Hüsnü Mahalli, Mayın meselesinden Afrika'ya uzanan başlıklarda MOSSAD gölgesini anlattı.
Yeni Asya'ya konuşan Hüsnü Mahalli, "İsrail'in Yahudilik adına hareket etme hakkı varken, Müslümanların İslâm adına hareket etmeleri dünyaca kabul görmüyor. Bu insanlardan korkmalıyız. Tarih boyunca neler yaptıklarını çok iyi biliyoruz" dedi.
Mayınlardan temizlenmesi gereken alan Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak illerinin büyük kısmı Suriye, bir kısmı Irak ile olan sınır bölgesini kapsayan 877 km'lik ve 216 bin dekarlık alanı kapsıyor. 1956 yılında bu topraklar mayın döşenmek üzere istimlak ediliyor ve NAMSA, Suriye'nin tehlike olduğu gerekçesiyle, Amerikan stoklarındaki mayınları buraya döşüyor. Dünya da Ottowa sözleşmesi gereği kara mayınlarını ortadan kaldırmaya karar veriyor. Türkiye kendi teknolojisi yetmediği gerekçesiyle bu işlemi hizmet karşılığı ihaleye gidilmesi, bunun sonuçsuz kalması durumunda arazinin 44 yıla kadar kullanım karşılığı temizlenmesini öngören başka bir ihale açılmasını öngörüyordu. Tartışma tam bu noktada çıktı ve İsrail'in bu ihaleyi alabileceği ve büyük bir problemin bölge ülkelerini beklediği konuşulur oldu. Bu tartışmalar ihalenin şu şekilde yasalaşmasını beraberinde getirdi: Buna göre ihalede öncelik NATO'ya bağlı NAMSA şirketine verilecek. Mayın temizleme işi öncelikle Millî Savunma Bakanlığı tarafından dâvet usulüyle yaptırılmaya çalışılacak. Bu yolla yaptırılamazsa, Maliye Bakanlığı hizmet satın almak suretiyle ihaleye çıkacak. Bu yöntemden de sonuç alınamaması halinde, yap-işlet-devret modeli devreye girecek.
Yorumculara göre, hâlâ İsrail'in bu toprakların işletimini alma ihtimali var. Biz de bu konuyu Ortadoğu uzmanı yazar Hüsnü Mahalli'yle konuştuk. Neden İsrail tehlike olarak görülüyor? İsrail'in daha önce dünyada bu konuda nasıl bir imajı var? İsrail'in Afrika deneyimini konuştuk....
Suriye sınırındaki mayınlı arazinin temizlenmesi konusu neden vatana ihanet tartışmalarına kadar vardı? Bu proje zaten hükümetlerin gündeminde değil miydi?
Mayınların temizletilmesi meselesi, 1974 Ecevit-Erbakan hükümetinin de gündeminde vardı. Vatana ihanet tartışması, temizlenen arazinin kırk dört yıl İsraillilerin kullanımına verilebileceği üzerine çıktı. Bunun gerekçesi ne olursa olsun, İsrail'e kullanımı için verilecek toprağın izahı yoktur. Bu toprakları işletmesi için Avusturyalılara, Almanlara, Afrikalılara verebilirsiniz, ancak İsraillilere veremezsiniz. İsrail gerçek bir tehlikedir, bunun şakası yoktur. Yurt dışında görev yapan bütün İsrailliler MOSSAD'la işbirliği yaparlar. Bunun içindir ki, İsrail'e verilecek toprak, vatana ihanettir. Eğer böyle bir şey olursa, bu insanlar Hatay'dan Şırnak'a kadar olan bölgede dolaşacaklar. Bölgedeki şehirlerin analizlerini yapacaklar.
İsrail dışında diğer ülkelerin istihbaratları yok mu? Aynı şeyleri onlar da yapamaz mı?
Bu arazi Suriye sınırındadır. Ortada, Suriye meselesi var. MOSSAD ajanları Suriye sınırı ile ilgili bilgi toplayacak, Irak'ı, İran'ı dinleyecekler. Bir de bu bölgede Kürt meselesi gibi hassas bir mesele var.
Suriye Devlet Başkanı Esad, Başbakan'la bu konu üzerinde görüşmüş olabilir mi?
Mayınlarla ilgili bir görüşme olduğunu zannetmiyorum. 17 Eylül 1978'de Camp David anlaşması imzalanarak Mısır'la bir barış sağlandı. Ancak sınırlar açık olmasına rağmen, Mısır halkı İsrail'e gitmez. Çünkü karşıda İsrail var. İsrail hiçbir şeye benzemez. İsraillilerin Afrika deneyimine bakın, ya iç savaş çıkarmışlar, ya da ülkeleri birbirine kırdırmışlardır.
Başbakan sizin gibi düşünen insanları sermaye ırkçıları olarak tanımlıyor....
Bu mesele, sadece Türkiye'yi ilgilendirse sorun değil. Madem Yahudileri seviyorsun, sermayenin dini imanı yok diyorsun tamam. Türkiye egemen bir devlet olarak istediğini yapar, bunun vatana ihanet olup olmadığını da kamuoyu tartışır. Ama mayınlı arazilerin kullanımı meselesi, bölge ülkeleri de ilgilendiriyor. Şırnak'tan İran'a kaç kilometre var?
Bu kadar önemliyse niye Suriye tepki vermiyor?
Şu an bir tartışma var. Fiilen toprakların kullanımı İsrail'e verilmiş durumda değil. Senaryolar üzerinden konuşuyoruz. Yarın öbür gün ihaleye verildi ve İsrail aldı "Almanlar 100, Fransızlar 110, Malezya 90, İsrailliler 10 liraya temizliyor" söylemleri gerekçe olamaz. Eğer böyle bir şey olursa, insanlar, "Bu toprakların İsrail'in kullanımına verileceği daha önce belirlenmişti. Bu oyundu" diyecek. Böyle bir şey Türk hükümetinin üzerine yapışır.
Siz daha önceden böyle bir anlaşma yapıldığına inanıyor musunuz?
Ben kişisel olarak, Başbakan Erdoğan'ın böyle bir şey yapacağına inanmıyorum. Hükümetin yedi yıllık dış politikasındaki Ortadoğu, Arap politikasını savunduk. Davos'u bir kenara bırak, genel olarak Arap kamuoyu "Biz sana inandık, Türkiye'yi sevdik, eğer İsrail'e toprak vereceksen Gazze Savaşı'nda neden İsraillilere kafa tuttun? Ahmet Yasin öldürüldüğünde neden İsrail'e terör devleti dedin? Halid Meşal'i neden Türkiye'ye dâvet ettin? Niye Hizbullah'la konuştun? Neden Sadr'la konuştun?" demez mi?
İsrail açısından mayınlı arazinin bir önemi var mı?
Bu tartışmalar yapılırken, İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy, Urfa'yı ve parlamentoyu ziyaret ederek tartışmaları provoke ediyor. Levy, Urfa ziyaretinde "Bizde bütün çocuklar Harran'ın rüyasını görür" dedi. Şu an Güneydoğu'da tarım danışmanı olarak çalışan Yahudi firmalar var. Urfa Yahudiler için kutsalsa, Filistin de Müslümanlar için kutsal. O zaman bir buçuk milyar Müslüman, "Filistin'e gidelim." Bu insanların zihniyetleri çarpık. Washington'dan, Moskova'dan, İzmir'den Yahudiler kalkıp neden Filistinlilerin topraklarına gidip onları öldürüyor? Levy'nin sülâlesi Beyazıd'ın getirdiği Yahudilerden ve yıllar sonra İzmir'den Filistin'e gitmişler. Senin sülâlen İzmir'de 400 sene yaşamış, Filistin'e niye gidiyorsun? Bırakın Müslümanları, Batıda neden antisemitizm var. Demek ki adamlar gerçekten antipatik.
Güneydoğu'da tarım sektöründe çalışan bu Yahudi firmalar MOSSAD'a istihbarat sağlıyor olabilir mi?
Kesinlikle istihbarat sağlıyorlar. Bunu tesbit etmek devletin işi. Şu an bölgede MOSSAD'a bilgi aktaran istihbarat elemanları yüz kişiyse, mayın temizleme işinde bin kişi, kırk yıllığına verildiğinde on bin kişi olacaklar. Tarım çiftlikleri kurulduğunda, İsrail'den insanlar getirilecek. Kırk yıl o topraklar üzerinde yaşadıktan sonra buralar benim toprağım deme ihtimalleri var. Ben Türkiye'nin İsrail'le herhangi bir şekilde iş yapmasına karşıyım. Onların nasıl tehlikeli olduğunu bilirim.
Muhalefet mayın konusunda yaptığı eleştiriyi, neden İsrail askerlerinin Konya'da eğitimi konusunda yapmıyor?
Eğer bu konu Suriye, Irak ve İran'ı ilgilendirmeseydi, bu tartışma olmazdı. Türkiye'nin İsrail'le askerî, ekonomik ilişkilerine baktığınızda, dört dörtlük bir ilişkisi var. Bu başka bir hikâye. Bu, Türkiye'nin egemenlik hakları içinde yaptığı bir anlaşma.
Az önce İsraillilerin Afrika'daki etkisinden bahsettiniz. Bunu anlatır mısınız?
Somut bir örnek Ruanda. İsrail bu bölgeye mayın temizlemek için gitti ve sonra Hutular ve Tutsilerden bir milyon insan baltalarla birbirini kestiler.
İki kesimin de danışmanları Yahudiydi. Google'den İsrail'in Afrika'daki rolü diye girin, orda somut isimler, tarım şirketleri, mayın şirketleri hepsinin ismi karşınıza çıkacaktır. Başka bir örnek Somali ve Etopya. Bu iki devletin başkanları aynı aşiretten ve akraba oldukları halde Yahudi danışmanları nedeniyle sürekli savaştılar.
Mayınlı arazilerin İsrail'e verilmesini analiz ederken, Kürt meselesi konusunun da dikkat edilmesi gereken bir mesele olduğunu söylediniz. İsrail'in kırk yıllığına bu topraklara yerleşmesi Kürt sorununa nasıl yansır?
Sayın Cumhurbaşkanı Gül, Dışişleri Bakanı iken, Kuzey Irak'ın MOSSAD ajanlarıyla dolu olduğunu söyledi. Arşivlere bakın...
Ne anlamak lâzım bu ifadeden? Eğer, K. Irak'ta MOSSAD ajanları cirit atıyorsa, Türkiye'ye kırk yıllığına gelecek İsrailliler arasında kurulacak kontaktı düşündüğünüzde, Güneydoğu için riskin ne olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Sizin öngörünüz ne?
Bu çiftliklerde çalışacak bir İsrail ajanı, gidip bir karakola bomba koysa, askerler ölse, Atatürk barajına bomba koysalar... Ortamın nasıl olacağını siz tahmin edin. İsraillilerin yapamayacağı şey yoktur. İsrail'in, Afrika'da yaptığı şeyler varken, aynı şeyi Türkiye'ye baş belâsı etmenin bir anlamı yok. Büyük İsrail'in Nil'den Fırat'a kadar olduğu anlayışını, İsrail paraları üzerinde Anadolu haritalarının olduğunu bir kenara bıraksak bile, büyükelçi Urfa için, "Burası benim tarihsel ilgi alanım içindedir" diyor. Rica ediyorum, okuyucular İsrail'in, Afrika'da nasıl iç savaş çıkardığını internetten araştırsın. Eğer Türkiye'deki bu araziler İsrail'e verilecek olursa Afrika'da hizmet veren bu firma, Türkiye'ye gelecektir. Bu gelişmelerden korkmamız, senaryo değildir. Benim tanıdığım Erdoğan, Gül ve AK Parti yöneticileri bunu yapmayacak diye düşünüyorum. Yaparlarsa yapacak hiçbir şey kalmaz.
Türkiye ile İsrail arasında dört dörtlük bir ilişki varsa, tarım arazisinin onlara verilmesi çok sürpriz olmaz zannedersem?
Umarım öyle değildir.
Kürt meselesi demişken K. Irak'ta Kürt Yahudiler olduğu yönünde bilgiler vardı. Bu açıdan baktığımızda, İsrail'in 44 yıllığına bölgeye gelmesi başka bir anlam ifade eder mi?
İlk defa size somut bir örnek vereceğim. Ben ilk yıllarımda Teknik Üniversite'de okuyordum ve Kürt arkadaşlarla bir ev tutmuştuk. Ev arkadaşlarımızdan Muhammed Yıldız, Teknik Üniversitesi'nde okuyordu. Biz diğer arkadaşlarla gezerdik, eğlenirdik, ama Muhammed namazında niyazındaydı. Aradan yıllar geçti, sekiz dokuz sene önce Irak'a gittikten sonra görmediğim Muhammed, çat kapı Taksim'deki ofisime geldi. Diplomasını kaybettiğini ve yeni bir diploma alması için kendisine yardım etmemi söyledi. Ben de "gazeteye ilân verelim" dedim. Diplomada "Irak doğumlu" diye ifade vardır. Muhammed, "Artık ben Iraklı değilim, İsrailliyim" dedi. 1991'den sonra MOSSAD Kürt bölgesini dolaşmış ve bazı insanlara 3 kuşak önce annesinin Yahudi olduğunu iddia eden belgeler sunmuş. Altı ay inceledikten sonra, "Doğru olduğuna inanıyorsan, al numarayı gel İsrail'e vatandaşlık verelim" demiş. O dönem Barzani ve Talabani arasındaki savaş, Türkiye'nin Çekiç Güç'ü gönderme planı bölgeyi yaşanmaz hale getirdiği için, Muhammed İsrail'e gitmiş ve numarayı göstermiş. İsrail Devleti o gün kendisine Yahudilik beratı ve vatandaşlık vermiş. Şimdi bu arkadaş Yahudi. Arapça, Kürtçe, İngilizce, Acemce, Türkçe biliyor. Arada bir gelip gidiyor. Her gelişinde topladığı bilgileri MOSSAD'la paylaşıyor. Somut bir örnek ve arkadaşın bana anlattığı birçok konu var. Nasıl olur da böyle bir İsrail'le çalışılabilir? Onun için İsrail'e hiçbir şekilde güvenmem.
Tarım yapılacak toprakların köylülere iade edileceği konusu karşısında Başbakan, "Yok öyle bedavacılık" dedi. Sizce topraklar köylülerin mi?
Mayın döşenen araziler istimlâk edilmiş ve kanunda amaç dışı kullanımda tekrar eski sahiplerine iade edileceği yazılı. Mayın temizlenecek burada tarım yapacaksanız amaç dışına çıkmış oluyorsunuz. Bu toprakların eski sahipleri üç ay içinde aldıkları istimlâk bedelini iade ettiklerinde, topraklarını geri alabilirler. Bu o insanların anayasal hakları ve haksızlığa uğradıklarında dâvâ açma yetkileri var.
Siz mayınların nasıl temizlenmesini istiyorsunuz?
NAMSA bu mayınları Suriye'nin tehlike olduğu söylemiyle sınıra yerleştirdi. Kendisinin bu pisliği temizlemesi lâzım. O dönemde Suriye yeni kurulmuş, ordusu bile yoktu. Nasıl olur da Türkiye'ye karşı tehlike olabilirdi. Türkiye, NATO ülkesi, Türk subaylarının denetiminde bu mayınların temizlenmesini istiyorum.
Hükümetin bu projesi ekonomik bir getiri için mi yapıldı?
Tarımı sen ben yapamam mı Allah aşkına! Kooperatif kurarız. Bugün Türk firmaları Rusya'nın Sibirya'sında, Libya'nın çölünde iş yapıyor, kendi toprağını mı işletemeyecek? Türk insanı beceriklidir.
Yahudilere hiç mi güvenmiyorsunuz?
Yahudilik meselesini cesaretle tartışmamız gerekiyor. İsrail kendini Yahudi devleti olarak tanımlıyor. Ben İsrail'i eleştirdiğim zaman, antisemitizmle suçlanmamalıyım. İsrail Dışişleri Bakanı Liberman seçim kampanyasında Filistinliler üzerine nükleer bomba atmaktan bahsetti. Kimse eleştiremedi. Moldova'da bar kabadayısıyken Filistin'e yerleşmiş bu insanın neden burada olduğunu tartışalım. Ben İsrail'e sert çıkınca Yahudi düşmanı oluyorum. Bakın bizi nasıl sıkıştırıyorlar? Arap coğrafyasında yaşayan Yahudiler var. Bunlara en ufak bir şiddet uygulanıyor mu, ancak İsrailliler İzmir'den ve dünyanın bir çok yerinden kalkıp Filistinlileri öldürerek onların topraklarına yerleşiyorlar. Ve bunu din namına yapıyorlar. Ben de Müslüman olarak bu insanların Allah tarafından lânetlendiğini söyleyebilmeliyim. Ancak İsrail'in Yahudilik adına hareket etme hakkı varken, Müslümanların İslâm adına hareket etmeleri dünyaca kabul görmüyor. Bu insanlardan korkmalıyız. Tarih boyunca neler yaptıklarını çok iyi biliyoruz.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.