T a r a f s ı z D e ğ i l i z

[anadoluhaber:36663] ÇEÇEN ŞANLI MÜCADELESİ MOSKOF'A, YERLİ İŞBİRLİKÇİLERİNE ve SOYSUZLARA GEÇİT VERMEZ _Medet ÜNLÜ

ÇEÇEN ŞANLI MÜCADELESİ MOSKOF'A, YERLİ İŞBİRLİKÇİLERİNE ve SOYSUZLARA
GEÇİT VERMEZ _Medet ÜNLÜ


http://www.beyazrenkler.com/forum/index.php/topic,974.new.html#new


Çeçenler çok badireler atlattı. Çok savaşlar gördü, sürgünler yaşadı.
Ama hiçbir zaman ALLAH'ın Kudret, Azamet ve Rahmetinden umutlarını
kesip ye'se kapılmadılar. Yaşanan propaganda savaşlarında
yüreklerimizi ve beyinlerimizi iğfal ve ifsad etme stratejik
şeytaniliğine itibar etmeyiniz. Çünkü bu savaş türünün argümanları ve
aktörleri ilgili karşı merkezlerin memuru olarak yanı başınızdan da
çıkabilir.

ÇEÇEN CUMHURİYETİ İÇKERİYA DEVLETİ, SSCB daha tarihin mezarlığına
atılmadan önce bağımsızlık yolunda "Devlet Olma Talebi" ne istinaden
tek yanlı egemenlik ve 6 Eylül 1991 yılında Tam Bağımsız Devlet olarak
kendini dünyaya ilan etti.
Bağımsızlık ilanını ortaya koyan Çeçen Halk İradesi, Devletini koruma
iradesini de ortaya koyarak son 18 yıldır devam eden acımasız zorlu
savaşlara rağmen bu kararlılığından vazgeçmemiştir.

Bayrağını, milli marşını belirlemiş, anayasasını oluşturmuş, bütün
sosyal, idari, hukuki boyutlarda ve devlet olmanın gereklilikleri
açısından, siyasi, askeri organlarıyla dünya devletler ailesinin bir
üyesiyim demiştir.
Bu bağımsızlık kararını içine sindiremeyen Rusya, dünyanın diğer
devletlerinin de hadiseye sessiz kalması ile Çeçen Cumhuriyeti
İçkeriya Devletine savaş açmıştır. Yakmış, yıkmıştır.

Çeçen Halkı Rusya'nın açtığı bu savaşa yiğitçe bir duruş sergileyerek
karşı koymuştur. Bağımsızlık idealinden vazgeçmeyeceklerini de
göstermişlerdir. ÇEÇEN CUMHURİYETİ İÇKERİYA'nın kurucu Devlet Başkanı
olan Aziz şehidimiz CAHAR DUDAYEV ile sonraki Devlet Başkanlarımız
ZELİMHAN YANDARBİYEV, ASLAN MASHADOV ve ABDULHALİM SADULLAYEV ile nice
şanlı komutanlarımız, mücahitlerimiz bu yolda şehit olmuşlardır.
Çeçenler müslümandır ve küfrün egemenliğini asla kabul etmemişlerdir.
Hükmü sadece Cenab-ı ALLAH'a hasreden itikadi sorumluluklarının
farkında olarak yüzyıllarca her daim ĞAZOT- GAZAVAT- CİHAD ederek
küfre Moskofa karşı direnmiş ve savaşmışlardır.

Tarih ve mücadele içerisinde korkanlar, tırsanlar, ihanet edenler olsa
da tarihin hiçbir döneminde Rus'a boyun eğen, Rus'u efendi sayan bir
kabul olmamıştır.
Direnişin ve savaşın zorlukları ve Çeçen'lerin kendi şartları dikkate
alındığında soykırımların, zulümlerin ve sürgünlerin yaşandığı dolu
dolu örnekler ortadayken Çeçen'ler hiçbir zaman savaşı isteyen taraf
olmamıştır. Aksine her fırsatta barıştan yana olduklarını ortaya
koymuşlardır.

Çeçen Bağımsızlık hareketi, yüzyıllarca Çeçen Coğrafyasına hükmetme
isteğinde olan Rus'lara ve Rusizm ideolojisine karşı yapılmıştır. Rus
müstevli saldırılarına karşı verilen bu savaş, Milli Mücadeledir.

Tarih boyunca bir çok topluluk kendi milli mücadelesini vererek
özgürlüklerine kavuşabilmişlerdir. Ama bedel ödeyerek ve acılar
çekerek. Çok değil 90 yıl önce Türkiye'de yedi düvele karşı verilen
milli mücadeleye benzer karakterdedir, Çeçen Milli Mücadelesi de...

Çeçen'lerin hadiseye temel bakış açılarının ne olduğunu ifade etmek,
onların bu inançla çok zor bir hayatı yaşamak zorunda bırakıldıklarını
unutmadan ve zillete tabi olmayı istemediklerini belirtmek
gerekmektedir.

Küfre karşı verilen mücadele yalnızca silahlı mücadele değildir.
Moskof'a karşı verilen milli mücadele için iman gerekir, sabır, sebat
gerekir, milli bir ruh gerekir, şerefli ve haysiyetli olmak gerekir.
Bu vasıflarında zaafiyet sahibi olan yapılar ya kenara çekilir ya
beşeri gücü, ilahi güce karşı tercih eder, ya dünyevi bir bedel
karşılığı kendini satar ya da düşmanını efendi, kendisini de onun
kemik yalayıcısı konumuna getirerek ihanet çemberine dahil olup
şerefsiz bir hayatla dünya ve ukbasını karartır. Küfrün ve
şeytaniliğin oyuncağı olur. Lanetle anılmaya müstahak olur.

Bu genel girişten sonra;


Çeçenistan hakkında son dönemlerde Türkiye kamuoyuna hitaben
alabildiğine yüksek tandanstan "tanıtım," "Çeçenistan gerçekleri,"
"Çeçenistan yeniden diriliyor" v.s. gibi başlıklarla propagandalar
yapılıyor. Aynı merkezden olduğu aşikar olan bu faaliyet yine malum
tek merkezden alınan talimatla Türkiye kamuoyuna sunuluyor.
Ana temasında; Çeçenistan'da savaşın bittiği, Çeçen Halkının
yaralarının sarıldığı, Sulh ve sükunun sağlandığı ama özellikle
Müslümanlıklarıyla maruf Çeçen Halkına görkemli camilerin yapıldığı,
hac yollarının açıldığı, Çeçenistan'da hemen herkesin şahane bir
özgürlük içerisinde olduğu, güllük gülistanlık bir Çeçenistan
resmediliyor.

Bu propaganda eyleminde, Çeçen mücahitlere ve Bağımsızlık yolunda
destan yazan unutulmayacak olan şehitlerimizin kanlarıyla, canlarıyla
bu yoldan vazgeçilmeyeceği gerçeğinin unutturulması ön plana
çıkarılmış olarak görülüyor.
Kurulması için uğruna mücadelesi verilen ÇEÇEN CUMHURİYETİ İÇKERİYA
DEVLETİ sanki yokmuş, bağımsızlık hedefinden vazgeçilmiş gibi sunumlar
ile halen bu davadan vazgeçmeyen, bu mücadeleyi sürdürenler
teröristlermiş gibi tıpkı Rus ağzına uygun satışlar yapılıyor.

Yüzyıllara sari uzun soluklu bu mücadele ve bu mücadeleyi onulmaz
bedeller ödeyerek bu güne taşıyan Çeçen Halkının hiçbir kıymet-ı
harbiyesi yokmuş gibi bir mantıkla, Kremlin tezlerine hayat
buldurulmaya çalışılıyor. Çeçen Halkı'nın çektiği acılar, bağımsızlık
ideali uğruna verilen evlatlar, şahadetler, onurlu duruş, destansı
direnişin dünü unutularak her şey yeni verilen startla başlanmış gibi
her türlü şeytani şarlatanlıklarla sunumlar yapılıyor.

Bu propaganda niçin yapılıyor?


Rus'lar tarih boyunca kendi fiziki güçlerine güvenerek dünyanın her
yerinde istediklerini dize getirmeyi başardıklarını sanıyorlardı.
Onların fiziki, siyasi, diplomatik, askeri ve stratejik güçleri
Çeçen'leri pes ettiremedi. Rus'lar karizmalarının çizildiği
Çeçenistan'ı, ne pahasına olursa olsun dize getiremeyince Rus'a ait
"B" planlarını devreye soktular. Bu planın içeriğinde Çeçen Halkı'nın
vahdetini bozarak fitne, fesat, satın alma ve kardeşi kardeşe vurdurma
yöntemleriyle kan düşmanı toplum haline döndürmek vardır. Bu planın
hayat bulması için kanı beş para etmeyecek uşaklarını buldular.
Çeçen'lere ait olan topraklarda tek yanlı Rus iradesine bağlı olarak
"Rus yanlısı Çeçenistan Cumhurbaşkanı" atadılar. Kurdukları tiyatro
sahnesinin diğer dolgu malzemeleri ve figüranlarıyla Çeçenistan'da Rus
oyununu icra etmeye başladılar.
Savaş yorgunu olan Çeçen Halkı'nı satın almaya, onların iradesini
geçersiz saymaya, bağımsızlıktan vazgeçmiş bir hale döndürmek için her
türlü entrikayı çevirmeye başladılar.

Evet bu propagandalar Rus varlığını Çeçen'lere kabul ettirmeye
dönüktür. Oynanan tiyatroda ana tema camiler, kubbeler, zikirler ve
fıskiyelerdir. Çünkü Çeçen'ler müslümandır. Çeçen Bağımsızlık
hareketine İslam ümmeti destek vermiştir. O halde din-itikad
cephesinden Müslümanların avlanması gerekmektedir.
Müslümanları cahil ve tepkisiz sayarak yaptıkları Rusluklarında
başarılı olacaklarını sanıyorlar. Göreceğiz...

Bu propagandaların merkezi niçin Türkiye?

Tarihi birlikte yoğurarak, ortak acılar, ortak kaygılar, İslam
kardeşliği, kültürel ve sosyal bağlarla zaten var olan ortak ruh;
Çeçenistan'da Moskof'a karşı verilen mücadele açısından en çok
Türkiye'de yer bulmuş, Türkiyeli Müslümanlar Çeçen kardeşlerini
bağrına zaten basmıştı. Çeçenistan'da verilen bağımsızlık mücadelesini
bizzat kendileri veriyormuş gibi sahiplenilmişti. Türkiye ve Türk
Milletinin tarih içerisinde defalarca karşı karşıya gelmişliklerinden
dolayı Rus'lara MOSKOF adını Türkler vermiştir. Demek ki Rus
borazanlığının yapılması gereken en önemli yer Türkiye olmalıydı.
Bakınız ateşli silahların çok geliştiği dünyamızda ATOM bombasından
sonra şimdilerde ondan daha güçlü Nükleer-Biyolojik-Kimyasal (NBK)
silahlardan bahsediliyor. Oysa bundan daha güçlü silahlar
kullanılarak, çağımızda daha etkili olan iğfal ve ifsad savaşları
yapılmaya başlandı.


Hakkın-hakkaniyetin savunucuları zayıf kaldıkça, beşeri ilahlar
edinenler ellerindeki silahlarını kafirlerin ve şeytani mahlukatın
talimatlarıyla kullanarak, barış ve adalet savunucusu yiğitlere karşı
pespaye yöntemlerle zillet öneriyorlar.
Evet Çeçenistan hakkında Türkiye'de yapılan Türk Milleti'ne ve İslam
Ümmetine hitaben başlatılan bu çirkin propaganda savaşına cevaben,
ÇEÇENİSTAN BÜLTENİ Haziran 2009 sayılı dergimizde değinmiş ve kısa bir
yazı yazmıştım. (http://www.cecenonline.com/tr/devam.asp?yid=741)

ÇEÇENİSTAN İHANET başlıklı bu yazımda, bahsi geçen faaliyetlerini
yapmakla görevlendirilen Seyfullah Türksoy adını açıkça yazmış ve bu
meselenin mahiyetine dönük fikirlerimizin ne olduğunu ifade etmeye
çalışmıştım. Kendisini "Osmanlı Torunu" olarak tanıtan S. Türksoy
Çeçenistan eyalet valisi gibi konuşuyor.

- Çeçenistan konusunda objektif yayınlar yapmış!
- Çeçenistan'da savaş sona ermiş!
- Çeçenistan'da son dört senedir savaş filan olmadığı gibi büyük cihad
başlamış!
- Yaralar sarılıyor, gözyaşları siliniyormuş!
- Ben ve benim gibi Çeçen mücadelesine buradan destek olmağa
çalışanlar "sırça köşklerden Çeçen edebiyatı" yapıyormuş!
- Cihat nutukları çekmek çok heyecan vericiymiş ve film bitmiş!
- Mazlum Çeçen Halkı 400 yıl sonra ilk defa huzura kavuşmuş!
- İnancını geleneklerini kültürünü yaşamaya başlamış!

- Bu manzara nedense birilerini rahatsız etmiş ki onlardan biri de
Medet ÜNLÜ'ymüş!
- Çok değerli "Osmanlı torunu"! Mesleğinin duayeni Sn. Seyfullah
Türksoy Çeçenistan hakkında yayınlar yapmış ve gerçekler bütün
çıplaklığıyla ortaya çıkmış. Dolayısıyla şahane bir misyon yüklenmiş
olan "gazeteci" Seyfullah Türksoy Türk Milletini hem aydınlatmış ve
hem de Çeçenistan konusunda Türk Milletinin kazık yemesini önlemiş!
- Çeçen toplumunu maddi ve manevi olarak yüceltmeyi hedefleyen bu
büyük (CİHAT YOLUNDA!) adeta Ramzan Kadirov'un etrafında
kenetlenmişmiş! İstikrar dönemi yaşanıyormuş, sefelalet ve perişanlık
yokmuş! Peki ne varmış? Pırıl pırıl yollar, caddeler, park bahçeler ve
her yerde imar edilen şehirler, yükselen minareler ve gök kubbeyi
çınlatan ezanlar varmış!
Seyfullah'cığım; Açılan ilk ve büyük "Hacı Ahmet Kadirov" Camisini kim
yaptı? Viladimir Putin'nin bu camiyi, yani Allah'ın beytinin açılışını
yapma inceliğinin sırrı ne ola ki? Hatta Putin o caminin içine Ramzan
ve Papasını yanına alarak girmeden önce köpeklerin o camiye sokulması
anılmayacak kadar önemsiz miydi?
- Bana "sen ne ayaksın" diye hitapta bulunmuşsun.


Bizler inancımız gereği Hz.İbrahim milletinden, Muhammed (sav)
ümmetindeniz. Ateşe atılmak istenen Hz. İbrahim'den yanayız. O'nu
ateşe atan Nemruttan yana olmadık, olmayız. Ateşi söndürmeye gidenden
yanayız, harlayandan değiliz. Nemrut ve avanesi gibi hırlayanlardan
değiliz.


Bizler İbrahimÎ çizginin devamı için uğraşan ve kendilerini i'lay-ı
kelimetullah tarafında rüşt ispatı yapan CAHAR-ZELİMHAN-ASLAN
ABDULHALİM-ŞAMİL-HAMZAT daha binlercesi ALLAH'u Teala'ya verdikleri
misaklarından vazgeçmeyerek tarihin şanlı sayfalarında yer bulan
muvahhidilerin yolundayız. Onların ayak izlerindeyiz.


Sana da tavsiyem, ilk iki ayağı Putin-Ramzan'dan oluşan sacayağının
üçüncüsü sen olma...
-"Kerameti kendinden menkul Medet ÜNLÜ kendisini İÇKERİYA FAHRİ
KONSOLOSU ilan etmiş" demişsin.
Senin yüzüne bakınca zeka seviyen fena görünmüyordu ancak beni
yanıltın. Halbuki senin gibi mesleğinin ustası bir araştırmacı için bu
konsolosluk meselesinin nasıl olduğu, yetkisiz kullanılmayacağı v.s.
gibi hadiseleri çok rahatlıkla öğrenebilirdin. İyi niyetin olsa idi
bana çok rahatlıkla ulaşabilir ve sorabilirdin. Ama bunları yapmadın.
Sanki ben bir yetki gaspı yapmışım gibi ortalığa, tıyniyetine uygun
mesajlar vermeye çalışıyorsun.


Koçum ben MEDET ÜNLÜ Çeçenistan'da bağımsızlık hareketi başlamadan
önce de vardım. Unutma ben bir sürgün insanıyım. Tıpkı bugün yaşanan
Rus vahşetinin, 150 yıl önceki versiyonunun sonucunda sürgüne tabi
tutulan insanların nesebindenim. O günlerde yaşanan bu acı tablolara
bigane kalmayıp, sürgün insanlarına bağrını açan Osmanlı bizim için
her daim baş tacı olmuştur. Bu gün için kendini "Osmanlı Torunu"
addeden senin gibi müsveddeler, tarihin derinliklerine biraz
inebilseler.


Evet. Ben Aziz Şehid Devlet Başkanımız ABDULHALİM SADULLAYEV
tarafından atanmış Ekim 2005 tarihinden beri, Türk Noter Tasdikli
resmi evrakla görevimi ifa etmeğe çalışmaktayım. Bu görev benim için
bir şeref tablosudur.
Bundan dolayı Rusya, V.Putin ve onların Çeçenistan'daki kuklaları son
derece rahatsızdır. Peki sana ne oluyor? Sen niye rahatsızsın? Yoksa
Çeçen mücadelesinin masumiyetini ve haklılığını yok etme görevi de
sana mı verildi?

-"Araştırdım Türkiye'de Çeçen kökenli insanlardan ve Çeçenistan'da
Medet ÜNLÜ'yü ciddiye alan kimseyi göremedim" demişsin.


Büyük adammışsın Seyfullah. Hiç kimse beni ciddiye almazken sen
ciddiye almışsın. Yahu bu beni ne kadar onurlandırdı bilemezsin! Ama
beni tanımayı gerçekten istiyorsan beni buralarda sormayacaksın. Biraz
zahmet edip Moskova'ya yani Kremlin'e gideceksin. Putin'e soracaksın.
Veya zırt pırt gittiğin Çeçenistan'a bir daha gittiğinde sana
mihmandarlık yapan ve sana görev talimatları veren, senin çok değerli
başkanın Ramzan'ın baş danışmanı olan "gerçek Osmanlı ve Türk dostu"
olduğunu ifade ettiğin Emruddin'e, din işlerinden ve İslam
üniversitesi sorumlusu Ziyauddin veya Ramzanın melekler ordusuna
soracaksın. Bu konuda seni ben yormayacağım. Sen zaten onların dizinin
dibindesin. Zor olmaz sana, beni onlar anlatırlar. Gidebilirsen
cennete git, şehitlerimize sor, veya cehenneme git H.Ahmet Kadirov'a
sor beni. O zaman sorunun cevabını alırsın .


-Çeçenistan uzmanı kesilip, kafasına Çeçen kalpağı geçirip kahramanlık
yiğitlik modlarına girerek, meydanı boş bulup, atıp tutuyorsun.
Çeçenlerin acısını hiç düşündün mü? Demişsin.


İlahi Seyfullah, düşünmedim, düşünemedim. Ne yapayım senin gibi
derinlikleri olan bir kılavuz bulamadım. Halbuki sen yanımda olsaydın
o engin tecrübelerinden ne güzel istifade ederdim bilemezsin. Ama
senin tatlı canın üzülmesin. Seni rahatlatayım azıcık. Bu konuda
düşünmek bize lüks geldiği için teori yapmadım ama bizzat yaşadım.
Çeçenlere acı çektiren Rus'lar ve Rus'laşmış hainlerin mağdur
ettiklerini kardeş bildim. Dertlerini dert edindim. Kendi çapımızda
fiilen emeklerimiz olmuştur elhamdülillah. Ancak sana bu konuda bir
faaliyet raporu maalesef veremeyeceğim. Kim bilir bu netameli dünyada,
"ilgili haberler nerelere ulaşabilir" konusunda endişeler taşırım.
Yanlış anlama sana güvenmez değilim ama senin kendini
koruyabileceğinden endişe duyarım. Neme lazım...

-Medet ÜNLÜ sen hiç Çeçenistan'a gittin mi? Çocuklarının tepesinde
bomba patladı mı? Diye sormuşsun.
Yahu! Ne güzel sormuşsun. Dedim ya senin gibi bir mihmandar olsaydı
önümde belki onu da yapardım. Ama Çeçen meselesinde ben varken sen
yoktun ki Seyfullah. Senden yararlanamadım. Senin Çeçenistan
meselesini bu kadar sahiplenecek potansiyelinin olduğunu keşke önceden
birileri bana söyleseydi. Gidip gitmemeyi şeklen seyahat mantığıyla
hiç değerlendirmedim. Birileri gibi kazanılacak para, yenilecek ekmek
varsa gidip, savaş başladığında kaçarak orayı terk eden mahluklardan
olmadım. Kendimi, Çeçenistan'dan da savaş mağduru olan
kardeşlerimizden de ayrı tutmadım. Savaşın başından bu yana gerek
yönetim kadrosu gerekse yaralı mücahidler ve mültecilerin, bu
topraklarda sesi, kardeşi olmağa çalıştım. Bu konuda senin sorgulama
hakkın olmadığı gibi benim çalışma ve emeklerimi takdir etmeni de
beklemiyorum.
- Ekşi yemediğin için karnının ağrımadığını ve diğer gazetecilere de
benzemediğini ifade eden acar gazeteci Seyfullah Türsoy; ister ekşi ye
istersen tatlı, istersen helal-haram, doktor değilim, karın
ağrılarından anlamam. Ayrıca senin işkembenden de bana ne.
Fakat diğer gazetecilere benzemediğin kısmı, yüklendiğin misyon
yaptığın propagandaların, senin verdiğin ve sana verdirilen mesajlar
açısından beni doğrudan ilgilendiriyor.
Çeçenistan'da bağımsızlık mücadelesinin başından bu yana bütün dünya
bu hareketi, bu CİHADI imrenerek, maddi manevi desteklerini duaları
eşliğinde sergilerken, bir gazeteci olarak seni bu meselede ilgilenmiş
olarak görmedik. Gerçekten mazlum olan Çeçen Halkı Rus emperyalist
köpekleri tarafından linç edilirken, kızılordu bir milleti tarih
sahnesinden silme operasyonları yaparken, o görkemli Devlet
Başkanlarımız birer birer şehadete giderken, her biri ŞAMİL- MANSUR-
CAHAR-ASLAN olan mücahitlerimiz o destan mücadeleyi taşırken sen niye
yoktun?
Şimdilerde, savaş bahanesiyle Çeçen'lerin yeraltı-üstü değer ve
varlıklarını çalan hırsız ve adi emperyalistler, çalarak elde
ettiklerinin azıcık bir kısmını oluşturdukları hainlerine Rus
sermayesi olarak döndürdüğünde, yine Rus sermayesiyle kurdukları
işbirlikçi kukla yapıya Çeçenistan'ı "Rus'un isteği gibi dizayn etme"
emrine istinaden camiler ve avlularında Rus'u efendi sayan insanlar
inşa etmeğe başladığında sen niye zuhur ettin Seyfullah? Çeçenistan'da
yürütülen Rus projelendirmelerinin Türkiye ayağı ve sözcüsü sen niye
oldun?
Bana bak Seyfullah! Bundan böyle seni masum gazetecilik mesleğin
açısından değerlendirmeyeceğiz. Çeçenistan hakkında yaptığın ve bizim
açımızdan ne maksat olduğunu çok iyi bildiğimiz faaliyetlerini "sadece
gazetecilik yapıyorum' tafraları açısından ve masum meslek erbabı
görüntülerinle okumayacağız.
Bak koçum. Çeçenistan'da seninde bildiğin gibi 400 yıldır süren bir
savaş var. Eğer Ruslar Çeçen coğrafyasındaki emellerinden vazgeçmezse,
kıyamete kadar da bu savaş sürecektir. Dolaysıyla bu savaşın açık
tarafları vardır. Bunlar Çeçen'ler ve Ruslar'dır. Bu aynı zamanda
Çeçenistan'da Rusların mı hükmü söker ya da ALLAH'a (c.c.) iman eden
ve Hüküm sadece ALLAH'a aittir diye iman eden Müslüman Çeçenlerin
hükmü mü geçerli olur savaşıdır. Rus'lar ve Rus'laşmış hain-kukla-
satılmış-işbirlik&# 231;i zümre bir taraf ise, ALLAH ve RESULÜ ile
onlara iman eden, imani ihtişamlarıyla Çeçen coğrafyasının her bir
santimetresini şahadet kanlarıyla sulayanlar ve onların yolundan
gidenler ise öbür taraftır.

Bu cümleler çok açıktır

Eğer sen bu yaptığın işlere bundan böyle devam edersen seni Ruslar
safında yer tutan olarak kabul ederiz. Böyle bir noktaya gelinirse ne
seni gazetecilik mesleğinin, ne karapapak'lığının ne "Osmanlı Torunu"
oluşunun bir anlamı kalmaz. Savaşımızın karşı tarafı olursun.
Dizinin dibine oturduğun Ramzan ve muti sadık hizmetkarlığını adadığı
Putin bile seni "başarılı gazeteci" olarak görmezler.
Sana bu konuda tavsiyem; iki seçeneğin var. Ya gönüllü Rus uşaklığı
veya ücretli gladyatör olmak, Ya da Moskof mezaliminin en az Çeçen'ler
kadar mağduru olan kendi tarihini sahiplenerek Karapapak-Terekeme-
Nogay-Kumukların vb. çektiği acıları anlayıp, zulmü yapanların yanında
yer almamaktır. Benden demesi. Sen bilirsin...
Birde Türkiye'den götürdüğün ve götürmeyi çokta böbürlenerek
anlattığın çok değerli! İnsanlardan, heyetlerden bahsetmek istiyorum.

Gerçekten Çeçen Halkına karşı tarih boyunca var olan ve Türk Milleti
nezdinde bizler için erişilmez güzellik ifade eden Çeçen sempatisini,
kardeşlik ruhu taşıyan insanları bu günkü Ruslaştırılmak istenen
Çeçenistan'a değil de bunca bedeller ödenerek zaferini kazanmış,
devletini kurmuş ÇEÇEN CUMHURİYETİ İÇKERİYA DEVLETİNE, yani Rus
iradesine ve idaresine ait olmayan bağımsız bir devlete götürür gibi,
hadiseyi şeklen göstermeye matuf tezgahları niye kuruyorsun? Rus
yanlısı, kukla, işbirlikçi, kendini Rus kolonisi olmakla görevli
addeden ve gayri meşru olan Putin'nin çocuklarını Türk Milleti
nezdinde takdis ettirme misyonunu bu kadar büyük bir iştahla niçin
yapıyorsun?
Seyfullah, TÜRK Milletinde var olan Çeçen sempatisi, Rusların hoşuna
gitmesini sağlayacak kadar ucuz olmamalıdır. Kılavuz olarak kargayı
seçen ahmaklardan olmak güzel bir şey değildir. Böyle bir misyonda
karga olmayı seçmek ise asla güzel değildir. Düşmanın bile mert olanı
iyidir. Kalleşlik ve riyakarlık iyi haslet değildir. Omurgasız,
yumuşakçalardan olmamanı salık veririm.

Bu kadar uzun yazdım diye gücenilmeye. Yürekli, sabırlı Müslüman
kardeşlerimiz haklarını helal etsinler.
Ancak sen Seyfullah! Seni muhatap alarak yazdığım bu satırlardan
dolayı sakın şımarma ha. Şahsımla ilgili lojistik bilgi ve belge
ihtiyaçlarını doğrudan bana ilet sana yardımcı olurum.
Bilmen açısından;

Rusları çok uğraştırdığı için kellesine ödül konulan tek kişilik ordu
ABREK ZELİMHAN, ola ki bu ödüle tenezzül ederek bir hain çıkmasın diye
bizzat kendisi gitmiştir kelle ödülcüsü Rus generalin yanına. Ve
hesabını da görmüştür. Yakın çevrem ve akrabalarımdan hain çıkmaması
hassasiyetimi belirtiyorum.

SON SÖZ

-Bizler hassas insanlarız. Bize yapılan iyiliği de kötülüğü de
unutmayız.
-6 Eylül 1991 yılında bağımsızlığını ilan eden ÇEÇEN CUMHURİYETİ
İÇKERİYA DEVLETİ'nin yaşaması için verilen mücadele şerefimizdir.
-Kurucu ve yiğit, kendini ALLAH'a (c.c) vatanına, halkına adayan Aziz
Şehidimiz CAHAR DUDAYEV liderimizdir. Onun mücadele çizgisi çizgimiz,
bu uğurda cehdeden mücahidlerimiz kardeşlerimizdir.


-Çeçen Vatanında Rus'a egemenlik ve söz hakkı tanımıyoruz ve
tanımayacağız.

-Rus projelerini Çeçenistan'da gerçekleştirme görevi verilen zevat
bizim açımızdan aynen Rus hükmündedir. Dünyanın bilip tanıdığı
Çeçenlerin tek muhatabı Kremlindir. Çeçen Bayrağı ve Çeçen Milli Marşı
kıyamete kadar başımızın tacı ve asla vazgeçilmezimizdir.

-Çeçenistan'da ÇEÇEN CUMHURİYETİ İÇKERİYA DEVLETİ vardır. Bunun
dışındaki hiçbir yapıyı, hiçbir projeyi kabul etmiyoruz.
-Çeçenistan'da Rus'ların borusu ötmeyecek ve onlar, oraya sahipte
olamayacaklardır.
-Yüzyıllardır süren Çeçen mücadelesi uzun solukludur. Bazen duraklama,
zayıflama emareleri gösterse de bu uğurda ALLAH'ın (c.c.) misafirleri
olan şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine Çeçen toprakları yiğitsiz,
mücadelesiz ve bereketsiz de olmayacaktır.
-Zafer nasip etmek ALLAH'u Teala'nın takdiri ile olur. Kulluk
imtihanında olan bizler İbrahimî, Muhammedî ve muvahhidî yolda izzet
ve şerefi temsil etmekle mükellefiz.
-Çeçen mücadelesi için bu güne kadar destek olmuş dua etmiş ve
kardeşliğini göstermiş olan bütün insanlara, kurum ve kuruluşlara
ÇEÇEN CUMHURİYETİ İÇKERİYA DEVLETİ ve ÇEÇEN HALKI adına şükranlarımı
sunuyorum.
-Çeçenler çok badireler atlattı. Çok savaşlar gördü, sürgünler yaşadı.
Ama hiçbir zaman ALLAH'ın Kudret, Azamet ve Rahmetinden umutlarını
kesip ye'se kapılmadılar. Yaşanan propaganda savaşlarında
yüreklerimizi ve beyinlerimizi iğfal ve ifsad etme stratejik
şeytaniliğine itibar etmeyiniz. Çünkü bu savaş türünün argümanları ve
aktörleri ilgili karşı merkezlerin memuru olarak yanı başınızdan da
çıkabilir.

EL HÜKMÜ LİLLAH.

MEDET ÜNLÜ
ÇEÇEN CUMHURİYETİ İÇKERİYA
FAHRİ KONSOLOSU

Cecen-Online(c)2009

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.