ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ |
- [anadoluhaber:36813] WG: Taraf gazetesinin kökleri nerede?
- [anadoluhaber:36817] Rumeli korunabilir miydi?
- [anadoluhaber:36816] : EİNSTEİN' İ HAKLI ÇIKARMAK
- [anadoluhaber:36822] CARMIH, ONLARIN KULTURUNDE VAR
- [anadoluhaber:36814] Soru: Sevgili Sivilay Abla, Bir Kürt olarak son haftalardaki barış gündemini dikkatle izliyorum.
- [anadoluhaber:36815] Soru: Sevgili Sivilay Abla, siz Kürt sorununun çözüleceğinden umutlu musunuz?
- [anadoluhaber:36798] Soru: Sevgili Sivilay Abla, Ben de ÖDP’ye renkli ve demokratik bir eylem yapmak istiyorum, hangi renkleri önerirsiniz?
- [anadoluhaber:36808] Karar 'vakıf ayı'nda, baskın Aralık'ta!
- [anadoluhaber:36821] Arınç'a suikast iddiasında yeni detaylar
- [anadoluhaber:36793] Ergenekoncu gazete ile Ergenekoncu Paşa birbirine girdi!
- [anadoluhaber:36811] Cuntada 'Tatar konuşursa' korkusu!
- [anadoluhaber:36794] SİRKTE Mİ YAŞIYORUZ..
- [anadoluhaber:36812] bizim için çok önemlidir
- [anadoluhaber:36819] Fwd: Fw: Türkiye'nin uydudan muhteşem görüntüleri
- [anadoluhaber:36807] MUHARREM AYINIZ KUTLU OLSUN.
- [anadoluhaber:36823] Re: [icimdeki_okyanus] Türk adaleti Çevik Bir'i akladı!
- [anadoluhaber:36799] Medvedev'e Orduyu Yurt dışında Kullanma Yetkisi
- [anadoluhaber:36806] Küresel Savaş
- [anadoluhaber:36797] Repatriation of Meskhetian Turks: An Issue to Be Handled with Care
- [anadoluhaber:36809] KANSIZLIK (ANEMİ) TEDAVİSİ İÇİN HARNUP PEKMEZİ TÜKETİN !!!
- [anadoluhaber:36818] ASYA'DA ALTERNATİF BİR AVRUPA BİRLİĞİ DOĞUYOR
- [anadoluhaber:36810] Saakashvili reviews Georgia-Russia relations in radio interview
- [anadoluhaber:36796] UKRAYNA'DA YAKLAŞAN SEÇİMLER VE MUHTEMEL SENARYOLAR
- AW: [anadoluhaber:36802] Komik adamlar anlayamiyor- Kılıçdaroğlu mizah yaptı!
- [anadoluhaber:36803] Bor madeninden araç yakıtı üretildi
[anadoluhaber:36813] WG: Taraf gazetesinin kökleri nerede? Posted: 24 Dec 2009 01:38 PM PST
__________________________________________________ Do You Yahoo!? Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails. http://mail.yahoo.com -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36817] Rumeli korunabilir miydi? Posted: 24 Dec 2009 12:58 PM PST Rumeli korunabilir miydi? Türkler önce savunmada kalmalı' diyen 'Goltz Paşa'ya karşı, dönemin Genelkurmay Başkanı Nâzım Paşa, 'taarruz harekâtı' fikrini savunuyordu ve Osmanlı ordularını, tam 90 yıl önceki 'Balkan felaketi'ne sürükledi.
M. Tanju AKAD / Popüler TARİH / Ağustos 2002
Prusya Genelkurmayı’nın parlak subaylarından Baron von der Goltz, 1883 yılında Osmanlı ordusuna danışman olarak Türkiye'ye geldiği zaman, 40 yaşında idi. 33 yıl sonra, 1916'da Bağdat'ta tifüsten ölünceye kadar, hayatının büyük bölümünü bu ülkenin askeri eğitim sistemini düzeltme çabası içerisinde geçirdi. Yabancılar arasında, Türkiye'de modern askeri eğitim konusundaki yegane samimi çabayı onun göstermiş olduğunu düşünenlerin sayısı az değildir. Von der Goltz'un Türkiye'ye çağırılma nedeni, uzun bir yenilgiler serisi yaşamakta olan Osmanlı ordusunu eğitmek ve savaş kabiliyeti kazandırmaktı. Almanya'dan gönderilme amacı ise çok yönlüydü. Öncelikle Türk askeri ve süngüsünün Prusya eğitimi ile Rusya'ya karşı bir denge oluşturması düşünülmüştü ki, bu Bismarck'ın fikirlerine uygundu. İkinci olarak da Müslümanlar üzerinde bir Alman nüfuzu tesis ederek Rusya'nın yanı sıra Hindistan ve Mısır üzerinde İngiltere'ye karşı bir avantaj elde etmekti ki, bu da Willhelm'in politikasına uygundu. Nihayet üçüncü bir amaç da Krupp toplarını satmaktı ki, bu da genel Alman politikasına uygundu. Alman askeri heyetlerinin Türk topçu dairesini elde tutmak için on yıllar boyu gösterdiği korkunç gayret bunun ispatıydı. Kaldı ki Alman askeri heyetlerinin gelişini sadece Alman silah fabrikalarının ürünleri değil, Deutsche Bank ile Bağdat Demiryolu imtiyazı da izleyecekti... Goltz, mesleğine dar açıdan bakan bir subay değil, önemli eserleri de olan bir askeri düşünürdü. Türkiye'nin geleceğini, doğal sınırları içine çekilerek orada kuvvetlenmeye çalışmasında görüyordu. Goltz, çok geniş sınırların savunulamayacağını, hudutlar daralınca bunun kolaylaşacağını söylüyordu. Osmanlıların Avrupa ve Afrika'da, Anadolu'da olduğu kadar kökleşemediklerini, İstanbul'un da gevşetici havasından dolayı 'başkent' olmaya uygun bulunmadığını ifade ediyordu. Ona göre başkent Konya veya Kayseri, hatta Halep olabilirdi. (Konya ve Kayseri'nin Kurtuluş Savaşı'nda düşünülmesinde Goltz'un etkisi yok muydu?) Bu düşünceler, Edirne, İstanbul ve Anadolu'da bir Türk devleti kurularak diğer bölgelerin büyük güçler tarafından paylaşılmasını düşünen Bismarck'a pek ters değildi. Ama Willhelm Türk milli hudutlarını değil, Bağdat Demiryolu çevresindeki dini hudutları düşünüyordu! Goltz, Alman nüfuzu için çalışmakla birlikte, kaçınılmazlığı herkes tarafından görülen müstakbel Balkan Savaşı için, şunları söylüyordu: "Ülkeleri ve güç kaynakları daha dar ama toplu olan Bulgarlar ve Balkanlılar, başta kazanacaklar fakat bir süre sonra ülkeleri ve güç kaynakları dağınık ama geniş olan Türkler, toparlanıp üstün geleceklerdir. Bu nedenle Türkler önce savunmada kalmalı ve hasımlarını yıpratıp Anadolu'dan Avrupa'ya güç yığdıktan sonra taarruz etmelidirler." Bu görüşler Balkan Savaşları öncesinde ve Birinci Balkan Savaşı'nda Genelkurmay Başkanı olan ve İttihatçıların Babıali baskınında öldürülen Nâzım Paşa'nın fikirleriyle taban tabana zıt idi. Fransız subayı Grandmaison'un o sıralar pek moda olan taarruz harekatı fikrini savunan Nâzım Paşa, Osmanlı Genelkurmayı tarafından 'Plan 5' adı verilen bir hücum planını değiştirmeyi aklının ucundan bile geçirmedi. Buna göre, sınırdaki birlikler derhal Bulgaristan'a girerek bu ülkenin seferberliğini rahatça yapmasını engelleyecekti. Böylece düşmanın dengesi bozulacak ve zafer kısa sürede kazanılacaktı. Nâzım Paşa'nın hayalleri Nâzım Paşa cepheye gidecek bazı subaylara, "Merasim elbiselerinizi yanınıza alın, iki ay sonra Sofya'ya gireceksiniz" diye nutuk atmıştı. Ancak unutulan birkaç şey vardı: Bulgarlar seferberliklerini çoktan tamamlamışlardı. Hücuma geçecek Osmanlı ordusuna gelince, Balkan devletlerinin hazırlıklarını bildikleri halde, en tecrübeli askerlerden kurulu 100 tabur ya terhis edilmiş ya da Batı Anadolu (İtalyanlara karşı) ile Yemen'e (bitmeyen isyanlar nedeniyle) kaydırılmıştı. Olaylar gelişmeye başlayıp da ilk kurşun atılıncaya kadar, Rumeli'de seferberlik mevcudunun sadece üçte biri toplanabilmiş olup, bunlar da asla ileri harekat yapabilecek durumda değillerdi. Nitekim yerlerinden biraz kıpırdayınca dağıldılar. Sofya bir yana, Bulgarları ancak Çatalca'da durdurabildiler. Osmanlılar 30 Ekim 1912 günü, dört Balkan ülkesinin yani Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan'ın seferberlik ilan ettiklerini öğrendikleri sırada, İtalya ile harp halindeydiler. Derhal barış imzalamaya çalıştılar ve 15 Ekim günü Ouchy Antlaşması'nın ardından tüm enerjilerini Balkanlar'a yönelttiler. Ama geç kalmışlardı. 1 Ekim günü başlattıkları seferberlik bu tarihte yüzde 50 oranında bile tamamlanamamıştı. Osmanlıların zayıf durumunu sezen Balkan devletleri tek tek bir başarı kazanamayacaklarını bildikleri için anlaşmışlar ve hazırlıklarını bitirmişlerdi. Savaş kaçınılmazdı. Hatta sabırsız Karadağlılar savaş ilanını beklemeden sınır ihlallerine başlamışlardı. Ama hazırlıklar için tek bir saate dahi ihtiyacı olan Osmanlı devleti, 16 Ekim günü savaşı resmen ilan eden taraf oldu. 18 Ekim günü savaş başladı. Başkomutan Vekili Nâzım Paşa'nın kolordu komutanlarını hücuma zorlayan telgrafları, yığınağını tamamlayamamış Osmanlı ordularının savunma düzenini bozmaktan başka bir işe yaramadı. Tepeden tırnağa hazır olan Bulgarlar önce 22-23 Ekim'de Kırklareli, sonra da 29-30 Ekim'de Lüleburgaz-Pinarhisar meydan muharebelerinde zafer kazanarak Edirne'yi kuşattılar. Düzensiz şekilde ve ağırlıklarını bırakarak geri çekilen Osmanlı birlikleri ancak Gelibolu ve Çatalca'daki tarihi istihkâmlarda tutunarak bir cephe oluşturabildi. Vardar Ordusu Doğu Trakya'nın büyük bir kısmı 15 gün içinde, düşman işgali altında kalıvermişti. Batıda bulunan Vardar Ordusu ise 22-24 Ekim tarihlerinde Kumanova'da bir meydan savaşına girişerek Sırplara yenildi ve Arnavutluk'a doğru çekildi. Halbuki bu ordu muharebeyi daha geride, Üsküp veya Manastır yakınlarında kabul etseydi Sırpları ikmal hatlarından uzaklaştırabilir ve muharebeye daha avantajlı girebilirdi. Ama bu ordu da muktedir olmadığı halde ileri harekata dayalı bir tutuma girmek zorunda kalmıştı. Vardar Ordusu yenilince daha doğudaki Ustruma Kolordusu da zor durumda kaldı ve çekildi. Bu durum Selanik Valisi Nâzım ile komutan Tahsin'in utanç verici şekilde kenti savaşmadan teslim etmeleriyle sonuçlandı. Halbuki yenilgilere rağmen Osmanlı Doğu Ordusu, Gelibolu ve Çatalca istihkamlarıyla Edirne Kalesi'ni; Batı Ordusu da Yanya ve İşkodra kalelerini beş ay boyunca ellerinde tuttular. Bunlara bir de Selanik eklenseydi birçok şey değişebilirdi. O dönemde, iki tarafın orduları arasında eğitim ve hazırlık düzeyi dışında pek bir fark yoktu. Doğu Ordusu büyük Edirne müstahkem mevkii ile Istrancalar arasında savunmada kalabilir. Batı Ordusu ise Makedonya'da zaman karşılığında arazi terk ederek, Sırp ve Yunanlılara karşı bir miktar halk desteği ve ikmal olanağı bulduğu Arnavutluk'a çekilebilirdi. Bu iki ordu varlığını sürdürdüğü taktirde, Anadolu'dan gelen yeni birliklerle taarruz gücü oluşturmak pekala mümkündü. Bu arada İtalya Savaşı nedeniyle dağıtılmış olan güçler de yeniden toparlanabilirdi. Kan kokusunu almış Balkan devletleri karşısında barışı sürdürmek olanaksızdı; ama savaş ilan etmenin de alemi yoktu. Hazırlıkları ilerletmek için tek bir gün kazanmak bile çok önemliydi. Savunmada kalınınca acemi birlikler de dağılmadan savaş deneyi elde edebilirlerdi. Osmanlı ordusu Balkan Savaşı'nda ilk 15 gün içinde kaybettiği üç meydan muharebesinin ve Selanik'in kaybının yarattığı yıkıntıdan kurtulamadı. Sonraki aylarda, özellikle Edirne'nin geri alınması için yapılan girişimler de sonuç vermedi. Bu nedenle Esat Paşa'nın Yanya ve Hasan Rıza Paşa'nın İşkodra'da aylarca direnen askerleriyle dağılan Vardar Ordusu'ndan Arnavutluk'a çekilen Cavit Paşa'nın 6. Kolordusu da çaresiz kaldılar. 23 Mart'ta düşen Edirne'nin kurtulması ancak 29 Haziran'da başlayan İkinci Balkan Savaşı'nda, Bulgarların, Yunan, Sırp ve Romenlerle savaşa tutuşmasından bir ay sonra mümkün olabildi. Ama Epir (Yanya), Arnavutluk, Teselya, Makedonya, Ege adaları ve Batı Trakya elden çıktı. Bu, Türk tarihinin en büyük felaketi idi.
Mareşal Goltz: I. Dünya Savaşı'nı tanımlamıştı 1883 yılında Osmanlı hizmetine girerek İstanbul'a gönderilen Baron von der Goltz, Prusya Genelkurmayı subaylarının çoğu gibi, fakirleşmiş bir junker ailesinden geliyordu. Önemli bir askeri düşünürdü. Osmanlı devletinin hizmetine girdiği 1883 yılında yayınlanan 'Silahlanmış Ulus' adlı yapıtında topyekun savaşlar çağının başladığını ilk öngörenlerdendi. Gelecek savaşlarda zaferin 'yıldırım' seferlerle kazanılamayacağını, ancak taraflardan birisinin maddi ve manevi olarak tükenmesiyle elde edilebileceğini savundu, Büyük ordular hareketliliği azaltacak ve tahkimat önem kazanacaktı. Goltz, gelecekteki bir savaşın sadece bir 'kara harbi' olamayacağını da ifade etmişti. Böylece Birinci Dünya Savaşı'nı, 30 yıl öncesinden tanımlıyordu. 'Goltz Paşa' ve Osmanlı ordusu Goltz, Osmanlı ordusunu güçlü bir hale getiremedi ve girişimleri çok eksik kaldı. Osmanlılara savaşta buğdayın barut kadar önemli olduğunu anlatıp cephede askerin beslenmesi için konserve fabrikaları kurulmasını önerince, Saray'dan aldığı yanıt; "Bizim asker meşakkate alışıktır" şeklinde oldu. Halbuki Osmanlı ordusu, Balkan Savaşı'nda her şeyden önce açlıktan kırıldı. Abdülhamid, orduyu ve donanmayı çürütürken Goltz'a da askeri reform için fazla insiyatif tanımayacaktı. Ancak Balkan saldırılarına karşı direniş noktaları olan Yanya ve Çatalca istihkamlarının önceden hazırlanmasında Goltz Paşa'nın payı olduğunu hatırlatalım. 1896'da Almanya'ya dönen Goltz danışman olarak, Türkiye ile ilişkisini sürdürdü. 1911 yılında mareşalliğe yükseldi. 1914 yılında işgal altındaki Belçika'nın askeri valisi iken tekrar Türkiye'ye gönderildi. Amaç, Enver Paşa ile Alman paşaları arasında giderek artan huzursuzlukları dengelemekti. Ayrıca Hindistan ve İran'a doğru taarruz hazırlanması yönündeki eski planı hatırlanmıştı. 1916 yılında onu Irak'taki Osmanlı 6. Ordusu'nun başında görürüz. Bu görevinde iken Bağdat'ta tifüsten öldü.
Hazırlayanlar : Kerem, merakediyorum grubu üyeleri merakediyorumgrubu@gmail.com Kaynak : M.Tanju AKAD - Popüler Tarih - Aralık 2002. Lütfen bu kısmı silmeyiniz, kaynak göstererek paylaşınız. Saatlerce uğraşarak verdiğimiz emeği bir "Delet" tuşuyla yok etmeyin. Bu yazının kaynak olarak alındığı derginin tamamını aşağıdaki linkten indirebilirsiniz. Popüler Tarih ARALIK 2002 Sayı 28 34 mb (resim olarak taranmıştır) http://rapidshare.com/files/198551937/28_Populer_Tarih_Aralik_2002_Sayi_28.rar -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36816] : EİNSTEİN' İ HAKLI ÇIKARMAK Posted: 24 Dec 2009 12:57 PM PST Uğur ATASEVEN’ İN “HATALIYSAM ARA” kitabından EİNSTEİN’ İ HAKLI ÇIKARMAK Belediye otobüsüne binemeyince arka taraf hep boştur. Erkekler işte iken ev hanımları akşama kadar hiçbir iş yapmazlar. Ev hanımlarına göre çalışan erkekler akşama kadar çarşıdadır. Arabası olan her insan zengindir. Evi ve arabası olan insanlar mutludur. Bütün küçük bıyıklı erkekler gericidir. Bıyıkları dudaklarının kenarından sarkan erkekler ülkücüdür. Bıyıklar eğer ağzın içine giriyorsa solcudur. Bütün türbanlılar dindardır. Kavga edenler birbirini sevmiyordur. Hiç kavga etmeyenler birbirini seviyorlardır. Bütün üst düzey devlet yöneticileri görevini kötüye kullanır. Kulağı küpeli erkekler….dır. Bütün öğretmenler çok bilgilidir. Kaynanalar kötü niyetlidir. Yemeğin tadına bakmadan tuz atarız. Bundan bi …. olmaz… Uzun kuyruklar hep bana rastlar. İnsanları bir bakışta tanırız hep. Hiçbir şey yapmazsak başarı kendiliğinden gelecektir. Önyargılı olmak her zaman kötüdür (bu da bir önyargıdır J). Yukarıdakilerin hepsi toplumumuzun önemli önyargılarıdır. Hepimizde bir miktar önyargılılık var. Önyargılarım yüzünden o kadar çok hata yaptım ki hangi birini söyleyeyim. Aslında hepimizin bu önyargılarımız yüzünden kırdığı o kadar çok kalp var ki… “Benim ön yargılarım yok” diyen insan ya yalan söylüyordur ya da farkında bile değildir ön yargılarının. Hepimiz zaman zaman ön yargılarımızın mahkûmu olduk. Einstein öyle demiş “önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan zordur.” Önyargılı olmak bizi çevreye kapatıyor. Önyargılı olmak gözlerimizi kör ediyor. Önyargılı olmak mantığımızı ipotek altına alıyor. Önyargılı olmak başkalarını hemen “ötekileştiriyor.” Önyargılı olmak ayırıyor “ben – biz ve diğerleri.” Biz de onlara göre “ötekiyiz.” Önyargılı olmak her şeye peşinen gardını almaktır. Hayata karşı, insanlara karşı, olaylara karşı… Önyargı bize hayatta sonsuz sayıda ihtimal olduğunu unutturuyor, bu yüzden hayatımız hep bir şeylere şaşırmakla geçiyor. Herhangi bir önyargıyla yaklaştığınız bir insan beklentinizin dışında davrandığında birden “ezberiniz bozuluyor”, şaşırıyorsunuz, pişman oluyorsunuz. Önyargılarımız nedense genelde olumsuzdur. Farkında olmadan hayatımızı, başarılarımızı, ilişkilerimizi en çok etkileyen faktörlerdendir şu üçü: Önyargılar – Bakış açısı – Alışkanlıklar. Önyargılarımızın edinilmesi veya ortaya çıkması da çok ilginçtir. Annemiz, babamız veya kardeşimiz korktuğu için köpekten korkarız. Arkadaşımız gidip yemek yediği için o lokantanın yemekleri güzeldir. Başkalarının çocuğu, annemiz “o köylü çocuğu” dediği için kötüdür. Büyüklerimiz küpeli ve saçı uzun olan erkekleri sevmedikleri için biz de sevmeyiz. “Bir kimsenin bir şeyi bildiğini kontrol etmeksizin kabul ettiği şeylerin tümüdür” diye tanımlar felsefe önyargıyı. “Kontrolsüzce kabul ettiğimiz şeyler.” Biz çoğunlukla başkalarının yorumlarını (kesin olarak bilmediklerini yani) kendimiz için bilgi kaynağı olarak kabul ederiz. Onların yorumlarını referans kabul ederiz. Bu değişmezdir artık. Onlar da başkalarının yorumlarını bilgi kabul ettiler. Böyle olunca düşünce ve yorumlar “bilinmeyen gerçeklerin” önüne geçmektedir. Uzun yıllar televizyon kanalları sarı – kırmızı bayrak taşıyan gençleri ve insanları, sakallı ve çarşaflı insanları, türbanlıları her gün haberlere ve tartışma programlarına hoş olmayan görüntüler eşliğinde getirdiler. Toplumda ise bu insanlara hâlâ etkisi devam eden bir önyargı oluşmasını sağladılar. Toplamı önyargılı kişilerden oluşan bir toplum haline geldik, sanki “başka bir şekilde bakamazsınız, düşünemezsiniz” dediler bize, esir kampı gibi. Bakın en etkili önyargılarımızdan biri. Manken deyince aklımıza hep bayan gelir. Önyargılar fikirlerimizi boşluğa bırakır. Bir düşünce, fikir, çözüm, bakış, artık adına ne derseniz, önyargıdan ne kadar uzaksa o kadar geçerlidir. Önyargılar problemleri de çözülemez hale getirir. Bizi problemin kapsama alanında tutar. Bakış açımızla tutumlarımızı ipotek altına alır. Olumsuz tutumlar önyargıların yan etkileridir. Alışkanlıklar da tutum ve önyargıların kronikleşmiş halidir. Bir profesör öğrencilerinden, bir karıncanın çevresindeki hayvanları nasıl ayırabileceğini karınca gibi düşünmelerini istemiştir. İşte sonuç: Karınca hayvanlar âlemini iki sınıfa ayırır: Aslan, kaplan ve çıngıraklı yılan gibi şefkatli ve iyi huylu hayvanlar. Piliçler, ördekler ve kazlar gibi yırtıcı hayvanlar. “Her şey sizin görüşünüze bağlıdır.” Kendi bakış açımız sadece bize göre doğrudur. Bir köyde iki genç kavga etmişler. Gençlerden biri yaralanmış. Olaya jandarma el koymuş. Diğer genci yakalayıp götürürlerken köyün sınırlarını çıkıp daha önce hiç görmediği yeni yerler gördükçe genç şaşkınlıktan kendini alamıyormuş. Bir yere gelince durmuş, iki jandarmanın ortasında uzun uzun etrafına bakmış. Jandarmalardan biri gence “ne duruyorsun, yürüsene” deyince genç şöyle demiş: “ben dünyanın bu kadar büyük olduğunu bilseydim hiç size yakalanır mıydım.” Bir konferansta siyah renkli üzerinde gri çizgiler olan bir gömleğimi giymiştim. Bakış açısını anlatırken birden aklıma geldi, sordum “gömleğimi nasıl tarif edersiniz, gömleğim nasıl görünüyor” diye. Aşağı yukarı herkes aynı şeyi şöyledi: “rengi siyah, gri çizgili.” “başka nasıl tarif edersiniz?” dedim. Az öncekilerden farklı bir cevap gelmeyince “şöyle olamaz mı” dedim. “Gri renkli çok kalın siyah çizgileri var”. Unutmayalım, her doğrunun iki yüzü vardır birini kabullenmeden önce iki taraftan da bakmış olmak her zaman daha iyidir. Malezya’ nın ortalarında henüz tekerleğin bile bilinmediği bir kabile bulunur. Bu kabilenin reisi o zamanlarda hızla gelişen Singapur’ a gezmeye götürülür. Adamı uçağa bindirirler, son model arabalarla gezdirirler, gökdelenleri, alışveriş merkezlerini gösterirler, şehir hayatını tanıtırlar. Bir taraftan da merak edilmektedir. Bu adam kabilesine varınca neler anlatacak? Çadırına gizli kameralar yerleştirilir. Reis gördüklerinden neleri anlatacak acaba? Reis halkına hararetle ancak on kişinin taşıyabileceği ve kendilerine günlerce yetebilecek kadar çok olan yüzlerce insanın ancak yiyebileceği muzu anlatır. Ne uçak, ne arabalar, ne gökdelenler, ne de şehir dikkatini çekmiştir. İnsanlar bildiği kavramlar kadar düşünür. Kabile reisi iki tekerlekli el arabası üzerinde on kişinin taşıyabileceği kadar çok muzu taşıyan adamdan etkilenmiştir. Çünkü onun dağarcığında var olan ve hayatının anlamı olan şey muzdur, daha çok muzdur. Hipnoterapist Dr. Milton Erickson' un çocukluğu bir çiftlik evinde geçer. Bir gün babasının, inekleri ahıra sokmak için büyük bir uğraş verdiğini görür. Babası, boynuna bağlı ipten tüm gücü ile hayvanı ahıra çekmeye çalışıyor, başarılı olamıyordu. Ailenin diğer fertleri de babalarına yardım için ipe asılıyor yine bir yararı olmuyordu. Küçük Erickson fark ettirmeden hayvanın arkasına geçerek kuyruğundan tutar ve var gücüyle çeker. İnek birden Erickson' u da arkasından sürükleyerek ahıra girer. Her şeyi değiştirebilmek için önce tavrını değiştir, ineği kuyruğundan çek. SORUNU FARKLI TANIMLARSANIZ SONUCU VE ÇÖZÜMÜ DE FARKLI DÜŞÜNÜRSÜNÜZ. Okul yıllarında iken satır çizgilerinin dışına çıkanlara, resmin dışını da boyayanlara, matematik problemlerini öğretmenin istemediği gibi çözenlere, uygun adım yürüyüşe sağla başlayanlara, harfleri yaparken ters yönden başlayanlara, defteri tersinden kullananlara… hatırlayın hepsine çatlak derdik. Kaç kişi harfleri birinci sınıfta öğrendiği gibi yapıyor şimdi. Çizgisiz kâğıdın altına çizgili kâğıt koyarak ödev hazırlamak öğretildi bize. Hiçbir öğretmen “altına kâğıt koymayın çocuklar, varsın eğri olsun önemli değil” demedi. Kaç öğretmen çocuklarına harfleri satırın dışına taşırdı diye “aferin” dedi. Farklı bakış açılarına saygıyı öğrenemediğimiz için insanların birçoğu farklı olmaktan çekiniyor. Biz, bizim gibi olmayanlara deli diyoruz. Onlar da kendileri gibi olmadığımız için bize deli diyor. Dışardan bakınca kimin akıllı olduğu belli değil. Öyleyse… Beyin daha iyi bir bilgiye rastlayıp almadıkça eski bilgiyi silmez. Bu bize şunu gösteriyor: birçok insanın neden gelişip değişemediğini. Beyin yeni bilgiye ulaşamayınca eski bilgiler kemikleşiyor. Artık en doğru onlardır. Bu durum tutumlar ve önyargılarla birleşip sonra alışkanlıkları oluşturuyor. Dikkat ettiyseniz hep bu tür insanlar düşüncelerinden ve yorumlarından taviz vermezler. Kendi bildiklerini en doğru kabul ederler. En çok gürültü bunlardan çıkar. Yani yerinde sayanlardan. “İnsanların değişmesine yardımcı olmak aşağıdaki konulardan hangisinde daha zordur?” diye bir anket yapılıyor. Sonuçlar ilginç: Kişilik özellikleri % 56, alışkanlıklar % 28, tutumlar % 8,8, iş becerisi, bilgi ve zaman yönetimi % 2. Alışkanlıklar ataleti beraberinde getirir. Ataletle asalet yakalanmaz. Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş"; jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış"; antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar., Adam cevap verir: - "Boru yetmedi." Önyargı, alışkanlıklar ve bakış açısı seçeneklerinizi sınırlar. Seçenekleriniz ne kadar çoksa hareket ve kapsama alanınız o kadar geniş olur. İki büyük güçlükten biri eski alışkanlıklardan vazgeçmek; ikincisi de bunu nasıl yapacağımızı bilememektir. ALIŞKANLIKLAR İNSANI SÜRÜNÜN BİR PARÇASI YAPAR, FARKLI OLMAK DEĞİŞMEKSE LİDER YAPAR. Uğur ATASEVEN “HATALIYSAM ARA” adlı kitabından Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36822] CARMIH, ONLARIN KULTURUNDE VAR Posted: 24 Dec 2009 11:44 AM PST DOĞRU YOL PARTİSİ GENEL MERKEZİ Genel Başkan Çetin Özaçıkgöz, Rize İl Başkanlığı'na atanan Abdülmecit Atacan ile birlikte Adana İl Başkanı Mustafa Güler, İl Sekreteri Sait Sağayak ve Yozgat İl Başkanı Abdurrahman Yılmaz'ı Genel Merkezde kabul etti. Genel Başkan kabulde Patrik Bartholomeus'un Türkiye hakkında söylediği sözleri değerlendirdi. -- “ÇARMIH BİZİM DEĞİL, ONLARIN KÜLTÜRÜNDE VARDIR”
“Patrik Bartholomeos yurt dışında, Türkiye’de çarmıha gerildiklerini ifade etmişse, Türkiye’de hiç durmasın. Zira Türkiye’de çarmıhta yaşayacağına, bu beyanatı verdiği ülkede çarmıhsız yaşasın. Ama Patrik şunu unutmamalıdır ki, çarmıh bizim değil onların kültüründe vardır. Türkiye’yi yalan yanlış anlatımlarla küçük düşürmeye çalışmak hiçbir şeye fayda getirmez. Bizim ecdadımız 500 yıl Avrupa’da hüküm sürmüş, oralarda din ve vicdan hürriyetini hakim kılmıştır. Herkes haddini hududunu bilmelidir”. Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
Posted: 24 Dec 2009 11:34 AM PST Soru: Sevgili Sivilay Abla, Bir Kürt olarak son haftalardaki barış gündemini dikkatle izliyorum. Genel olarak kendimi de “makul” biri olarak tanımlayabilirim. Üzerimde azıcık çalışılsa Ahmet Türk’ün “barış için 17.000 faili meçhulü unutmaya hazırım” çizgisine kolayca gelirim. Ancak TV’de konuyla ilgili programlarda kimilerini dinlerken farklı bir ruh haline bürünmeye başlıyorum. Mesela Fikret Bila konuşurken o makûl ben gidiyor, bambaşka biri geliyor. “Yok öyle kolay barış” deyiveriyorum. “Barış istiyorsanız önce Kürtçe resmî dil olsun, sonra da Türkçe bir yetmiş yıl yasaklansın, konuşana ceza verilsin, ancak o zaman eşitleniriz, sonra da barışa bakarız” diyorum. Bunları düşünürken aynaya baktığımda mimik ve jestlerim Bahçeli, Onur Öymen karışımı bir hâl alıyor. Onlara benziyor olma fikri uykularımı kaçırıyor.. nasıl kurtulacağım bu durumdan?.. (Ciwan) Cevap: Sevgili Ciwan, bu adamların gayreti sadece makul Türkleri bu düşünceden caydırmak değil, makul Kürtlerin de damarına basarak umutlarını sarsmak. Çünkü ses çıkarmak için iki elin birbirine çarpması lazım. Çarpışma olması için sadece kızgın Türk yetmez. Aynı zamanda kızgın Kürt’e de ihtiyaçları var. O halde biz ne yapıyoruz? Kemoterapi gören kanser hastalarının, etraftan mikrop kapıp bağışıklık sistemleri çökmesin diye taktıkları beyaz maskelerin kulak için olanları varsa birer tane temin ediyoruz. Ekranda Fikret/Hikmet Bila, Onur Öymen türü insanları gördüğümüzde hijyenik kulak maskelerimizi tıkayıp ‘lölölölölöööö’ diye nağme yapıyoruz. Bu sayede bünyemizi bu zararlı neşriyattan koruyoruz. Daha iyisi kanal değiştirmek, hatta işler biraz düzelinceye kadar televizyonun fişini hepten çekmek. O kadar iyi gelecek ki şaşırıp kalacaksın. Benim televizyonum yok. TTNET’in verdiği korkunç modemden dolayı da internetim bir an geliyor sonra birden gidiyor. Geldiğinde ancak mesaj kutumu doldurabiliyorum. Başka bir siteye bakana kadar yeniden kesiliyor. Ancak ben bu sayede gündemin vıcık vıcıklığından kendimi koruyorum, sivil sistemim yıpranmıyor. -- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36815] Soru: Sevgili Sivilay Abla, siz Kürt sorununun çözüleceğinden umutlu musunuz? Posted: 24 Dec 2009 11:34 AM PST Soru: Sevgili Sivilay Abla, siz Kürt sorununun çözüleceğinden umutlu musunuz? Benim umutlarım gel git yapıyor ve her ‘git’ten sonra ‘gel’ olmayacak diye ödüm kopuyor. Bizim gibi endişeyle bekleyen barış yanlılarına ne söylersiniz? (Delal – Batman) Cevap: Sevgili Delal, Olaylar olur, tarihi sonradan atılır. Örneğin Fatih Sultan Mehmet Bizans’a girerken “Askerlerüm, şu anda ortaçağı kapatıyorum, yeniçağı açıyorum” dememiştir. Ya da Sokullu Mehmet Paşa’nın 1579’da öldüğünde cenazenin başında toplanan âlimler “Eyvah Osmanlı, Duraklama Devrine girdi” diye dertlenmemişlerdir. Bunun adını da yüzlerce yıl sonra olan biteni tepeden görebilen tarihçiler koymuştur. Ondandır ki; bugünlerin tarihi yazacak olanlar Kürt sorununda çözümün başlangıcı olarak yaşadığımız günlerden birinin tarihini koyacaklar. -- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
Posted: 24 Dec 2009 11:33 AM PST Soru: Taraf gazetesi yazarı ve DSİP üyesi Roni Margulies’e ÖDP’li gençler yeşil boya dökmüş, ÖDP de bunu “renkli ve demokratik bir eylem” olarak savunmuş. Ben de ÖDP’ye renkli ve demokratik bir eylem yapmak istiyorum, hangi renkleri önerirsiniz? (Güntay Varlık) Cevap: Sevgili Güntay, ÖDP’ye yapılacak renkli ve ‘demokratik’ bir eylem için şu renkler kullanılabilir: Mustafa Kemal’in gözlerinin mavisi, çok yüksünülen Cumhuriyet mitinglerindeki gelincik tarlalarının kırmızısı, şeriat tehlikesi olmazsa ordu da darbe yapmaz zaten demek anlamına gelen “Ne şeriat ne darbe” sloganının hakisi. Bunları karıştırmadan, birer birer itinayla dökmeli. -- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36808] Karar 'vakıf ayı'nda, baskın Aralık'ta! Posted: 24 Dec 2009 11:17 AM PST
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36821] Arınç'a suikast iddiasında yeni detaylar Posted: 24 Dec 2009 11:15 AM PST
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36793] Ergenekoncu gazete ile Ergenekoncu Paşa birbirine girdi! Posted: 24 Dec 2009 11:14 AM PST
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36811] Cuntada 'Tatar konuşursa' korkusu! Posted: 24 Dec 2009 11:12 AM PST
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36794] SİRKTE Mİ YAŞIYORUZ.. Posted: 24 Dec 2009 10:38 AM PST | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36812] bizim için çok önemlidir Posted: 24 Dec 2009 08:36 AM PST " Üstad Erbakan, bizim için çok önemlidir. O, siyonizmi ümmet'e anlatan çağımızın Abdulhamit'idir. Muhterem bir insandır. Filistin davasına en çok o sahip çıktı. Dünya Müslümanları, Siyonizm'i ondan öğrendi. Windows 7: Gündelik işlerinizi basitleştirin. Size en uygun bilgisayarı bulun. | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36819] Fwd: Fw: Türkiye'nin uydudan muhteşem görüntüleri Posted: 24 Dec 2009 07:55 AM PST http://www.gorkemates.com
-- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36807] MUHARREM AYINIZ KUTLU OLSUN. Posted: 24 Dec 2009 05:10 AM PST | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36823] Re: [icimdeki_okyanus] Türk adaleti Çevik Bir'i akladı! Posted: 24 Dec 2009 02:29 AM PST Türk Adaleti değil. Zamanında Siyonist Yahudi Çevik Bir'in talimatı ile GKB lığına koşarak gidip nasıl karar almaları gerektiğine dair emir ve brifing alan bu yüzden de adalet ile de Türk adaleti ile de ilişiği olmayan yargı sisteminin bazı yargıçları, kendilerine brifing veren siyonist generali akladılar. 24 Aralık 2009 00:16 tarihinde Haber Onay <haberonay@gmail.com> yazdı:
-- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36799] Medvedev'e Orduyu Yurt dışında Kullanma Yetkisi Posted: 24 Dec 2009 12:20 AM PST Medvedev’e Orduyu Yurt dışında Kullanma Yetkisi Rusya senatörleri, Rusya Devlet Başkanına yurtdışında operasyonlarda silahlı kuvvetleri kullanma yetkisi verdi.. Rusya Federasyonu Parlamentosu üst kanadı Federal Konsey (Senato) dünkü oturumda, Rusya Federasyonu Devlet Başkanına Rusya silahlı birliklerinin yurtdışında Rusya'nın imzaladığı uluslararası anlaşmalar ve uluslararası hukuk prensipleri çerçevesinde yurt dışında kullanma yetkisi tanıdı. Senatörlere göre yapılan yeni düzenleme, Rusya Devlet Başkanına. Rusya Federasyonu'nun dostu ve müttefiki olan ülkeler ile Rusya toprakları dışında yaşayan Rusya Vatandaşlarını koruma hakkı verecek. Hatırlanacağı üzere,daha önceleri de Rusya Federasyonu Devlet Başkanına dış istihbarata bakan SVR, haberleşmeyi izleyen FAPSI ve askeri istihbarat servisi GRU’yu görevlendirme yetkisi vermişti. Rus Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı, tam adı Ana İstihbarat Direktörlüğü olan GRU kapalı bir kutu Uzmanlar, GRU'nun Rusya'nın yurtdışında en çok ajana sahip servis olduğunu belirtiyor . GRU’nun ajan sayısı, görevi dış istihbarat olan SVR ajan sayısını birkaç misli geçiyor. GRU ajanları dünyanın dört köşesinde Rusya adına çeşitli faaliyetlerde bulunuyor, bilgi topluyor ve zaman zaman da ölümcül girişimlerde bulunabiliyorlar Rusya devlet başkanına gizli servisler Ana Askeri İstihbarat servisi (GRU)ve Dış İstihbarat Servisi (SVR) üzerinden yurtdışında operasyon yapma yetkisi verilmişti. (KAFKASEVİ) http://www.kafkasevi.com/index.php/news/detail/4221 Yeni Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin. | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36806] Küresel Savaş Posted: 23 Dec 2009 11:51 PM PST Küresel Savaş AKP deki masonları ve bazı eskiden beri siyaset sahnesinde bulunanların, kuşkulu yada dün başka bu gün başka davranışlarını delil olarak gösterip AKP’nin dışa bağımlı bir parti olduğunu anlatmaya çalışan bir yazarımıza cevap Ali Rıza Bey Senin AKP aleyhine söylediklerin bizlerin bilmediği şeyler değil. Abdülkadir Aksu’nun ne mal olduğunu gayet iyi biliyoruz. Muhtar bile olamaz denilen Tayyip Beyin Başbakan oluşunda Baykal ve arkasındaki gücünde (Masonlardan askerlerden Siyonistlerden, Kemal Derviş’lerden ve diğer bazı iç ve dış güçlerden oluşan Türkiye’yi zaten işgal altında tutmakta olan koalisyonun ortaklarından bir bölümünün) oluru olduğunu biliyorum. Bu olurun amacını da bazen satır aralarında yazdım. Bu olurun bir pazarlığı olacağı da gayet tabiidir. Bakanlık yaptığı dönemler faili meçhul siyasi cinayetlerle dolu karanlık bir kişi olan Aksu, hükümet ile bu koalisyon arasındaki ilişkileri düzenlemek ve balansı sağlamak için Cemil Çiçek’i ikinci mecliste soldan gelen Alevi ve sol tandanslı milletvekillerini tamamen ortak amaca yönelik dengeler ile ve pazarlıklarda anlaşarak satranç gibi oyunlar ile karşılıklı ama anlaşarak oluşturduklarını söleyebiliriz. Şimdiye kadar değişime izin vermeyen dış gücünde onların içerideki iç güçlerinin de iç politikaya da dış politikaya da etki etme kuvvetinde önemli bir düşme olmadığını ama içlerinde bölündüklerinin de farkındayız. Ne bizdeki 28 şubat sadece bizim içimizden kaynaklıdır. Nede ABD deki 11 eylül sadece ABD nin iç sorunundan kaynaklanmıştır. Tüm bunlar bir takım dünya egemenlerinin yeni kurulacak dünya üzerinde görüş ayrılığına düşmelerinden kaynaklanmıştır. Bu yüzden bizdeki tutucular olan CHP asker Yüksek yargı eski egemen medya Bankerler bir tarafta Hükümet de diğer taraf da yerlerini almışlardır. Bu yeni dünya devletinin nasıl olacağına dair sürmekte olan çok büyük bir savaşın merkezinde Ortadoğu’nun ve savaşanların da bu sefer ABD Rus, ya da devletler ve milletler vs. değil de nerede ise tüm dünya devletlerinin ve egemen güçlerinin arasında sürmekte ve her ülke ve milletin içinde de o yöre halkını bölmüş çarpıştırmaktadır. Bu yüzden taraflar yeni yandaşlar aramak bulmak zorunda kalmışlardır. Rusya da Putin ABD de Obama Türkiye de Erdoğan dünya savaşının değişimci kanadının merkezi ve kanat birliklerini içinde yer alanları iken diğer tarafta da, W.Bush lar Merkel ler, Sarkoskiy ler Eski CB Sezer, Demireller ve onların Atadığı yüksek Yargıçlar ile geleneksel yapıyı sürdürmek isteyen askeri ve diğer bürokratlar dünyada olduğu gibi bizde de tutucu eski dünyayı savunmaktadırlar. Savaş her ülkenin zirvesinden sokaktaki kişisine kadar etki yapmakta ve bir araya gelmesi imkansız sanılan kişiler. Mesela bazı Siyonistler ile eski devlet erkanlarının karşına . FG hareketi gibi (Bu örnek dünyada tek değildir. Başka dinler arası diyalog grupları da vardır ve onların içinde de nadiren bazı çok yaygın olmayan Müslüman mezheplerin saliklerinden kişiler yer almaktadır) Hahamlar Papalar ve Müslüman dini liderler bir arada meydana çıkmaktadır. Masonlarda, Sabataist Yahudilerde ve dışarıdaki Yahudilerde dolayısı ile bazı hahamlar Papazlar Hocalarda ve diğerleri de kendi aralarında bölünmelere uğrayıp diğerleri ile ittifaklar kurmuşlardır ve ya doğal olarak müttefik olmaya başlamışlardır. Bu yüzden sıradan insanların bu durumu anlaması ve fark etmesi henüz pek mümkün olmamaktadır. Son Gazze saldırısı Dünya Yahudileri içinde bölünmeyi de açığa çıkarmıştır. Bizdeki Masonlar arası iç savaş da dikkate alınmalıdır. Hatta sizinle ben dahi bu saflardan iki karşıt gruptan birinde yer almaktayız. Aramızdaki fark ileride sizin durduğunuz yeri değiştirmek zorunda kalacağınızı işi bu boyutu ile düşünmediğinizden fark edemeyişiniz. Ve hayatın akışını geçmişteki bir devrimle sınırla sanıp artık kimsenin gol atmaya bile teşebbüs etmediği boş kaleyi savunduğunu zannederek kalede uyanmayı beklemeniz iken benim dünyayı yöneten yalan ve sanal gündemlerden insanların tek tek sorunlarına yönelerek çözmeye çalışan yeni bir dünya kurulmasından yana doğal refleks olarak değişim kanadında yer almamdan ibarettir. Yani aramızdaki niza din mezhep siyasi görüş değildir. Ülke sorunları merkezlide olsa tüm dünyanın sorunudur. Ve siz henüz dünyanın bu kaçınılamaz fert fert herkesin kendi iç güdülerinden kaynaklanan bir birinin kıyafetini giymiş tanınması zor hak ile batıl savaşının tarafları durumundayız.. Sizler global savaşı yerel bir devrim ve devrim karşıtı kavgası zannediyor ve bu yüzden meseleyi algılayamıyor fanatik futbol holiganları gibi davranarak meseleye bakmak da gecikiyorsunuz. Ama gözleri kapamakla zamnın akışı değişmiyor ve sel akıp kendi denizine doğru ilerliyor. Sizin bilmediğiniz daha pek çok şeyi de görüyorum. Benim yıllar önce söylediklerime sizlerin paranoya olarak baktığınızı benimle alay ettiğinizi de hatırlıyoruz. Gelecekte sizlerin iddialarınızın da meselenin aslına etkisi olmayan yarım doğrular olduğu anlaşılacaktır. Ama bizlerden bazılarının izahını yapmaya çalışsak da aklınız devrimle sınırlanmış olduğu için henüz anlamanızın mümkün olmadığını çünkü bizleri de kendi düşünce diyalektiğiniz ile aynı şekilde düşünüyor sadece size karşıt takımı tutuyor zannettiğiniz için tam olarak anlamanızı da beklemiyorum. Bu ülkede ideal hükümet kurulmasının imkânsızlığını da biliyoruz. Şimdiye kadar iyi sayılıp seçilen hükümetlerin, çöken Türkiye’yi ölüme terk etmeyi istemeyen global güçlerin geçici hayat öpücüğü ve suni teneffüs yaptırmak için getirildiğini ve sonrada Türkiye’nin dirilmesini de istemedikleri için yaşamını zar zor sürdürecek duruma gelince de ihtilal yaptırıp yapılanları yıkarak ölü ile diri arasında kesin öldürülme tarihine kadar henüz dengelerde lazım olduğu için yaşamasını süründürüyorlardı. Türkiye batılı işgalcilerin iyi polis olarak kullandıkları hükümetler zamanında biraz ilerliyor, kötü polis (ihtilacı) hükümetleri döneminde geriliyor. Sonra gerektiği zaman Türkiye’yi ya öldürecekler yada parçalara ayırıp bölüşeceklerdi. Biz de bu durumu bilen milletin sağ duyulu kesimi iç kavgalar çıkartarak sürekli didişme ve kavga ortamı için yasaklar koymak da kullanılan piyon kesimlerimizin bizi kışkırtmalarına rağmen düşmanın oyununa gelip piyonlarımızla savaşmıyorduk. Bu suretle bağrımıza taş basıp parçalama heveslerini etkisizleştirmeyi sürdürdük. Bu arada düşmanın iyi polisleri döneminde hem kalkınmaya hem de iç barışı sağlamaya çalışıyorduk. Çünkü yakın zamana kadar geçerli olan dünya konjektüründe sert karşı çıkış iç savaş ve parçalanmak olacaktı ki buda düşmanlarımızın işine yarayacaktı. Bu durum hala tehlike kısmen devam ediyor olsa da geçmişte kaldı. Çünkü yeni kurulmakta olan dünyanın en önemli aktörlerinden biri olan Türkiye bir takım marjinallerin istemi ile değiştirilemez. Bu global daha önc örneği olmayan insanlık savaşının sonunda kurulmak istenen dünya ile ilgili dünya çapında hazırlanmış farklı planlar 28 Şubat da Türkiye’den başlatılmış. (Çünkü iki taraf içinde savaşın merkezinde Türkiye vardır) 11 Eylülle ikinci aşamasına ve küresel 28 Şubata geçilip Irak savaşı ile sürmüş ve taraflardan biri kolay bir zafer ummuştur. Ancak Türkiye’deki değişim bu küresel planı da değiştirmiş ve planda piyon olacağı var sayılan Türkiye birden sıçrayıp şah çeken önemli bir mevki ye gelip vazgeçilemez olmuştur. Türkiye artık en önemli oyunculardan birisidir ve bölgesinde ve AB de daha değerli bir oyuncu yoktur. AB hala muhafazakarlara oynamakla oyun dışı yedek hale gelmiştir. Oyun devam ediyor. Kişi olarak, ülke olarak, insanlık alemi olarak dünya olarak tüm versiyonları ve aşamaları ile birlikte içimizde. A.D.Şimşek -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36797] Repatriation of Meskhetian Turks: An Issue to Be Handled with Care Posted: 23 Dec 2009 11:31 PM PST
Windows Live: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler. | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36809] KANSIZLIK (ANEMİ) TEDAVİSİ İÇİN HARNUP PEKMEZİ TÜKETİN !!! Posted: 23 Dec 2009 11:25 PM PST Kan, içerdiği hücreler ve maddelerle kalpten tüm organlara pompalanan ve organların oksijen ve besin maddesi ihtiyaçlarını karşılayan bir sıvıdır. Düzenli olarak aldığımız sıvı ve besin maddeleri kana geçerek organlara dağıtılır. Soluduğumuz havada bulunan oksijen akciğerlerden kana geçerek kalbe buradan da organlara ulaştırılır.Kanda oksijen taşıyan hücrelere alyuvarlar adı verilir ve bu hücreler en iyi şekilde işleyebilmeleri için düzenli olarak üretilmelidirler. Yaşlanan hücreler dalak tarafından devre dışı bırakılır ve kemik iliğinde yeni hücreler üretilerek kana verilir. Alyuvarların oksijen taşıyabilmeleri için hücrelerin içinde hemoglobin adı verilen proteine bağlı demir adı verilen bir madde bulunur. Esasen doğada bir metal olarak bulunan bu madde vücutta üretilemediğinden besinlerle alınması zorunlu bir maddedir. Besinlerle alınan demir sindirim sisteminden kana geçtiğinde bazı taşıyıcılar tarafından alınır ve alyuvarların yapım yeri olan kemik iliğine götürülür. İhtiyaç fazlası ise çeşitli organlarda depolanır. Günlük ihtiyaç besinlerle karşılanamadığında bu depolardan faydalanılır. Üretim aksaması ilk başlarda vücudun alığı çeşitli önlemlerle giderilmeye çalışılır. Önlemler yetersiz kaldığında "kansızlık" yani demir eksikliğine bağlı olarak alyuvarların yetersiz üretilmesinden kaynaklanan durum vücutta çeşitli belirtiler vermeye başlar. Cildin sağlıklı rengini veren cilt altında bulunan kılcal damarlardır. Kansızlık durumunda cilt rengi kansızlığın şiddetiyle orantılı olarak soluklaşır. Kan hacmi azaldığında kalp organlara yeterli kanı ulaştırabilmek için daha fazla devir yapmak zorundadır. Bu nedenle kansızlık durumunda nabız daha hızlı atar, kalbin bu aşırı çalışması arada sırada düzensiz atmasına yani çarpıntıların ortaya çıkmasına neden olabilir. Kalp bu aşırı aktivite esnasında "yorulmaktadır". Bu aşırı aktivite ileri durumlarda kalbin büyümesine ve çok ileri durumlarda yetersiz kalmasına neden olabilir.Kansızlığın tedavisinde Doktorlar tarafından Harnup (Keçi Boynuzu) pekmezi tüketilmesi önerilir Özkaleli harnup pekmezi Antalya ve civarından getirip Tokat Zile'deki fabrikamızda işlediğimiz; Keçi boynuzu adı verilen bitkiden elde edilen %100 doğal katkısız pekmezdir. Tadı çok güzel ve hoştur. “Doğal Ürünler Online Satış sitesi” | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36818] ASYA'DA ALTERNATİF BİR AVRUPA BİRLİĞİ DOĞUYOR Posted: 23 Dec 2009 11:16 PM PST ASYA'DA ALTERNATİF BİR AVRUPA BİRLİĞİ DOĞUYOR SNA 23 Aralık 2009 Kazakistan'ın Almatı şehrinde Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) üyesi ülkelerin liderlerinin imzaladığı bildiri ile 2012'ye kadar "Avrasya Ekonomik Topluluğu (EurAsEC)" kapsamında tamamlanması istenen Ortak Ekonomik Alanın oluşturulmasına dair planın ayrıntıları belli oldu. Ortak Ekonomik Alanın oluşturulması ile adeta Asya'da alternatif bir AB doğuyor. BDT üyesi ülkelerin devlet başkanlarının Kazakistan'ın Almatı kentinde dağlık bir bölgede bulunan AK Bulak Otel'deki gayri resmi görüşmesi sırasında alınan kararların ayrıntılarını açıklayan Kazakistan Başbakan Birinci Yardımcısı Umirzak Şukeyev, Gümrük Birliği ülkeleri tarafından Ortak Ekonomik Alanının oluşturulmasının, mal, hizmet, sermaye ve iş gücünün serbest dolaşımını sağlayacağını bildirdi. Şukeyev'in açıklamasına göre, Ortak Ekonomik Alan'ın sınırları içerisinde, mal, iş, sermaye ve iş gücünün serbest dolaşımını sağlayacak ortak altyapı olacak, vergi, para-kredi, finans, ticari ve gümrük politikaları koordine edilecek. Şukeyev, Ortak Ekonomik Alanı;nın oluşturulmasına ilişkin plan hazırlandığını, Cumhurbaşkanları tarafından onaylanan bu plana göre, 18 ay içerisinde iki paket halinde kabul edilmesi karara bağlanan 20 öncelikli uluslararası anlaşmanın hazırlanmasını ve imzalanmasını öngörüyor. Şukeyev paketlerin içeriklerini ise şu sözleri ile açıkladı: "Birinci paket, ortak makroekonomik politikanın hukuki temellerini belirleyen, sermaye ve işgücünün serbest dolaşımı için gerekli şartların oluşturulmasını, doğal tekellerin faaliyetlerini düzenlemenin ortak prensip ve kurallarının ve rekabet politikasının ortak kurallarının gerçekleştirilmesi için gerekli şartların oluşturulmasını öngören 14 uluslararası anlaşmadan oluşuyor". Birinci paket dokümanların imzalanması 2010 yılının sonuna kadar, yürürlüğe girmesi ise 1 Temmuz 2011 tarihine kadar tamamlanacak. İkinci doküman paketi, para politikasının genel prensiplerini belirleyen, elektrik, demiryolu ulaşımı, petrol ve gaz sevkıyatı alanlarında doğal tekellerin hizmetlerine erişim için gerekli şartları sağlayan altı uluslararası anlaşmadan ibaret. İkinci paket dokümanların imzalanması 1 Temmuz 2011 tarihine, yürürlüğe girmesi 1 Ocak 2012 tarihine kadar yetiştirilecek. Liderler tarafından imzalanan plan, 2010-2011 yıllarında teknik düzenleme alanında ortak prensip ve kurallar esasında Avrasya Ekonomik Topluluğunun 38 teknik yönetmeliğinin hazırlanmasını da öngörüyor. Kazakistan, Rusya ve Beyaz Rusya Cumhurbaşkanları tarafından imzalanan Ortak Ekonomik Alanın oluşturulmasına dair planda, Kırgızistan, Tacikistan başta olmak üzere Avrasya Ekonomik Topluluğu üyesi diğer ülkelerin de Ortak Ekonomik Alana bir an önce dahil edilmesi öngörülüyor. http://www.avim.org.tr/bultentekli.php?haberid=13735 www.avim.org.tr Windows Live Hotmail: Arkadaşlarınız Facebook'taki güncellemelerinizi doğrudan Hotmail®'den görür. | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36810] Saakashvili reviews Georgia-Russia relations in radio interview Posted: 23 Dec 2009 11:11 PM PST Saakashvili reviews Georgia-Russia relations in radio interview23.12.09 15:05Georgian president spoke about Russia-Georgia relations in the interview with Radio Echo Moskvy. When questioned about if Georgian authorities were prepared to resume negotiations with Russia, Saakashvili answered that he was prepared to hold dialogue with any leadership in difference from the Russian leaders, who refused to talk with the democratically elected government of the independent country.He said such approach of the Russia leaders only proved that the democratic culture was very low or was absent in the Kremlin. Saakashvili emphasized that despite the cut of diplomatic ties, relations in humanitarian aspect between the two countries continued. As for the resumption of normal relations with Russia, Saakashvili said that it was quite possible only when Russia recognized the sovereignty of Georgia and give up the efforts to erase this country from the political map of the world. http://rustavi2.com/news/news_text.php?id_news=34983&pg=1&im=main&ct=0&wth= Windows Live Hotmail: Arkadaşlarınız Facebook'taki güncellemelerinizi doğrudan Hotmail®'den görür. | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36796] UKRAYNA'DA YAKLAŞAN SEÇİMLER VE MUHTEMEL SENARYOLAR Posted: 23 Dec 2009 10:59 PM PST UKRAYNA�DA YAKLAŞAN SEÇİMLER VE MUHTEMEL SENARYOLAR Halit GÜLŞEN AVİM 23 Aralık 2009 Ukrayna�da 2010 yılının Ocak ayında gerçekleştirilecek devlet başkanlığı seçimleri, tüm dünya tarafından merakla beklenmektedir. Çünkü bu seçimler, birçok yerli ve yabancı uzman tarafından, Ukrayna�nın Batı ile Rusya arasında yapacağı bir tercih olarak nitelendirilmektedir. Söz konusu uzmanların, bu değerlendirmelerinde haksız olduklarını söylemek ise güçtür. Bilindiği gibi, 2004 yılında Ukrayna�da gerçekleştirilen Batı destekli �Turuncu Devrim�in ardından, ülkede bir türlü siyasi istikrar sağlanamamıştır. Son dört yılda kurulan koalisyon hükümetleri dağılmış ve ülkede devamlı suretle bir belirsizlik ortamı hâkim olmuştur. Yapılacak yorumların sağlam bir temele oturması için, geçmiş dönemi kısaca hatırlamakta yarar bulunmaktadır. 2006 ve 2007 yıllarında Ukrayna�da yapılan seçimlerden Yanukoviç zaferle ayrılmasına rağmen, uzun süre görevinde kalamamıştır. Yanukoviç'in kurduğu hükümet, Devlet Başkanı Yuşçenko'nun fikirleri ve politikalarıyla ortak bir paydada buluşamadığı için 2006 yılında feshedilmiş ve yeni bir seçime gidilmiştir. (Zaten bu ikilinin anlaşabilmesi de pek ihtimal dâhilinde gözükmüyordu. Yuşçenko'yu Batı başa getirmişti. Yanukoviç ise, Rusya yanlısı bir isimdi.) Ardından 2007 yılında yapılan seçimden yine Yanukoviç galip ayrılmış, fakat tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde edemediği için, Timoşenko ile Yuşçenko'nun partisi arasında bir koalisyon oluşturulmuş ve böylece Timoşenko başbakanlık koltuğuna oturmuştur. Timoşenko da tıpkı Yuşçenko gibi Batı yanlısı bir politikacı olarak değerlendirilmiştir. Fakat aradan geçen zaman, Timoşenko ve Yuşçenko�nun karşı karşıya gelmelerini engelleyememiştir. Karşılıklı beyanatlar ve suçlamalarla geçen bir dönemin ardından Timoşenko ile Yuşenko arasında ipleri belki de kopma noktasına getiren olay ise, 2008 yılı ortalarında parlamentoda Timoşenko ve Yanukoviç'in anlaşarak devlet başkanının yetkilerini sınırlayan bazı yasaları meclisten geçirmesiyle yaşanmıştır. Yuşçenko, bu olay sonrasında Timoşenko'yu "ihanetle" suçlamış ve bunu bir "anayasal devrim" olarak değerlendirmiştir. İki taraf arasındaki suçlamalar bunlarla da sınırlı kalmamış ve suçlamalar konusunda basın toplantısı düzenleyen Yuşenko, "ülke geneli ve başkent Kiev bölgesi başta olmak üzere arazi sektöründeki genel suç faaliyetleri, hükümet başkanı ve onun siyasi gücünün işidir" ifadeleri ile Timoşenko�yu suçlamıştır. Timoşenko ise Yuşçenko�yu, �kasten ülke parasının değerini düşürerek kendini zenginleştirmek ve hükümeti zayıflatarak ülkede sıkıyönetim ilan etmeye çalışmakla� suçlayarak istifa etmesi gerektiğini dile getirmiştir. Tüm bu gelişmelerin ardından 2009 yılının Mart ayında meydana gelen bir olay ise, Ukrayna�da yaşanan olayların ulaştığı boyutun kavranabilmesi açısından dikkat çekici olmuştur. Rusya karşıtı çıkışları ile gündeme gelen Ukrayna Dışişleri Bakanı�nın, Rusya�ya yakınlığı ile bilinen Bölgeler Partisi ve Timoşenko ile işbirliği yapması sonucunda görevinden alınması ve Ukrayna�nın devlet doğalgaz şirketi Neftogaz binasının, Ukrayna Güvenlik Servisi elemanları tarafından Ukrayna hükümeti ile Rusya arasında yapılan doğalgaz anlaşması metninin orijinalinin aranması maksadı ile kalaşnikoflarla basılması, ülke içindeki güç mücadelesinin ulaştığı boyutları gözler önüne sermiştir. Ukrayna Güvenlik Servisi görevlilerinin Neftogaz binasında aramalar yaparken, İçişleri Bakanlığı�na bağlı polis güçlerinin binanın etrafını çevirmesi, devletin güvenliğini sağlamakla yükümlü kurumların karşı karşıya gelmesine neden olmuştur. Son beş yılda yaşanan siyasi olayları kısaca özetlemeye çalıştığımız bu süreç, Ukrayna�ya ekonomik açıdan da büyük zararlar vermiştir. Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik krizden en fazla etkilenen ülkelerin başında Ukrayna gelmektedir. Ukrayna�nın bu süreçte gerek AB�den gerekse Rusya�dan beklediği kredileri alamaması ise, ülkede yaşanan ekonomik daralmayı katmerleştirmiştir. Yaklaşık olarak son bir yılda Ukrayna para birimi dolar karşısında % 44 ila % 55 oranında değer kaybetmiştir. Yalnızca bu gösterge bile Ukrayna�da yaşanan ekonomik sıkıntının anlaşılabilmesi açısından yeterlidir. Tüm bu yaşananlar göz önünde bulundurulduğunda, yapılacak seçimlerden çıkacak sonucun ülke için ne kadar önemli bir dönemeç olduğunu anlamak güç değildir. Önemli olan nokta, Ukrayna halkının bu dönemeci hangi liderle dönmek isteyeceği konusudur. Bu noktada ise üç kişi ön plana çıkmaktadır: Viktor Yuşçenko, Yulia Timoşenko ve Viktor Yanukoviç. Bu üç liderin siyasi duruşuna kısaca değinmekte yarar vardır. Mevcut devlet başkanı Viktor Yuşçenko ülkede gerçekleştirilen Batı yanlısı Turuncu Devrim�in başa getirdiği bir liderdir. Göreve geldikten sonra izlediği politikalar, Ukrayna ile Rusya arasındaki ilişkileri kopma noktasına getirmiştir. Ukrayna�nın ısrarla AB ve NATO�ya üye olması gerektiğini savunmaktadır. Muhalefet liderleri arasında bulunan Viktor Yanukoviç ise Yuşçenko�nun aksine, Rusya�ya yakın bir isimdir. Örneğin 2008 yılının Ağustos ayında Rusya-Gürcistan arasında yaşanan savaş sonrasında Yuşçenko ağır bir dille Rusya�yı eleştirirken, Yanukoviç ise Abhazya ve Güney Osetya�nın bağımsızlıklarının Ukrayna tarafından da tanınması gerektiğini savunmuştur. Yulia Timoşenko ise, söz konusu liderler arasında hem Batı hem de Rusya ile diyalog kurabilen tek kişi olarak göze çarpmaktadır. Ukrayna�nın AB ve ABD ile olan ilişkilerine son derece önem veren Timoşenko, Rusya Başbakanı Vladimir Putin�in deyimiyle �diyalog kurulabilen siyasi bir kişilik�tir. Seçimlerden Yuşçenko�nun galip çıkması durumunda ülke içindeki mevcut istikrarsızlık devam edecektir. Çünkü Yuşçenko, Rusya ile bozulan ilişkileri düzeltebilecek bir siyasi lider görünümünden uzaktır. Bu durumda Ukrayna�nın AB ve NATO�ya üyelik yönündeki taleplerini güçlendirmesi beklenmelidir. Bu taleplerin Rusya�yı daha sert politikalar izlemeye sevk etmesi ihtimal dâhilindedir. Bu durumda ise dikkatlerin toplanacağı nokta Kırım olacaktır. Seçimlerden zaferle ayrılacak kişinin Yanukoviç olması halinde ise, Ukrayna�nın AB ve NATO�ya üyelik yönündeki taleplerinin askıya alınması beklenmelidir. Yanukoviç�in Gürcistan ile de sorun yaşaması kaçınılmazdır. Çünkü Abhazya ve Güney Osetya�nın bağımsızlıklarının Ukrayna tarafından da tanınması gerektiğini savunan bir liderdir. Gerek Yuşçenko, gerekse Yanukoviç�in kazanacakları muhtemel zaferin, Ukrayna�ya beklenen istikrar ve huzuru getirmesi ise güçtür. Çünkü hem Batı hem de Rusya kendi çıkarlarına tamamen zıt yönde politikalar izlenmesi durumunda, doğrudan ya da dolaylı yollardan, Ukrayna iç siyasetini etkileme gücüne sahiptir. Ve yeri geldiğinde, şimdiye kadar olduğu gibi, bu gücü kullanmaktan kaçınmayacaklardır. Timoşenko ise, bu iki lidere nazaran denge politikası yürütmeye daha yatkın olan bir kişidir. Her ne kadar Yuşçenko ile birlikte yola çıkmış olmasına ve Batı yanlısı görünmesine rağmen, özellikle Rusya ile yaşanan doğalgaz krizlerinde sorumluluk alarak konuyu çözüme kavuşturması, Timoşenko�nun Rusya ile diyalog kurabilecek bir kişi olduğunu göstermektedir. Ukrayna�nın şu an içinde bulunduğu gerek ekonomik gerekse siyasi durum göz önünde bulundurulduğunda, son yıllarda izlenen mevcut politikalardan istenen sonucun alınamadığını söylemek mümkündür. Aslında Ukrayna�nın son yıllarda izlediği politika içinde bulunduğu jeopolitik konum ile de çelişmektedir. Ukrayna�nın Rusya�yı tamamen karşısına alarak siyasi ve ekonomik istikrara kavuşması güç bir durumdur. Çünkü Ukrayna, tıpkı Gürcistan gibi, Rusya için asla vazgeçilemeyecek ülkeler arasında yer almaktadır. Bu durum, Rusya�nın ulusal çıkarları ve yaşam alanı ile doğrudan bağlantılıdır. Rusya Gürcistan ve Ukrayna�yı kaybetmesi durumunda, kendini Batı tarafından çevrelenmiş hissedecek ve Kafkasya, Karadeniz�de yaşam alanı daralacaktır.. 2008 yılında Rusya ve Gürcistan arasında yaşanan savaşın Ukrayna açısından iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Hatırlanacağı üzere savaş sonrası oluşan mevcut durum sonrasında AB, ABD ve BM, Rusya�ya yönelik sözlü kınamaların ötesinde somut bir adım atamamıştır. Bu savaş sonunda görülmüştür ki, bölgede Rusya�nın tamamen dışlanması mümkün değildir. Bu bakımdan Ukrayna�nın yürüttüğü mevcut tek taraflı dış politikadan vazgeçmesi ve Batı ile Rusya arasında bir denge politikası yürütmesi gerekmektedir. Ancak bunu yaparken ince bir diplomasi uygulanması zorunluluktur. Aksi takdirde, Ukrayna�daki mevcut istikrarsızlığın devam etmesi kaçınılmaz olacaktır. http://www.avim.org.tr/bultentekli.php?haberid=13706 www.avim.org.tr Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin. | |||||||||||||||||
AW: [anadoluhaber:36802] Komik adamlar anlayamiyor- Kılıçdaroğlu mizah yaptı! Posted: 23 Dec 2009 03:03 PM PST
__________________________________________________ Do You Yahoo!? Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails. http://mail.yahoo.com -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin | |||||||||||||||||
[anadoluhaber:36803] Bor madeninden araç yakıtı üretildi Posted: 23 Dec 2009 02:43 PM PST Nanoteknoloji alanında çalışmalar yapan bir firma bor madeninden araba yakıtı üretmeyi başardı Türk teknoloji firması nano teknolojiyi kullanarak, bor madeninden araç yakıtı üretmeyi başardı. NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri AR-GE Sanayi Ticaret A.Ş Genel Müdürü Mehmet Can Arvas, şirketlerinin araştırma geliştirme dairesi çalışmalarının olumlu sonuç verdiğini belirterek, bor madeninden araç yakıtı ürettiklerini söyledi. Petrol rezervlerinin tükenecek olmasının kendilerini böyle bir araştırmaya ve üretmeye yönelttiğini ifade eden Arvas, "Dünya da petrol rezervlerinin tükenmesi bizi nano teknoloji ve bor ile üretim yapan Türk firması olarak harekete geçirmiştir. Uzun yıllar üzerinde çalıştığımız Ar-Ge sonucunda bor madenini sonunda araç depolarına koymayı başarmanın heyecanını yaşıyoruz" dedi. Bilim adamlarının temiz ve çevreci bir yakıt olarak petrole alternatif olarak gördüğü hidrojenin, bordan üretilen yakıtla kıyasla depolama sorunu olduğunun altını çizen Arvas, şöyle devam etti: Bordan yakıt üretmenin haklı gururunu yaşadıklarını ve bunun 20 yıllık bir araştırmanın ürünü olduğunu vurgulayan Arvas, sözlerini şöyle sürdürdü: "NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri AŞ, ar-ge laboratuvarlarında 20 yıla yakın bir süredir yaptığı çalışmalar sonucunda nano ve nano altı (angstrom) bor kristallerinde, 23 proje geliştirilmiş ve bu alternatifsiz projeleri etap, etap endüstriyelleştirmeye başlamıştır. Firmamız dünyada ve ülkemizde ilk defa bor madenini yakıt olarak üretmiş, 'Nano fuel' markasıyla yurtdışında ve yurtiçinde satışa arz etmeye başlamıştır. Bizim ürettiğimiz yakıttır, ancak şuan araçların sistematiği benzin ve mazotla hareket etme özelliğine sahip olduğu için şuanda yakıtlara katkı maddesi olarak kullanılıyor.Ancak, bor yakıtına uygun araçlar üretildiğinde benzin ve mazota ihtiyaç duyulmadan bu tür araçlar bor yakıtı ile ilerleyebilecek. Bizim firmamız, bu tür araçların üretilmesinde de çalışmalarda bulunmaktadır. NNT AŞ'nin diğer proje ürünlerinde olduğu gibi Bor Power Nanofuel'de dünyada bir ilk olarak yakıt ve otomotiv sektöründe heyecan oluşturmuştur. " Bor yakıtının hem benzinle hem mazotla çalışan araçlara konulabileceğini bildiren Arvas, şöyle konuştu: "Ürettiğimiz bor yakıtı direk aracın yakıt deposuna konuluyor. Hem benzine hem mazota katkı olabiliyor. Bor uzay araçlarında da kullanıyor. Yanması çok yüksek. Yakıta katıldığı zaman, araçlar en az 300 - 350 kilometre fazla gidecektir. Benzinle bin kilometre giden bir araç bu katkıyla bin 350 kilometre yapar. Gelecek zamanlarda benzin istasyonları gibi, bor istasyonları kurulacak ve bor yakıtı benzinden 10 kat daha düşük olacak. Çünkü madenin kaynağı Türkiye 'de. Biz teknolojiyi üreterek dünyanın hizmetine sunduk, henüz bor yakıtına fiyat biçmedik. Biz Türk borunun depolara girdiğini göstermek istedik, bunu da başardık. Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
You are subscribed to email updates from ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ To stop receiving these emails, you may unsubscribe now. | Email delivery powered by Google |
Google Inc., 20 West Kinzie, Chicago IL USA 60610 |
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.