T a r a f s ı z D e ğ i l i z

(anadoluhaber) Re: Saadet'te Hizbullah çatlağı

BİRAZ SAKİN OLUN BAKALIM!

Arkadaşlar her birimiz ayrı ayrı söylemlerle konuya yaklaşıyorsunuz Aşağıda İbrahim Karagül'ün yazmış olduğu makaleyi bizzat okumanızda fayda var!  İRAN mevzuusuna yaklaşımlarınız tamamen duygusal olan arkadaşlara aslında büyük harflerle gösterdiğim satırlar gayet net cevap vermektedir...Kesinlikle mevzuuları ve isimleri birbirine karıştırmadan size bu makaleyi sunuyorum...İlgililerin dikkatlice okuması temennisi ile....


  Biraz sakin olun bakalım!- İbrahim Karagül

Acemice bir söylem, acemice bir kriz tezgahlanıyor. Azerbaycan'ı tarihi bir hataya sürüklemeye ve Türkiye'ye bu bölgede geri adım atmaya zorlama gibi endişe verici bir amaç seziliyor. Gerçeklerle, doğal tepkilerle gizli gündemlerin birbirine karıştığı, Türkiye ve Azerbaycan'a yönelik dar iktidar hesaplarıyla Kafkaslara yönelik çokuluslu senaryoların iç içe geçtiği, daha önce Kırgızistan ve Kazakistan'da görüldüğü gibi bir çeşit Türkiye düşmanlığının alt yapısının hazırlandığı, örtülü operasyonlarla şekillendirilen bir durum bu.

Hem Bakü'nün hem de Ankara'nın son derece dikkatli olması gerekiyor. Hem Azerbaycan kamuoyunun hem de Türkiye kamuoyunun sağduyulu olması gerekiyor. Bu senaryoyu kimler tezgahlıyorsa iki ülkenin, iki başkentin, iki toplumun hassasiyeti, zaaf alanları ve kırılganlığını kullanıyor. Gündelik tavırlar, politikalara, manevralar özellikle Azerbaycan'ın geleceğini ipotek altına alabilir. Türkiye'nin Doğu Kapısı'na kalın duvarlar örebilir.

Yüzyıllardır Kafkaslar üzerinden yürütülen Doğu ve Batı arasındaki bağlantıyı koparma stratejisini bugüne taşıyabilir. Ermenistan Karabağ dışındaki Azeri topraklarını niye işgal etti? Sadece pazarlık kartı olsun diye mi? Hayır, Rusya'nın yönlendirmesiyle işgal etti. Ermeni birlikleri İran sınırına yaklaştığında İran ordusu hemen sınırın Azeri tarafına geçip tampon bölge oluşturdu. İşte burada Rus-İran stratejisi uygulandı. Altınordu devletinin yıkılmasından bu yana aynı strateji hep canlı tutuldu. Rusya ve İran'da yönetimler ne kadar değişirsen değişsin bu strateji hiç değişmedi. Doğu-Batı Türk dünyasını, Sünni dünyayı ikiye bölme stratejisidir bu. Geçmişte olduğu gibi bugün de başarılı oldu. Hazar, bugünkü Azerbaycan işte bu oyunun yüzyıllardır sahnelendiği yerdir.

Bu yüzden öncelikle Karabağ dışındaki Azeri toprakları özgürleştirilmeli. Rusya için, İran için, bu strateji Karabağ'dan daha önemli. Bu yüzden de söz konusu topraklardan çekilme müzakereleri ciddi anlamda sabote edilecektir. Bakü'de iktidar sorunlarına bile yol açabilecektir. Azeri yönetimi, bu tarihi rolünün ne kadar farkında acaba? Devletlerin, ülkelerin, milletlerin, imparatorlukların ömrünü, gücünü bu stratejiler şekillendirir, gündelik politikalar, öfkeler, alınganlıklar değil. Bu yüzden Bakü yönetimi şu an atacağı adımların ülkesinin ve milletinin geleceğini belirleyeceğini çok iyi bilmeli. Türkiye, imparatorluk geçmişinde son derece etkili olan bu sınırın mahiyetini hatırlamalı.

Ermenistan'la ilişkilerin normalleşmesi sadece Ermenistan'ın değil, Türkiye'nin ve Azerbaycan'ın da lehine. Elbette Bakü yönetimi elindeki kartları son derece etkili biçimde kullanacak, kullanmalı da. Toprakları işgal altında, son derece mağdur edilmiş durumda ve bu mağduriyeti uluslararası kamuoyu tarafından hiç de önemsenmiş görünmüyor. 21. yüzyılın enerji projelerinin en etkin ülkelerinden ve böylesine bir güce sahip ülkenin kaynakları üzerine hesap yapanlar, bu ülkenin hassasiyetlerini bugüne kadar hafife aldılar. Bu ülkeye haksızlık ettiler. Bu gerçek bilinmeli.

Ama olay sadece Ermeni sınırının açılması değil. Azeri topraklarının da özgürleştirilmesi gerekiyor. Bu ikisinin birbirine paralel ilerlemesi gerekiyor. Sadece ABD'nin istemesi diye, sadece soykırım tartışması, sadece Ermeni lobisinin çalışmaları tek başına değerlendirilemez. Türkiye bunların idrakinde bir ülke. Böyle de olmaya devam edecek. Ankara'nın hassas yaklaşımını istismar edenler, Azerbaycan'ı yanlış yönlere sevkederek, Kafkaslar üzerindeki jeopolitik satrançta yeni bir hamle yapıyorlar. Bunun ne kadar farkındayız! Olay; Türkiye-Ermenistan, Türkiye-Azerbaycan, Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin çok ötesinde Rusya ile Batı arasındaki küresel ölçekli nüfuz mücadelesinin bir sonucu. Rusya, Ermenistan'ı da kaybettiğinde bütün Güney Kafkaslar'dan uzaklaştırılmış olacak. Enerji projeleri yeniden şekillenecek. Bölgenin geleceğine ilişkin yeni bir pozisyon belirlenmiş olacak.

Bu yüzden Azeri kamuoyu, hatta yönetimi Rusya ve müttefikleri tarafından tahrik ediliyor. Yanlış yönlendirme başarılı olursa, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev çok büyük bir hata yapmış olacak. Sadece kendisi için değil, ülkesi, milleti için geri dönülmez bir mahkumiyetin kapılarını aralamış olacak. Yüz yıl öncesine bakanlar bunu görecektir.

"Batı'ya karşı Rusya" kozu, enerji kozu kadar değerli. Aliyev elbette bu kartı kullanmalı. Ülkesinin çıkarı ne gerektiriyorsa onu yapmalı. Ama ülkesinin iradesini yok etmemeli, rehin vermemeli. Şu an böyle bir durum söz konusu değil. Sadece bir kart var ve hissettiriliyor. Ama gerçekten böyle bir eğilime girerse Bakü'de toz dumana karışabilir. Bu bile olabilir. Evet, Batı için Ermenistan önemli. Ama Azerbaycan çok daha önemli ve ne Batı ne de Türkiye Azerbaycan'ı bu kararı almaya iten sebeplere göz yumamaz.

Şu an için "Ermenistan Batı eksenine kayarsa" ihtimalinden hareketle Azerbaycan üzerinde bir deneme yapılıyor. Rusya kartını oynuyor. Hatta İran kartını oynuyor. Türkiye'de iktidar hesabı yapan çevrelerle bağlantılı olanlar da kendi gündemlerini uyguluyor. Türkiye-Azerbaycan arasında güven bunalımı derhal aşılmalı. Bu aşılmadığı sürece herkes kartını oynamaya devam edecek. Bu da ilk etapta Azerbaycan'da istikrarsızlıklara yol açabilir.

Bu yüzden öncelikle herkesin sakin olması lazım... !

03 Mayıs 2009 Pazar 21:25 tarihinde Yavuz Sultan <caldiranli@gmail.com> yazdı:

Şimşek bey size bir soru sordum ve cevabını bekliyorum… Fitne olarak saydığınız ve türlü hakaretlerinize ve dahi şahsımı kafir ilan etmenize sebeb olan meselede sorduğum şu soru;

 

“İran’la ittifak yapılsa bile, İran’ın tarihi arka planından dolayı dikkat etmek lazım” bunda yanlış olan nedir? Laf kalabalığı yapmadan cevap verin lütfen, zira meseleyi boğuntuya getiriyorsunuz…

 

Bu sorunun cevabını yüksek zatınızdan bir an evvel sabırsızlıkla bekliyorum…



03 Mayıs 2009 Pazar 21:08 tarihinde ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> yazdı:

Zatı aliniz! türedi olmalısınız ki, kişiyi nasıl bilirsin sorusuna verilen cevaptaki kendim gibi cevabına uygun cevap vermişsiniz.
Türkiyede bir İran hayranlığı yok. Ama ABD ve İsrail hesabına İrana saldırtılan Irakın durumuda meydanda Aynı şer ekseninin Türkiyeyi İranla çatıştırma ve iki tarafı bir birine yok ettirme oyunuda meydanda. Bu durumda durduk yerde İran düşmanlığının yeri ve zamanı olmadığı gibi gerekçeside yoktur. Üstelik bu durum İsrail yandaşlığı olarak algılanmasıda zaruri bir durumdur. Bunu yapanların yaptıkları ancak iki şekilde anlaşılır. Bu kişiler aslında ben bir islam düşmanı olduğum için bu düşman projesine yardıma çalışıyorum. Yada ben bu durumu anlayamayacak kadar ahmağım. Üçüncüsü ücreti mukabilinde de denilebilir ama onu şimdilik saymayacağım.
O halde bu konu gündeme getiriliyor ve müslüman halk arasında fitne çıkarılıyor ise bu fitneye alet olanlarda zerre kadar akıl yoktur. Gereksiz gıybetlere dalmakla bunlarda ahlakda yoktur. Bu tip insanların üç kuruşa yada başka çıkarlara hizmet etmesi ihtimali ise gayet çoktur. Bu iş için çalışan Batı ve İsrail ajanlarından çoğudu sözde dindar yada milliyetçi kripto sözde Türk Yahudiler ve Sabataistler ile masonlar ise zaten çoktur.
Fitne çıkarmanında fikir ile alakası hiç yoktur.
Fikir tartışması kılıfı altında saklanmanın da imkanı yoktur. Hani bir çalının arkasına saklansa burada var diye o çalının bağıracağı rivayetleri varya. Kimse sözlerinin arkasına saklanabileceğini zannetmesin. Sözlerde bağırıyor arkamda bir fesatçı var diye.
Durduk yerde fitne çıkarmasınız ölürmüsünüz. Fitneyi teşhis fitneciye hakaret edilmesini gerektirmez. Ama fitne teşhis edildiğinde bu işe alet olana fitneci denir. Fitneciye islamda kişi kendini müslüman olarak tanıtıorsa o zamanda münafık denir. Bunlar durum tespitleridir.
Fitne çıkaranı ikaz görvimizdir ve savunma refleksimiz olarakda mecburi hizmetimizdir. Eğer kasti yapılıyor ise münafıklıktır. Bu yüzden sayın ve muhterem münafık hazretleri sizleri gördüğümüz yerde ümti uyarmak bizim mecbur olduğumuz hizmetimizdir. Kusura bakmayınız mı dememizi bekliyorlar bazıları. Başka iş kalmadıda Tam ABD ve İsrailin İrana saldırma planları yaptığı ve bu işte bizleri kullanmak istediği şu sıralarda sizler nerden bir den bire zuhur ettiniz.
A.D.Şimşek

03 Mayıs 2009 Pazar 18:41 tarihinde BİZ ABDULHAMİT HAN NESLİYİZ ............... <abdulhamitnesliyiz@hotmail.com> yazdı:

KİM BU TÜREDİLER?  Bu Şii-İran hayranlığı-MİSYONERLİĞİ nereden türedi?
 
Ehli sünnet hassaaiyetinin Anadoludaki tarihi kökleri Türklerin İslamiyeti kabulüne dayanır...
 
Ashaba söven, çeşit çeşit iftiralar atan, hatta Kuran-ı Kerim'in tahrif edildiğini idda eden şiiler bu topraklarda ezelden beri sevilmemiştir. Anadolu insanının Ehli Sünnet hassasiyeti ve şii düşmanlığı hakkında İbni Batuda'nın 13. yy Anadolusunu anlatan seyahatnamesinden kısa bir bölüm.''...Kastamonu’dan sonra Sinop’a giden kervanlar . Burada namaz kılarken Hanefi mezhebine bağlı kişiler tarafından dikkat çekildiler. Maliki mezhebinden olduklarından dolayı ellerini kıyamda bağlamayışlarından  halk  onları Şii’lerden zannediyorlardı. Bir test uyguladılar ve onların Maliki mezhebine bağlı olduklarına inandılar. Bu test tavşan yeme ile ilgiliydi. Onlar tavşanı pişirip yiyerek Maliki mezhebinden olduklarını kanıtlamış oldular. Çünkü Şii’ler tavşan yemiyordu... ''
 
Müftü-ü ssakaleyn  Ebussuud efendi fetvalarında şiilerin kafir olduklarını hatta onların kafir olduğundan şüphe etmenin bile küfür olduğunu beyan ederken..
 
Bu günkü Ehli Sünnet geçinen Şii severler nereden türedi? İranın tarihten beri gelen şii propogandalarının misyonerliğini bunlara kim verdi? KİM BU TÜREDİLER?
 

Date: Sun, 3 May 2009 14:40:23 +0300

Subject: (anadoluhaber) Re: Saadet'te Hizbullah çatlağı
From: caldiranli@gmail.com
To: anadoluhaber@googlegroups.com

Ne güzel rahatlıkla iftira atmalar ve bunu çok şey biliyormuş edasında yaparak kendini tatmin etmeler. Utanmadan gıybetten bahsediyor neyin gıybetini yapıyormuşuz anlasak, açık açık buradan yazıyoruz. Bizim yazdığımız şekilde sende yazıyorsun.

 

Şia Sünni bizim çözeceğimiz işler değil demişsin, bende diyorum ki çözenin izinden bir şeyler söylemeye çalışıyoruz burada. Aç Mektubatı oku, İkinci Bin’in yenileyecisi neler demiş çözdüğü konularla alakalı. Hassasiyet hak getire, Şia Sünni kardeştir ayıranlar kalleştir, bir farkla kardeş dediğiniz Şii’ler sizi kafir görüyor…

 

Bilmem kaç nokta kaçı görünce paniklemişiz, daha muhatabını tanımadan iftira atmakda ne oluyorsa. Yazık ayıp günah diye bir şey var, fakat arkadaşlar kilitlenmiş İran ziyaretine. Yazıyor oradan Milli Görüş’ü kimseden öğrenecek değiliz. Bilmediğin sözünden belli, bilsen biliyorum demezsin. Sen değimliydin Sultan Baba’dan, M. Zahid Koktu Hz.’lerinden bahseden daha bahsettiğin o mübareklerin bu konudaki hassasiyetlerini bir öğren bakalım, Şia'nın Tassavuf hakkında ki görüşlerini öğren, Sünnilere nasıl ithamlar da bulunuyorlaröğren bakalım. Efendimizin ak ve pak zevcelerine neler diyorlar öğren, İfk hadisesini öğren. Ondan sonra cami cemaati ol veya olma.

 

Anlışılmayan nokta ve benimde niçin anlaşılmadığına şaştığım ve defalarca belirttiğim husus ve buna rağmen, kafir, Yahudi, Lavrence özentisi, fitneci daha bilmem neci ve neci olduğum mesele. Ve özellikle belirtmişiz laf kalabalığı yapmadan şuna cevab verin diye;

 

Emperyalizme karşı Şii’lerle ittifak yapılsa bile, Şia’nın tarihi arka planından dolayı dikkatli olmamız lazım. Bu söz doğrumu yanlış mı? Osmanlı Batı’ya akınlar düzenledikçe hep arkadan vuran Şia’mıdır değimlidir? Yavuz Sultan Selim Han bu durumu fark ettiği zaman Şah İsmail’i Çaldıran’da tepelemişmi, tepeledi ise ne için tepelemiş. Evet, başın başında buna cevab verin ondan sonra istediğiniz kadar laf kalabalığı yapın.

 

Anlayamadığınız ve beklide anlamak istemediğiniz neticesin de ise kâfirlikle itham ettiğiniz şahsımın sorularına cevab verin. Aksi takdirde susmanızı istirham ediyorum. Beni ilgilendirmez bilmem kaç nokta kaçla panikleyenler. Saadet Partisinin içine Şia’dan dolayı bir fitne düşer ve bundan dolayı da bir çatlak olursa yanlışa düşen kardeşlerim adına üzülürüm.



03 Mayıs 2009 Pazar 13:50 tarihinde EMRE SELMAN KAPLAN <emreselmankaplan@hotmail.com> yazdı:
boş ver demekle olmuyor kardeş
ümmetimin 40 yılını ve geleceğini mafettiler
ümmetin geçen yüzyılı hep zilletle geçti
milyonlarca müslüman toprağa düştü
yüzbinlerce kız kardeşimizin namusu kirletildi
milyonlarca çocuk yetim, yüzbinlerce kadın dul kaldı
şehirlerimiz harabeye döndü
nasıl boş vereceğim
yıllardan beridirde bu alnı secdeye deyenlerden çektiğimiz
bizi mafeden siyonisler değil
bizi maf eden bu cami cemaati
 

Date: Sun, 3 May 2009 04:29:19 +0300
Subject: (anadoluhaber) Re: Saadet'te Hizbullah çatlağı
From: yollarda19@gmail.com

To: anadoluhaber@googlegroups.com

KISKANANLAR ÇATLIYOOO BOŞVER EMRE......KARDEŞ MESAJLAR KARIŞTI EVET
TUTUŞTU BİRİLERİ..........5.2 Yİ GÖRÜNCE BAKSANA KORKUDAN KABİNEYE ARINÇI ALDILAR SIRF GÖZ BOYAMA SİZİ GİDİ İŞBİRLİKÇİLER

01 Mayıs 2009 Cuma 18:12 tarihinde EMRE SELMAN KAPLAN <emreselmankaplan@hotmail.com> yazdı:
herkes müsait yerine kına yaksın
saadet partisinde hiç bir çatlama yok.
kimse bizi karıştıramayacak.

 

Date: Fri, 1 May 2009 16:27:07 +0300
Subject: (anadoluhaber) Saadet'te Hizbullah çatlağı
From: caldiranli@gmail.com
To: anadoluhaber@googlegroups.com

Saadet'te Hizbullah çatlağı


İran'a kimin davetlisi olarak gittiğini gizleyen Erbakan'ı ülkenin Hizbullah partisinin çağırdığı ortaya çıktı.

 

 

http://www.ekolay.net/haber/images/erbakan-2949_ic.jpg

Akşam Gazetesi'nden Ali Ekber Ertürk'ün haberine göre, Siyaset yasağı kaldırılan ve Saadet Partisi'nde (SP) Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığı'na getirileceği konuşulan eski Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan ile partisi arasında 'Hizbullah çatlağı' patlak verdi. İran'a 10 günlük sürpriz bir ziyarette bulunan Erbakan'ın, İran'ın Hizbullah Partisi ile işbirliği yaptığı ortaya çıktı.


İran dönüşünde basın toplantısı düzenleyen Erbakan, Hizbullah'ın adını anmadan, 'Ayetullah Harrazi'nin genel başkanlığını yaptığı parti ile toplantılar yaptık. Yeni bir dünya düzeninin kurulması için ortak örgütler oluşturulacak. Ortak çalışmaları Türkiye'de Saadet Partisi, İran'da Harrazi'nin partisi yürütecek' demişti. Erbakan'ın sözünü ettiği Harrazi'nin, İran Hizbullah Partisi'nin lideri Ayetullah Seyyid Muhammed Bager Harrazi olduğu anlaşıldı.

Erbakan Hoca'nın, SP adına İran Hizbullahı ile işbirliği yapması, partide ciddi bir krize neden oldu. Erbakan'ın Hizbullah'la yaptığı anlaşmayı üstlenmeyen SP yönetimi, partinin böyle bir kararının bulunmadığını bildirdi ve Erbakan'ın SP adına yaptığı açıklamaları reddetti.

KENDİ ŞAHSİ GEZİSİ
SP Genel Sekreteri Turhan Alçelik, Erbakan'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin eski bir başbakanı olarak İran'a gittiğini belirterek şunları söyledi: 'Bu gezinin SP ile en küçük bir bağlantısı ve alakası yok. Hocamızın kendi şahsi gezisidir. Partimizin kurumsal kimliği ile bağlantılı bir ziyaret değildir. Erbakan Hocamız, bir eski başbakan olarak kendi adına İran'a gitmiştir. İran'daki parti ile yapılan görüşmeler ve anılan işbirliğinin de SP ile bir bağlantısı yoktur. Partimizin bu konuda aldığı bir karar, attığı bir adım veya bir düşünce de bulunmamaktadır. Zaten Anayasamıza ve Siyasi Partiler Kanunu'na göre yabancı bir ülkedeki siyasi parti ile kurumsal işbirliğine gidilmesi de mümkün değildir.'

Alçelik, İran gezisine Erbakan ile birlikte katılan SP Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu için de, 'Sayın Karamollaoğlu bu geziye Hocamızın tercümanı olarak katılmıştır. Partimizi temsilen yer almamıştır' diye konuştu.

TÜRKİYE'Yİ TEHDİT ETMİŞTİ
İran Hizbullahı'nın lideri Harrazi, 18 Nisan 2006'da yaptığı bir açıklamada ABD'nin İran'a saldırması durumunda, dünyadaki tüm ABD hedeflerine intihar saldırıları düzenleyeceklerini söylemişti. Tehditlerini Türkiye'ye yönelik olarak da sürdüren Harrazi, 'Eğer ABD, Türkiye'deki üsleri kullanır, Türkiye'den yardım alırsa, hiç şüpheniz olmasın ki size de saldırırız. Bize saldırana kim destek verirse versin, karşılıksız bırakmayacağız. Öyle bir karşılık vereceğiz ki, El Kaide'nin eylemleri yanında hiç kalacak' demişti. Harrazi, Türkiye'deki yasadışı Hizbullah'la bir bağlantıları olmadığını da belirtmişti.

 

http://www.ekolay.net/haber/haber.asp?pid=3&haberid=611882








Windows Live™ ile e-posta kutunuzdaki işlevlerin çok ötesine geçin. Diğer Windows Live™ özelliklerine göz atın.














--

 ---------------------------------------------------------
"HAKİKATİN HATIRI ,DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR"
(HZ ALİ ra.)

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.