YOKSULLUK VE YOKSUNLUK
Türk vatandaşları pek çok mal ve hizmet için akıl almaz tutarlarda vergi ödüyor.
Vergi sistemi içinde dolaylı vergiler; katma değer vergisi (KDV ), özel tüketim vergisi ( ÖTV ), özel işletim vergisi ( ÖİV )
çok büyük bir yer kaplıyor.
2010 'da, büyük kısmını işçi ve memurun ödediği gelir vergisinden 43 milyar TL. hedeflenirken,
Kurumlar vergisinden 20 milyar TL. bekleniyor.
Sadece akaryakıt ve doğal gaz kullanımından beklenen ÖTV ise 30 milyar TL.dir!
Bu tablo vergide adaletsizliği, hayatın olumsuz etkilenmesini göstermesi bir yana giderek sosyal devletin aşınımını belirliyor.
*
Başbakan Erdoğan, alışveriş merkezlerinden şikayetçi küçük esnafa;
" Türkiye değişiyor. Artık gerçeği görün! İster kabul etsinler, ister etmesinler gerçek ortada. Sokak ortasında bakkal dükkânı
olayı... " dedi.
Ataması yapılmayan 310 bin öğretmen adayı Platformu sorununu Ankara' da " Duyun Bu Feryadı " mitingine taşıdı.
Erdoğan, TEKEL işçileri eyleminin ideolojik olduğunu söylüyor.
*
"İletişim ve Yüksek Bilgi " çağında ancak rafine üretim yapabilen ülkeler ve uyarlanabilen halkları refaha ulaşıyor.
Hükümetlerin başarısı ardında bir ülkenin niteliğini ; gerçek demokrasi ölçütleri, işsizlik, yoksulluk ve eşitsizlikler ile
mücadele ya da adil ve refah düzeyi daha yüksek bir toplumun inşası belirliyor.
Demokrasi için onurlu ücret, fırsat eşitliği, herkese ve üstelik iyi bir eğitim, sosyal adalet , sosyal güvenlik, sigorta
olmazsa olmazı teşkil ediyor.
Aksi halde, - işte aşağıda, Türkiye' de ki gibi geleceği müthiş tehlikelere açık bir faso-fiso hükümet ve ülkesi oluşuyor.
*
Hükümetlerin yanlış uygulamaları birikimi sonucunda bu yıl Türkiye' nin dış açığının 25 milyar dolar olması bekleniyor.
2010 da özel kesimin 41 milyar dolar , kamunun 13 milyar dolar ana para ve faizini ödemesi gerekiyor.
Ya da bu yıl Türkiye; hepsi birlikte toplam 79 milyar dolara ihtiyaç duyuyor.
3 milyar doları birleşme ve satın alınma, 4 milyar dolarlık özelleştirme - haydi , 4 milyar dolarlık ta yatırım olsun !
Toplam giriş 11 milyar dolar ediyor !
Kalan açık 69 milyar dolardır!
Ya kamunun finansman açığı?
*
Türkiye' nin bir yıl içinde elde ettiği toplam gelirin % 5 ini en fakir 14 milyon insan paylaşıyor.
En zengin 14 milyon insan toplam gelirden % 47 pay alıyor.
Nüfusun 42 milyonu bir yılda elde edilen gelirin % 31 ile yaşarken, nüfusun geri kalan 28 milyonu % 69 uyla yaşıyor.
Sistemin paçasından adaletsizlik ve eşitsizlik dökülüyor.
*
Türkiye, uluslararası ekonomik, siyasi, askeri pek çok anlaşma ile küresel ekonominin ancak sömürülen ülkesi olmayı
başarmış görünüyor.
Elbette bu noktadan gerçek demokrasi iletişiminin sağlanması mümkün olmuyor..
Yetmez! Giderek " işsizlik, yoksulluk ve eşitsizlikle " mücadele ya da adil ve refah düzeyi yüksek bir toplum oluşmuyor.
Türkiye; eko- politiğinde yapısal bir değişikliği sağlamadığı taktirde bir uyuşturucu müptelâsı gibi mütemadiyen
kanından ve canından yiyiyor.
*
Oluşan eğitimi kıt, mesleksiz, örgütsüz ve yoksul halk yığınları !
Halkımız bıkkın, hayattan umutsuz hale geliyor.
Hayattan, ülkesinden bağlantısı kopuyor, inancı, amacı, mücadelesi anlamsızlaşıyor.
Yoksulluk ve yoksunluk her köşeye siniyor.
İnsanlık ölüyor, toplumsal birlik yıkılıyor.
*
Sekizinci yılında Başbakan Erdoğan' ın Türkiye eko-politiğinde yapısal bir değişiklik sağlayamayacağı anlaşılmıştır.
Ya da onun adil ve refah düzeyi yüksek bir toplum oluşturmak adına hiç bir ideali ve projesi dahi yoktur!
O, birliği bozulup- dağılan bu yapıyı faşizan bir yönetimle çevrelemeyi düşlüyor.
*
Ya muhalefet?
Mesela CHP?
CHP; piyasa mekanizmasını ve üretim araçlarının özel mülkiyetini reddetmiyor.
Fakat piyasa mekanizmasının yarattığı sınıfsal ve bölgesel eşitsizliği önemsiyor,
Piyasanın sosyal gelişimi ihmal eden, eşitsizlik yaratan sonuçlarına karşı önleyici aktif politikalar uygulamayı planlıyor.
Bu politika; Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu' nun " Halka umud vaad etmeyen iktidar olamaz. Türkiye' de sol
sorunu var. Sol halktan ve sendikalardan koptu. Türkiye' de CHP dışında sol öldü. Sol yok, sağımız güçlü bu yüzden sağa doğru
gidiyoruz. Çünkü oy alacağız, kimden alacağız? " söyleminin tıpkısıdır.
O halde CHP , hangi aktif politikalar ile ağır piyasa mekanizması içinden işsizlik, yoksulluk ve eşitsizlik mücadelesi
yapacak ya da herkes için adil ve refah düzeyi daha yüksek bir toplum inşa edebilecektir?
*
CHP; " Liberal Sosyal Demokrat " anlayışını yoksulluk ve yoksunluğa anlatabilmeli ve ikna etmelidir...
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.