yapıyordu neredeyse hergün! Oysa çiçeği burnunda bakandı ama yetki ve
sorumlulukları sınırlıydı. Artık hergün konuşma fırsatı olmuyordu! Üstelik
yılın ilk üç ayında ekonomide %13,8 küçülme olmuş hedeflenen büyüme oranı
ile birlikte ülke ekonomisi %18 kaybetmişti! Bankaların durumu iyi ama,
reel sektör, kobiler ve küçük esnafın hali iç açıcı değildi!
Makam odasının halısını arşınlarken Çin imdada yetişti. Şincan'da
Uygur'lara uygulanan antidemokratik (sanki Çin demokratik bir ülkeymiş de)
uygulamalar sonucu çok sayıda insan ölmüş ve yaralanmıştı!
Çiçeği burnunda Bakan kameraların karşısına geçip olan bitenden bihaber
bakan olmadığını göstermek için, "İnsan haklarına saygı yoksa bu ülkenin
ürünlerine karşı tavrımızı ortaya koymamız lazım. Ucuz mal diye kötü malı
almak zorunda değiliz. Başka bir şey daha arayalım malını tükettiğimiz
ülkelerin 'insanlığa saygısı var mı?' diye bakalım. İnsan haklarına saygı
duyuyorlar mı?, başkasının hukukunu gözetiyorlar mı?, eğer malını
tükettiğimiz ülkelerde insana, insanlığa saygı yoksa o zaman bizim bu
tüketimi gözden geçirmemiz, bu ürünlere karşı da tavrımızı, tutumuzu
açıkça ortaya koymamız lazım" dedi.
Hemen evi arayarak hanım, tebdil-i kıyafet yapıp piyasaya çıkacağım bana
acele spor kıyafetler gönder dedi ve telefonu kapttı.
Evden gelen poşeti boşaltı. İçinden çıkanları masanın üzerine sıraladı.
Hasır şapka, üzerinde aloha yazan ince mavi bir T-shirt, tril tril beyaz
bir pantolon, yanlarında ince iki mavi şerit olan spor ayakkabı!
Hemen soyundu ve spor kıyafetleri giyinmeye hazırlanırken, (Kıyafetleri
giyecek, masanın üzerinde duran Paris'te satın aldığı güneş gözlüğünü
takacak, bakanlığın arka kapısından habersizce çıkacak, Kızılay'da
Kocabeyoğlu pasajına gidecek ve orada esnaf ve vatandaşa Çin mallarının
boykot edilmesinin nedenlerini anlatacaktı. Besleme medyadan bir muhabir
pasajda vatandaş gibi olacak yalnız cep telefonu kamerası ile görüntü
alarak besleme medyanın haber bültenlerine yetiştirilerek "vatandaşın
gizlice çektiği görüntüler" diye sunulacaktı) evden gelen giysilerin
etiketlerinin üzerinde olduğunu gördü. Makası alıp etiketleri kesecekti ki
o ne! Şapkanın etiketinde made-in China yazmıyormu! T-shirt, pantolon ve
ayakabı da aynı! Sendemi hanım diye feyadı basıp telefona sarıldı. Hanım,
bu bana yapılırmı? Gönderdiklerinin hepsi Çin malı diye sitem etti.
Hanımın cevabı "bıraktığın parayla Yenimahalle pazarından ancak bunlar
alınır, beğenmedinse Remzi'den giyin" oldu!
Öfkeyle masaya dönüp koltuğa oturup geriye yaslandı. Masanın üzerinde
duran güneş gözlüğünü eline alıp döndürmeye başladı sıkıntıdan. (İyiki
giyinip kuşanıp sokağa çıkmamışım. Bizim esnaf uyanıktır anında
sırtındakiler Çin malı bize boykot edebiyatı yapıyorsunuz diyebilirledi
diye düşündü) O da ne elinde duran gözlükde Çin malı değilmi? Gözlüğü
fırlatacak oldu ama verdiği 274 avro aklına gelince vazgeçti. Odanın
içinde bir tur atıp misafir koltuklarının ortasında duran gümüş
şekerlikten bir çikolata alıp kağıdını soyup ağzına attı. Aslında
çikolatayı sevmez Hacı Bekir'in çifte kavrulmuşunu tercih ederdi.
Çikolatayı ısırdı ağzında tuhaf bir koku! Elinde duran kağıtta çikolatanın
likörlü olduğu yazmıyormu ve üstelik Çin malı! Çöp sepetine tükürürken
Bakanlığını kutlamaya gelen bir işadamının getirdiği gümüş şekerliği çöp
kovasına boca etmek için çevirdiğinde şekerliğin altındaki made in China
etiketi olmazmı üstelik 25 TL fiyatıyla!
Giyinmek için soyunduğunu unutan çiçeği burnunda Bakan ön kapıdan sokağa
fırlayıp ereneko, ereneko, ereneko çığlıklarıyla Çankaya'ya doğru koşarak
gözden kaybolur!
Günün fıstığı; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Basın Müşaviri Devlet Arık,
"Bunlar Sayın Bakan'ın kişisel görüşüdür/Gazeteler
Not: Yukarda yazılanların azı gerçek çoğu canlandırmadır sürç-ü lisan
ettiysek affola!
Gönderen: istanbulunbitleri.blogsot.com
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.