AKP KOALİSYONU ÇATIRDIYOR MU? AKP İstanbul il kongresinde yaşananlar ve sonrasında gelişen bir takım olaylar, AKP de sonun başlangıcına işaret ediyor olabilir mi? Zira geçmişte muhterem Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocayı eleştirerek partiden ayrılan kurucu irade, şimdilerde ''eleştirdiği sistemi'' daha katı bir halde uygulamakla meşgul... Gerçi herkesin bildiği gibi eklektik bir kısım bahanelerle Milli görüşün 40 yıllık birikimini kaçıranlar, öne sürdükleri gerekçelere kendileri de inanmıyorlardı ya! Şimdilerde ise hiç inanmıyorlar... Lakin ''siyasi bir Mu'tezile'' hareketi olarak adlandırmış olduğum AKP çan eğrisinin zirvesinden hızla aşağılara süzülmektedir. Bu durum önlenemez, engellenemez tabii bir durumdur. İnsan gibi, devlet gibi, medeniyet gibi, siyasi partiler de doğar, büyür ve de ölürler. AKP yi de ''çok sesli bir ölüm'' beklemektedir. AKP için ''siyasi Mu'tezile'' deyimini kullandım. Nedir Mutezile... Miladi 8. asrın ilk çeyreğine gidelim; Yer Basra... Hasan-i Basri (öl. 728) hazretleri mutat olduğu veçhile, medresedeki dersini bitirmiş, işin soru-cevap faslına gelmişti... Bir adam çıkageldi... ''Hocam'' dedi, ''Söyler misiniz, Mürtekib-i kebirenin (büyük günah işleyenin), ahretteki durumu nedir?'' Hasan-ı Basri hazretleri vereceği cevabı kafasında tasarlarken, öğrencilerinden Vasıl Bin Ata (öl. 748) öne atılarak... ''Mürtekib-i kebire'' dedi, '' İmandan çıkmıştır ama küfre de girmemiştir.. İki yer arasında bir noktadadır. (El menziletü beyne'l Menzileteyn) Geliniz size anlatayım...'' Soru soran adam ile, Amr Bin Ubeyd ve arkadaşlarından birkaç kişiyi bir köşeye çekerek kuramını anlatmaya başladı. Bu durumu gören Hasan-ı Basri hazretlerinin ağzından ; ''Kad i'tezele anna'l Vasıl'' (Vasıl bizden ayrıldı) cümlesini düşüverdi. Mu'tezile... Ayrılanlar demek... İ'tezele fiilinden türemiş, ism-i fail... Çoğul bir isim... Müfredi (tekili) Mu'tezili dir. Gerçekten de Vasıl Bin Ata hem görüş olarak ,hem de mekan olarak Hasan-ı Basri hazretlerinden ayrılmıştı. Ayrıldılar da ne oldu... İslam rasyonalizmi de denilebilecek bir itikadi mezhebin temellerini attılar. İki asra yakın İslam dünyasını meşgul ettiler. Aklı ön plana alarak Nakli ona uydurmaya gayret harcadılar. Akla gereğinden fazla önem atfettiler. Özetle... Mu'tezilî düşüncenin temel esprisi; İslâm akaidini aklî tefekkür zeminine oturtmak ve akılla çatıştığı anda, (... Ki akıl ile nakil gerçekte hiçbir zaman çatışmaz. Lakin yorum hatası nedeniyle öyle sanılabilir) nassı aklın istekleri doğrultusunda tevil etmektir. İki asır kadar süren bu itikadi mezhep, bir soru ile başlamış ve bir soru ile de sona ermiştir. Nasıl sona ermiştir? Ehli sünnet Alimlerinden Eş'ari mezhebinin kurucusu Ebul Hasen El Eş'ari tarafından sorulan bir soruya ''verilemeyen bir cevap'' yüzünden! Ebul Hasen el Eş'ari 40 yaşına kadar Mu'tezili idi. Lakin bazı tereddütleri vardı... Bir rivayete göre, 40 yaşında geldiğinde peygamber efendimizi (SAV) rüyasında görür... Peygamber efendimiz kendisine; ''Hasan gittiğin yol yanlış'' ikazında bulunur. Aynı rüyayı üç kez arka arkaya görünce... ''Ya Resulullah ben bu kuramda bir tutarsızlık bulamadım'', dedi... ''Bana gösterir misin?'' Peygamber efendimiz (sav) kendisine bir soru öğretti. Ertesi gün medresede ders veren dönemin büyük mutezili alimi Ebu Ali el Cübbaiye sorulmak üzere... Ebu Ali El Cübbai dersi bitirir... Soru- cevap faslındadır sıra... Ebul Hasen el Eşari ayağa kalkar ve... ''Hocam söyler misin'' der... ''Biri mümin-i taki, öteki zalim-i şaki, bir diğeri de sabii olan 3 kardeş öldüğünde ahretteki durumları nedir?'' Ebu Ali el Cübbai: ''Herhalde şaka yapıyorsun Hasan'' diye cevap verir.. ''Senin gibi zeki ve bilgili bir adam elbette bu sorunun cevabını biliyor...'' Ebul Hasen el Eş'ari şaka yapmıyordu... ''Gerçekten merak ediyorum hocam'' dedi... ''Lütfen soruma cevap verir misiniz...'' Ebu Ali El Cübbai hemen kısa yoldan cevabı yapıştırdı... ''Mümini takii cennettedir...'' ''Zalimi şakii cehennemdedir...'' ''Sabii ne cennettedir, ne cehennemdedir...'' ''Peki hocam'' dedi ebul Hasen el Eşari... Sabi; ''Ya rabbi ben muttaki olan abimin yanına cennete gitmek istiyorum'' derse Allah teala ne cevap verir? ''Ey sabii sen cenneti hak edecek bir amel işlemedin, otur durduğun yerde'' diye cevap verir, dedi Ebu Ali El Cübbai.. ''Peki hocam'', dedi Ebul Hasan... Çocuk; ''İyi de ya rabbi, sen benim canımı çok erken yaşta almak suretiyle ibadet ve taat imkanımı elimden aldın bu nedenle ben, cenneti kazanacak amel yapma şansına sahip değildim. Ve şimdi cennete, muttaki abimin yanına gitmek istiyorum'' diye ısrar ederse ne olur?. El cübbai: ''Allah Teala, ey çocuk ben ezeli ve ebedi kuşatan ilim sıfatım ile senin büyüyünce zalim ve şakii olacağını biliyordum. Bu nedenle senin ruhunu çocuk iken kabzetmek suretiyle sana iyilikte bulundum'' diye cevap verir... Deyince... ''Peki hocam'' der Ebul Hasen El Eş'ari... O zaman Cehennemde bulunan zalim ve şakii olan abi: ''Ya Rabbi, hani sen adildin. Sabii olan kardeşimin büyüyünce zalim ve şakii olacağını biliyordun da, benim zalim ve şaki olacağımı bilmiyor muydun. Neden benim de canımı çocuk yaşta almadın, ben de sabii olan küçük kardeşimin yanına gitmek istiyorum'' derse, Allah Teala ne cevap verir diye soruyu yapıştırıvermiş... (Bu arada... Mu'tezile'nin adl prensibinin bir sonucu olarak, "Kul için iyiyi, hatta en iyi olanı yaratmak Allah'a vaciptir..." görüşünün varlığını da aklımızdan çıkarmayalım... Ehl-i sünnet ekolüne göre ise... Allah'a hiçbir şeyin vacip olduğu iddia edilemez...) Ebu Ali El Cübbai elini sakalının arasına sokmak suretiyle sıkıntılı sıkıntılı düşünürken, Ebul Hasen El Eş'ari: ''Hocanın merkebi çamura saplandı, gelin bu işin doğrusunu ben size anlatayım'' demek suretiyle bir grup öğrenci ile oradan ayrılır ve Ehli sünnet ve'lcemaatın iki itikadi mezhebinden birinin temellerini atar... (Bir başka rivayet ise, bu problemi Ebul Hasen El Eş'ari kendi zekası ile kurmuş olabilir)
İşte böyle dostlar... Bir soru ile gelenler, bir soru ile giderler. Etme bulma dünyası... AKP de aynen Mu'tezile gibi bir müddet gündemi işgal edecek ve çekip gidecektir. Kendilerinden önceki liderlerini ne ile itham ettilerse onunla itham olunarak... Ayrıca.. AKP bir krizle geldi. ''Teğet geçtiği'' iddia olunan bir krizle gidebilir mi? Şimdilerde AKP koalisyonunda yaşananlar bu gidişin hızlandığına ve hesaplaşmanın derinleştiğine dair önemli ip uçları barındırmaktadır.. Bekleyip görecegiz... İlhan Boz |
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı " KOMPLO TEORİLERİ " grubuna üye olduğunuz için aldınız:
Bu gruba posta göndermek için ,
e-KomploTeorileri@googlegroups.com
adresini kullanınız...
Daha fazla seçenek için,
http://groups.google.com/group/e-KomploTeorileri?hl=tr adresinden bu grubu ziyaret edebilirsiniz...
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.