ancak, işi o kadar hafife almamalı ki, hataların yapılmasını teşvik
edecek bir yumuşaklığa geçit verilmemiş olsun.

Ne demek istiyorum? Açıklayayım: 28 Şubat sürecinde bazı siyâsîler ve
kesimler, Refah-Yol hükûmetinin devrilmesi için bazı komploların ve
hilelerin içinde yer aldılar. Seçimlerle iş başına gelmiş meşru
hükûmeti iş başından uzaklaştırmak için kimileri tezgahlar kurdular
yahut kurulan tezgahların içinde yer aldılar. Ancak bir noktayı çok
iyi anlamak lâzım. 28 Şubat sadece bir hükûmetin iş başından
uzaklaştırılması değil, bir kitlenin toptan sindirilmesi
operasyonudur. Bu operasyonda milyonlarca dindar insan büyük baskılara
maruz kalmıştır. Başörtülü üniversite öğrencileri, imam hatipliler,
üniversiteliler, iş adamları, sivil toplum mensupları, gazeteciler,
yazarlar ve daha pek çok kesimden insan mağdur edilmiştir. 28 Şubat
sürecinde kurulan tezgahlarda yer alıp sonradan pişman olanların, bu
süreci sadece bir hükûmetin iş başından uzaklaştırılması olarak
görmesi hatalı olur. Eğer böyle bir algı içindeyseler, 28 Şubat'ta bu
millete aslında ne yapıldığını tam kavramamışlar demektir.

Sözü getirmek istediğim yer belli. 28 Şubat döneminde parlamentoda
milletvekili olarak bulunan ve aynı zamanda dönemin hükûmet ortağı
DYP'nin önemli isimlerinden birisi olan Tevfik Diker, 28 Şubat'taki
darbe taraftarlığı konusunda 54. hükûmetin başbakanı olan Prof. Dr.
Necmettin Erbakan'dan özür dileyerek Millî Görüş içinde yer almaya
çalışmaktadır. Tevfik Diker'in pişmanlığını dile getirmesi ve Millî
Görüş'ü desteklemesi takdir edilmesi gereken bir davranıştır. Ancak
dikkat edilmesi gereken nokta, Tevfik Diker'in bundan sonraki
tavırları ve söylemleridir.

Tevfik Diker, kamuoyunun tanıdığı bir isim. DYP'nin de içinde
bulunduğu Refah-Yol hükûmeti yıkıldıktan sonra, darbe sonrasında iş
başına getirilen ANAP'ta yer aldı. Bu parti siyasi bir varlık
gösteremeyince, 2002 seçimlerinin yıldızı olan Uzan'ın Genç
Partisi'nde kısa bir süre bulundu. Çeşitli sivil toplum örgütlerinde
ve gazetelerde göründü. Hedefinin Millî Savunma Bakanlığı olduğu
söylenen Tevfik Diker, şimdi de Millî Görüş içerisinde kendine yer
aramakta. Seçim öncesi kaleme aldığı köşe yazılarında Saadet
Partisi'nin desteklenmesi gerektiği fikrini savundu. Ne var ki, benim
bu isme karşı olan mesafem ve soğukluğum hâlâ devam etmekte.

Emekli Yarbay, eski siyasetçi ve Yolsuzlukla Mücadele Derneği
Başkanlığı'nı yürütmüş Tevfik Diker, bir dönem de Yeni Şafak
gazetesinde yazarlık yaptı. Bu yazılarında Avrupa Birliği'ni savundu.
Ak Parti'yle arasını iyi tutacak fikirler ortaya koydu. Ve Tevfik
Diker,bundan tam üç yıl önce yine sansasyonel bir biçimde parti
değiştirerek Genç Parti'de genel başkan yardımcılığı görevini
üstlenmişti. Tevfik Diker'in o dönem çok gürültü koparan bir röportajı
olmuştu. Bakın o röportajda Tevfik Diker, yeni partisi GP ve onun
genel başkanı Cem uzan için neler demekte:

"Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan'a siyasi linç yapılmıştır. Cem
Uzan, iş adamı olarak para kazanmış sonra siyasete girince ve partisi
yüzde 7.5' in üzerinde oy alınca, bilahare yapılan anketlerde Genç
Parti %20'lere yükselince üzerine gidilerek siyasi linçe maruz
kalmıştır. Cem Uzan, siyasetçi olarak belediye başkanı, milletvekili,
bakan ve başbakan olup hazine kaynaklarını haksız şekilde kendi çıkarı
için kullanmamıştır. Aksine siyasetçi Cem Uzan'ın faturası iş adamı
Cem Uzan' a çıkarılmıştır.

Uzan sermayesi milli sermayedir. Cem Uzan hakkında kesinleşmiş hiçbir
yargı kararı söz konusu değildir. Cem Uzan' a yapılanlara baktığınızda
zaman zaman hukukunda çifte standart uyguladığını görüyoruz."

Bu röportajın çok gürültü kopardığını söylememiz boşuna değil. Zirâ bu
röportajda Tevfik Diker'in sarfettiği, "Askerler Cem Uzan'ın yanında
yer almamı istedi" sözü derhal Genelkurmay Başkanlığı tarafından
yalanlanmıştı. Fakat Tevfik Diker'in Genç Parti'deki görevi de uzun
sürmedi. Diker 2 ay içerisinde partisinden istifa etti.

Millî Gazete yazarı Hasan Ünal ile ilgili yazıma gelen tepkilerden de
anladığım kadarıyla, bu yazıyı okuyan bazı Boyut Haber okurları, "Adam
pişman olup gelmiş işte. Ne yani, kapıyı gösterip, redd mi edelim?"
diyecektir. Hem onlar için, hem de yazıyı özetlemek amacıyla diyeyim
ki:

"Her insan gibi Tevfik Diker'in de geçmiş hatalarından pişman olma
hakkı vardır. Hatta bu, takdir edilesi bir tavırdır. Ancak, Millî
Görüş'e ve Saadet Partisi'ne dahil olmak için, fikrî bir doğrultuya
sabitlenmek de gerekir. Üstelik, siyâsî hedeflerinin varlığı açıkça
hissedilen Tevfik Diker'in, Millî Görüş'e gelmek için neden
gidebileceği hiçbir partinin kalmadığı bir ânı beklediğini sorgulamak
gerekir. Bir de tabi şu ulusalcılık meselesi var. Daha üç yıl önce,
"Askerler Cem Uzan'ın desteklenmesini istedi" diyecek kıvamda bir
fikriyatı ve üslûbu olan Tevfik Diker'in, demokratlığını ve
ulusalcılıkla mesafesini bir kez daha ortaya koyması gerekir. Millî
Görüş'ün taban tabana zıt olduğu ve karşısında yer aldığı bazı
akımlar, ideolojiler ve görüşler vardır. Millî Görüş'ün asla
bağdaşamayacağı ideolojilerden birisi de, darbeci-tepeden inmeci-
baskıcı ulusalcılıktır. Ulusalcı ideolojiye mensup kimi şahsiyetlerin
dile getirdiği bazı doğrular olabilir. Hatta bu kimseler arasında,
vatanperverâne hisleri olanlar da yer alabilir. Bu kimselerle iletişim
ve temâs hâlinde olmak gerekebilir. Lâkin bu kimseler, Millî Görüş'ün
kurmayları ve kılavuzları olmaya başlarsa, halkın özgürleştirilmesi
mücadelesinin her devirde adı olmuş Millî Görüş, geniş kitleler
nazarında prestij kaybeder.

28 Şubat sürecinde yeterince direnemeyenlerin bile demokrat kesildiği
bir devirde, darbenin mağduru ve hedefi olmuş ve 40 yıllık geçmişinde
tam 4 partisini darbelere kurban vermiş Millî Görüş, ulusalcı
kılavuzlara ve kurmaylara muhtaçsa, o 40 yılın muhasebesi iyi
yapılamamış demektir.

Ahmet N. Güvener -Boyuthaber

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.