Orhan Akdemir
oakdemir@furkandergisi.com
oakdemir@furkandergisi.com
Emperyalizmin ileri karakollarından biri de Oryantalizm’dir. Doğu Bilim olarak tercüme edilen Oryantalizm’in İslâm âlemine verdiği zararlar, yüzünün şefkatli (!) görüntüsü sebebiyle anlaşılamamıştır.
Mevzumuz Oryantalizm olmadığından kısa bir hatırlatmada bulunduk. Asıl mesele Oryantalizm’i mahâretle kullanan emperyalistlerin gerçek kimliklerini masaya yatırmaktır.
Malum, Obama ABD başkanı olduğunda ilk ziyaretini Türkiye Cumhuriyeti’ne gerçekleştirerek İslâm âlemine kendince doğru bir mesaj verdi. Müslümanlar etkilenmedi desek yalan olur; bir hayli insan bu ziyaretten duygusal mânâda etkilendi.
Zamanlaması iyi yapılmış bu ziyaretin temelinde hiç şüphesiz emperyalizmin yeni ve yumuşak bir yüzle sömürüsüne devam etme niyeti yatıyor… Bu, tarih boyunca böyle olmuştur. Obama’nın ön isminin Hüseyin olması, birçok Müslüman’ın yelkenlerini daha kolay indirdi. Müslümanlar için güzel şeyler söylemesi de duyguları iyice kabarttı.
Fakat… Tarih gösteriyor ki, emperyalistler bunu daima yapıyorlar. Bugün Obama’nın Müslüman olduğu kanaatine kapılanlar, tarihte Napolyon’un yaptığı atraksiyona bakabilirler… Diplomasiyi çok iyi kullanan Napolyon da bu sebeble hâlâ saf birileri tarafından Müslüman zannedilir.
Neyse… Uzatmadan anlatmak istediğimiz meselenin bamteli olabilecek Napolyon’un fermanına geçelim… Tarihte olanlarla, bugün olanlar arasındaki benzerliklerin mânâsına vukûfiyetle kendi yolumuzu tayine kendimiz olarak bakalım.
Rahmân ve Rahîm Olan Allah'ın Adıyla. Allah'tan başka ilâh yok¬tur. O'nun bir oğlu olmadığı gibi mülkünde ortağı da yoktur. Özgürlük ve eşitlik ilkesi üzerine kurulu olan Fransız Cumhuriye¬ti adına, Fransız ordularının Başkumandanı General Bonaparte, uzun bir süredir Mısır üzerinde sulta kuran sancakların, Fransız topluluğuna karşı kötü ve aşağılayıcı bir şekilde davrandığını, tüccarlarına her tür eziyeti yaptığını, bundan dolayı da ceza vak¬tinin geldiğini bütün Mısır halkına ilan eder.
Ne yazıktır ki Gürcistan ve Çerkez dağlarından getirilen bu Memlükler, yeryüzünün en güzel beldesinde yüzyıllar boyunca fecr ü fesat içerisinde hareket etmişlerdir. Fakat âlemlerin Rabbi olan Allah, artık onların hükmünün sona ermesini takdir etmiş¬tir.
Ey Mısırlılar! Size benim buraya dininizi ortadan kaldırmak için geldiğimi söylüyorlar. Bilin ki bu bir yalandır ve bu tür sözlere de¬ğer vermeyin. Onlara şunu söyleyin: Ben buraya sizin haklarınızı zalimlerin elinden almak için geldim ve ben Allahu Teala'ya Memlüklerden daha fazla kulluk eder, O'nun peygamberi Mu¬hammed'e ve kitabı Kur'an-ı Kerim'e onlardan daha fazla hürmet ederim.
Onlara aynı zamanda şunu söyleyin: Allah katında bütün insan¬lar eşittir. Üstünlük ancak akıl, fazilet ve ilimledir. Fakat insanları üstün kılan bu akıl, fazilet ve ilimden Memlükler ne nasip almışlar ki bu dünyada hayatı tatlı kılan her şeye sadece onlar sahip ol¬mak istiyorlar? Nerede mümbit bir toprak bulunsa, Memlükler el koyuyor. En güzel köleler, en iyi atlar, en güzel yurtlar hep Memlüklere ait oluyor. Eğer Mısır diyarı Memlüklerin mülkü ise, o zaman onlar da Allah'ın emrettigi vergiyi ödesinIer. Fakat âlemlerin Rabb'i insanlara karşı merhametli ve adildir. O'nun yardımıyla bu günden itibaren hiçbir Mısırlı önemli mevkilerden men edilmeyecek, onlar arasından akıllı, adil ve ilim sahibi kişiler kendi işlerini yönetecek ve böylece bütün halkın işleri adaletle yapılacaktır.
Eskiden Mısır topraklarında büyük şehirler, geniş kanallar ve canlı bir ticaret vardı. Bütün bunları yok eden, Memlüklerin hırs ve des¬potluğundan başka bir şey değildir.
Ey kadılar, şeyhler ve imamlar! Ey Şurbeciyya ahalisi! Halkınıza şunu söyleyin: Fransızlar da sadık Müslümanlardır ve bununla uyumlu olarak onlar Roma'yı işgal etmiş ve Hıristiyanları İslâm'a karşı savaş yapmak için kışkırtan Papalık merkezini yerle bir et¬miştir. Daha sonra Fransızlar Malta Adası'na gittiler ve Müslümanlara karşı savaşmak için Tanrı'dan emir aldıklarına ina¬nan şövalyeleri oradan kovdular. Dahası Fransızlar kendilerini her daim Osmanlı Sultanı'nın -Allah onun saltanatını daim kılsın- en sadık dostu, düşmanlarının en yaman düşmanı olarak ilan etmiş¬tir. Buna karşılık Memlükler, Osmanlı Sultanı'na itaat etmemiş ve emirlerini yerine getirmemişlerdir. Aslında onlar kendi hırsların¬dan başka hiçbir şeye itaat etmemişlerdir.
Hiç gecikmeden bizimle uyum içinde hareket edecek Mısırlılar için rahmet üstüne rahmet vardır; çünkü onların durumu hemen düzeltilecek ve mevkileri yükseltilecektir. Aynı zamanda evlerin-de oturup iki düşmandan birinin tarafını tutmayan, fakat bizi yakından tanıyınca bütün kalpleriyle bize yardıma koşacak olan¬lar için de büyük nimetler vardır. Memlüklerle ittifak edip bize karşı savaşlarında onlara yardım edenleri ise büyük bir felaket beklemektedir; çünkü onlar hiçbir kaçış yolu bulamayacak ve on¬ların hiçbir izi kalmayacaktır.
Birinci Madde: Fransız ordusunun geçtiği yerlere üç saat uzaklıktaki bütün köyler ordu komutanına, teslim olduklarını ve beyaz, mavi ve kırmızı renklerden oluşan Fransız bayrağını astık¬larını söyleyen bir temsilci göndermekle mükelleftirler.
İkinci Madde: Fransız ordusuna karşı ayaklanan bütün köyler yakılacaktır.
Üçüncü Madde: Fransız ordusuna teslim olan bütün köyler Fransız bayrağını, ayrıca dostumuz Osmanlı Sultanı'nın -ilelebed yaşasın- bayrağını asmak zorundadır.
Dördüncü Madde: Her köyün önde gelen kişileri Memlüklere ait bütün mülk, ev ve diğer mal varlıklarını derhal mühürleyecek ve hiçbir şeyin kaybolmaması için azamı gayret gösterecektir.
Şeyhler, kadılar ve imamlar makamlarında durmalıdır. Böylece bütün ahali kendi evinde huzur içinde olacak ve camilerde na¬mazlar adet olduğu üzere kılınmaya devam edecektir. Bütün Mısırlılar Memlüklerin iktidarını ortadan kaldırdığı için Allahu Te¬ala'nın rahmet ve inayetine şükredecek ve yüksek bir sesle şöyle diyecektir: Allah Osmanlı Sultanı'nın şanını daim kılsın! Allah, Fransız ordusunun şanını muhafaza etsin! Allah, Memlüklere lAnet etsin ve Mısır halkını ıslah etsin.
İskenderiyye Ordugâhı'nda, Fransa Cumhuriyeti'nin kuruluşunun (6. yılı olan) Messidor ayının 13. gününde, yani Hicrî (1213 yılının) Muharrem ayının sonunda (2 Temmuz 1798) kaleme alınmıştır.
Napolyon’un Mısır’a çıktığı gün İskenderiye’de bulunan düşünür Abdurrahman el Ceberti bu fermanın kritiğini yaparak yalan ve yanlışları göstermiş… Bize de düşen, bugün emperyalizmin temsilcisi ABD başkanı Obama’nın yalanlarını ortaya kaymaktır.
Müslümanlara yandaş olduğu imajını veren Obama Afganistan’da daha çok Müslüman öldürebilmek için NATO’dan asker direniyor… Yoksa siz de, “Bize ne Afganlı Müslümanlardan” diyenlerden misiniz?
Başımıza ne geldiyse bundan geldiğini anladığımız gün adam oluruz. Zira reel politik manevraları ve palavraları şahsiyetsiz politikalara yol açıyor…
Furkan Dergisi, s. 33, 2009
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Obama İslam dünyasına bazı Kuran Ayetlerini okuyarak mesaj veriyor,ancak yaptılanlara ancak kendisi pişman Amerika değil, iyi bir imaj obama, diğer ayetleride biz söyleyelim o zaman.
YanıtlaSilBakara suresi
"Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde, "Biz ancak ıslah edicileriz!" derler.
İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.
İman edenlerle karşılaştıkları zaman, "İnandık" derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, "Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz" derler.
Rabbin bozguncuları daha iyi bilendir.