░░▒▓█ anadoluhaber █▓▒░░ Ülkemize Hazırlanan Büyük Tuzak!

 
ÜLKEMİZE HAZIRLANAN BÜYÜK TUZAK!

 

 

 

 

            TÜRKİYE için son derece önemli bir gün/tarih olan 24 TEMMUZ Lozan Barış Antlaşması’nın imzalandığı tarihtir. Ülkemiz için bugünkü sınırlarının belirlendiği meşruiyet belgesi niteliğindedir.

 

Lozan Antlaşması’ndan halen günümüze pek çok sıkıntılar kalmış bulunmaktadır. Şimdi kendilerini dost olarak nitelediğimiz bu 9 düşman ülke halen bu antlaşmanın hükümlerini kabul edememiş, o antlaşma sırasında savurmuş oldukları tehditlerini yineleyerek savurmaya devam etmektedirler. (Hükümet şimdi bu 9 düşman devleti  AB uğruna dost/kardeş devletler statüsüne almıştır.)

 

Bu sözde dost devletler bitirdik yok ettik dedikleri Osmanlıyı yeni bir devlet olarak karşılarında bulunca ve birde üstüne üstlük başarılarının tasdikini kendilerinden isteyince dayanamamışlar, bu yenilgiyi halende bir türlü hazmedememişlerdir. Sözde dost ABD Lozan Antlaşması hükümlerini hala tasdik etmemiştir.

 

24 TEMMUZ 1923 TÜRKİYE’nin bugünkü  sınırlarının ve bağımsız olarak devlet vasfı kazandığının büyük bir belgesi niteliğindedir bu antlaşma. Ama ne yazık ki bu antlaşma eski başbakanlardan İNÖNÜ tarafından daha iyi neticeler/sonuçlar alınabilecekken bize tam istediğimiz neticeyi vermemiştir. Gerçi en büyük kazancımız Osmanlıya zorla kabul ettirilmeye çalışılan Sevr Anlatması’nın hükümleri bu antlaşma ile kabul edilmemiştir. Yalnız unutmamak gerekir ki, Sultan Vahidettin Han hiçbir zaman bütün zorlamalara rağmen Sevr Anlatması’nın o kabul edilemez, Türklüğümüze, Müslümanlığımıza hiçbir zaman sığmayan küçük düşürücü şartlarını imzalamamıştır. Yani Osmanlı Vahidettin başkanlığında o vahim antlaşmaya imza atmamıştır. Bunu da bilmemiz lazımdır. Fakat bazı tarihçiler sanki bu antlaşma Osmanlı tarafından imzalanmış gibi yanlış bir bilgiyi gerçek diye halka empoze etmeye çalışmaktadır.

 

                       

            Geçenlerde CNN Televizyonunda bir İNÖNÜ Belgeseli hazırlanmıştı. Ama tek yönde düşünülerek Can DÜNDAR ve ekibine hazırlatılmış sözde bir belgesel. Birçok tarihi gerçeği gizlemek için adeta çok dikkat edilmiş. İNÖNÜ’yü daha da yüceltmek için çok gayret edildiği belli olmaktadır. Bu belgeseli dikkatle inceleyince yukarıda da arz ettiğim gibi bazı gerçeklerin gizlenmiş olduğunu görürüz.

 

            Lozan Konferansının ilk bölümünde Lord Curzon, İsmet Paşa’ya, MUSUL konusunda anlaşmazlıkları halletmezlerse konferansı terk edeceği tehdidini savurmuş, güya Paşa da ona, tereddüt etmeden, “Siz bilirsiniz” demiştir bu belgesele göre. Esasında Lozan’da Türk Heyetinin müşavirliğini ve ATATÜRK’ün Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ni de yapmış olan Yusuf Hikmet BAYUR, Afet İNAN’ın kızı Arı İNAN’a vermiş olduğu bir mülakatta aynen şunu söylemektedir:

 

            “Lord Curzon treni hazırlattı LONDRA’ya, yani inkıta (kesilme) olacak. İNÖNÜ o vakit İngilizlerin isteklerine razı oldu… Zannetti ki Lord Curzon kalır. Halbuki Lord Curzon bu kararı aldı, kendini korudu, gene gitti. MUSUL karşılıksız verilmiş oldu. Panik halinde yaptı bunu İNÖNÜ.  Böyle yapacağımıza, evet size veriyoruz; ama şu şartlarla, hudut şu olacaktır, bütün vilayetler değil, petrol şu olacaktır (gibi) birçok şartlar koyacaktık… Sırf gitmesin diye  Curzon, o anda İsmet Paşa bunu yaptı.”

 

            İşin bir vahim tarafı da vardır ki bu pek bilinmez. Lozan Antlaşması’nda TÜRKİYE’ye 12 adanın verilmesi teklif edilmiş, Türk tarafı sonradan başımıza büyük bela olacak olan bu 12 ada meselesinde “bizim kimsenin bir karış toprağında ! gözümüz yokturbasiretsizliğini sergilemiş, şimdi bizim elimizde olacak ve YUNANİSTAN ile sorun çıkmasına neden olan bu sorun o zaman çözümlenmiş olacaktı.

 

            Belgeselin Lord Curzon’a karşı çıkan İNÖNÜ modeliyle BAYUR’un panikleyen İNÖNÜ’sü arasında gerçekten taban tabana zıt kişilikler sergilenmektedir. Kısacası bu antlaşmada büyük fırsatlar kaçırılmıştır. MUSUL, KERKÜK elden çıkarılmıştır. Şehit kanlarıyla alınan bu vatan toprakları masa başında terk edilmiştir. TÜRKİYE şimdiki bu dar ve sıkışık haline koca  imparatorluk topraklarından sonra dönmek zorunda bırakılmıştır.

 

            İsmet İNÖNÜ başkanlığı’nca sürdürülen bir antlaşma bence amacına tam manasıyla ulaşmamıştır. Bu gerçekler ne yazık ki halkımız tarafından bilinmemektedir.

 

            Antlaşmanın imzalanmasının üzerinden 86 sene geçmiş olmasına rağmen sözde bu Avrupalı dostlarımızın düşmanca yaklaşımlarında bir değişiklik olmamıştır.

 

            Antlaşmaya imza atan Avrupalı devletler bir yana ayrıca ABD’de Lozan Antlaşması’nı tanımadığı gibi Ortadoğu’daki sınırları değiştirmek yönünde karar almıştır.

 

            Sözde muharref Tevrat’ta geçen büyük İsrail’in kurulması için Ortadoğu’yu güvenli kılmak böylece İsrail’in güvenliğini sağlamak, sözde bağımsız esasen ABD ve İsrail’e bağımlı bir Kürt devleti kurulması, yıllardan beri  hayalleri sürdürülen Pontus Rum Devleti’nin kurulması, tekrar güzelim Anadolu’nun bir Hıristiyan yurdu haline getirilmesi, Ermenistan sınırlarının genişletilmesi (dolayısıyla bu ülkemizin ve dost ve kardeş Azerbeycan’ın toprak kaybetmesi demektir)

 

            Bunlar son derece tehlikeli karar/girişimlerdir. Birde son günlerde belki hepimizin sevindiği aslında büyük bir tuzak olan Kuzey Irak ve MUSUL’un ülkemize katılımından söz ediliyor. Halen elimizde olan topraklarımıza sahip olmaya çalışırken bizi bir ateşin içine çekmeye kalkışıyorlar. Bu konuda muhatabımız ne yazık ki her zaman düşmanlığını gördüğümüz, kesinlikle güven telkin etmeyen iki kişi Talabani ve Barzani’dir. Bu kişilerle muhatap olmamız kesinlikle kaçınılmazdır. Böyle tehlikeli muhataplarımız varken zannetmeyelim ki MUSUL ve KERKÜK bizim olacak. Zamanında bize vermediler ki şimdi versinler. Gerçi o zaman yürütülen hatalı politikada bu toprakların kaybedilmesinde önemli rol oynamıştır.

 

            Bizi sıkıştırmış oldukları Anadolu da bile istemeyen bu sözde dostlarımız gelmiş olduğumuz Orta Asya’ya tekrar geri döndürmek için çok tehlikeli oyunlar peşindedirler. Devlet ve Millet olarak çok dikkatli olmamız gereken, şimdiye kadar böyle olmamış çok kritik zamandan geçiyoruz. Şimdi ayrılıkları bırakmamız, birlik olmamızın tam zamanıdır.

 

Selam, Saygı ve Dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

09.08.2009

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.