T a r a f s ı z D e ğ i l i z

[anadoluhaber:35292] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Abdulaziz’in Doğu Türkistan’a Gönderdiği Savaş Timi

Posted: 13 Sep 2009 02:44 PM PDT

Sultan Abdülaziz zamanında Doğu Türkistan'a yapılan savaş yardımının gerçek hikâyesidir.

Doğu Türkistan'dan gelen Yakup Han'ın elçisi, namesini Sultan'a sundu ve Çin zulmü altındaki halkının içler acısı durumunu anlatarak Padişah'ın engin kanatları altına sığınma dileğini dile getirdi

Elçi tarafından örneklerle sunulan Doğu Türkistan halkının vahim durumu, Abdülaziz'in ince ruhunda derin akislerle yankılandı. Her ne kadar sıkıntılar içinde de olsa, dünyada nerede bir mazlum varsa Osmanlı'nın eli oradaydı. Osmanlı'nın, Afrika'daki Batı sömürgelerine uzanan yardım eli, kendi dindaşlarına uzanmazsa olur muydu hiç?

Yakup Han'ın elçisi, ülkesine donanımlı bir Osmanlı gemisi ve donanımlı bir savaş timiyle İstanbul'dan mutlu bir şekilde ayrıldı. Hindistan'ın Bombay şehrine varan gemi, yükünü burada boşalttı. Heyet, uzun bir kara yolculuğundan sonra Kaşgar'a vardı. Türk heyetinin şehre varmasıyla şehirde bir anda bayram havası esmeye başlamıştı. Yakup Han, Osmanlı heyetini yüz pare top atışıyla selamlarken, halk da Osmanlı heyetini gözyaşları arasında karşıladı.

Kafilenin başında bulunan Yüzbaşı Ali Kâzım; etrafındaki dağlarda kimi yeşil, kimi sarı, hatta kimi kırmızı yeşim taşları bulunan bu gizemli Kaşgar şehrini tanımaya koyuldu. Burası herhangi bir Anadolu şehrinden farklı değildi. Hatta daha gizemli, daha sihirli, üstü açılmamış bir hazine gibi duruyordu.

Doğu Türkistan'a gönderilen Türk bayrağı geciktirilmeden Kaşgar semalarında dalgalanmaya, Kaşgar camilerindeki hutbeler Osmanlı Padişah'ı adına okunmaya başlandı.

Yüzbaşı Ali Kâzım, Kaşgar'da kısa zamanda bir topçu taburu kurdu. Kendi kurduğu birliğe de Nizam-ı Cedid adını verdi.

Ancak bu durum, Çinlilerin hoşuna gitmemişti. O günkü Çin ordusu bütün donanımıyla ve ezici çoğunluğuyla Doğu Türkistan'a saldırdı. Çinlilerle giriştikleri bağımsızlık mücadelesi sonucunda Osmanlı timi Çinlilere esir düştü. Uzak bir şehre götürüldüler. Yüzbaşı Ali Kâzım ve arkadaşları zindana atılıp zincire vuruldular. Günlerce işkence gördüler. Sırtlarında kamçı yarası olmayan bir deri parçası kalmamıştı. Tırnaklarına demirden iğneler sapladılar. Bu işkence faslı, tam otuz üç gün sürdü. Nihayet başta Yüzbaşı Ali Kâzım olmak üzere hepsinin idamına karar verildi.

Elleri ve ayakları zincirlenmiş olan Yüzbaşı Ali Kâzım, omuzlarına gömülen başını kaldırdı. Sırtını duvardan ayırdığında derisinin bir kısmının duvara yapışıp kaldığını hissetmedi bile. Dua makamına varacağı için kendisini toparlamaya çalışıyordu. Rabbi Rahimine duada bulunmaya başladı:

''Rabbim, dedi, Rabbim, Sen biliyorsun ki buraya gelişimizde Senin rızandan başka bir beklenti içinde değildik. Zalimin zulmünü durdurup, mazlumun gözyaşını dindirip Senin rızana kavuşmaktı niyetimiz. Senin bizim için göreceğin her duruma rızamız vardır. Yeter ki hakkımızda hayırlısı olsun. Şimdi senin merhametine her zamankinden muhtacız.''

Başı öne düşüverdi. Daha fazla takati kalmamıştı.

O sabah görevine yeni atanan Vali, idamlık mahkûmları görmek için hapishanedeydi. Şehrin Valisi aslen doğu Türkistanlıydı. Ancak çocukluğundan bu yana Çinliler tarafından eğitilmişti.

Esirlerin idam edilişlerine Vali de eşlik edecekti. İnfaz öncesi esirlere son istekleri soruldu. Ali Kâzım kendisi ve arkadaşları için iki rekât namaz kılma isteğini belirtti. Namaz kılma istekleri kabul edilen askerler abdestliydiler. Ali Kâzım öne geçip imamlık yaptı. Diğer mahkûmlar onun arkasında saf tuttular.

Vali, mahkûmların yaptığı hareketleri dikkatle inceliyordu.

Mahkûmların namazı bittiğinde Vali, Ali Kâzım Bey'in yanına geldi. Gözleri yaşarmıştı. İkisinin duyacağı bir sesle ve aklında kalan Türkçesiyle:

— Bu işlediğiniz neçedir?

— Biz Müslümanların ibadetidir.

— Babam da böyle yapardı.

İdam, Vali tarafından ertelenmişti. Vali'nin içindeki Doğu Türkistan ruhu, yıllar sonra dirilmişti. Bir zaman sonra Ali Kâzım ve arkadaşları, İstanbul yolarındaydılar.

Ana konusu Mustafa Armağan'dan alınan bu hikâye hep gerçek oldu ve orada kalanlara zulüm hep devam etti.

Hâlâ da devam ediyor. Şu anda bizlere düşen, bütün mazlumlara olduğu gibi onlara da dua etmektir.


Arifhan AKPINAR / Haber 7

arifhanakpinar@hotmail.com


[anadoluhaber:35290] AH BİR ZENGİN OLSAM

Posted: 13 Sep 2009 11:54 AM PDT



Windows Live™ Photos ile fotoğraflarınızı kolayca paylaşımı. Sürükle bırak

[anadoluhaber:35289] Avrupa Birliğinin İç Yüzü

Posted: 13 Sep 2009 09:35 AM PDT

 
AVRUPA BİRLİĞİNİN İÇ YÜZÜ

 

 

            Adı Avraam BURG. Yahudi dünyasının önemli isimlerinden. İSRAİL Parlementosu Knesset’in ve Dünya Yahudi Ajansı Sohnut’un başkanlığını yaptı. İSRAİL’in ulusal liderlerinden birisi.

 

            İSRAİL’de yayınlanan bir gazeteye açıklama yapmış, ben TÜRKİYE Yahudilerinin yayın organı olan Şalom’dan aldım.

 

            Açıklamasında çok önemli ayrıntılar var. Birincisi, Avrupa Birliği’ne ilişkin önemli bir açıklama.

 

 

            Bakın ünlü Yahudi siyasetçi Avraam BURG ne diyor:

 

            “Avrupa Birliği Tevrat Kaynaklı bir ütopyadır. Birliğin ne kadar zaman sonra sağlanabileceğini bilmiyorum. Ama tümüyle Yahudi temellere dayandığı kesin”

 

            Hukukta bir tabir vardır; “En kuvvetli şahitlik, hasmın şahitliğidir” Bu şahitliğin üzerine başka ayrıntılar da ekleyebiliriz.

 

            Avrupa Birliği’nin 12 yıldızlı bayrağını Paul LEVİ adındaki Musevi asıllı bir BELÇİKALI’ya ait olması, 12 Yıldız’ın da İSRAİL’in dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış İSRAİL’in 12 kabilesini simgelemesi gibi…

 

            Avrupa Birliği Hıristiyan-Yahudi işbirliğinin en büyük örneklerinden birisidir. Ortak düşmanları ise İslam Dünyasıdır. Hasmın şahadeti de ortadadır.

 

            En büyük garabet ise başta AKP olmak üzere TÜRKİYE’deki siyasi partilerin bir çoğunun böyle bir Avrupa Birliği’nin kapısında yalvararak beklemeyi marifet sayması bunu halka gene marifetmiş gibi göstermesidir.

 

            Ama başka açıklamaları da var Avraam BURG’un. Hem de bizece çok daha önemli.

 

            İSRAİL öldü! diyor BURG. “Henüz haberi bize ulaşmadı ama ne yazık ki öldü.”

 

            İSRAİL’in artık bir Yahudi ülkesi olmadığını söylüyor ve İsraillilere kendisinin yaptığı  ikinci bir ülkenin vatandaşlığını almalarını öğütlüyor. Kendisi de Fransız vatandaşlığını almış.

 

            Tarihe uzun bir bakış açısıyla baktığımızda  1897’deki Birinci Siyonist Kongre’de 100 yıl içinde İslam’ı yok etmeyi planlamışlardı. Tam tersi oldu. Yok etmek istedikleri İslam, Avrupa’yı fethetti. 1997’de Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN’ın başkanlığında aynı yerde Avrupa Müslümanları İşbirliği toplantısı yapıldı. Belki biz anlamadık ama onlar bunu çok iyi anladılar.

 

            Mücadeleye tüm Müslümanlar devam etmelidir. Ancak dünya barışı böyle sağlanabilir. Tüm Müslümanlar bu anlatılanlardan kendilerine vazife çıkarmalı tavırlarını ona göre almalıdırlar.

 

Selam saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

10.09.2009


[anadoluhaber:35286] Batının Ahlak Anlayışı Hıristiyanlık Anlayışına Dayanıyor

Posted: 13 Sep 2009 09:30 AM PDT

BATININ AHLAK ANLAYIŞI HIRİSTİYANLIK ANLAYIŞINA DAYANIYOR

 

 

           

 

Batılılar acaba düşünüyorlar mı; pornografi ahlaka aykırı değil peki rüşvet neden aykırı? Değer anlayışları böyle. Onlar için her şey para yani maddiyattır. Parayı elde etmek için her vasıtayı mübah sayarlar. Peki bunlar hangi mantığa göre kınanacaklar?  Bugünkü eğitim sistemimiz de, hukuk sistemimiz de  İslam ahlakının sosyal yönünü kabul etmiyor/tanımıyor. Ayrıca “Milli Ahlak” denilmesine de müsaade etmiyor. Kullanılan tabir “genel ahlak” tır. Peki genel ahlakın tarifi, sınırı, ölçüleri ve kıstasları nedir?

 

            Batı’da ise “genel ahlak” tabirinin milletin benimsediği inançlarla belirlenen ahlak” manasına gelen kullanıldığı yerlerde vardır. Bizde ise yoktur. Batı’da “genel ahlak”, herhangi bir ahlak felsefesini değil kendine Hıristiyan ahlakını temel alır. “Genel” tanımlaması da bunun içindir. Bizde ise “genel” den  neyin kastedildiği belli değildir.  Öğretim bir tarafa eğitimin özünde ahlak vardır. İdeale’de bu ikisi ile yükselinir.  Ama ne yazık ki bizim eğitimimizde, ne ahlaki ne de idealist hedefler/kaygılar yoktur. Bizim eğitimimiz amaçsız tabiri yerindeyse objektif bir eğitimden ibarettir. Biz birde var olmayan eğitime, millilik vasfını koyuyoruz (Milli Eğitim Bakanlığı)

 

            Ülkemizdeki bir takım olumsuzluklara kızmaya hakkımız yok. Bu gidişat ve politikalar gereği normaldir. Din ahiret işi olarak algılanacaksa, dünya işleri de maddi değerlere göre değerlendirilecekse elbette önce maddi çıkarlar önde gelir ve herkes dünya veresiye değil peşin olduğu için çıkarlarını (maddi) düşünecektir. Maddi imkanlarını geliştirmek için de elinde geleni yapacaktır. Zaten haram/helal anlayışını öğrenmediğinden  bu gayet normal/legal olacaktır. Ülkemizde demokrasi lafı sadece yapılan uygulamalara bakarsak lafta kaldığını görebiliriz. Bugünkü TÜRKİYE’mizde ve geçmişte de siyasi, hukuk ve iktisadi alanlarda değil, ahlaki anlayışla sınırlı kalmak üzere de olsa İslami değerleri hedef edinmiş bir parti kurulması mümkün değildir. Geçmişte böyleydi, şimdi de ne yazık ki böyledir. Mevcut meri anayasaya göre kurulamaz, yasaktır. Birde söylenir, demokrasi var her şey serbest olmalı denir. Bunda da  demogoji yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Bizde de demokrasi; maddi, manevi, İslami yönündeki ihmaller yüzünden tıkanmış bulunmaktadır.

 

            Tekrarlamakta fayda buluyorum; batı medeniyetinin temelinde Hıristiyan ahlakı vardır. Sandığımız gibinin tersine, Roma hukuku, kapitalizim gibi kavramlar sonra gelir. Onlar bile Hıristiyan ahlakını kendine örnek olarak alırlar. Batıcılığı savunanların bunları bilmemesi normal karşılanabilir, fakat batıcılığa sözde karşı olanların bilmemesi nasıl izah edilebilir? Nasıl izah edebilirler? Bunun sonucu olarak da ahlaki çöküntü, manevi ve milli eksiklikler/çöküntüler ortaya çıkar. Manevi ve milli anlayışı dikkate almayan fikirler ahlaki çöküntüyü başlatmaktan/hızlandırmaktan başka bir işe yaramazlar. Yüce İslam’ın düzenlemediği, yerli yerine hakça oturtmadığı, eksik bıraktığı hiçbir konu/nizam yoktur. Yüce Allah (c.c.) Hazretlerinin rahmet ve selamı tüm Müslümanların üzerine olmasını dilerim.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

11.09.2009

 

 

 

                                                                                                           

 


Posted: 13 Sep 2009 03:01 AM PDT


MARSİS HAKKINDA


Marsis'in temelleri Korhan Özyıldız ve Ceyhun Demir tarafından 2005 yılında Istanbul'da atıldı. Adını Kaçkar Dağları'nın en yüksek yedinci zirvesinden alan Marsis, 2008 yılında diğer üyelerin de katılımıyla 6 kişilik bugünkü kadrosuna ulaştı. Karadeniz'in enerjik ve çoşkulu müziğini rock motifleriyle süsleyen grup, yüksek enerjili, hareketli ve coşkulu sahne performansı ile ülke genelinde bir çok festivalde sahne aldı, konserler verdi. Istanbul Teknik Üniversitesi Enstruman Yapım Bölümü'nde okuyan Ceyhun Demir elektro kemençeyi dünyada ilk yapan ve sahnede kullanan kişidir. Bu da grubun sound konusundaki hassasiyet ve yenilikçi tavrını ortaya koymaktadır. 2008 yılında albüm çalışmalarına başlayan grup, 12 şarkılık ilk albümünü 2009 Mayıs ayında Kalan Müzik'den çıkarmıştır.

"Yaklaşık 1,5 yıl önce albüm çalışmalarına başladığımızı duyurmuş; ama ne zaman bitirebileceğimize dair bir tarih verememiştik. 45-50 dakika süren bu albümün oluşum sürecini ve bu süreçte yaşadığımız sıkıntıları anlatmakta kelimeler yetersiz kalacaktır. Albüm hazırlama süreci bize pek çok şey öğretti; ilginç hikâyeler yaşattı. Acı-tatlı birçok olay yaşadık. Bazen hırçın dalgalarla yüreğimiz parçalandı bazen de ince bir yağmur ve güneşle içimiz ısındı. Yola çıkarken ve bu yoldan ilerlerken hep söylediğimiz gibi; Karadeniz'in içinden geldik ve içimizden hep Karadeniz geldi.

Kötü olan her şeye karşı durduk. Şarkılarımızla yel değirmenlerine savaş açtık; ama en çok insanlığa açılan savaşlara canımız yandı. Bombaların ve kurşunların sesini, insanların çığlıklarını yüreğimizde hissettik. Radyasyonlu bulutlar geçti üzerimizden, damlalarıyla ölüm olup yağdı. Bu yüzden "NÜKLEER SANTRALLERE HAYIR." dedik meydanlarda. Tulumun hüznü ve kemençenin coşkusuyla duyguları taşıdık şehre. Poyrazla şehre gelen bir horondur hikâyemiz.

Bilirsiniz, karanlık gecelerde yolu kutup yıldızı gösterir. Yaşamımızda ve yaptığımız müzikte bize doğru yolu gösteren çok yıldızımız olduğu için şanslıyız. Şu an aramızda olmasalar da, ışıklarıyla yolumuzu aydınlatan Kazım Koyuncu, Nurdoğan Demir Abaşişi, Maçkalı Hasan Tunç, Yaşar Turna, Xelimişi Hasani, Erkan Ocaklı ve Karadeniz müziğinde emeği geçen bütün güzel insanlar...

Marsis olarak onlara layık olabilmek her zaman en büyük amacımız olacak.

- MARSİS"

GRUP ELEMANLARI


Korhan ÖZYILDIZ (vokal): 1986 yılında Rize'nin Fındıklı ilçesinde doğdu. Lise yıllarında izlediği ilk konserden sonra bir gitar alarak geri kalan hayatında müzik yapmaya karar verdi. Zamanla müzik üzerine yoğunlaşmaya başlayınca artık kaçınılmaz yolculuk fikri kafasına girmişti ve İstanbul yolu göründü. 2004'ün ortalarında İstanbul'a geldi. Gelişinden yaklaşık 6 ay sonra memleketten de tanıdığı Ceyhun'la birlikte Marsis'i kurdu. Çalışmalarını Marsis'le sürdürmekte


Ceyhun DEMİR (kemençe): 1979 yılında Giresun'da doğdu. Aslen Rize Fındıklı (Vi3e)li dır . Çocukluğu Giresun'da geçti. Müzik yaşamına 11 yaşında bağlama ile başladı. 23 yaşından sonra da babasının ısrarları üzerine Karadeniz kemençesine yöneldi. İ.T.Ü Müzik Teknolojileri Çalgı Yapım bölümü 4. sınıf öğrencisidir. Bununla birlikte boş zamanlarında atölyesinde enstruman yapımıyla uğraşmaktadır. Özellikle Karadeniz kemençesinin gelişimine yönelik çalışmaları vardır.


Mustafa Gökay FERAH (tulum): 1986'da Rize'nin Pazar ilçesinde doğdu. Hemşin'de büyüdü. Tuluma babasının desteği ve kendi isteğiyle başlayarak, bireysel çabasıyla çalmayı öğrendi. Ezmoce, Karayel, Entu, Feluka, Gökhan Birben, Bayar Şahin gibi müzisyen ve müzik gruplarıyla çalıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzikoloji bölümü 1. sınıf öğrencisidir.


Çağatay KADI (elektrik gitar): 1976'da Sakarya'nın Karasu ilçesinde doğdu. Müziğe '93 yılında Edirne'de başladı. 99' yılında İstanbul'a geldikten sonra caz gitaristi Rene Macaroğlu 'ndan armoni dersleri aldı. Reklam müzikleri, kısa ve uzun metrajlı film müzikleri yaptı. Çamur'un 6 Ocak 2006 yılında yayınladığı ilk albümü "Bu Aşkın Izdırabını"ndaki şarkıların düzenlemelerini, albümün edit-kayıt-mix'ini üstlendi ve Halim Öyle'nin "mastering"ini yaptı


Evren ARKMAN (bas gitar): 1975 yılında izmit'te doğdu. Müziğe 1990 yılında lisede kurduğu rock grubuyla başladı. Yaklaşık 12 sene boyunca çeşitli gruplarla Türkiye'nin çeşitli yerlerinde 2000'in üzerinde performans çaldı. Işık ve Gölge grubunun "zaman öper yaramızdan" albümünün tüm düzenlemelerini, kayıtlarını yaptı. Bass, elektrik gitarlar ve klavyeleri çaldı. Müzik yaşantısına Marsis'te bas gitar, Işık ve Gölge'de elektrik gitar çalarak devam etmektedir.


Yaşar Kadir BAŞ (davul): 1984 Izmit dogumlu.2000 yilinda radyo programciligi yapan Y.Kadir,daha sonra reklam prodüktörlügü yapmaya basladi.Çesitli ajanslarda ve radyolarda çalisti.2001 yilinda müzik hayatina 'Galaksi production' a bagli olarak Galaksi stüdyosunda basladi.2003 yilinda Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarında egitimine devam etti.Burada Cem Akselden aldığı ileri davul teknikleri eğitimi ile stüdyo ve sahne hayatına davulcu olarak geri döndü. Y.Kadir,bir süre çesitli gruplar ile çalistiktan sonra Haluk Levent , Ahmet Karaferya , Ali Altay gibi Rock müziğin ileri gelenleri ile uzun süre çalıştıktan sonra piyasaya daha fazla ağırlık vererek birçok ünlü grup-sanatçıya eşlikçilik yaptı. 2008 yılı itibari ile müzik hayatına stüdyored bünyesinde devam etmektedir.


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35287] 12 EYLUL

Posted: 12 Sep 2009 06:06 PM PDT

DOĞRU YOL PARTİSİ
GENEL MERKEZİ
 
Genel Başkan Çetin Özaçıkgöz’ün, Genel İdare Kurulu toplantısında “12 Eylül Darbesi” ile ilgili yaptığı konuşmaları :
 
         “Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıldönümüdür. Biz 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 darbelerini eleştirirken asla ordumuzu değil, darbecileri hedef aldık. Orduyu kullanarak darbe yapan kişileri eleştiriyoruz.
         Evet 12 Eylül öncesinde sokaklarda gençlerimiz birbirlerine girip çatışıyorlardı, bazen birbirlerini öldürüyorlardı. Ama bu şartlar altında Hükümet görevini yapıp, sıkıyönetim ilan ederek yönetimi orduya bırakmıştı. Sıkıyönetim olayları önleyememiştir. Ya da önlememiştir, ta ki darbe yapana kadar. Sayın Demirel Hamzakoy’dan sonra bile bu konu ile ilgili olarak şu çarpıcı açıklamada bulunmuştu. Ben 23 kesin adres bildirdim İstanbul sıkıyönetim komutanlığına ve bu adreslerin terörist yuvası olduğunu, baskın yapılmasını istedim. Ama maalesef bu talebim yerine getirilmemiştir. Daha sonraki bir tarihte zamanın 2.Ordu Komutanı “biz darbenin olgunlaşmasını bekledik” şeklinde bir açıklamada bulunmuştur.
         Ordumuz bizim gözbebeğimizdir, en kıymetli kurumumuzdur. Ordumuza biz asla söz etmeyi düşünmediğimiz gibi, başkalarının da söz etmelerine izin vermeyiz.
         Bizim eleştirilerimiz ordumuzu kullanarak darbe yapan birkaç kişiyedir. Bu kişiler ordumuzu kullanarak darbe yapan birkaç kişiyedir. Bu kişiler ordumuzu kullanma ve darbe yapma suçlarını işlemişlerdir. Ancak, bu kişilerin ve olayların Mahkemelere taşınmasının Türkiye’ye de bir yarar getirmeyeceği kanısındayız. Bu olaylar ancak bilmek, geçmişten ders almak amacıyla tartışılıp konuşulmalıdır. Ancak, böyle amaca ulaşabiliriz”

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35284] RP ve AKP Arasındaki (Milli Görüş Gömleği) Gömlek Farkı...

Posted: 12 Sep 2009 04:22 PM PDT

RP VE AKP ARASINDAKİ (MİLLİ GÖRÜŞ GÖMLEĞİ) GÖMLEK FARKI…

 

 

 

            AB açısından ve Refah ve AKP arasında önemli bir fark var. ERBAKAN Hoca “Milli Görüş’ün en yüksek penceresinden, AB’yi “Batı’nın Hıristiyan Kulübü” ilan etmişti… Refah Partisi’nin kapatılma sürecinde hiçbir bakanı ab ile temasa geçmedi, diyet dilemedi. Yurt dışı gezilere başlamadı. Ali BABACAN gibi ortak basın toplantılarında bulunmadı. AB görevlileri Anayasa Mahkemesi’ne dolaylı laf atarken, içten içe gülümsemedi. Bence bu bir hata mı yoksa doğru mu dersek her zaman olduğu gibi Refah Partisi hata yapmadı. Ödün vermedi. Kimseden çekinmedi, medet ummadı. Ama bu güzelim partiyi malum Siyonist eller parçaladılar! Milli Görüş Gömleği’ni başta değil de seçim bittikten sonra çıkartıyoruz diyenleri iktidara taşıdılar. Halk bunları Refah Partisi’ye aynı sandı, yani kandırıldı. Bu AB için tam bir uyum oluşturmuştu. Milli Görüşsüz, Milli Görüş gömleğini çıkartmış bir AB’nin tam aradığı bir parti. Hem de BOP’a AB’nin her türlü tehlikeli kanunlarına evet diyebilecek bir parti. Bu kapatılma sürecinde AKP’ye her türlü destek  verildi, ama o zamanın Refah Partisi’nden esirgendi. Aradaki önemli fark buludur.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

13.09.2009


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.