[anadoluhaber:38051] Dünyada her yer eğitim kurumu haline geliyor Posted: 24 Feb 2010 10:18 AM PST Türkiye’de Tevhidi tedrisat dayatmasıyla tek tip eğitim dayatılırken, dünya her yer ve her ortamı eğitim kurumu haline getiriyor. Dünya gündemi Ayrımcılıktan muzdarip Amerikalı müslüman aileler, evde eğitim seçeneğini kullanıyor. Amerika’daki müslüman aileler arasında evde eğitim hakkını kullananların sayısının gün geçtikçe arttığı ifade edildi. Washington Post gazetesinde yer alan bir habere göre, Müslümanlara yönelik ‘rahatsız edici’ tavırların artması ve okullarda artan ayrımcılığın yanısıra, çocuklarının daha ciddi bir İslami eğitimden geçmesini isteyen müslüman aileler, ABD’de uzun süredir velilere tanınan bir hak olan ‘evde eğitim’ seçeneğini kullanıyor. Read more… -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38053] Asker sizi değil, siz askeri denetlemelisiniz Posted: 24 Feb 2010 10:15 AM PST AP Türkiye Raportörü Oomen-Ruijten ile CHP’li Onur Öymen arasında tartışma çıktı. Türkiye’de askerin siyasetteki rolü üzerine raporda yer alan cümle iki ismin söz düellosuna yol açtı. Brüksel’deki Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu toplantısında CHP milletvekili Onur Öymen ile Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten arasında söz düellosu yaşandı. Tartışma askerlerin siyasete ve sivil hayata müdahalesi konusunda çıktı. Onur Öymen, tartışmayı NTV canlı yayınında anlattı. Read more… -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38060] Sadece darbe, yaşanan süreci engelleyebilir Posted: 24 Feb 2010 10:12 AM PST ‘Darbe günlükleri’ haberinin yayınlandığı sırada Nokta dergisinin yayın yönetmeni olan Alper Görmüş, son yaşananları değerlendi. "Bu bir eşiktir. Sadece darbe, yaşanan süreci engelleyebilir." diyen Görmüş, şöyle konuştu: FATİH AÇA’nın haberi Türkiye güne, emekli Eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ve çok sayıda askerin, ‘Balyoz’ planı iddiasıyla gözlatına alınmasıyla başladı. Kuvvet komutanları, geçtiğimiz aylarda Taraf gazetesinde yer alan ‘Balyoz’ darbe planı nedeniyle gözaltına alınsalar da darbe iddiaları ilk olarak 2006 yılında Nokta dergisinde ‘Darbe Günlükleri’ haberiyle gündeme gelmişti. Read more… -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38046] Ergenekon'un 1 numaralı ismine ulaşıldı mı? Posted: 24 Feb 2010 10:12 AM PST Balyoz darbe planına yönelik gerçekleştirilen tutuklamalarda, Ergenekon’un 1 numaralı ismine ulaşıldığı belirtildi. Ankara ve İstanbul’da düzenlenen şok operasyonlarla gözaltına alınan üst düzey emekli komutanlar arasında özellikle bir isim dikkat çekiyor. Bu isim Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalandığı dönemde Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanı olan Korgeneral Engin Alan. Read more… -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38065] Bu sayfayý görüntüle "KENDİMİZİ TEST EDELİM" Posted: 24 Feb 2010 04:39 AM PST |
[anadoluhaber:38048] Meydan Okumak yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI Posted: 24 Feb 2010 03:17 AM PST MEYDAN OKUMAK yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI MEYDAN OKUMAK Bize,
BAŞARAMAZSIN dediler YAPAMAZSIN dediler MÜMKÜN DEĞİL dediler OLMAZ dediler İMKÂNSIZ dediler
Biz de, BAŞARIRIZ dedik YAPARIZ dedik MÜMKÜN EDERİZ dedik OLUR dedik İMKÂNLI dedik
SONUÇ OLARAK YOLUMUZDAN DÖNMEDİK, DÖNMEYİ BİR AN OLSUN DAHİ DÜŞÜNMEDİK, DÖNMEYECEĞİZ,
İFTİRALAR ATTILAR, KABA KUVVET KULLANDILAR, AMAÇLARI GÜÇSÜZ BIRAKMAKTI, BIRAKTILARDA... AMAÇLARI BEZDİRMEKTİ BEZDİRDİLERDE... AMAÇLARI YIKILMAMIZI SAĞLAMAKTI YIKTILARDA... AMAÇLARI GERİ DÖNMEMİZİ SAĞLAMAKTI DÖNDÜREMEDİLER...
HIRPALANDIK, BEZDİRİLDİK, GÜÇSÜZ KALDIK, YIKILDIK, AMA GERİ DÖNMEYECEĞİZ, HABER DAR EDİLSİN HER KEZ BU KONUDA...
GÜÇSÜZLEŞMİŞTİK… TEKRAR GÜÇLENDİK HEMDE HİÇ OLMADIĞI KADAR... HIRPALANMIŞTIK… TEKRAR TOPARLANDIK HEMDE HİÇ OLMADIĞI KADAR… BEZDİRİLMİŞTİK... TEKRAR TUTKUYLA UMUTLA BAŞLADIK HAYATA HEMDE HİÇ OLMADIĞI KADAR...
YIKILMIŞTIK... TEKRAR AYAĞA KALKTIK HEMDE BİR DAHA YIKILMAMACASINA
KİMSENİN YARDIMI OLMADI, NE MANEVİ NE MADDİ YARDIM GÖRMEYEN ŞAHSIM, HİÇ OLMADIĞI VE DE HİÇ OLMAYACAĞI KADAR SAVAŞ VERECEKTİR... HER KEZE VE DE HER ŞEYE KARŞI…
ÜMİT BİZDİK VE GENE BİZİZ... KENDİNİZ İÇİN DE ÜMİT SİZ OLUNUZ VE ASLA VAZGEÇMEYİN, YAŞAMAKTAN VE BAŞARMAKTAN KORKMAYIN... KORKMAYIN Kİ... BAŞARI SİZİ GÖLGENİZ GİBİ TAKİP ETSİN... MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38041] Sıra 27 Nisan Muhtırası'na geliyor telaş bundan Posted: 24 Feb 2010 01:53 AM PST MEHMET ALTAN STAR 24.02.2010 07:50 | | |
| Sıra 27 Nisan Muhtırası’na mı geliyor? | Balyoz soruşturması dün, kimi teknik tartışmaları da kapsayarak, bütün gün sürdü. Gözaltına alınan zanlılara, “hükümeti devirmeye teşebbüs ve bu amaçla örgüt kurmak” sorgulaması yapıldı.
Sorgusu bitenler de mahkemeye sevkedildi.
Yargı süreci kendi rutininde ilerliyor...
***
Endişe verici...
Provakatif...
Sertlikten medet uman... Ya da illegal bir gelişme söz konusu mu?
ABD Dışişleri Bakanlığı’nda düzenlenen günlük basın toplantısında bir gazeteci ısrarla
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley’e soruyor:
“Türkiye’de darbe planladıkları iddia edilen kişilere yönelik son gözaltılar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’deki potansiyel siyasi istikrarsızlık hakkında ve Türkiye’nin, sizin deyiminizle tarihteki en başarılı müttefiklikte oynadığı merkezi role dair bir endişeniz var mı?”
Crowley yanıtlıyor:
“Türkiye’deki siyaset ve toplumun evrimi içinde bu konular yeni değil. Spesifik bir endişemiz olduğunu düşünmüyorum. Şurası açık ki, atılan tüm adımlar Türk yasalarıyla uyumlu ve şeffaf olmalı.
Ancak biliyorsunuz, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton geçen hafta Katar’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile çok detaylı ve başarılı bir görüşme yaptı. Ortadoğu barış süreci, Kıbrıs meselesi, Irak ve İran gibi çeşitli konularda Türkiye ile yakından çalışmayı sürdürüyoruz” ...
***
Balyoz dâhil, olup biten nasıl özetleniyor?
“Siyaset ve toplumun evrimi”...
Tam da böyle bir süreçte, 32. Gün’de, 27 Nisan Muhtırası’nı bizzat yazmak, Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’yı meslekten men ettirmek ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’u görevden aldırmakla övünen eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Balyoz yargıya yansıyınca, “önce ateş edip sonra nişan alan” adam gibi bunun bir muhtıra olmadığını dillendirme ihtiyacını duymuş...
“Şimdi 27 Nisan’a muhtıra dediler, demeye devam ediyorlar. Muhtıra böyle olmaz. Muhtıranın tarihimizde örnekleri vardır. 27 Nisan’a muhtıra diyenler ya muhtıranın anlamını bilmiyorlar veya 27 Nisan bildirisini okumamışlar. 27 Nisan bir muhtıra değildir. Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale değildir. 27 Nisan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin laiklik konusundaki duyarlılığının dile getirilmesidir. Başka bir şey değildir.”
Muvazzafken “gökte tutup, yerde yiyenler”, Türkiye’de yargı Saray’a ulaşmaya başladığında, emekliliklerinde, “o sırada gözlerimizin önünde yaşananları sanki kendileri yapmamış” gibi davranıyorlar...
Aslında “kişisel portreler” açısından bu da hüzün verici bir başka konu...
Ya anayasa ve yasaları çiğneme ya da pabucu pahalı görünce bundan “dön geri” yapma... ***
Dün 27 Nisan Bildirisi’ne yeniden göz attım...
Şu paragrafa bakın:
“Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.”
Şimdi bu muhtıra değilmiş...
Ya da “Türk asıllı” olmayan insanlarımıza yönelik şu korkunç cümle:
“Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.”
Genelkurmay Başkanı’nı görevinden alamayan Parlamento, bu tehdit nedeniyle erken seçime gitmişti.
Şimdi parlamentonun kimi nereye seçeceğine karışamayacak bir askeri anlayışa doğru gidiyoruz... Siyaset parlamentonun, savunma da askerin görevi olacak...
Onun için siyaset ve toplum evrimleşiyor...
***
Hissim o ki yargı gündemindeki sırada 27 Nisan da var...
Düpedüz bir anayasal suç idi...
Üstelik faili de açıkça üstlendi. Ama asıl kararı yargı vermeli...
Fail de derdini mahkemeye anlatmalı...
***
Bu süreçlerin hızlanması siyasetin ve toplumun daha çabuk evrimleşmesini, bizim de ağır ve gerçek sosyal gündemimize geri dönmemizi sağlayacak... | -- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı Sivil Hastalıkları Mütehassısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38063] Yaşar Büyükanıt'a çok güzel bir cevap! Posted: 24 Feb 2010 01:51 AM PST | Planları suya düşüren karar: AK Parti... | 27 Nisan bildirisinin muhtıra olmadığını söyleyen dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'a cevabı dönemin milletvekili Ümmmet Kandoğan verdi. |
|
| |
| Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın, 27 Nisan'da yayımlanan e-muhtıra için “Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale veya muhtıra değildi” ifadesine cevap veren DYP milletvekili Ümmet Kandoğan, “O bildirinin sonunda sadece bir cümle eksiktir. O da, ‘Yönetime el koyduk' cümlesidir” dedi. Partisiyle ters düşme pahasına TBMM'ye girerek Cumhurbaşkanlığı seçimi oylamasına katılarak dikkatleri üzerine çeken dönemin DYP Denizli milletvekili Kandoğan, bildirinin cumhurbaşkanlığı seçimini engellemeye dönük bir muhtıra olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
‘ELLE TUTULUR HİÇBİR YANI YOK'
“O günleri gözümüzün önüne getirdiğimizde bunun, sıradan bir açıklama mı yoksa muhtıra mı olduğu açığa çıkar. Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk tur oylamasının TBMM'de yapıldığı 27 Nisan akşamı bildiri yayınlıyorsanız, o bildirinin birinci amacı TBMM'nın cumhurbaşkanlığı seçimini engellemektir. İkincisi ise, Anayasa Mahkemesi'ne ve üyelerine gözdağı verme ve uyarmadır. O bildirinin sonunda sadece bir cümle eksiktir. O da, ‘Yönetime el koyduk' cümlesidir.” Büyükanıt'ın “muhtıra değildi” açıklamasını inandırıcı bulmadığını kaydeden Kandoğan, “O zaman, neden cumhurbaşkanlığı seçiminin TBMM'de yapıldığı günün akşamı o bildiriyi yayınladınız” diye sordu ve ekledi: “Büyükanıt'ın açıklamalarının elle tutulur hiçbir tarafı yoktur. ‘Sözde değil, özde cumhurbaşkanı istiyoruz' açıklamasını da kendisi yapmıştı.”
‘TEK EKSİĞİ SANAL OLMASIYDI'
“Yayınlanan bildiri, bir müdahale olarak algılandı. Zaten o yüzden, hiç gündemde olmamasına rağmen seçim kararı alındı. 27 Nisan e-muhtırası olsaydı, seçim kararı alınmazdı. Seçim kararın alınmasında ki en büyük etken o müdahaledir” diyen dönemin AK Parti milletvekili Ersönmez Yarbay ise, Büyükanıt'ın sadece muhtıranın şekli bakımından haklı olabileceğini belirterek “Büyükanıt'ın haklı olduğu tek bir yön var. 27 muhtırası, eski muhtıralara benzemiyor. Eski muhtıralar cumhurbaşkanına veriliyordu, bu ise sanal alemde yayınladı. Ama neticesi aynı oldu ve muhtıra verilmiş gibi oldu. Sanal alemde verilen bu bildiriye karşı hükümet dik durdu. Belki hükümetin istifa etmesi beklentisi vardı ama hükümet istifa etmeyerek, beklentilere boşa çıkardı” dedi.
BiLDiRiDE NE DENMiŞTi
Büyükanıt'ın “Ben yazdım” dediği, emuhtıranın Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili bölümünde şu ifadeler kullanılmıştı: “Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, TSK tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, TSK bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, TSK yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.” TSK'nın siyasi beyanat vermesi suçtur
Genelkurmay eski Başkanı Büyükanıt'ın, “Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale veya muhtıra değildi” ifadelerini kullanmasına hukukçular tepki gösterdi. TSK'nın hakkı ve yetkisi olmamasına rağmen siyasi beyanatlarla yargıya müdahale edildiğini ifade eden hukukçular, Askeri Ceza Kanunu'nda ‘askerlerin siyasi beyanatlar vermesinin suç' olduğunu hatırlattı. Avukat Ergin Cinmen, bildirinin hukuka aykırı olduğunu ifade etti. Bildirinin yazıldığı süreçte, belki muhtırayı gerektirecek bir süreç olarak düşünüldüğünü söyleyen Cinmen, şunları söyledi:
‘MEŞRU GİBİ GÖRÜNÜYOR'
“O süreçte yayımlanan bildiri çok açık şekilde siyasete müdahaledir. Askeri Ceza Kanunu'nun 145. maddesine göre hiçbir asker, siyasi içerikli beyanda bulunamaz ve böylesi bir yazı yazamaz. Ama bunlar çok yapıldığı için meşru gibi gözüküyor. Ceza Kanunu'nda Genelkurmay Başkanı'nı yargılayacak bir merci yoktur. Yargılayanın kıdemli olması lazım ama Genelkurmay Başkanı'nın üzerinde bir rütbe yoktur. Yani yargılama imkansızlığı var. Ama Başbakanlık'a karşı siyasi sorumluğu vardır. Bence Başbakan yetkilerini o dönemde kullanmalıydı.” |
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı Sivil Hastalıkları Mütehassısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38059] Meksika yolcuları kalmasın, lütfen koğuşlarda yerinizi alın! Posted: 24 Feb 2010 01:50 AM PST Doğan'ın Meksika bileti hazırmış | Eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan'ın 'balyoz' operasyonundan haberdar olduğu iddia edildi. |
|
| |
| Doğan'ın salı sabahı Meksika'ya gitmek üzere hazırlık yaptığı, vize ve uçak biletiyle ilgili işlemlerini tamamladığı öğrenildi. KIŞ ORTASINDA YAZLIK TEMİZLİĞİ YAPTI
Doğan ile birlikte operasyondan önceden haberdar edildiği iddia edilen ikinci komutanın da eski SAREM Başkanı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri olduğu iddia edildi. Tanyeri'nin haftasonu Balıkesir Ayvalık'ta bulunan yazlığına giderek kapsamlı temizlik yaptırdığı tespit edildi. Arama için yazlığa giren Cumhuriyet Savcısı, yazlığın yeni temizletildiğini anlayarak, görgü tanıklarından aldığı bilgiler doğrultusunda konuyu tutanaklara geçirdiği öğrenildi. Süha Tanyeri'nin haftasonu gelerek Balyoz Darbe Planı ve bilinmeyen birçok konuyla ilgili delilleri imha ettiği öne sürülüyor. Tanyeri'ye ait yazlığın bulunduğu mahalle sakinleri, "Yazdan yaza gelir bir süre kalır giderdi, kışın ortasında gelip apar topar temizlik yaptırınca biz de çok şaşırdık" diye konuştular.
Emniyet güçleri, operasyonu emekli generallere sızdıran köstebeği bulmak için derinlemesine soruşturma başlattı. Soruşturma çerçevesinde Emniyet, Savcılık ve TSK'ya yönelik inceleme yapılıyor. |
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı Sivil Hastalıkları Mütehassısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38062] Yargıya muhtıra: kavga, bürokratik cumhuriyetle demokratik cumhuriyet arasındadır. Posted: 24 Feb 2010 01:44 AM PST |
Şamil Tayyar - Star | 2010-02-24 | |
| Yargıya muhtıra | | Balyoz gözaltıları başladığında, nedense aklıma, Genelkurmay Başkanı’nın kozmik oda aramasına atfen söylediği “Nah alırlar” sözü geldi. Diğer taraftan, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’in “şüpheli” sıfatıyla içinde bulunduğu Erzurum’daki Ergenekon soruşturmasını hatırladım. Eğer Başbuğ, askeri tesislere girişin mahkeme kararına rağmen kendi iznine tabi olduğunu düşünüyorsa, Balyoz’a “vize” verdiği, Erzurum’daki Ergenekon’a “dur” dediği sonucu çıkarılabilir mi? Daha açık ifadeyle; Çetin Doğan, Ergin Saygun, Özden Örnek, İbrahim Fırtına ve arkadaşlarını gözden çıkarıp Saldıray Berk’e sıkı sıkı sarıldı mı? Yoksa “nah” ifadesi, askeri personele “ara gazı” mıydı? Komutanlar rahatsız Nedeni ne olursa olsun, Genelkurmay’ın hem Balyoz hem Erzurum hattındaki gelişmeleri yakından takip ettiği ve rahatsızlık duyduğu aşikardır. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in önceki gün alelacele Genelkurmay 2. Başkan Orgeneral Aslan Güner’le görüşmesi, böyle bir iklimin tezahürüdür. Bu görüşme, ilk defa gerçekleşmiyor. İki ismin, hükümetle asker ilişkilerinin normalleşmesi sürecinde birkaç defa bir araya geldiği biliniyor. Çiçek, görüşme nedenini, parola skandalına bağlasa da kamuoyuna yansıyan söylentiler, Genelkurmay’ın Balyoz operasyonuna açık müdahale talep ettiği yönündedir. Nitekim, Çiçek’in görüşmeden hemen sonra önceki akşam saat 19.30 sularında Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman’la görüşmesi, parola skandalıyla ilgili olmasa gerek. Askerin hassasiyeti müsteşar üzerinden savcılara mı iletilmek istendi yoksa parola skandalına ilişkin müsteşarın görüşü mü merak edildi, takdir size ait. Dün akşam saatlerinde orgeneral ve oramirallerin sürpriz şekilde toplanması yukarıdaki tezi teyit eden önemli bir gelişmedir. İlk kez böyle bir toplantının bildiriyle kamuoyuna duyurulması ve hiçbir açıklama yapılmaması, yargılama sürecine müdahale talebinin resmileştirilmesidir. Bu bildiri, içerik ve yöntem olarak farklılık arz etse de yargıya yönelik 23 Şubat Muhtırası’dır, daha dar anlamıyla Balyoz soruşturmasını yürüten savcılara gözdağıdır. Hiç merak etmeyin, eften püften nedenlerle hoplayan yargı, iradesine yönelik bu müdahaleden mutlu olacaktır. O bildiriyle verilen mesaj şudur: O generalleri tutuklama yoksa... Orası muğlak... Kimine göre, tüm üst düzey komutanlar istifa ederek tepkisini ortaya koyabilir. Veya AK Parti hakkında kapatma davasının önü açılabilir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nde bekleyen Cumhurbaşkanı Gül hakkındaki Sincan kararı hayata geçirilebilir. HSYK harekete geçirilip savcılar görevden alınabilir. Belki de hepsi... Nitekim, davayı sulandırdığı için Ergenekon taifesinin çok sevdiği İngiliz Gazeteci Gareth Jenkins, Balyoz operasyonu sonrası Guardian’a yaptığı değerlendirmede, gözaltılar tutuklamaya dönüşürse ordunun katiyen sessiz kalmayacağını söyledi. Yani, mutabakat için ön şart, tutuklama olmaması... Asker istemezse olmaz Ordu darbe yapamayacağına göre, sessizliğini nasıl bozabilir? Sanıyorum en büyük kozları, yukarıda saydığım alternatiflerdir. Denebilir ki, ordunun kapatma davası ve Yargıtay’daki dosyada ne gibi rolü olur? Lafı hiç evelemeye gevelemeye gerek yok. Asker istemezse asla dava açılmaz, açılamaz. Yargıtay’dan da istediği kararı çıkartır. 367 kararı, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin iptali, son HSYK operasyonu ve 28 Şubat sürecinde karargahtaki yargıçların tek kol düzeni kulaklara küpe olsun. Yine karşıysanız, bu iddia, “fantezim” olsun. Belki, paralel evrendeki hadiselerle karıştırmış olabilirim. Kamuoyu oluşturmak ise öyle zor bir iş değildir. Yararlanılacaklar listesine şöyle bir göz atın epeyi Yakup Cemil bulursunuz. “Ne olur yalvarıyorum, kapatma davası açmayın” diye timsah gözyaşı döken Ertuğrul Özkök gibilerine de sakın aldanmayın. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, geçen kasımda kapatma incelemesinin başladığını resmen duyurdu. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in gözaltına alınmasından sonra uyarısını yineledi. AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan ve Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş’un saçmalıklarının neredeyse Balyoz operasyonunun önüne geçecek şekilde tartışma konusu yapılmasının temel nedeni, Yargıtay havuzuna su taşıma gayretinden ibarettir. Nuray’ın keşfi Oysa daha bu ayın başında, başsavcının kapatma gerekçesi kapsamına aldığı “sivil vesayet” tezinin bayraktarı Nuray Mert, Avni Doğan için şöyle yazdı: “Ben kendisini tanımıyordum, sordum soruşturdum, partide de saygı duyulan bir isimmiş, kendi isteği ile geri planda duruyormuş.” Devam ediyor Mert: “Saldırgan üslubu, ucuz polemikçiliği marifet sayan, öne çıkmak için bu yollara başvuran münazara çocuğu siyasetçi tipinden, onun ötesinde, önceliği siyasetçiden bile çok iktidarı kollama gayreti olan gazetecilerden sonra Avni Doğan gibi birini dinlemek bana ilaç gibi geldi.” Eminim, Doğan’ın son açıklaması da ilaç gibi gelmiştir. Benzer saçmalıklar birçok partide diz boyudur. Hoşgörüyle karşılanır. Yaptırım uygulanmaz. Çünkü, o partiler devlet tarafından kutsanmıştır. Ne zamana kadar? Yeni tehdit algısı oluşturana kadar... Herkes biliyor ki, kavga, bürokratik cumhuriyetle demokratik cumhuriyet arasındadır. Gerisi teferruattır. Karamsarlığa kapılmayın, romantik iyimser de olmayın. Realist olun. Böylece mücadelenin çetin şartlarını bilerek ve yılgınlığa düşmeden umudunuzu geleceğe taşırsınız. |
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı Sivil Hastalıkları Mütehassısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38061] SIRADAKİ GELSİN.../soruyusormak.com Posted: 24 Feb 2010 01:44 AM PST Devletin İstatistik Enstitüsü, açıklama yapıyor: Türkiye'de dört kişilik bir aile için "açlık sınırı" 182 YTL'dir. Şimdi bu "derin" bilginin yol göstericiliğinde içinden bir türlü çıkılamayan noktaları sıralayalım: - Her şeyden önce, "Açlık sınırı" denen şey nedir?.. Yani, bir insana aç denebilmesi için, demek ki o insanın fiziksel varlığının bir sınırı geçmesi gerekiyor? Peki, bu sınırı geçtikten sonra ne oluyor? Evet... İstatistik Enstitüsü bu sınırı geçen insanların akıbeti hakkında hiçbir şey söylemiyor, hiçbir rakam vermiyor... Sadece, Türkiye'de bir milyona yakın insanın bu sınırı geçmiş olduğunu belirtmekle yetiniyor... Ve bu açıklama, olağanüstü soğukkanlı bir ağırbaşlılıkla, sakin bir bilim adamı tavrı ile ve kibarca yapılıyor... Oysa bu işin ne şakaya ne de ağırbaşlı ve kibar bir edaya tahammülü yok... Peki, korkunç insan manzaraları karşısında Türkiye halkın yüzde 96'sının oyları ile tasdik edilerek, altına mühür basılmış olan Anayasamızdaki "Sosyal Devlet" ilkesi ne anlama geliyor?.. Üstelik açlıkla burun buruna gelen ve Devlet İstatistik Enstitüsü'nün değerli uzmanlarına göre, "ha öldük, ha ölüyoruz", aşamasında sıra bekleyen bu insanlar, sayın başbakanımızın deyimi ile, "Üst Kimlik" olarak Türkiye vatandaşı payesini kazanmış olan insancıklar... Devletin bu Sayın Enstitüsü'nün pek sayın uzmanları herhalde sayı saymayı bilmiyorlar... Ya da sayıları alt alta yazıp toplamayı beceremiyorlar. Az da değil... Türkiye'nin tam 1 milyon vatandaşı resmi verilere göre aç!.. Ama hayır... Gerçekten bu işte bir gariplik var... Devlet İstatistik Enstitüsü'nün verilerinde taban olarak alınan 182 TL'lik sınırı ele alalım... Dört kişilik bir aile, toplam 182 TL ile nasıl yaşayabilir, hiç hesap ettiniz mi? Hiç değilse bir şeyler girecek boğazlarına, sonra ısınacaklar, sonra su kullanacaklar... Peki elektrik ne olacak? Ya çocuklarınızın okul, kitap, defter giderleri?.. Diyelim ki, oğlunuzu sünnet ettireceksiniz... Veya kızınızı gelin edeceksiniz... Ne olacak? Ya üstünüz, başınız?.. Ya sabun? Sıcak su? Tuz? Ya da sade suya çorba?.. Peki geçtik bütün bunları... Ya bir de üstüne üstlük hastalandınız, diyelim... Bu durumda çözüm kolay: Atlayıvereceksiniz "açlık sınırı"nı... Sizin için, özel olarak, Cuppadanak, ardına kadar Cennet'in kapısı.. Cenazenizi kaldırarak öteki Dünya'ya yatırım yapan birkaç "mü'min" kardeşimiz dua okuyacak rahmetinize... Tabutunuz da oldukça hafif olacak bittabi... Ve camideki musalla taşının ardında, sizi de "iyi" bildiklerini söyleyecekler... Ve istatistikçi uzman amcalar, önlerindeki bilgisayardan sizin nüfus kaydınıza bir küçük çentik atacaklar ve özenle çıkaracaklar açlık sınırı hesaplarından sizin adınızı... Ve "Türk varlığına armağan ettiğiniz" mevcudiyetinizi "yok"a çevirecekler... - Amin, diyecek cami imamı. - Bizce bir mahsuru yok, diye karşılık verecek cami avlusundaki cemaat. Ve bu işlere bakan bir büyüğümüz konuşacak ağır ağır; - Sıradaki gelsin!.. Lütfen aşağıdaki linki tıklayınız: www.soruyusormak.com www.dnm-ler.com -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38045] Balyoz kime vuruldu, ses nereden geliyor Posted: 24 Feb 2010 01:41 AM PST |
| Balyoz kime vuruldu, ses nereden geliyor | | Hukuk devleti işte böyle bir şey; Kimsenin suç işleme veya suç işledikten sonra –efelenme- imtiyazı yoktur. Dün yaşananlar birkaç gün önceki HSYK kararı ile gösterilen sopaya rağmen savcıların işini yapmaya devam ettiğini gösteriyor. Artık hiç kimse dokunulmaz olduğunu sanarak istediğini yapamaz. Kuralsızlığı kural haline getirenler, bundan böyle attıkları her adımı daha çok düşünerek atacaklardır. Balyoz darbe planı ile ilgili olduğu sanılan göz altılar, TSK için de bir şanstır. Askerlik mesleği dışında her işi yapan unsurların bunca iddia ve ithama rağmen Ordu içinde tutulması onların bugüne kadar yaptıklarını meşrulaştıracağından cüret ve cesaretlerini daha da artıracak, netice de olan TSK nın itibarına olacaktı. İşi gücü siyaset yapmak, komplo kurmak,entrika yapmak olan bir asker savaşamaz. Böyleleri, görevini bihakkın yerine getirenlerin moralini de bozar.Halbuki, bu topraklarda milletinin emrinde güçlü, disiplinli,birbirine kenetlenmiş bir Ordu’ya sahip olmadan tutunmak çok zordur. Son operasyonu eleştiren gözünü hırs ve kıskaçlık bürümüş çevreler olacaktır.Nitekim daha şimdiden, gözaltına alınanlarla ilgili elde hangi tür bilgilerin bulunduğuna muttali olmadan, operasyonu muhalifleri susturmak olarak niteleyen bir sürü çapsız siyasetçinin beyanı medyaya düştü.Bunun arkası da gelecektir. Hukukun işlemesi halinde son 50 yılın karanlıkta kalmış bir çok olayının aydınlanacağı, bir çok karanlık yüzün deşifre edileceği korkusu bu çevreleri bir an önce hükümeti öyle veya böyle tasfiye etmeye yöneltiyor.Yargı darbelerinin, art arda gelen açıklamaların, kapatma baskılarının arkasında hep aynı korku,aynı hesap verme endişesi var.Hukukun aydınlığı karanlıkta iş bitirmeye alışmış olanları çileden çıkarıyor. Fethullah Hocacılar dediler tutmadı. İrtica dediler tutmadı. ABD-AKP iş birliği dediler tutmadı.Şimdi sivil dikta, muhalefeti susturmak gibi sahte gerekçelerle avunmaya çalışıyorlar. Aslında bu ülkede irtica diye önümüze konulan resimlerin kimler tarafından çizildiği,kimi terör olaylarının kimler tarafından kurgulandığı artık gün gibi ortada.Hukuk projektörlerini kuytulara, karanlıklara tuttukça daha bir çok yargının temelden sarsılacağını, bir çok ezberin bozulacağını söyleyebiliriz. Balyoz operasyonu ile HSYK darbesi arasında sadece 3 günün olması, iki olayın üst üste gelmesini de ayrıca düşünmek lazım.HSYK nın Erzurum savcılarına yönelik operasyonu, sakın aslında onların üzerinden Ergenekon savcılarına dönük bir operasyon olmasın.Bu operasyon önceden haber alındıysa eğer, HSYK kararı,Erzurum savcıları üzerinden ETÖ savcılarına bir dur ihtarı veya mesajı olarak yorumlanabilir. Zamanı gelince bu arınma sürecini durdurmaya dönük engellemelerin arka planı da ortaya çıkarılacaktır. Çünkü Türkiye artık eski Türkiye değil ve hiçbir kurum yasa dışı iş ve eylemleri uzun süre gizleyemiyor. Balyoz operasyonu ile darbe ve provokasyon geleneğine en büyük darbe vurulmuştur. Kimse bundan böyle en güzide kurumların arkasına saklanarak en pespaye işleri yapamayacak, o kurum ve kuruluşları kirletemeyecektir.Ama garip olan sesin Balyozun vurulduğu yerden değil, MHP den gelmesidir.Hukuk darbe iddiasının muhataplarına dokundu,şamatayı MHP çıkarıyor. Yazık, çok yazık.MHP geleneği bu Faruk Bal ile Oktay Vural’ın açıklamalarına müstehak mıdır? |
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı Sivil Hastalıkları Mütehassısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38042] "Kapatma davası açacak da!.." Posted: 24 Feb 2010 01:39 AM PST |
| “Kapatma davası açacak da!..” | | Bazı dostlarım, Ergenekoncularla temasımın “anormal” derece yoğun oluşuna takılmış... Bu adamlarla bu kadar iyi anlaşmamın sebeplerini sorgulamakta. • Hayır; iyi anlaştığımız filan yok. Belki tarzımız hoşlarına gidiyor; onları dinlememiz, dile getirdikleri endişelere (asla) hak vermesek de, kendilerini anlamaya çalışmamız, aramızdaki diyaloğun devamını mümkün kılıyor. Bir de; kendilerine yönelik en amansız hücumlarımızda dahi, görüşlerini olduğu gibi yansıtmaya özen göstermemiz bize avantaj sağlıyor. • Hafta sonunda; “o zihniyetteki” bir grup YARSAP’çı ile bir araya geldik. Hukukçuların mekânındaki görüşme ayarlanmış değildi; bir rastlaşma şeklindeydi. Ankara’daki hukukçu dostlarımızdan biri ile sohbet ederken, o gruptan birkaç “adam” yan masaya oturdu. Selamlaşma filan derken, masaları birleştirdik. • Şunu ifade edelim ki; HSYK’nın; “düzgün” savcıları kesip biçme ameliyesinin hukuki olduğunu söyleyen bir “kul” çıkmadı. YARSAP’çıların biri olsun; “Salt idari yetkileri bulunan HSYK’nın, böyle bir fecaate, rapora mapora ihtiyaç duymaksızın imza atmasına” hukuki izahat getirmeye yeltenmedi. Sadece... “Yargının kendini koruma hakkının bulunduğunu” filan ifade ettiler. “Esas sebep Başsavcı’nın hapse atılması değil de, bir Orgeneral’in şüpheli olarak ifade vermeye çalışılması değil mi?” diye sorduğumuzda da... İtiraz eden olmadı. İlginç gelir mi bilmem; Konu “Askere” geldiğinde... Bu takımın “Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ”dan hiç mi hiç hazzetmediği ortaya çıktı. Nasıl oluyorsa; Hilmi Özkök ile aynı kategoriye yerleştiriyorlar Muhterem Başbuğ’u!.. • Hafta sonu buluşmasını bu köşeye taşımamın sebebine gelince... Esas mevzu... Yani ziyadesiyle ilgilendiğimiz mevzu; “AK Parti’ye kapatma davası açılacak mı, açılmayacak mı?..” Bu konu tarafımızdan ortaya atıldığında... “Tevafuken” buluştuğumuz YARSAP ağır toplarından biri, “Sayın Başsavcı öyle hesapsız kitapsız bir hukukçu değildir” dedi. Ve ekledi: “Kendisiyle bu konuları konuştuk. Bir kapatma davasının sistemi iyice kilitleyebileceği ve hiç de istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceği konusunda ortak görüşlere sahibiz!..” Bu noktada sorulur: “Nasıl yani?..” Ve şöyle bir cevap alınır: “Bir kapatma davası açılacak olursa, AKP hemen erken seçim kararı alır. Erken seçimden nasıl bir sonuç çıkar?.. Burası çok önemli. Yeniden bir yüzde 47 mi olur, yüzde 50’yi mi aşarlar, orası bilinmez...” “YARSAP”çılar fevkalade politize... Bakın nasıl: “Sayın Başsavcı, MHP’nin, oylarını biraz artıracağını düşünüyor. Belirsiz olan, CHP’nin durumu. Sayın Baykal, son döneminde. Kılıçdaroğlu’nun yolu şimdilik açık değil. Sayın Sarıgül’ün atağı, CHP’yi etkileyebilir. Başbakan, Yahudilere karşı şovlarıyla iyi puan topladı. Bizim vatandaş köylü; meselenin derinliklerine vâkıf olamaz ki... (!!!) Bize, “din karşıtı” diyorlar, “millet karşıtı” diyorlar... CHP de ‘Menderes zihniyeti’nin sinir uçlarına dokunuyor. Sayın Başsavcı, AKP’nin kesin zaferiyle sonuçlanacak, dahası CHP’yi baraj seviyelerine (yüzde 10 civarı) çekecek bir davayı zor açar!.. Ben kendisiyle görüşmemde dava açacağı yönünde bir izlenim edinmedim.” • O bunları söylerken, biri hafiften itiraz etti: “Erbakan’ın partisi (Fazilet) hakkında da kapatma davası açılmıştı. O parti, davalı olarak gittiği seçimde oy kaybetti. Hakkında dava açılan parti, ille de kazanacak diye bir şey yok. Vatandaş, mütemadiyen gerilim üreten partilerden bir süre sonra soğuyabiliyor.” • Böyle bir itiraz geldi ama pek benimsenmedi. AK Parti’nin, Fazilet’ten farkı ve ortamın o ortamdan farkı üzerine çok şeyler söylendi... Ve bir kapatma davasının, rejim açısından çok tehlikeli olabileceği yönündeki görüş benimsendi. • Başsavcı, dava açması halinde, CHP’nin baraj altında kalabileceğinden endişe ediyormuş. Bu endişeyi “dostlarıyla buluşmalarında” dile getirmiş. • Doğrusu; Başsavcı’ya atfedilen endişeler temelsiz değil. Hiç şüpheniz olmasın, CHP hızla eriyor. MHP’nin “açılım”ın hararetli bir şekilde tartışıldığı günlerdeki “hızı” kesildi. Anadolu’nun dört bir yanındaki temsilcilerimle görüşmelerim ve alandaki tespitlerim, MHP’nin inişe geçtiğini düşündürüyor. Tevazuun aşırısı kibirdenmiş; yerel seçimler öncesinde 25 şehri dolaştım ve o günlerde ne yazdımsa, seçimlerden o sonuç çıktı... Samsun’un sadece merkezi değil, ilçe ve beldelerinde kimlerin kazanacağına yönelik tahminlerim, yüzde yüz isabet kaydetti. Kastamonu ve Karabük’ü MHP’nin kazanacağını yazdığımda, pek çok AK Partili ve Saadetli kardeşim bana sitem etmişti. Lâkin, sonuç yazdığım gibi oldu. Şu anda da... AK Parti’nin hızla toparladığını, CHP’nin aynı hızla düşüşe geçtiğini, MHP’nin hızının ise kesildiğini görüyorum. Kapatma davası açılırsa, AK Parti’nin tırmanışı, diğerlerinin ise düşüşü çok daha belirgin hale gelir. Başsavcı anlaşılan, bunu görmüş... Ya da birileri onun adına uyduruyor!.. |
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı Sivil Hastalıkları Mütehassısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38044] Komutanlarla bitmez bu iş! Posted: 24 Feb 2010 01:37 AM PST |
| Komutanlarla bitmez bu iş! | | Şu komutan gözaltına alındı, bu komutan savcılığa çıkartıldı.. Tamam, darbe hazırlığı içinde olan askerî şahıslar; muvazzafı ile emeklisi ile sorgulanıyorlar, sorgulanmalılar.. Sonuçta; darbeyi yapacak olanlar onlar, onların sorgulanmaları da doğal.. Ama, ya onların medyadaki uzantıları? Onlar sorgulanmayacaklar mı? Şöyle bakalım olaya.. Bazı generaller darbe yapmayı kafalarına koydular. Darbeyi yaptıktan sonra, medyaya zaten hakim olurlar. Farklı sesleri sustururlar. İstediklerini yazdırırlar, istemediklerini kapatırlar.. Ama darbe yapılma aşamasında, kendilerine medyada destek verilmediği takdirde, cuntacı generaller, o süreci nasıl yürütebilirler? “Canım, İç Hizmet Kanunu 35. madde var. O madde, Cumhuriyeti koruma-kollama görevini askere veriyor. Dolayısı ile yönetime gerektiğinde el koymak, askerin kanundan kaynaklanan görevi” diyerek, darbecilere medya desteği veren şarlatanlar olmasa, darbe nasıl yapılabilinir ki? Sadece destek değil, bazıları tahrik bile ediyor, generalleri.. “Vatandaşlar, ‘komutanım daha ne bekliyorsunuz’ diyerek generale çıkışırken ...” türünden haber yapanlar, olmadı mı bu ülkede? Hâlâ da benzer haberler yapanları görmüyor muyuz, ekranlarda.. Evet, bunların da sorgulanmaları gerekir. Ki; darbe geleneği, gerçekten tarih olsun. Ama görünen o ki; generaller gözaltına alınırken, medyadaki uzantıları, kendilerine henüz el atılmamasının verdiği cesaretle, pervasızca darbe tahrikçiliğine devam ediyorlar. Kimisi hâlâ utanmadan, “Hedef Genelkurmay” diye yazı yazabiliyor. Hem de “Adi-Başbakan” şeklinde parolaların ortaya saçıldığı bir günde! Hedef, ‘Genelkurmay’mış! Hedef ‘Başbakan’ değil de, ‘Genelkurmay’mış! Utanma olmadığı gibi, akıl ve izan da yok bunlarda.. Bazıları daha da ileri gidiyor: “Komutanlarım bunları temizleyin” başlıklı, halkın isteğini yazıyormuşçasına, köşelerine yazı alıntılıyorlar.. Tahrikçiliğe tam gaz devam ediyorlar. Bir generalin gözaltına alınması sırasında, bağlantılı olduğu vakıfta da arama yapılması üzerine, “Halk tepki gösterdi” diye haberler yapıyorlar.. Savcının talep edip, hakimin verdiği arama kararına, bir iki-kişi gerçekten tepki gösteriyor ise, onların bu hareketi “Halktan tepki” diye haber olamaz. Olsa olsa, “Kanuna mukavemetten gözaltına alınması gereken darbe tahrikçilerine, polis hoşgörü ile yaklaştı” dersiniz.. Haberi böyle yaparsınız.. Ama görüyorsunuz işte; medyadaki uzantılar, darbeyi bilfiil yapacak olan bazı subaylardan daha atak, daha aktif durumdalar.. Dün akşam saatlerinde Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde, bir “bilgi notu” yayınlandı.. Genelkurmay Başkanlığı’nda, tüm orgeneral ve oramiraller son gözaltıları görüşmüşler.. Beraber vazife yaptıkları generaller, hatta halen görevde olan bazı amiraller gözaltında.. Tabii ki “Durum nedir, suçlama neye dayanmaktadır, nerelere kadar ulaşmaktadır” noktasında, böyle bir toplantı yapabilirler.. Ama bakınız medyadaki darbe tahrikçilerine.. Bu toplantıdan da hemen vazife çıkarttılar.. Generallerin toplantısını, kendi kafalarındaki “darbe” için, bir hazırlık gibi göstermeye çalışanlar bile oldu. İşte medyadaki bu darbeciler derdest edilmeden, bu ülkeye rahat yok. Ülkeyi karıştırmaya çalışan darbecilerin, bombalı/silahlı hazırlıklarını sulandırmaya çalışanlar derdest edilmeden, bu ülkede darbe tehdidi kalkmaz. Düşünebiliyor musunuz, en adice plânların altında imzası olan şahıslar etrafında dönen tüm suçlamalar, TV ekranlarından masum çalışmalar gibi anlatılıyor.. Suçlanan kim varsa, anında ekrana çıkartılıp, savunmaları yaptırılıyor. Embedded gazeteciler karşısında.. “İstediğinizi sorun” mavalları ile.. Darbe teşebbüsündeki bazı generallerin gözaltıları ile bitmez bu iş.. Medyadaki uzantılar, en az o generaller kadar suçludur; darbecilik eyleminde. |
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı Sivil Hastalıkları Mütehassısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38043] 'Abdullah'ı bitirimeden bunadı! Posted: 24 Feb 2010 01:36 AM PST 'Abdullah'ı bitirmemiz lazım | | Darbe Planlarının ayrıntılarına baktığımız zaman kesişen tarihler ve buluşan isimler çıkıyor karşımıza. | | 3 Kasım 2002 seçimlerinde AK Parti'nin tek başına iktidar olarak Meclise girmesi, belli ki bazı cuntaları harekete geçirmiş.28 Şubat sürecindeki yeni süreçte rol kapacağını ve bu yolla etkinlik sağlayacağını düşünen kimi isimler, ilk elden darbe hazırlıklarına başlamışlar.Ayışığı ve Sarıkız darbe Planlarının tarihi 2002-2004 balyoz darbe planının sunumu 3-7 Mart 2003. Plan tabi ki o gün hazırlanmamış, harekat emirlerinin 3 Kasım seçimlerinden hemen sonra verildiği anlaşılıyor.
Tarih 18 Kasım 2002. 3 Kasım seçimlerinden tek başına iktidar olarak çıkan AK Parti hükümetinin kurulduğu tarih. Recep Tayyip Erdoğan yasaklı olduğu için seçimlere sokulmamış, 58. Hükümeti Abdullah Gül kurmuştu.
O tarihlerde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur, Kayseri Jandarma İstihbaratın başındaki komutanı arayıp, "Abdullah'ı bitirmemiz lazım" talimatını veriyor.Ancak "Abdullahı bitirmemiz lazım" emri orada kalmıyor.
"Bu Abdullah'la ilgili bir şey bulun bunu bitirelim" diyor. Annesinin, babasının, kardeşlerinin, akrabalarının takibe alınmasını soyunun sopunun araştırılmasını istiyor. Araştırma yapılıyor birşey çıkmıyor. Ancak Eruygur Kayseri Jandarma İstihbaratın tepesinde boza pişiriyor. Kayseri Jandarma kıvranıyor, Şener Paşa dinlemiyor ama kanundan korkan komutanlar da daha fazla ileri gitmiyor. Eruygur birşey tezgahlatıp, Abdullah Gül'ün başına bir çorap öremeyince 30 Ağustos'ta ilk fırsatta Kayseri Jandarma İstihbarattaki komutanların defterini dürüyor.
Bu kafa yapısını yansıtması açısından bir anekdot aktarmak istiyorum. 27 Mayıs'ın önde gelen isimlerinden biri Cemal Madanoğlu. Ancak bir ihtilalle yetinmeyip bir de 9 Mart 1970'de ikinci darbesini gerçekleştirmek için mücadele verenlerden. Darbecilik denilince çok önemli bir deneyim.
"Biz hükümetten emir almayız" diyor Madanoğlu. Muhatabı, "peki siz kimden emir alırsınız" diye soruyor. "Biz devletten emir alırız oğlum" diyor. Bu kez, "Peki devlet kim" sorusu geliyor. Cevap çok manidar: "Devlet biziz oğlum" diyor Madanoğlu. |
-- Dr. Tarık Ziya Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı Sivil Hastalıkları Mütehassısı -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38050] gençlik darbesini yiyip taze ve şirin ömrünü hapiste geçirenlerin, Nurlara ekmek kadar ihtiyaçları var. Posted: 23 Feb 2010 11:46 PM PST Hadis-i Şerif Meâli Hayatınızın her ânında hayır elde etmeye çalışın. Ve Allah'ın rahmet esintilerine yönelin. Çünkü, Allah'ın rahmet esintileri vardır. Onları dilediği kullarına isabet ettirir. Allah'tan kusurlarınızı örtmesini ve sizi korkularınızdan emin kılmasını isteyin. Câmiü's-Sağîr, No: 638 | 24.02.2010 | | Gençlik darbesi Risâle-i Nur’daki hakikî teselliye mahpuslar çok muhtaçtırlar. Hususan, gençlik darbesini yiyip taze ve şirin ömrünü hapiste geçirenlerin, Nurlara ekmek kadar ihtiyaçları var. (Risâle-i Nur mîzanlarından On Üçüncü Sözün İkinci Makamının Hâşiyesidir) Bismihî Sübhânehû Risâle-i Nur’daki hakikî teselliye mahpuslar çok muhtaçtırlar. Hususan, gençlik darbesini yiyip taze ve şirin ömrünü hapiste geçirenlerin, Nurlara ekmek kadar ihtiyaçları var. Evet, gençlik damarı akıldan ziyâde hissiyâtı dinler. His ve heves ise kördür, âkıbeti görmez; bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder; bir dakika intikam lezzeti ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini çeker; ve bir saat sefâhet keyfiyle, bir nâmus meselesinde, binler gün hem hapsin, hem düşmanın endişesinden sıkıntılarla ömrünün saadeti mahvolur. Bunlara kıyasen, bîçare gençlerin çok vartaları var ki, en tatlı hayatını, en acı ve acınacak bir hayata çeviriyorlar. Ve bilhassa şimâlde koca bir devlet, gençlik hevesâtını elde ederek, bu asrı fırtınalarıyla sarsıyor. Çünkü, âkıbeti görmeyen kör hissiyâtla hareket eden gençlere ehl-i nâmusun güzel kızlarını ve karılarını ibâhe eder. Belki, hamamlarında erkek, kadın beraber çıplak olarak girmelerine izin vermeleri cihetinde, bu fuhşiyâtı teşvik eder. Hem, serseri ve fakir olanlara zenginlerin mallarını helâl eder ki, bütün beşer bu musîbete karşı titriyor. İşte bu asırda, İslâm ve Türk gençleri, kahramanâne davranıp, iki cihetten hücum eden bu tehlikeye karşı, Risâle-i Nur’un Meyve ve Gençlik Rehberi gibi keskin kılınçlarıyla mukabele etmeleri elzemdir. Yoksa, o bîçare genç, hem dünya istikbâlini, hem mesud hayatını, hem âhiretteki saadetini ve hayat-ı bâkiyesini azablara, elemlere çevirip mahveder. Ve sû-i istimâl ve sefâhetle hastahânelere ve hayatın taşkınlıkları ile hapishânelere düşer. Eyvahlar, esefler ile, ihtiyarlığında çok ağlayacak. Eğer terbiye-i Kur’âniye ve Nurun hakikatleriyle kendini muhâfaza eylese, tam bir kahraman genç ve mükemmel bir insan ve mesud bir Müslüman ve sâir zîhayatlara, hayvanlara bir nevî sultan olur. Evet, bir genç, hapiste, yirmi dört saat her günkü ömründen tek bir saatini beş farz namaza sarf etse ve ekser günahlardan hapis mâni olduğu gibi, o musîbete sebebiyet veren hatâdan dahi tevbe edip sâir zararlı, elemli günahlardan çekilse, hem hayatına, hem istikbâline, hem vatanına, hem milletine, hem akrabâsına büyük bir faydası olması gibi; o on, on beş senelik fânî gençlikle, ebedî parlak bir gençliği kazanacağını, başta Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân, bütün kütüb ve suhuf-u semâviye katî haber verip müjde ediyorlar. Evet, o şirin, güzel gençlik nimetine istikametle, tâatle şükretse, hem ziyâdeleşir, hem bâkîleşir, hem lezzetlenir. Yoksa hem belâlı olur, hem elemli, gamlı, kâbuslu olur gider; hem akrabâsına, hem vatanına, hem milletine muzır bir serseri hükmüne geçirmeye sebebiyet verir. Sözler, s. 135, (yeni tanzim, s. 241) LÜGATÇE: katl: Öldürme. batman: Eski bir ağırlık ölçüsü olup, iki okkadan sekiz okkaya kadar yer yer değişir; çoğunlukla altı okkadır.(Bir okka=1283 gr.) varta: Tehlike. şimâl: Kuzey. ibâhe: Mübah kılma, helâl etme. fuhşiyât: Çok çirkin işler, günahlar; gayr-ı meşrû cinsî münâsebetler. elzem: En lüzumlu. hayat-ı bâkiye: Sonsuz hayat. sefâhet: Gayrimeşrû eğlenceler. zîhayat: Hayat sahibi. terbiye-i Kur’âniye: Kur’ânî terbiye. kütüb: Kitaplar. suhuf-u semâviye: Allah’ın peygamberlerine gönderdiği sayfalar. tâat: İbadet, itaat. | | Yahoo! Türkiye açıldı! Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de! www.yahoo.com.tr -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
[anadoluhaber:38049] ASA-YI MUSA DERSLERİ -8-gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır. Posted: 23 Feb 2010 11:11 PM PST Asa-yı Musa Birinci Kısım Meyve Risalesi Üçüncü Mesele-2 Evet, gördüğüm hakikattır( doğru, gerçek), hayal değil. Nasıl ki bu yaz ve güzün âhiri( sonu) kıştır; öyle de, gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır. Geçmiş zamanın elli sene evvelki hâdisatı( hadiseler olaylar) sinema ile hal-i hazırda gösterildiği gibi, gelecek zamanın elli sene sonraki istikbal hâdisatını(hadiselerini, olaylarını ) gösteren bir sinema bulunsa, ehl-i dalâlet ve sefaheti( zevk,eğlence ve yasak şeylere düşkün, doğru ve hak yoldan sapmış inançsız kimseler) elli altmış sene sonraki vaziyetleri onlara gösterilseydi, şimdiki güldüklerine ve gayr-ı meşru( helal olmayan dine aykırı) keyiflerine nefretler ve teellümlerle(elem acı çekme) ağlayacaklardı. Ben o Eskişehir Hapishanesindeki müşahede(görme,gözlem) ile meşgul iken, sefahet(gayrı meşru zevk ve eğlence ) ve dalâleti(hak yoldan ayrılma,sapkınlık) terviç eden bir şahs-ı mânevî(belli bir kişi olmayıp bir topluluktan meydana gelenmanevi kişilik), insî bir şeytan gibi karşıma dikildi ve dedi: “Biz hayatın herbir çeşit lezzetini ve keyiflerini tatmak ve tattırmak istiyoruz; bize karışma.” | Yahoo! Türkiye açıldı! Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de! www.yahoo.com.tr -- Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır kurtulusyolu99@gmail.com bahadirserhad@gmail.com forevermirza@gmail.com Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin |
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.