Re: ABD'nin günah galerisi

Merhaba,
 
"Cazibesi ve caydırıcılığı olan güçlü bir ülke ancak devlet-millet-ordu bütünlüğü ile sağlanır."
Nurullah bey anlasildi: TSK'ya laf kondurmayalim diyorsunuz.
Ama TSK'nin en basta Amerika ile muttefik olmaktan vazgecmek gibi bir derdi yok. Simdi boyle bir ordu ile ordu millet butunlugu demek, bu milletin ABD'ya payanda yapilmasi demek. Cazibe ve caydiricilik sadece gucle olmaz Nurullah bey. Bir zamanlar Sovyetler de gucluydu, ama dunyanin hic bir yerinde, bir kac idealist komunist genc disinda kimse oraya gideyim ve yasayayim diye binbir eza ve cefaya katlanmiyordu.
 
Bir ulkenin tek cazibe merkezi guc degildir. Bunun yanisira is (ve as) ve nispi de olsa bir serbestiye kavusma arzusu da bunlar arasindadir. Bugun Amerikada bazi tahminlere gore 12 milyon musluman var e bunlarin buyuk cogunlugu orta sinifa mensup insanlar. Siz bu  insanlarin buraya neden geldigini saniyorsunuz? Bugun, muhtemelen sizin de imrendiginiz Cin, muazzam bir kalkinma ornegi gosterirken, ABD hala hergun binlerce egitimli ve egitimsiz cinli icin cazibe merkezi. Ustelik bu Cinliler Amerikalilasmakda da cok hizlilar. Zaten iclerinde eli yuzu duzgun olan kizlar hemen beyaz erkeklerle evleniyor. New York'da sadece Chinatown degil cinlilerle dolu yerler. Flushing denilen bolgede ingilizce konusmalarina bile gerek yok. Bazi mahalllerde tamamen hintli dolu. 
 
Burada Amerika ve Avrupanin epey bir gunahini saymissiniz (bizimkilere gelince de iddia demissiniz ve burada bir defa ciddiyetinizi zedeliyorsunuz).  Cogu dogru. Bir kisminda ise malumati manipule etmissiniz. Mesela Hirosima ve Nagasaki konusunu ne kadar elestirseniz hakkinizdir. Ama o bombalarin oraya dusmesinden en az Japonyanin basindakilerin de sorumlu oldugunu unutmayiniz. Simdi TSK'yi korudugunuz belli. Ama sunu aklinizdan cikarmayiniz: Endonezya'da bir milyonun olumune yol acan surec ile bizim memleketteki anti-komunizm meselesi ayni surecin parcalari ve bizim TSK da komunizme karsi global mucadele sisteminin icinde ve de aktif olarak yer almis durumda.
 
Birincisi, sadece gucle cazibe sahibi olamazsiniz. Cazibe sahibi olmak icin insanlarin belli haklarini da temin etmek zorundasiniz. O haklarin en azindan belli seviyede saglanmadigi toplumlar guclu olsa bile, o gucle fazla ayakta kalamazlar. Bunu sovyet sistemi gosterdi. Saddam macolugu da baska bir ornek.. Eger insanlara sadece gucu gosterirseniz, onlari sadece sindirirsiniz. Onlara ozgur ve hak sahibi olduklarini da hissettirmeniz lazim. Bu propaganda ile bir nebze olur, ama propaganda bunu tek basina temin edemez. Insanlara bazi somut kriterler de sunmaniz lazim. Amerika'yi bildigini sanan sizin anlayamadigi yer burasi:
 
Evet, amerikanin ozgur ve demokratik olmadigini iddia etmeniz icin guclu bir argumaniniz olabilir. Ama korkarim bu  argumani sadece bazi entellektueller anlayacaktir. Kitleleri her zaman kandirmak mumkun degil, ama onlara bazi somut olculer sundugunuzda onlari uzun sure ikna etmeniz mumkundur. Iste Amerikanin hem orada koklesmis nufusunu hem de oraya gelen gocmenleri oraya baglayan budur: yanlis veya dogru, ellerinde onlari ikna eden bazi somut kriterler var. Kendini en an azindan, geldigi yere veya baska bir ortama gore mukayese edince, nispeten serbest hissettigi kriterler var. Her zaman olmasa da, bizim hukuk sistemimizle karsilastirilinca, cogu kere iyi isleyen bir hukuk sistemi var. Daha baska seyler de var.
 
Ben sizin dediklerinizden sunu anliyorum: ordumuzu elestirmeyelim. Demokrasi, haklar ve ozgurlukler hikayedir, Amerika once kendine baksin, onlar insan hakki nedir bilmiyor, bize niye karissin. Bizim guclu olmamiz lazim, bunun da yolu onunla kaynasmaktan gecer.
 
Buna kusura bakmayiniz ama fasizm deniyor. Amerikayi tanimak istiyorsan, onu hem negatif hem de pozitif yonuyle tani. Onun kotuluklerini kendi ulkendeki kotuluklere mazeret icin kilif olarak kullanma. Amerika'da demokrasi, haklar ve ozgurlukler yonunden gordugun celiskiler seni bunlardan uzaklastirmasin. Sen de ki, ben Amerika gibi iki yuzlu olmayacagim ve gercek hak ve ozgurlukler rejimini kuracagim.
 
Kusura bakmayiniz, baskalarinin gunahlari sizin gunahlarinizi mesrulastirmaz. Ve de hic de cazibesi ve caydiriciligi olan rejim kuramazsiniz. Beni insan olarak gormeyen rejime, beni asagilayan rejime, benim cocugumu egitim hakkimi elimden alan rejime ben nasil kaynasayim? ben insanim herseyden once ve o insanligimi tanimayan bir sistemi ben neden taniyayim. Ozgurluge ve haklara ragmen guc istenmez. Guc bunlari saglayarak saglanir. ABD'nin o kadar gfenc bir yasi olmasina ragmen bu gunlere nasil geldigini merak ediyorsan, onun tecrubesini cok iyi calisman lazim. Basindan kuruldugunda ortaya koydugu ilkelerle her yonden celisen bir yapisi vardi. Ama tarihsel surecte varolan yapiya karsi, o ilkeler kullanilip her zaman bir mucadele verildi. Bu mucadelelerin sonunda belki bazi kazanimlar cok gec elde edildi, ama o mucadelenin verilmesi icin kurumsal ve ilkesel yapi musaitti. Sistem kendini esnek tuttu ve o esneklik sayesinde, insanlara o sistemle aralarinda bir aidiyet kurmalarini temin etti.
 
Tabi bu sozlerim birer genelleme. Genellemelere her zaman uymayan durumlar vardir ve sozlerime istisna teskil edecek pek cok somut durum var. Ancak bu sunu degistirmiyor: bugun ABD'den hic bir insan hayatini tehlikeye atarak bir kalkinma mucizesi olan cine gitmek icin yola cikmiyor, valizlerin veya havasiz konteynerlarin icine girmiyor. Ne idigu belirsiz adamlara tirnagiyla kazidigi, borc aldigi, bedenini satarak kazandigi parayi verip sonra okyanusun ortasinda, terkedilmiyor. Ama hala Cin'den ABD'ye bu dediklerimi goze alip gelmeye calisan tonlarca insan var. Cin mafyasi hala  cinli kadinlari Amerikaya fuhus ticareti icin getiriyor, ustelik en az iki yil her ay ikibin dolar kendisini getiren insanlara odemek gibi agir bedellere katlanarak.
 
Bence gunun sozunu siz soyle degistirin: yasasin fasizm.
 
Kusura bakmayiniz, sundugunuz hic bir sey yok. Insanca yasamak adine ne sunuyorsunuz, onu soyleyin. Amerikanin gunahini bana baska gunahlari ortmek icin sunmanin otesinde bir sozunuz var mi? Ben sahsen Amerikayi sizden okumak yerine, bu isin ehli insanlarin yazdigi kitaplardan hem de belgeleriyle okumayi tercih ederim.
 
Siz yargisiz infazsiz bir ulke istiyor musunuz?
 
Siz faili mechulsuz bir ulke istiyor musunuz?
 
Siz herkesin hak ve hurriyetlerine sahip oldugu, devletin insanin cocugunu yetistirmesine karismadigi, insanlarin kiyafetine karismadigi, insanlarin diliyle ve disiyle ugrasmadigi, zorla sadakat kazanmaya calismadigi bir rejim istiyor musunuz?
 
Siz halkinin oyuna saygili bir sistem istiyor musunuz?
 
Siz en dandik anayasayi bile delik desik edip icine etme rezaletini gosterebilmis bir Anayasa mahkemesinden ve de fasist bir sistem anayasasindan kurtulmak istiyor musunuz?
 
Siz yukarida saydiklarima karismayacak bir ordu istiyor musunuz?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
--- On Sat, 1/30/10, nurullah aydın <nurullah--aydin@hotmail.com> wrote:

From: nurullah aydın <nurullah--aydin@hotmail.com>
Subject: ABD'nin günah galerisi
To: domino_etkisi@googlegroups.com, genclikgeliyor@gmail.com, genclikgeliyorgrup@googlegroups.com, liberal-izmirliler@googlegroups.com, haberver@yahoogroups.com, haberposta@googlegroups.com, aydinlik-gelecek-hareketi@googlegroups.com
Date: Saturday, January 30, 2010, 6:08 AM

Nurullah AYDIN

30 Ocak 2010

Ankara

 

 

ABD'NİN GÜNAH GALERİSİ!

 

ABD Başkanı Barack Obama gerek Amerikan halkında gerekse dünya kamuoyunda ciddi güvensizlikle karşı karşıya. Özellikle Müslüman ülkelerdeki hayal kırklığı artmış durumda.

 

Obama'nın; Bush'un vahşi askeri işgallerine karşı duruşu görüntüsünün tersyüz olması, halkların beklentilerini boşa çıkardı.

 

Dönüp kendi geçmişine bakmayan, katlettiği Kızılderilileri hatırlamayan, dünyada yaptığı soykırımları dile getirmeyen ABD başka ülkelerde de bunların konuşulmasına engel oluyor.

 

Göreve gelir gelmez Dünyada geçmişteki ve günümüzdeki bütün katliamlar artık gizlenmeyecek, mağdurların feryadı duyulacak mesajını veren ABD Başkanı Barack Obama'nın yeni işgal senaryolarını uygulamaya koyması yeni cepheler açması dünyada büyük tepkilere sebep oldu. Dünya kamuoyu Obama'ya katledilen Kızılderililer için neden Amerikan mahkemelerinin tazminat uygulamasına gitmediğini ve Kızılderililerin gasp edilmiş topraklarına iade taleplerinin neden yerine getirilmediğini soruyor.

 

Ayrıca Obama'ya, ABD yönetimlerinin Latin Amerika ülkelerinde, Japonya'da ve Afrika'da yaptığı katliamlar ile 1991 yılında Ortadoğu'ya yönelik başlattığı işgal sürecinde katlettiği milyonlarca insanla ilgili bugüne kadar hiçbir somut adım atmadığı hatırlatılıyor.

 

Soykırımla dolu geçmişinize bakın

ABD'nin ve Avrupa'nın yaptığı katliamlar hiçbir şekilde görülmüyor. Peki ama neden? Fransızlar zamanında 1,5 milyon Cezayirliyi katletti. Hıristiyan Avrupalıların geçmişlerinde, Osmanlı'nın yaptıklarını iddia ettikleri katliamların 10 misli var. Amerikalıların Kızılderili soykırım var. Bunlarla ilgili İran ve Venezuela başkanları konuşuyor, başka yok.

 

25 milyon Kızılderili katledildi.

Kristof Kolomb 1492'de Amerika'ya ayak bastığında 27 milyon olan Kızılderili nüfusu, 1892'de 1.5 milyona düştü. 20. yüzyılın başında Kızılderili nüfusunun yüzde 95'inin katledildiği gazete ilanlarında iftihar olarak yayınlanıyordu. 24 Eylül 1863 tarihli Winona Dayly Republican gazetesindeki ilanda; "getirilen her ölü Kızılderili için 200 dolar ödül" vaad ediliyordu. ABD Başkanı Roosevelt, gazetelerde yayınlanan demeçlerinde "En iyi yerli, ölü yerlidir" diyordu. Bugün yapılan araştırmalara göre, eğer Kızılderililer yok edilmeseydi, Amerika'daki nüfusları Avrupa nüfusunun bir buçuk katı kadar olacaktı. ABD'de 25 milyon Kızılderilinin katledildiği tahmin ediliyor.

 

İşte ABD'nin yüzyıllık günah galerisi

1898'de Meksika ABD tarafından işgal edildi, aynı yıl Küba'ya girildi ve her iki ülkede bir yılda 30 bin kişi katledildi.

1921'de ABD Nikaragua'yı işgal etti. 1945'te Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine ABD güçleri tarafından atom bombası atıldı ve 350 bin kişi katledildi.

1950-53 tarihlerinde Kore'yi işgal etti ve yüz binlerce Koreli katledildi.

1950-59 tarihlerinde Küba'da ABD güçleri tarafından 60 bin kişi katledildi.

1965 yılında Endonezya'da ABD'nin çıkardığı karışıklıklar nedeniyle 1 milyon insan hayatını kaybetti.

Aynı yıl Dominik'te ABD paraşütçüleri tarafından 10 bin kişi katledildi.

1975 yılında ABD Vietnam'dan çıktığında geride 170 bin ölü, 80 bin de sakat Vietnamlı bıraktı.

1970-75 tarihlerinde Kamboçya ve Laos'ta 1 milyon kişi ABD tarafından katledildi. 1973'te Şili'de CIA darbesi ile 30 bin kişi katledildi. Aynı yıl Arjantin'de 30 bine yakın insan katledildi.

1983 yılında Lübnan'da 14 bin Amerikan deniz piyadesi binlerce Lübnanlıyı katletti. Aynı yıl 6. Filo Lübnan'ı günlerce bombaladı. Yine aynı yıl Grenada'yı işgal eden ABD, burada 2 bin kişiyi katletti.

1986'da Libya'yı bombalayan ABD birlikleri, bine yakın sivili katletti ve bu ülkeye yıllardır ambargo uyguluyor.

1989'da Panama'ya asker çıkaran ABD, 5 bin Panamalıyı öldürdü. 1991'de Irak'a saldıran ABD, bu savaşta 100 bin Iraklıyı katletti.

2001 yılında ikiz kulelere yapılan saldırıyı bahane eden ABD, İslam coğrafyasına karşı Haçlı Seferi başlattığını ilan ederek, Afganistan'ı işgal etti ve on binlerce Afganlıyı katletti.

Aynı plan çerçevesinde 2003 yılında Irak'ı işgal eden ABD, bu güne kadar Irak'ta 1 milyon 250 bin civarında Iraklıyı katletti.

 

ABD, her konuyu, ülkelere karşı bir şantaj unsuru olarak kullanılıyor.

ABD ve Avrupa'ya dönüp kendi kirli geçmişinize bakın demek gerekir. Ama kim diyecek?

 

ABD'nin gündeme getirdiği demokrasi, insan hakları konusu kabak tadı verdi. Bu kavramların neyi örttüğünü halklar anlamaya başladı..

 

GünüN SözÜ: Cazibesi ve caydırıcılığı olan güçlü bir ülke ancak devlet-millet-ordu bütünlüğü ile sağlanır.


Windows Live: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.