28 subatta, patron , tetikci ve saniklar....!!!

28 Subat Istanbul dukaligi ile Ankara hukumetinin guc savasidir...
 
Istanbul dukaligi hakimiyetin kendilerinde oldugunu Ankara  hukumetinin radikal kararlar alma yetkisinin olmadigini acikca ortaya koydu..
 
Dukaligin silahli kuvvetlerde, Mit'te, Burokraside, Medyada adamlari var.. Dukalik siyasi iradenin ustunde , siyasi iradeler halkin iradesi ile seciliyor ancak iktidar olamiyorlar.. Iktidar ulkede Istanbul dukaliginin elinde bakiyorki dukalik kendini ortaya cikartacak, kendinle mucadele edecek bir hukumet gelmis hemen ilk yapacagi sey, Ataturk portresini , irticayi ortaya cikarmak ...
 
Koyunlara medya kanali ile hemen klasik oyun ortaya konuluyor... Vatan elden gidiyor, Ataturk dusmanligi hortladi , irtica geri geliyor... Tabiki hukumetler icinde saskinlarda bu oyuna alet oluyor.. Yillardir Basbakanlik koltugu hayali ile yasayan Erbakan ne kadar Tarikat lideri varsa koske cagiriyor, sanki tarikatlarla toplanacak baska yer yok... Sen kayit disina mucadeleye girmissen, sen secim beyanindaki herkese ekonomik ve yargi adaletini saglamak icin gelmissen vatandasta bu radikal reformlari yapman icin sana oy vermisse, sende yanina bilgili bir kadro kurmussan ilk yaptigin radikal reformla ulkenin en zengin kurumu olan kamu ortakliklarinin faiz yuku sorununu cozup, mukemmel bir havuz modeli cikartip ulkede en onemli reformlardan birini gerceklestirmissen eger verdigin resimde yanina Tarikatlari alirsan , Dukalikta seni kendi adamlari ile saf disi eder..
 
28 subata katilan Asker, yargi , medya , burokrat mensuplari dukaligin Tetikcileridir.. Onlar dukaligin maasli adamlaridir.. Iste bugunde ulkemide ayni sikinti yasaniyor..
 
Dukaligin adamlari ulkede hakimiyetin kendilerinde olmasini istiyor, halkin oyu ile secilmis iktidara saygi yok.. Erodagani seversins , sevmezsin, takdir edersin, etmezsin bunlar ayri sey ama TC Basbakanidir ve halkin oyu ile secilmistir ona o saygiyi gostereceksin , yapici tenkit hakkini tabiki kullanacaksin, ekonomik politikalarini, yapmasi gereken yapmadigi radikal reformlarin en basinda gelen yargi bagimsizligini yapmadigi icin konusacaksin ama bir yerde yaninda olacaksin..
 
ERDOGAN BUGUN BASBAKANDIR AMA IKTIDAR OLAMAYAN BASBAKANDIR VE ACIZLIGINDEN NE YAPTIGINI BILMEZ HALDEDIR.. DUKALIK ONU YOK ETMEK ISTIYOR AMA O DUKALIGA KARSI MUCADELEDE HALKINI AYDINLATAMIYOR... ONUNDA AYNALARA BAKAMIYACAK KADAR HATALARI VARKI , VATANDASINA ACIK-NET VE DURUST OLAMIYOR..
 
MAHALLENIN KABADAYISI EDASI ILE SOKAGA HAKIM AMA MAFYA ONUDA YONETIYOR.. DUKALIGIN ISTEMEDIGI ADAMLARA KARSI SAVAS ACABILYOR DUKALIGA SAVAS ACAMADIGI GIBI DUKALIGIN EMRINDE UZAN-DOGAN ZATEN BUNLAR DUKALIGIN ISTEMEDIGI ISIMLER DUKALIGA KARSI HIC BIR SEY YAPAMIYOR, ERDOGAN SORUMLU BASBAKAN OLARAK GOREVINE DEVAM EDIYOR, DUKALIK ONUN KULLANMA TARIHINE BAKIYOR, 7 YIL EVVEL MADDI GUCUNE BAKIYOR BUGUN DUKALIK DEVLETTEN DAHA GUCLU OLMUS, GEVREK GEVREK GULUYOR..
 
VATAN -MILLET-SAKARYA DERKEN KAYIT DISI KAYNAKLARLA GUCLENEN DUKALIK KAYIT DISI KAYNAKLARINA FAIZ ALARAK YAN GELIP YATIYOR...
 
KULLAR ISE 28 SUBATI SEN SAVUNDUN BEN SAVUNMADIM MUHABBETLERI ILE VAKIT KAYBEDIYOR, BU KADAR ALIGIN OLDUGU ULKEDE DUKALIK DAHA COK HAKIMIYETI ELINDE TUTMAYA DEVAM EDER..
 
IYI BAYRAMLAR
 
SEVGI, SAYGI VE SELAM ILE
 
MUJDAT GULER
 
 
In a message dated 11/28/2009 9:25:12 A.M. Eastern Standard Time, baltusan@turksatkablo.net writes:
Faşist, militarist Yiğit Köymen, sen yiğitliği eli kolu bağlı milletçe vatanı kollasın diye emanet edilen silahları kendi halkına çeviren 28 şubatçıların arkasındasın, öyle mi?
Yazıklar olsun!
Mustafa Balıkçıoğlu
Liberal demokrat parti merkez disiplin kurulu üyesi
----- Original Message -----
Sent: Saturday, November 28, 2009 10:35 AM
Subject: Re: 28 Şubat'ı alkışlayanlar...

sonuna kadar 28 şubatın arkasındayım, siaysal islamcılara, akp lilere, pkk lılara nurculara bu ülkeyi yedirmem, 28 şubatta alınan karalardan hangisi uygulanıyor bugün buna cevap ver bakalım. yani bu işler sizin boyunuzu aşar benim 28 şubatla ilgmi yazımı bulun netten.


From: Mustafa EROL <mustafaerol2008@gmail.com>
To: Komplo Teorileri <E-KomploTeorileri@googlegroups.com>
Sent: Sat, November 28, 2009 3:52:08 AM
Subject: 28 Şubat'ı alkışlayanlar...

28 Şubat'ı alkışlayanlar...

Perşembe günkü köşesindeki yazısında 28 Şubat sürecini değerlendiren Posta gazetesi yazarı Mehmet Ali Birand, o dönemde yaşanan antidemokratik eylemleri sorguluyor.


28 Şubat ( 1997) dönemini şöyle bir düşünün... Genelkurmay Başkanlığında ardı ardına brifingler düzenlendi. Görsel belgelerle desteklenerek, ülkenin  bir yandan irtica, bir yandan da PKK terörü ile bölünme noktasına geldiği anlatılıyordu. Son derece etkileyici ve inandırıcı bir dil kullanılıyordu.

O dönemde, ben de bu brifinglerden birine davet edilmiştim.  Medya'nın tüm önde gelen isimleri oradaydı.  Bazıları, askerden de askerci bir eda ile kendilerinden farklı düşünen, liberal eğilimlilere hafif alaycı ve "yakında sizde başınıza gelenleri göreceksiniz" der gibi bir yaklaşım içindeydiler. Söyledikleri de bir süre sonra doğru çıktı. 1997'de ANDIÇ olayı patladı ve irtica ile hiç ilgisi olmayan nice insana leke sürülmek istendi.

Brifinge davet edilen kimse itiraz etmemişti. "Hayır, ben gelmiyorum. Böyle brifingler yapmak askerin işi değildir" diyen çıkmamıştı. Zira medyanın neredeyse tümü için , askerin bu tutumu normaldi. Hele bizim gibi program yapımcılarının gitmemesi, ret anlamına gelebilir ve kara listeye alınırdınız. Gitmemek hem ayıp, hem de tehlikeliydi. Üstelik, genel inanç askerin irtica ile mücadelesi görev çerçevesine giriyordu. Bizlere de böyle anlatılmıştı. Buna alışmıştık. Hep böyle gelmiş, böyle gidiyordu.

28 Şubat'a karşı çıktım. Yapılanın hiçte doğru birşey olmadığını, üstü kapalı bir darbe anlamına geldiğini gördüm, yazılar yazdım ve faturasını da, 1997'de diğerleriyle birlikte Genelkurmay tarafından ANDIÇ'lanarak ödedim.

Sadece gazeteciler değil, bu brifinglere, sivil toplum örgütlerinden, çeşitli kurumlara kadar hemen herkes koşturarak gitti. Savcılar ve yargıçlara verilen brifing en görkemlisiydi. Yargı mensuplarının brifing sonunda ayağa kalkarak komutanları alkışlamaları bütün TV'lerde gösterildi. Bu da çok doğal karşılanırdı.  Askerin söylediği herşey doğruydu ve sorgulanmadan kabul edilirdi.

Nitekim, bırakın medya, yargı veya sivil toplum örgütlerini, Erbakan-Çiller koalisyonu bir Milli Güvenlik Kurulu toplantısında istifaya zorlandıktan sonra, siyasetten de hiç ses çıkmadı. Birşey olmamış gibi, toplum yaşamına devam etti. Şimdi de bugünkü gelişmeleri düşünelim... Türkiye, inanılmaz bir hızla kabuk değiştiriyor.

 




__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4643 (20091127) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.