11/07/2009
Cuntalar, despotlar ve gerçekler
Herhangi bir dine inanmak nasip meselesidir. İnanmayana ne diyebilir ki?
Ama, kendisi inanmıyor diye inananların inançlarına düşmanlık yapanlara karşı söyleyecek çok sözümüz var.
Ülkemizde yaşayan insanlar içinde hiçbir dine inanmayanlar ya da çoğunluğun inancının dışında inancı olanlar varsa da çok büyük çoğunluğun Müslüman olduğu bir gerçektir.
Bu gerçeklikten rahatsız olup, insanlarımızı Müslümanlıktan koparmaya çalışanlara dahi müsamaha ile bakarız. Ama kimsenin Müslümanlara hakaret etmeye, onları incitmeye, Müslümanlığı düşman ilan ederek savaşmaya hakkı yoktur.
Hele halkımızın kendisine verdiği yetkiyi, gücü, imkânı ve silahı kullanarak halkımızın inancına saldırmak ise kimsenin haddi olmamalıdır.
Ne yazık ki ülkemizde böyle bir damar vardır. Kamu görevlileri, basın yayın mensupları, askeri ve sivil bürokrasi içinde böyle bir saldırgan damar vardır.
Ve bu insanlar ülkemizdeki demokratikleşmenin önünde en ciddi engellerdir.
28 Şubat sürecinde olanları hatırlayalım. İrtica sözünün arkasına gizlenerek düpedüz İslam düşmanlığı yapılmıştır.
Peygamber ocağı dediğimiz, savaş uranı ‘Allah!.. Allah!..’ kelimesi olan, yemeklere
‘Tanrımıza Hamdolsun, Milletimiz Varolsun’ demeden başlamayan ORDUMUZUN içine sızmış bir İslam düşmanı çete, devrim yapıp din ve maneviyat düşmanı bir baskı düzeni kurmak üzereyken tasfiye edilmiş; olanların etkisiyle de siyaset alanımız altüst edilmiştir.
54. Cumhuriyet Hükümeti son on yıllarda ülkemizin gördüğü en başarılı hükümet olmuştur ama bir despotların baskısı altında görevden uzaklaştırılmıştır.
28 Şubat süreci sanıldığı gibi ve gösterilmeye çalışıldığı gibi Türkiye’yi irtica tehlikesinden kurtarmak için değil, dış güdümlü bir ülke yapmak için oluşturulmuş, yapay bir süreçtir.
‘Batı Çalışma Grubu’ndaki bu ‘Batı’ kelimesinin anlamı ve daha derinlerdeki cuntanın açılımı
açıkça ortaya konulmadan Türkiye kendi tabii çizgisine dönemez.
28 Şubat sürecinin her türlü etkisinden kurtulmadan da Türkiye sağlıklı bir yola giremez.
Mustafa Kahramanyol dosyası bir ipucu olabilir ve arkası sökülüp gelebilir...
Atatürk hayranı, manevi değerlere bağlı milliyetçi Tabip Albay iken irtica suçlamasıyla ordudan ihraç edilen Mustafa Kahramanyol’un dosyası ve benzeri dosyalar açılmalı ve o dönem aydınlığa kavuşturulmalıdır.
Ama, kendisi inanmıyor diye inananların inançlarına düşmanlık yapanlara karşı söyleyecek çok sözümüz var.
Ülkemizde yaşayan insanlar içinde hiçbir dine inanmayanlar ya da çoğunluğun inancının dışında inancı olanlar varsa da çok büyük çoğunluğun Müslüman olduğu bir gerçektir.
Bu gerçeklikten rahatsız olup, insanlarımızı Müslümanlıktan koparmaya çalışanlara dahi müsamaha ile bakarız. Ama kimsenin Müslümanlara hakaret etmeye, onları incitmeye, Müslümanlığı düşman ilan ederek savaşmaya hakkı yoktur.
Hele halkımızın kendisine verdiği yetkiyi, gücü, imkânı ve silahı kullanarak halkımızın inancına saldırmak ise kimsenin haddi olmamalıdır.
Ne yazık ki ülkemizde böyle bir damar vardır. Kamu görevlileri, basın yayın mensupları, askeri ve sivil bürokrasi içinde böyle bir saldırgan damar vardır.
Ve bu insanlar ülkemizdeki demokratikleşmenin önünde en ciddi engellerdir.
28 Şubat sürecinde olanları hatırlayalım. İrtica sözünün arkasına gizlenerek düpedüz İslam düşmanlığı yapılmıştır.
Peygamber ocağı dediğimiz, savaş uranı ‘Allah!.. Allah!..’ kelimesi olan, yemeklere
‘Tanrımıza Hamdolsun, Milletimiz Varolsun’ demeden başlamayan ORDUMUZUN içine sızmış bir İslam düşmanı çete, devrim yapıp din ve maneviyat düşmanı bir baskı düzeni kurmak üzereyken tasfiye edilmiş; olanların etkisiyle de siyaset alanımız altüst edilmiştir.
54. Cumhuriyet Hükümeti son on yıllarda ülkemizin gördüğü en başarılı hükümet olmuştur ama bir despotların baskısı altında görevden uzaklaştırılmıştır.
28 Şubat süreci sanıldığı gibi ve gösterilmeye çalışıldığı gibi Türkiye’yi irtica tehlikesinden kurtarmak için değil, dış güdümlü bir ülke yapmak için oluşturulmuş, yapay bir süreçtir.
‘Batı Çalışma Grubu’ndaki bu ‘Batı’ kelimesinin anlamı ve daha derinlerdeki cuntanın açılımı
açıkça ortaya konulmadan Türkiye kendi tabii çizgisine dönemez.
28 Şubat sürecinin her türlü etkisinden kurtulmadan da Türkiye sağlıklı bir yola giremez.
Mustafa Kahramanyol dosyası bir ipucu olabilir ve arkası sökülüp gelebilir...
Atatürk hayranı, manevi değerlere bağlı milliyetçi Tabip Albay iken irtica suçlamasıyla ordudan ihraç edilen Mustafa Kahramanyol’un dosyası ve benzeri dosyalar açılmalı ve o dönem aydınlığa kavuşturulmalıdır.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.