AW: (anadoluhaber) 28 ŞUBAT'çı Müslüm GÜNDÜZ Ali KALKANCI ve Fadime ŞAHİN Aşırı Dinciler

Irtica'ya karsi cikmak, Demokrasiye inanan her bireyin görevi olmalidir, bunu yapmak icin tezgahlara gerek yok. Erbakan Hoca'ya en fazla karsi olan unsurun ABD oldugunu biliyoruz ( Özellikle Milli söylemleriyle),
- 1997 yilinda hazirlanan ve Gazetelere kadar ulasan CIA görevlilerinin raporlarindan, RTE nin Basbakan, A. Gül'ün ise Disisleri bakani yapilacaginin planlandigini, o gün icin hayal gibi gelen bu senaryonun, bugün pratik olarak yasandigini görmekteyiz....

Eger bir tezgaha, bir senaryoya ve hazirlanmis bir komploya bakacaksaniz, iste Dag gibi senaryo karsinizda, bir tas parcasina takilmis, ülkenin hergün lime lime edilip satilmasini, Emperyalizmin kollari arasinda, günes görmüs kar gibi erimesini seyretmekte ve hatta süfli cikarlar ugruna (Zira yapilanlarin din'le imanla bir ilgileri yok)
torunlarinizin emaneti ülkeyi, bir anlamda agababalariniza satmaktasiniz. Yarin cok gec olacagi gibi, sizi bu günkü bilincsizce verdiginiz destek ve hizmetler nedeniyle kutlayanda olmayacak.

Kisaca, siz hala bir Gizli Tanik'in anlattiklarina itibar etmeye calismak yerine, gözlerinizin önünde yasanan gerceklere bir parca bakiverseniz, hic öyle yeniden senaryolarla bogusmaya gerek kalmayacak... Ha bir seyi iyi hatirlamakta her zaman yarar vardir...
" Keser döner sap döner, Gün gelir hesap döner"
Bu iktidar ve canakyalayicilarinin ardindan, öyle önemli bilgilerle ortaya cikacak Gizli- acik taniklar, bugünkü kukla iktidarin AB-D tezgahiyla gerceklestirdigi tüm kirli alisverisleri her yönüyle ortaya cikartacaktir.
- Inanclari sömürerek iktidarlarini sürdürenler, esasen AB-D nin planlamasi ve organizasyonuyla bu durumdadirlar ve yarinlarinin ne olacagi ise, simdilik senaryoyu yazanlar disinda bilinmemektedir.. Bilinen tek sey ise , kendi Ikballeri ugruna ülkenin gelecegini ve Bagimsizligini tehlikeye sokan bir gürüh, onlarin agababalari ve canakyalayicilariyla karsi karsiya bulunuldugudur..
Unutmayin, Sevr 'de amaclarini gerceklestiremeyenler, bugün bu hedefe Anadolu cocuklarinin Ruh  ve Beyinlerini ele gecirerek ulasmak üzeredirler.
" Tarih tekerrür etmez, sadece yapilan hatalar bizde tekerrür hissi uyandirirlar"



--- Yakup MUSA <yakupmusa@gmail.com> schrieb am So, 19.7.2009:

Von: Yakup MUSA <yakupmusa@gmail.com>
Betreff: (anadoluhaber) 28 ŞUBAT'çı Müslüm GÜNDÜZ Ali KALKANCI ve Fadime ŞAHİN Aşırı Dinciler
An: anadoluhaber@googlegroups.com, huryorum@hotmail.com, ozsavci@gmail.com, milli@milligazete.com.tr, suheylapullu@hotmail.com
Datum: Sonntag, 19. Juli 2009, 10:48

 
28 ŞUBAT'ÇI MÜSLÜM GÜNDÜZ ALİ KALKANCI VE FADİME ŞAHİN AŞIRI DİNCİLER

 

 

'İrtica' yaygarasıyla inançlı insanları karalayarak 28 ŞUBAT askeri müdahalesine zemin hazırlamak üzere kurulan kirli tezgah yıllar sonra aydınlandı. Ergenekon'da ifadesine başvurulan gizli tanık, bir dönemin çirkin senaryolarını tüm açıklığıyla anlattı. Yeni Şafak'taki habere göre, Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan bir gizli tanık, 28 ŞUBAT döneminde kurulan çirkin tezgahların, Fadime ŞAHİN-Müslüm GÜNDÜZ ve Ali-Emire KALKANCI skandallarının perde arkasını gözler önüne serdi. İşte korkunç senaryonun detayları:

          Refah Partisi'nin giderek oylarını artırdığını ve bunun hiçbir şekilde önüne geçilemediğini gören darbeciler, büyük şehirlerde, toplumun nabzını en iyi tutan meslek grubu olan taksicilerle görüşüp tahlil yaptılar. Taksiye binip şoförlere, Refah Partililerin yaptığı iddia edilen yolsuzlukları anlattılar. 'Bunlar TÜRKİYE'yi İRAN'a çevirecek' dediler. Gördüler ki bu iddiaları, taksiciler ciddiye almıyor. Sonra taksicilere, 'Filanca tarikatın şeyhi, kadınlara kızlara tecavüz etmiş' şeklinde hayali hikayeler anlattılar. Taksiciler buna çok sinirlendi. 'Vay namussuz, şerefsizler' dediler.

          Ha demek ki Türk toplumunun en hassas tarafı burası; namus, belden aşağı mevzular. Hemen bu yönde senaryolar hazırlamak için kollar sıvandı.

ORDUEVİNDE YEMEK

          Senaryoları darbeciler adına Veli KÜÇÜK organize ediyordu. 'İhale', Turgut Yağ Sanayi'nin sahibi Turgut BÜYÜKDAĞ'a verildi. Veli KÜÇÜK'le Turgut BÜYÜKDAĞ, bir akşam Harbiye Orduevi'nde buluşarak baş başa yemek yediler ve 'senaryonun' ayrıntılarını konuştular.


 

EKİP KURULUYOR

         Senaryonun finansörü Turgut BÜYÜKDAĞ, organizatörleri, Strateji Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni Ümit OĞUZTAN, Sisi olarak bilinen transseksüel Seyhan SOYLU ve Polis Müdürü Ümit BAYBEK'ti. Bütün görüşmeler, BÜYÜKDAĞ'ın sahibi olduğu, Nişantaşı Akkirmanlı Sokak'taki Strateji Dergisi'nin ofisinde yapılıyordu.

         Önce işe iki tarikat şeyhi bulunarak başlandı. Birisi, sıra dışı kıyafetleriyle dikkat çeken Aczmendi Tarikatı'nın Lideri Müslüm GÜNDÜZ, diğeri de çevresinde 'cinci hoca' olarak tanınan Ali KALKANCI idi.

PAVYONDA çALIŞIYORDU

         Sıra, tarikat şeyhlerine kadın bulmaya gelmişti. Ümit OĞUZTAN, Aksaray'da, sonradan Hanedan Restoran olarak değişen pavyonda çalışan Fadime ŞAHİN'i bu iş için ayarladı. ŞAHİN, iddialara göre konsomatrislik yapıyor, Sisi ve Ümit OĞUZTAN tarafından erkeklere pazarlanıyordu. Ümit OĞUZTAN ve 'basın danışmanı' Sisi, Fadime ŞAHİN'e büyük paralar vaat ediyorlardı. Fadime ŞAHİN, hemen bir tesettür mağazasına götürüldü ve iki takım tesettür kıyafeti ve renk renk eşarplar alındı.


ALKOLİK VE İŞSİZ KALKANCI'YI EĞİTİP HACCA GÖNDERDİLER

          Askeri müdahaleye zemin hazırlamak ve kamuoyunu yönlendirmek amacıyla amacıyla birbiri ardına ortaya çıkartılan sözde skandallar, 28 ŞUBAT'çılar tarafından tek tek planlanmıştı. O günlerde TV ekranlarını uzun süre meşgul eden 'irtica' haberlerinin başlıca konukları arasında yer alan sahte şeyh Ali KALKANCI ise, bu skandal üretiminin tipik bir örneğiydi. Darbe tezgahının figüranlarından birisi olarak kamuoyuna sunulmak üzere hazırlanan Ali KALKANCI, ünlü bir işadamının kızı olan Emire ERSOY ile tanıştırıldı. Evlenmeleri için ortam hazırlandı.

          Ancak ünlü işadamı, işsiz güçsüz ve alkolik biri olarak bilinen Ali KALKANCI'ya kızını vermek istemiyordu. Kalkancı dini konularda eğitime tabi tutuldu, rolü ezberlettirildi. Sonra da hacca gönderildi. Dönüşte, Kalkancı'ya kız istemek için Emire'nin babasının kapısı çalındı. Kızını vermeye yanaşmayan babaya bu kez kendisi hakkında tutulmuş bazı dosyalar gösterildi. Baba, "Sen bize yardımcı olursan biz de sana yardım ederiz, dosyaları yok ederiz. Ayrıca bu bu işin olmasını Peygamber efendimiz de istiyor' denilerek ikna edildi.

TEZGAH SONUÇ VERDİ REFAHYOL DÜŞÜRÜLDÜ

          İktidarın büyük ortağı olan Refah Partisi'nin giderek oylarını arttırdığını gören ve gidişattan hoşnutsuz olan darbeciler, askeri müdahaleye zemin hazırlayabilmek amacıyla çalışmalara başladı. Büyük şehirlerde yapılan anketlerle halkı hangi konuların etkileyebileceğini tespit eden darbeciler hazırlana senaryo gereği irtica yaygarasına başladı. TV kanallarına servis edilen dosyalar birer ikişer ortaya çıkarılıyordu. Tezgahın son halkası olarak Sincan'da tanklar yürütüldü ve Refahyol hükümeti çekilmek zorunda kaldı.

PAVYONDAN TARİKAT ŞEYHİNE

          Ismarlama skandal için bir pavyondan ayarlanan Fadime ŞAHİN'in, kısa sürede İslami konulara adapte edilmesi gerekiyordu. İslami kesimin önde gelen bazı isimleriyle tanıştırıldı. Bu sırada, tanıştığı isimlerden biri de Aczmendi Tarikatı'nın Lideri Müslüm GÜNDÜZ'dü. Sonra Fatih'te 'staja' tabi tutuldu. Zaten Sultanbeyli'de yaşayan muhafazakar bir aileden geliyordu. Kısa sürede belli konularda bilgi sahibi olması sağlandı.

          Senaryo gereği skandalların patlatılması için toplumun dini duygularının yoğun yaşandığı Ramazan ayı seçilmişti. 29 ARALIK 1996 tarihinde, aylardır gazete sayfaları ve televizyon ekranlarında ilginç kıyafet ve bastonlarıyla haberlere konu olan tarikatın lideri ile başka bir tarikatın çevresinde büyük saygı gören liderinin gayri meşru ilişkileri art arda toplumun gözünün önüne seriliyordu. Müslüm GÜNDÜZ, bir gazete yazarı olan arkadaşının evinde Fadime ŞAHİN'le basılıyor, ünlü işadamının güzel kızının, bir tarikat şeyhi tarafından nasıl kandırılarak tuzağa düşürüldüğü manşetlere taşınıyordu.

VE HüKüMET DüŞüYOR

           Senaryoyu yazanlar, istedikleri sonucu almakta gecikmiyorlar. Bir yandan Sincan'da tanklar yürütülüyor, diğer yandan da Türk basınının etkin gazete ve televizyonları, 'irtica' kampanyaları başlatıyor. Aylardır süren 'Bırakın' baskısı, art arda patlayan skandallar sayesinde sonuç veriyor. Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi'nin koalisyonundaki Refah Yol Hükümeti'nin Başbakanı Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN, 18 HAZİRAN 1997 tarihinde istifa ediyor. Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL, hükümet kurma görevini, DYP Lideri Tansu ÇİLLER'e değil, ANAP Lideri Mesut YILMAZ'a veriyor.


BOL ANDIÇLI ANTİDEMOKRATİK 28 ŞUBAT SÜRECİ

             28 ŞUBAT 1997'de MGK, hükümetin uygulamalarını eleştiren ve irtica ile mücadele çağrısı yapan 18 maddelik bildiri yayınladı.

            Refah Partisi (RP) ve Doğruyol Partisi'nin (DYP) oluşturduğu koalisyon hükümetinin başkanı, Başbakan Necmettin ERBAKAN 18 HAZİRAN'da istifa etti.

           Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL, iki parti arasındaki protokolü dikkate almadı ve yeni hükümeti kurma görevini DYP lideri Tansu ÇİLLER yerine ANAP lideri Mesut YILMAZ'a verdi.

          12 TEMMUZ'da ANAP, DSP ve MHP koalisyonu kuruldu.

          MGK bildirisi uyarınca zorunlu temel eğitim 8 yıla çıkarıldı. İmam hatip liseleri de dahil, meslek liselerinin orta bölümleri kapatıldı.

          21 MAYIS'ta RP aleyhine kapatma davası açıldı. Anayasa Mahkemesi 18 OCAK 1998'de RP'yi kapadı, ERBAKAN ve 6 kişiye 5 yıl siyaset yasağı konuldu.

          Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı olan Çevik BİR'in, yasadışı "Batı çalışma Grubu"nun kurucularından olduğu ortaya çıkarıldı. Grup, vatandaşları fişliyordu.

          25 NİSAN 1998'de Hürriyet ve Sabah gazetelerinde PKK itirafçısı Şemdin SAKIK'ın ifadelerine dayanılarak aralarında gazetecilerin de bulunduğu bir grup tanınmış kişinin "PKK destekçisi" olduğu iddiası yayınlandı. SAKIK'ın ifadesinin sahte olduğu, Genelkurmay'ca psikolojik harekat çerçevesinde sızdırıldığı ortaya çıktı.

         "Post-modern darbe" deyimini ilk kullanan Genelkurmay Genel Sekreteri Erol ÖZKASNAK, Refahyol'u nasıl düşürdüklerini şu sözlerle övünerek anlatıyordu: "Tek bir mermi atılmadı, tek bir burun kanamadı. Tıpkı NATO'nun Varşova Paktı'nı teslim alması gibi."


Selam, saygı ve dualarımla.

Yakup MUSA

 

19.07.2009








--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.