[anadoluhaber] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

[anadoluhaber] Türk Kadının Görevleri!

Posted: 23 Mar 2010 01:26 PM PDT

 Türk Kadının Görevleri!

Birinci vazifen bulaşık, çamaşır ve kocana
sahip çıkmaktır.

Mevcudiyetinin yegane temeli
budur.

Kocan en kıymetli hazinendir.

Seni bu
hazineden mahrum etmek isteyecek kaynanan ve
görümcelerin olabilir.

Birgün evliliğini
kurtarmak mecburiyetine düşersen vazifeye
atılmak için bulaşık ve çamaşırı düşünmeyeceksin.
Bu durum elektriğin ve suyun kesildiği anda
ortaya çıkabilir.

Evliliğine tecavüz etmek isteyen
kaynanan görümcelerin ve hayatta emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

Hayatta
kılıbık kocan zor bir ihtimal de olsa da başka bir bayana göz dikmiş olabilir.

Aileniz fakru zaruret
içinde
harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey asil Türk kadını, işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen
yuvanı kurtarmaktır.

Anasının kuzusu olan kocanı adam etmek senin elindedir.

İhtiyaç duyduğun
merdane dolabın sol üst köşesinde saklıdır.

 



--
Gülüşünde ilkbahar bakışında letafet
Seni bende görerek bana seni tarif et

http://groups.google.com/group/letafet

letafet@googlegroups.com

Birol Akkerman


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] DÜNYANIN EN PAHALI YUMURTALARI ppS

Posted: 23 Mar 2010 01:20 PM PDT

DÜNYANIN EN PAHALI YUMURTALARI..




--
Gülüşünde ilkbahar bakışında letafet
Seni bende görerek bana seni tarif et

http://groups.google.com/group/letafet

letafet@googlegroups.com

Birol Akkerman


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] Nihai saldırı ne zaman? // Bülent ESİNOĞLU

Posted: 23 Mar 2010 12:30 PM PDT




 Bülent Esinoğlu <bulentesinoglu@gmail.com>
Tarih: 23 Mart 2010 16:04

Nihai Saldırı Ne Zaman?

Bülent ESİNOĞLU

Sürmekte olan emperyal saldırılar ne zaman nihayet bulur diye düşündüğümüzde, cevabın hiçbir zaman olduğuna varırız.

Biz zafiyet içinde olduğumuz sürece, saldırı altında olacağızdır. Sorunun saldırıların kendisi olmadığı kanaatine varırız. Sorun biziz. Bizim düşünce ve anlayışımızdır.

Bu anlatım çok basitmiş gibi algılanabilir. Menfaatlerimiz bizi çok küçük parçalara böldüğü için bir kısır döngü içinde bacalar dururuz. Ve duruşumuzu egemenlerin işine yarayacak şekilde belirleriz.

Hatta bazı bilim insanları ve düşünürler, halkların tarihten ders çıkarmadığını söyler.

İnsanlık tarihten ders çıkarmasaydı, bugün kabile ve klanların yönetildiği gibi yönetiliyor olurduk.

Doğaldır. İnsanlık ilerlemesini kölelikten vatandaşlığa gelirken epey bocalamıştır. Hep “iki ileri bir geri”  yürüyüp gelmiştir.

Ulusumuzun şu sırada yaşadığı periyot; “bir geri”   şeklindedir. Hani diyorlar ya… insanlık iki ileri bir geri gider.

Mustafa Kemal döneminde iki adım atan ulusumuz, eğer biz müsaade edersek, bir geri adım atma durumundadır.

Ama şunu çok iyi biliyoruz ki; iki adım ileri atan bir ulus üç adım geri atmaz, atamaz. Tarihin bu tunç kanunundan yola çıkarsak, nihai saldırıyı gerici emperyalizm ve onun uşaklarının değil halkımızın gerçekleştireceği kesindir.

Başka bir düşünceyi daha dillendirebiliriz.

Çözümler kör çıkmazlarda karşımıza çıkar.

Kör çıkmaz; yapa geldiklerimizi yaparak geldiğimiz, eskiden yaptıklarımızı yaparak, çıkış bulamadığımız yerdir. Noktadır.

Devrimler bu çözümsüz günlerde ortaya çıkar. Çünkü bildiklerimiz ve ettiklerimiz bizi bir kör çıkmaza götürecektir.

Demek ki, çözüm çözümsüzlük noktasına gelirken yapa geldiklerimizi yapmamamızdır. Başka bir şey düşünmemiz ve başka bir şey yapmamızdır.

İşte bunun adı devrimdir. Eskiyi yıkarken, devirirken, yeniyi yeni çıkışı gerçekleştirmektir.

Nihai saldırıyı, emperyalizm ve ona bağlı güçler değil, her zaman devrimci ve yenilikçi güçler yapar.

Yargıyı ve orduyu halka karşı bir konuma taşımak için yapılan tüm girişimler gerici girişimlerdir

Halk ancak bir adım geri gidebilir. İki adım geri gidemez. Fizik kanununa aykırıdır.

Zalimler ve onların uşakları ila nihayet iktidar olamazlar.

23.3.2010, bulentesinoglu@gmail.com


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] DİZİLER HAYATIMIZ OLDU

Posted: 23 Mar 2010 11:55 AM PDT

[anadoluhaber] Düğünde Rus ruleti (+18 izle)

Posted: 23 Mar 2010 11:18 AM PDT

Düğünde Rus ruleti (+18 izle)

http://www.renklihaber.net/news.php?id=1135

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] SİZİN İÇİN BUGÜN SEÇTİKLERİM... SAYGILARIMLA...

Posted: 23 Mar 2010 08:32 AM PDT

ÇETKODER ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ DESTEKLİYOR
http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=61332
 
İŞSİZ OLARAK GİTTİLER PATRON OLARAK DÖNDÜLER
http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=61338
 
BU HASTALIK KISIR YAPIYOR
http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=61320
 
ŞU KARIYA BAKIN SİZ
http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=61318
 
İŞTE EKMEKDEKİ ZEHİR
http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=61313
 
TEVFİK DİKER : ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN KAPI KAPI DOLAŞIRIM
http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=61348
 
İZMİT DE 3 BİN YILLIK DEV TÜNELLER ÇIKTI
http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=61346
 
 
DAHA NİCE HABER VE KÖŞE YAZISI MEVCUT
GİRİN OKUYUN YORUMLAYIN
SAYGILAR.

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Posted: 23 Mar 2010 08:00 AM PDT

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

[anadoluhaber] Brave Mountain Goats‏ (Dağ Keçileri)

Posted: 22 Mar 2010 12:49 AM PDT

 



  



  



  



  



  



  



  



  



  



  



  



 


--
Gülüşünde ilkbahar bakışında letafet
Seni bende görerek bana seni tarif et

http://groups.google.com/group/letafet

letafet@googlegroups.com

Birol Akkerman


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] Darbe, Muhalefet, Ergenokon, Köşe Yazarı, İşçi, Adalet yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI

Posted: 20 Mar 2010 11:33 AM PDT

DARBE, MUHALEFET, ERGENOKON, KÖŞE YAZARI, İŞÇİ, ADALET yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

                      

1-      Darbe : Olmazsa olmazlardan. Geçmişten bugüne değin söylenegelen rivayet. Ekmek

                   Bulamıyorlarsa darbe yesin cümlesi gibi bir anlam taşımakta.

 

2-      İktidar : Ben mi? Bana mı dediniz? Yok. Babam yok. Ben mağdur. Ben ezilmiş. Ben             

                    Haksızlığa uğrayan kişi!

 

3-      Üniformalı : Vur abalıya. Konu kalmadı! Hadi ya! İpe gerin bir tanesini.

 

4-      Köşe Yazarı : Tek muhalif kanat. Tek kale. Hedefte ki isim.

 

5-      Muhalefet     : Tutuklanmalarına ramak kalmış korkutulmuş, sindirilmiş, susturulmuş        

                                    Kesim.

 

6-      Silivri            : Bilinmeyen ve adı daha henüz konmamış şey.

                                                                                       

7-      Eleştiri           : Lügattan kaldırılan hafızalardan silinen tek kelime.

 

8-      İş                    : Aranıp da bulunamayan bulunup da alınmayan tek şey.

 

9-       Adalet           : Anlatamaya gerek dahi duyulmayan tek şey.

 

10-   Üreten Sınıf  : Tepelenen kitle.

 

11-   Demokrasi     : Birleştirici özelliği yerine ayrıştırıcı yönlerinin ortaya çıkarıldığı iki

                                      Binli yılların en korkunç silahı

 

12-   Devlet            : İktidarın önündeki en büyük engel.

 

13-   İşçi                 : Hakkı ihlal edilirken, içten içe kesimler tarafından edenlerin, alkışa

                                      Tutulduğu ve gene onlar tarafından yuhalanan zayıf sınıf.

 

14-  Esnaf               : Bakkal. Zamanı geçmiş. İşi bitmiş muamelesi yapılan İcra tehdidinin

                                Yanında mağdur rolü yapanların da tehdidi altında ki biçareler.

 

15-  Köylü Sınıf     : Böyle bir sınıf artık kalmadı.

 

16-  Ergenekon       : Öcü, böcü.

 

 

Yukarıda ki şeylere bakıp da sakın Ülkemizle kıyaslama yapmayın. Şaka maka mizah dolu dünya da yazılan bir yazıdan başka bir şey değildir. Öyle veya böyle gideceğimiz yer bellidir. Aldın mı eline kalemi başlar ana adı baba adı. Sonu yok bunların. Demokrasi Türkîleriyle yontarlar anamızı. Adı barış soyadı analar ağlamasın. Benim anam her gün ağlar kimseler meraklanmasın. Dünden dem vururlar. Dün de ağlardık bugün de. Yarından söz ederler. Anam ağlarken ben bağırırken gelecek nesil de gene bendenken gelecek karanlık olmazda ne olur.                                                                MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] Bu sayfayý görüntüle "HALK DOĞRUYU SÖYLER"

Posted: 23 Mar 2010 08:00 AM PDT

http://groups.google.com/group/anadoluhaber/web/halk-doruyu-syler
bağlantısını tıklayın veya bağlantı çalışmazsa tarayıcınızın adres
çubuğuna yapıştırın.

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] İcra ve İflas Kanunu'nun Kabulü

Posted: 23 Mar 2010 05:21 AM PDT

 
İCRA VE İFLAS KANUNU’NUN KABULÜ

 

 

 

            Kurtuluş Savaşı sonrasında yeni kurulan TÜRKİYE Cumhuriyeti Kanunlarının tümüyle batıdan tercüme yapılarak almaya başladı. Bu kapsamda 1926 yılında Medeni Kanun kabul edildi.

 

            Adım adım her alandaki kanunlar batı ülkelerinin kanunlarından bire bir tercüme edilerek kabul edildi. Tercüme kanunları’ndan birisi de 24 MART 1929 tarihinde kabul edilen İcra ve İflas Kanunu idi.

 

            Batı hayat tarzını kabul etmediği için Kurtuluş Savaşı ile Avrupalıları yurdumuzdan çıkartan Kuva-i Milliye, sonraki yıllarda uğradığı dejenerasyon sonucu Anadolu’nun işgali ile yaşanacak gelişmeleri bir bir gerçekleştirdi!

 
            Türk Toplumunun örf ve adetlerinden tamamen uzak bir hayat tarzını benimseyen Avrupa’ya özgü kanunlardan birisi olan İcra ve İflas Kanunu, Türk toplumu yapısıyla uzun süre çatıştı.

 
Ziya GÖKALP’ın açtığı Türkçülük akımı yerine “İslam Birliği” görüşünü benimseyen Mehmet Akif ERSOY zafer kazanıldıktan sonra İSTANBUL’a dönmüş; Şapka Kanunu, Laiklik ve bunun gibi siyasal ve toplumsal hareket ve devrimleri kendi inanç ve ideallerine aykırı gördüğü için TÜRKİYE’den ayrılmıştır. Milli şairimiz son günlerini genellikle yapılan bu yenilikler nedeniyle yurt dışında geçirmeyi tercih etmiştir.

 

Osmanlı dönemindeki ticari hayattaki kurumlar ve insanlar arasındaki ilişkilerde hakim olan anlayışlar Avrupa’ya yabancı olduğundan, Batı’dan tercüme edilen İcra ve İflas Kanunu’da tıpkı Medeni Kanun’da  olduğu gibi bünyemize ters düştü.  81 yıllık tatbikatında birçok değişikliklere uğramış olsa da; İcra ve İflas Kanunu bugün dahi kökten değiştirilmeye muhtaç bir yapıda bulunmaktadır. Sanırım Adalet Bakanlığı da bu konuda hazırlıklarını sürdürmektedir. Bir an önce bu bize uymayan yabancı kökenli kanun/kanunlarda gerekli, özümüze uygun değişiklik ve düzeltmeler yapılır.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

23.03.2010

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] ABD'nin TÜRKİYE Üzerindeki Tehlikeli Oyunları

Posted: 23 Mar 2010 03:56 AM PDT

ABD’NİN TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ TEHLİKELİ OYUNLARI

                       

 

 

            Amerikan kaynaklı 2009 yılına ait İnsan Hakları Raporu’nda EKİM 2009 yılının sonlarında İSTANBUL ABD Başkonsolosluğunda TÜRKİYE’deki dini azınlıklara kendilerini korumaları için “Güvenlik Talimi Eğitimi” verilmiştir.

 

                Bu eğitim hakkında TÜRKİYE Dışişleri Bakanı başta olmak üzere devletin bahse konu seminer/brifingten haberleri yoktur.

 

                TÜRKİYE Anayasada işaret edildiği gibi  bağımsız bir devlettir. Bu ülke TBMM’de yazdığı gibi “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” diye yazan bir milletin bağımsız olmamasından artık söz edilemez. Bu bağımsızlık dünyaya ilan edilmiş ve meşru bağımsızlığımız da dış ülkelerce tanınmıştır.

 

                ABD güçlü ekonomisi ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra tek süper güç haline gelmiş, bu gücüne dayanarak gayrimeşru saldırılarla dünyaya korku, dehşet salmaya kendi şahsi çıkarları gereği devam etmektedir. Pervasızca tutumuna dünya ülkeleri de ses çıkartamamakta bu da işgalci devlete güç vermekte, yaptıklarını meşru görmelerine neden olmaktadır. Yapmış olduğu gayri meşru işgalleri “BOP Projesi” adı altında resmileştirmiş, bu şer projeyi adım adım yürürlüğe koymuş, Müslüman ülkelerdeki işbirlikçi hükümetler eliyle başarıya ulaşacaklarından kendilerini emin görmektedirler. Yine bu şer proje gereği başta TÜRKİYE olmak üzere 22 ülkenin sınırları değişmekte, mezkur sözleşme ile TÜRKİYE güneydoğu ve doğu illerini bu sözleşmeye kurban olarak vermektedir. Bu şer projenin Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’da Eş Başkanlığı görevini yürütmektedir. Sayın Başbakan acaba BOP Projesi gereği güney ve doğu Anadolu bölgelerimizin kaybedilmesinde TÜRKİYE’ye ne gibi yarar/faydalar bulduğunu açıklarlarsa çok memnun olacağız.

 

                Mezkur brifing amacının azınlığın korunması için konsoloslukta verilmiştir. Aklımıza azınlıkta bulunan vatandaşlarımızın günümüzde veya bir savaş çıkması halinde zulüm gördükleri/görecekleri anlamına gelmektedir. Osmanlı ve TÜRKİYE tarihi incelendiğinde TÜRKİYE’nin sicilinin gayet temiz olduğu görülecektir. Azınlıklara bunca sunulan hoşgörü ve toleransın demek ki yetmediği düşüncesindeyiz.

 

                Brifing gereği “gelişmesi beklenen” olaydan acaba kasıt nedir? Üstelik herhangi bir olay karşısında yine onları koruyacak, her türlü güvenliklerini sağlayacak ve sorunlarını giderecek olan TÜRKİYE Cumhuriyeti devletidir. Bu da ülkemizdeki güvenlik kuvvetlerince hiçbir aksaklık ve ihmale gerek kalmadan en emniyetli bir şekilde karşılanacaktır. Azınlıkların arasında hiçbir ayrımın yapılmadığı da gerçektir.

 

                Akılımıza Fener Rum Patriği’nin “kendimi çarmıha gerilmiş hissediyorum” demecinin verilmiş olması dost ve kardeş ABD’nin böyle bir  brifing vermesine neden olabilir mi?

 

                Yine aklımıza ABD’nin hangi sıfat ve yetkiyle hükümeti bilgilendirmeden pervasızca böyle bir brifing vermeye yönelten nedir? Bu hak kendisine kim ve ne zaman hangi antlaşma/sözleşme gereği verilmiştir?

 

                Devletin böyle bir brifingden haberi yoktur. Zaten böyle bir brifingi verenin de devlet eliyle olması gerekirdi. Yabancı sözde dost bir devletten değil.

 

                İSTANBUL Valiliği, İSTANBUL Emniyet Müdürlüğü, ANKARA Emniyet Müdürlüğü ve Dışişleri Bakanlığı’ndan söz konusu verilen brifingden haberleri olmadıkları açıklanmıştır.

 

                Bence bu açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır. Gerçi ABD yapacağı bir şeyi önceden bildirme gibi bir alışkanlığa sahip değildir. Şimdiye kadar yapmış olduklarına bakarsak dediklerimiz doğru çıkmaktadır.

 

                TÜRKİYE üzerine dost diye addettiklerimiz başta olmak üzere çok oyunlar dönmekte,  Ülkemizde oynanan şer oyunlara karşı necip Türk halkı olarak çok dikkatli olmamızın ve birlikten ayrılmamamızın, aramızdaki farklılıkları unutup birleşmemizin tam zamanıdır.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

21.03.2010

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] ASA-YI MUSA DERSLERİ-25-Onu tanıyan ve itaat eden, zindanda dahi olsa bahtiyardır(talihli, mutlu). Onu unutan, saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır

Posted: 23 Mar 2010 03:00 AM PDT

        25.ders.23.03.2010                              

 

Asa-yı Musa

Birinci Kısım

Meyve Risalesi

 

Altıncı Mesele-6(son)

 

 

 

İşte bu fenlere kıyasen, yüzer fünûndan(fenlerden) her bir fen, geniş mikyasıyla(ölçüsüyle) ve hususi(özel) âyinesiyle ve dürbünlü gözüyle ve ibretli nazarıyla(bakışıyla) bu kâinatın(evren, yaratılan herşey) Hâlık-ı Zülcelâlini(sonsuz yücelik ve haşmet sahibi Allah'ı) esmâsıyla(isimleriyle) bildirir, sıfâtını, kemâlâtını(faziletini,iyiliklerini,mükemmek özelliklerini) tanıttırır.

İşte bu muhteşem ve parlak bir burhan-ı vahdâniyet(Allah'ın birliğine ait deliller) olan mezkûr(sözü geçen) hücceti(kesindelili) ders vermek içindir ki, Kur'ân-ı Mucizü'l-Beyan çok tekrarla, en ziyade(fazlaca)

1  خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضَ ve 2  رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ

âyetleriyle Hàlıkımızı bize tanıttırıyor, diye o mektepli gençlere dedim. Onlar dahi tamamıyla kabul edip tasdik ederek "Hadsiz(sınırsız) şükür olsun Rabbimize ki, tam kudsî(hertürlü kusur ve noksandan uzak,kutsal) ve ayn-ı hakikat(gerçeğin ta kendisi) bir ders aldık. Allah senden razı olsun" dediler.

 1"Gökleri ve yeri yarattı." En'âm Sûresi, 6:1.

 2"Göklerin ve yerin Rabbi." Ra'd Sûresi, 13:16.

.

Ben de dedim:

İnsan binler çeşit elemlerle(acılarla kederlerle) müteellim(acı çeken) ve binler nev'î(çeşit) lezzetlerle mütelezziz(lezzetlenmiş) olacak bir zîhayat(canlı) makine ve gayet(son derece) derece acziyle(güçsüzlüğüyle ) beraber hadsiz(sınırsız) maddî-mânevî düşmanları ve nihayetsiz(sonsuz) fakrıyla(ihtiyacıyla) beraber hadsiz(sonsuz) zâhirî(açıkta, görünen) ve bâtınî(içte ve görünmeyen) ihtiyaçları bulunan ve mütemadiyen(sürekli olarak) zevâl(geçip giden, kaybolan) ve firak(ayrılık) tokatlarını yiyen bir biçare(çaresiz) mahlûk(yaratık ) iken, birden iman ve ubudiyetle(Allah'a kullukla) böyle bir Padişah-ı Zülcelâle(sonsuz yücelik sahibi Allah'a) intisap edip(bağlanıp) bütün düşmanlarına karşı bir nokta-i istinat(dayanak noktası) ve bütün hâcâtına(ihtiyaçlarına) medar(dayanak noktası) bir nokta-i istimdat(yardım dileme noktası) bularak, herkes mensup(bağlı) olduğu efendisinin şerefiyle, makamıyla iftihar ettiği gibi, o da böyle nihayetsiz(sonsuz) Kadîr(her şeye gücü yeten sonsuz güç ve kudret sahibi Allah) ve Rahîm(rahmeti her şeyi kuşatan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan Alah'a) bir Padişaha iman ile intisap etse(bağlansa)  ve ubudiyetle(kullukla) hizmetine girse ve ecelin(ölüm vaktinin) idam ilânını kendi hakkında terhis(göreve son verme) tezkeresine(belgesine ) çevirse ne kadar memnun ve minnettar(şükran duyarak) ve ne kadar müteşekkirâne(teşekkür ederek) iftihar edebilir, kıyas ediniz.

O mektepli gençlere dediğim gibi, musibetzede(belaya, musibete uğrayan) mahpuslara(hapsedilenlere) da tekrar ile derim:

Onu tanıyan ve itaat eden, zindanda dahi olsa bahtiyardır(talihli, mutlu). Onu unutan, saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır(talihsiz kötü bahtlıdır). Hattâ bir bahtiyar(talihli) mazlum(zulme uğramış), idam olunurken bedbaht(kötü bahtlı) zâlimlere demiş: "Ben idam olmuyorum, belki terhis(görevime son verilmesi) ile saadete gidiyorum. Fakat, ben de sizi idam-ı ebedî (sonsuz yokoluş)ile mahkûm(hüküm giyen) gördüğümden sizden tam intikamımı alıyorum." Lâ ilâhe illâllah(Allah 'tan başka ilah yoktur) diyerek sürur(sevinç ile) ile teslim-i ruh(ruhunu teslim ) eder.

سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَاۤ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ 1

Yedinci meseleden devam edecek  s-40



Yahoo! Türkiye açıldı!
Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de!
www.yahoo.com.tr

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] Günaydınn

Posted: 22 Mar 2010 11:58 PM PDT

GÜNAYDIN
GOOD
Click Me!
HERKESE
SAĞLIKLI
BOL KAZANÇLI
NEŞELİ
BİR GÜN DİLİYORUM

BİROL..
 

 
 





--
Gülüşünde ilkbahar bakışında letafet
Seni bende görerek bana seni tarif et

http://groups.google.com/group/letafet

letafet@googlegroups.com

Birol Akkerman


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] Kardeşlereli Derneği

Posted: 22 Mar 2010 04:23 PM PDT

Edremit'te Yeni Bir Dernek: Kardeşlereli

 
Balıkesir-Edremit’te bir araya gelen Müslümanlar, ortak faaliyetlerde bulunmak için Kardeşlereli Derneği adında bir dernek kurdular. Çiçeği burnunda dernek bugün Hamza Akdeniz, Hüseyin Alan ve Mehmet Pamak tarafından ziyaret edildi.

Balıkesir-Edremit'te çoğunluğunu Roman Müslümanların oluşturduğu Müslümanlar, güç birliği yaparak ortak faaliyetlerde bulunmak için Kardeşlereli Derneği adında bir dernek kurdular.

Derneğin amacında şu noktalar öne çıkıyor: Kur'an ve Sünnet çizgisini esas alarak toplumu bilinçlendirmek, İslami eğitimde bulunmak, tali meselelerden uzak kalarak tevhidi noktalarda bir araya gelmek, ortak çalışmalar yapmak.

Şimdilik yerel bir dernek olan Kardeşlereli, zamanla bütün Müslümanlarla hep birlikte el ele vererek kapsamlı bir faaliyet göstermeyi hedeflemektedir.

Çiçeği burnunda dernek bugün Hamza Akdeniz, Hüseyin Alan ve Mehmet Pamak tarafından ziyaret edildi. Dernek binasında Kardeşlereli mensuplarına moral ve destek veren, tecrübelerini paylaşan Pamak, Akdeniz ve Alan, dernektekilerle hasbihal ettiler.

Sohbet esnasında "Sizce bugün gündemin en üst sırasında ne olmalıdır, diye bir soru sorulsa nasıl cevaplarsınız?" şeklinde sorulan bir soruya Mehmet Pamak şu cevabı verdi:

"Arzın hangi bölgesinde, hangi zaman diliminde ve hangi şartlar altında bulunursak bulunalım, her zaman gündemimizin birinci maddesi, daha sonraki gündem maddelerini de belirleyici rol oynamak üzere, yaratılış gayemiz olan yalnız Allah'a kulluk olmalıdır. Kulluk ve ahret eksenli hayat tasavvurumuzu sosyalleştirmek, Rabbimize nasıl kulluk yapa bileceğimizi öğrenmek için Kur'an'ı hakkıyla okuyup öğüt almak ve Allah'ın hükümlerini iman-amel bütünlüğü içinde hayata hâkim kılmak, hayatımızı ibadet kılmak olmalıdır. Sürekli bu bilinçle, bu şuurla, Allah'ı razı edebilecek amellerde bulunmak, kınayıcının kınamasından hiçbir zaman korkmadan sadece Allah'a kul olmanın imkânlarını aramak, oluşturmak bir Müslüman olarak en öncelikli ve sürekli gündemimizdir. Yaşamımızda, davranışlarımızda, ticaretimizde, siyasetimizde, sözlerimizde, amellerimizde, sosyal ilişkilerimizde, aile ve komşuluk ilişkilerimizde, hâsılı bütün bireysel ve toplumsal pratiğimizde sadece Allah'ın rızasını gözetmek, sadece ve sadece Rabbimizin emrettiği gibi yaşamak, her zaman ve zeminde ilk gündem maddemiz olmalıdır. Temel dayanağımız Kur'an'ı belirleyici kılarak, Resulün ve ilk Kur'an neslinin yolunda, bulunduğumuz zaman ve zeminde çağımızın Kur'an toplumunu oluşturma cehd ve gayreti içinde olmak, din günü ve uhrevi hesabı gündemimizden hiç çıkarmadan, Kur'an'ın ışığında ahret eksenli bir hayatı yaşamak her zaman ilk sıradaki işimiz olmalı ve bu ilk gündem maddesi ardından gelen bütün gündemlerimizi de yönlendirici, sınırlandırıcı ve belirleyici bir rol oynamalıdır. "

Mustaz'af Roman Müslümanların öncülüğünde oluşan Kardeşlereli Derneği'ni tebrik ediyor; Rabbimizden Edremit'te İslami mücadeleyi yükseltmesini ve tüm Müslümanlarla dayanışma yolunda sahih ve muvahhid adımlar atmasını diliyoruz.

HAKSÖZ-HABER



Yeni Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin.

[anadoluhaber] "Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü" hareketi;

Posted: 22 Mar 2010 01:49 PM PDT

FETHULLAH GÜLEN'İN FAVORİT MECMUASINDAKİ MÜLAKATI

 
Aşağıda okuyacağınız ibret makalenin bir cümlesine katılmadığımı ifade etmeliyim.
O da şudur :
Bunca kelime-i küfrü kusan birine ben -haşa- ''hocaefendi'' demem!
 
F. Gülen Hocaefendi'nin Favorit Mecmuasındaki Mülâkâtı ve Bazı İfâdeleriyle Alâkalı Mülâhazalarımız
 
"Evet, aynı kökten geldikleri, aynı temel esaslara sahip bulundukları, aynı kaynaktan beslendikleri halde, asırlarca rakip dinler olarak yaşamış bulunan İslâm, Hıristiyanlık ve Mûsevîlik arasında başlayan, hattâ eski Hind ve Çin dinlerini de içine alacak şekilde gelişen diyalog teşebbüslerinin olumlu neticeler verdiği müşâhede olunmaktadır." (F.Gülen, Zaman, 04 Ekim 2004)
"Odessalı Hıristiyanların ise elbette rehberleri, din büyükleri vardır ve onlara söylenmesi gerekeni söylemektedirler. Bir Müslüman, yani dinlerin temel birliğine inanan biri olarak, onların söylediklerinin bir Müslüman'ın söylediğinden ve söyleyeceğinden farklı olacağını düşünmüyorum" (F.Gülen, Favorit, Nîsân 2009)
 
"Kâfire kâfir demek mü'minin vazifesi değil. Kâfir demek insanın insanlığına saygısızlıktır." (F.Gülen'le 11 Gün. s. 87)
"Biz renk körleriyiz" (F. Gülen'den naklen M. Şener)
"Bütün dinler buluşuyor, biz hepimiz kardeşiz" (4. Türkçe Olimpiyad finali)
Malumları, son zamanlarda Türkiye'nin gündemine giren ve üzerinde harâretli tartışmaların cereyan ettiği mevzûlardan birisi de "Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü" hareketi olmuştur. Daha evvel pek âşinâ olmadığımız bu nev zuhûr mevzû, bilhâssa 1995'den sonra sür'atli bir inkişâf kaydetmiştir.
Bunda, F.Gülen hocaefendinin son derece aktif bir rol oynadığı da herkes tarafından bilinmekte ve kabûl edilmektedir.
"Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü" hareketi;
F. Gülen hocaefendinin; dînî bir cemâatin lideri olup, geniş bir nüfûz sâhasına sâhip olduğu; maddîmânevî sevk ve idâresinde muhâfazakâr gazete, mecmua, radyo ve televizyon gibi mühim neşir vâsıtalarıyla berâber dershâneler, kolejler ve üniversitelerin de bulunduğu; kezâ, sevenle-rinin yurt içinde ve yurt dışında bir hayli aktif faaliyetler ifâ ettikleri; mühim bir finans müessesesine sâhip bulunduğu da dikkate alındığında, daha da ayrı bir ehemmiyet arz etmektedir.
 
Tabii bu arada "Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü" hareketi ile alâkalı olarak zihinleri meşgûl eden; vuzûha kavuşmasını arzu ettiğimiz bazı "sisli" ve "mübhem" noktala-rın varlığı da, te'vil ve inkârı mümkin olmayan bir vâkıa olarak cümlenin mâlumu olsa gerek.
 
Meselâ, Vatikan'a gidilerek Papa'nın ziyâret edilmesi ve; "Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz"; "İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır." gibi ifâdeler… On dört asırlık İslâm târihininin hiçbir safhasında emsâline rastlanılmayan bir ziyâret olup, son derece hayret ve endişeyle karşılanmışdır..
Bunların, yani bu "sisli" ve "mübhem" noktaların, birtakım "istifhamlara" sebebiyet verdiğini; kezâ bunlara karşı bazı "ithâm" ve "iddiâlar"ın mevcûdiyetini de ifâde etmeliyiz…
Yine bu "ithâm" ve "iddiâlar"ı ciddiye aldığımızı, daha doğrusu ciddiye almak mecburiyetinde bulunduğumuzu ve bunların tatmin edici cevablarının gâyet sarîh ve net olarak ortaya konulmasında mutlak zarûret olduğunu da ifâde etmek isteriz. Zira, zihinlerde meydana gelen birtakım "şübhe", "tereddüd", hatta "teşevvüşler" var ki, bunlar, doğrudan halkımızın imân ve i'tikâdâtının sıhhat ve fesâdıyle alâkalıdır. Bu cihetle de hayâtî ehemmiyet arzetmektedir.
Evet, yukarıda işaret ettiğimiz hususlarla alâkalı olarak, Gülen hocaefendinin, Ukrayna'da münteşir Favorit mecmuasıyla Nisân 2009'da yaptığı mülakattaki, iki süâle karşı verdiği cevabı merkeze alıp, sonra da bu cevablarla şöyle veya böyle alâkalı gördüğümüz bazı hususları zikrederek mevzûyla alâkalı mülahazalarımızı arz etmek istiyoruz.
"Süâl: Hz. Îsâ'nın kişiliği İslâm Dini'nde nasıl yorumlanmaktadır?"
(…)
"Hz. Îsâ'ya ve Hz. Muhammed'e, Kur'an'a ve İncil'e inanmayan bir Musevî yine Musevîdir; Hz. Muhammed'e ve Kur'an'a inanmayan bir Hıristiyan yine Hıristiyan'dır ama, Hz. Îsâ'ya, Hz. Musa'ya, Hz. Davud'a, Hz, Sü-leyman'a, Hz. İbrahim'e, kısaca herhangi bir peygambere, bunun gibi İncil'e, Tevrat'a, Zebur'a inanmayan bir kimse asla Müslüman olamaz; bunlardan birine bile inanmamak, kişiyi İslâm dairesinin dışına çıkarır. Bundan dolayıdır ki, İslâm, kendinden önceki İlâhî gelenekleri asla dışlayıcı olmamış, onları kucaklamış, birinci sorunun cevabında arz edilmeye çalışıldığı üzere, onların mensuplarını Ehl-i Kitap olarak telâkki etmiş, kendilerine ona göre davranmıştır."
Ehemmiyetine binân şu ifâdelere dikkatleri çekmek istiyoruz:
"Hz. Îsâ'ya ve Hz. Muhammed'e, Kur'an'a ve İncil'e inanmayan bir Musevî yine Musevîdir" ,
"Hz. Muhammed'e ve Kur'an'a inanmayan bir Hıristiyan yine Hıristiyan'dır" cümlelerinin, "hâsıl-ı tahsîl"den başka bir mâna ifâde etmediğini, ancak büyük bir hakikatin ketmedildiğini ifâde etmek isteriz. Hakikati saklamak ve ifâde etmekden imtinâ etmek, takdir edersiniz ki, büyük bir vebâl ve talihsizlikdir
 
Şimdi bir de bu ifâdeleri, aşağıdaki süâle karşı verilen şu cevab ile beraber mütâlea edelim
 
"Odessalı Hıristiyanların ise elbette rehberleri, din büyükleri vardır ve onlara söylenmesi gerekeni söylemektedirler. Bir Müslüman, yani dinlerin temel birliğine inanan biri olarak, onların söylediklerinin bir Müslüman'ın söylediğinden ve söyleyeceğinden farklı olacağını düşünmüyorum…"
Yani, "onların söylediklerinin bir Müslüman'ın söylediğinden ve söyleyeceğinden farklı olacağını düşünmüyor"muş Hocaefendi.
İşte o süâl ve cevabı:
Süâl: "Bütün dünya insanlığı için faydalı gayretlerde bulunan biri olarak, Odessa'lı Hıristiyanlara ne söylemek ve onlardan ne gibi dileklerde bulunmak istersiniz?"
 
Cevap: "Estağfirullah, bin defa estağfirullah. Yukarıda arz etmeye çalıştığım gibi, kimseye bir şey söyleme, yol gösterme mevkiinde değilim. İnsanlık için faydalı gayretlerde bulunduğum şeklindeki sözünüzü de sadece bir dua ve sizlerin bir teveccühü, hüsnüzannı olarak kabul edebilirim. Odessalı Hıristiyanların ise elbette rehberleri, din büyükleri vardır ve onlara söylenmesi gerekeni söylemektedirler. Bir Müslüman, yani dinlerin temel birliğine inanan biri olarak, onların söylediklerinin bir Müslüman'ın söylediğinden ve söyleyeceğinden farklı olacağını düşünmüyorum. Hz. Îsâ gibi, bizim nazarımızda ülü'l-azm, yani tarih boyu gelmiş peygamberler arasında en büyük beş peygamberden biri olan bir zatın ardından gitmek, onu takip etmek, yapılabilecek en güzel şeylerdendir."
"Bir Müslüman, yani dinlerin temel birliğine inanan biri olarak…" ifâdesinin oldukça "muğlak" ve "sisli" bir ifâde olduğunu; zihinlerinde "tevhîd-i edyân" takıntısı olanlara medâr olacak birtakım "vehim" ve "vesveselere" sebebiyet vereceğini ifâde etmeliyiz. Yani, günümüzdeki muharref Yahudilik ve Hıristiyanlık ile İslam dini arasında bir "temel birliği"nden bahsetmenin abes olduğunu söylemeye hiç hâcet var mıdır, bilmem ki?
Azçok tahmin ediyoruz; "Efendim, Hocaefendi, onunla yok şunu kasdetmişdi, yok bunu kasdetmişdi…" diyerek bir takım mazeretlere sığınmak sûretiyle teselli bulmak ve avunmak isteyenler olacakdır. Ancak bunlara, nâfile tesellilerden ibârettir diyebiliriz.
Sormak İstiyoruz:
"Odessalı Hıristiyanların ise elbette rehberleri, din büyükleri vardır ve onlara söylenmesi gerekeni söylemektedirler. Bir Müslüman, yani dinlerin temel birliğine inanan biri olarak, onların söylediklerinin bir Müslüman'ın söylediğinden ve söyleyeceğinden farklı olacağını düşünmüyorum" diyen Hocaefendi'ye, müsaadeleriyle şu hususu ehemmiyetle sormak isteriz:
"Odessalı Hıristiyanların rehberleri, din büyükleri…" diye işâret ettiğiniz papazların, Odessalı Hıristiyanlara, Hz. Îsâ'nın "ilah" olduğunu, hem de "üç ilah'dan biri" olduğunu bugüne kadar söyledikleri gibi, bugün dahi söylemekte olduklarını, hiç mi duymadınız, hiç mi işitmediniz?!. Duymadığınızı, işitmediğinizi kabul etmek mümkin olmadığına göre, bunu neyle izah edeceksiniz?
İsterseniz, "Odessalı Hıristiyanların rehberleri, din büyükleri" Hıristiyanlara neler "söylüyorlar"mış, bir görelim.
İşte onların imân esas¬ları:
"Görünen ve görünmeyen varlıkları Yaradanı, yeri ve göğü yaratan, Her şeye Kadir Tanrı Baba'ya inanıyorum. Tanrının biricik Oğlu tek Rab ve ezelde Baba'dan doğmuş olan Mesih İsâ'ya inanıyorum: O Tanrı'dan gelen Tanrı, Nur'dan Nur, Gerçek Tanrı'dan Gerçek Tanrı'dır. Yaratılmış olmayıp, Baba ile aynı özdedir ve her şey onun aracılığıyla yaratılmıştır…." (Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, Fransızca'dan tercü-me eden: Dominik Pamir, s. 64)
"Bir Müslüman, yani dinlerin temel birliğine inanan biri olarak, onların (yani papazların) söylediklerinin bir Müslüman'ın söylediğinden ve söyleyeceğinden farklı olacağını düşünmüyorum" diyenlerin, diyebilenlerin, tam bir "küfür" ve "şirk" manifestosu olan bu ifâdelere dikkat ve basîretle nazar buyurmalarını isteriz.
Ve ayrıca şunu sormak isteriz; bu ifâdelerde, zımnen küfrü takrir etmek gibi bir tehlikeyi "îhâm" eden mânâ yok mudur? Bunu sezmek için dehâ sahibi olmak mı lazım geliyor acaba?!. Neticesi son derece muhâtaralı bir vartaya düşme tehlikesinden hiç mi endişe edilmiyor?
Hemen yukarıda görüldüğü üzere "bir müslümanın söylediği ve söyleyeceği" ile, "onların (papazların) söyledikleri ve söyleyecekleri" o kadar farklıdır ki; "müslümanın söylediği ve söyleyeceği" "imân" ve "tevhîd" olup, "onların (papazların) söyledikleri ve söyleyecekleri" ise mutlak "küfür" ve "şirk"den ibâretdir. Kur'ân'ın ifâdesiyle birisi "nûr", diğeri ise "zulümât"dır. Hocaefendi hakkında, "nûr" ile "zulümât" arasındaki o azîm "fark"ın farkına varamamasını tasavvur etmek mümkin olmadığına göre, bunun izahı ne ve nasıl olabilir ki? Cevabının ne olduğunu elbette bilmek isteriz.
Evet, "fark" o derece kat'î, o derece sarîhdir ki; "ebyenü mine'ş- şems". Binaenaleyh böyle bir söze terettüb edecek dinî-şer'î hükümden Allaha sığınırız.
Yine şu ifâdedeki vehâmete dikkatleri çekmek isteriz:
"Hz. Îsâ gibi, bizim nazarımızda ülü'l-azm, yani tarih boyu gelmiş peygamberler arasında en büyük beş peygamberden biri olan bir zatın ardından gitmek, onu takip etmek, yapılabilecek en güzel şeylerdendir."
Demek ne demekdir? Evet, bunlar bir müslümana karşı söylenebilir. Ancak buradaki muhatablar ise Hıristiyanlardır.
Bu söz, onlara zımnen: "Küfrünüze devam edebilirsiniz!." Manasını tazammun etmez mi?
Bu ifâde de, i'tikâdî cihetten son derece tehlikeli bir ifâdedir. Zira Hıristiyanlar, "ardından gittiklerini" vehmettikleri zât'a yani Hz. Îsâ'ya "ülûhiyyet" pâyesi vermek suretiyle O'nu "ilâh" olarak kabul etmektedirler. Bu sebeble mutlak "kafir" oldukları Kur'ân: 5/72,73; 9/30'da sarâhaten beyân buyrulmaktadır:
"Andolsun ki, 'Allah kesinlikle Meryem oğlu Mesîh'dir' diyenler kâfir olmuşlardır…." (Kur'ân: 5/72)
"Andolsun 'Allah üçün üçün¬cüsüdür' diyenler de kâfir olmuşlardır…" (Kur'ân: 5/73)
Vâkıa bu iken:
"Hz. Îsâ gibi (…) bir zatın ar¬dından gitmek, onu takip etmek, yapılabilecek en güzel şeylerdendir." demek ne demekdir? Evet, bunlar bir müslümâna karşı söylenebilir. Ancak buradaki muha-tablar ise Hıristiyanlardır.
Bu söz, onlara zımnen: "Küfrünüze devam edebilirsiniz!" mânasını tazammun etmez mi? Ve yahut da, –hafizenallah- "küfre rıza küfürdür" hükmüne girerse?! Böyle bir felakete nasıl cür'et edilebilir?!. Bunlar hiç kale alınmıyor mu?
Avâmm-ı nâs (aslı yazılacaksa "m" iki defa yazılmayacak mı?))bunu nasıl anlar, neye hükmederler? Bunların dikkate alın¬ması icap etmez mi? Ya birilerinin hatalı anlamasına sebebiyet verilirse? Buna terettüb edecek dinî ve şer'î hüküm hiç hesâb edilmiyor mu acaba?
Hasbeten lillah şunu hatırlatmak isteriz:
Bu ifâdelerle "kimlere, ne malzemeler verildiğinin" farkındalar mı acaba?!.
Yine diyorlar ki:
"İslâm, kendinden önceki İlâhî gelenekleri asla dışlayıcı olmamış, onları kucaklamış, (…) onların mensuplarını Ehl-i Kitap olarak telâkki etmiş, kendilerine ona göre davranmıştır."
Bunun da son derece muğlak bir ifâde olduğunu söylemek isteriz. Bu ifâdeye ileride yine döneceğiz. Ancak burada şu kadarını ifâde etmek isteriz:
Daha düne kadar talebelerin barındığı apartman dâirelerinde bütün talebelere okutulup takrir edilen "Çağdaşlık mı İnhirâf mı" isimli kitabın 184. sahifesinde aynen şu ifâdelere yer alıyordu:
"Hz. İbrâhim'den sonra risâlet, Hz. İshâk'ın soyundan yürümüş ve gelen her peygamber İslâm'ı temsil etmiş olmakla birlikde, Tevrât'ı tahrif eden, tevhidi şirke dönüştüren İsrâiloğulları büyük çoğunluğuyla Hz. Îsâ'ya da inanmayıp, neticede Yahudiler olarak ehl-i kitab olma durumuna düşmüşlerdir. Hz Îsâ'dan sonra, ona iman ve ittibâ edenler de zamanla büyük ihtilaflara düşmüş ve neticede İncil tahrifata uğradığı, hatta elde Hz. Îsâ'ya nâzil olan İncil diye bir kitab kalmadığı gibi, tevhîd de teslise dönüştürülmüştür."
Bu paragrafda geçen iki noktaya dikkatleri çekmek isteriz:
Bir; "tevhidi şirke dönüştüren İsrâiloğulları…"
İki; "tevhîd de teslise dönüştürülmüştür."
Hocaefendinin ""İslâm, kendinden önceki İlâhî gelenekleri asla dışlayıcı olmamış, onları kucaklamış" derken "İslâm"a kimleri kucaklatmış oluyor; dikkat buyurula:
"Tevhidi şirke dönüştüren" müşrikleri; "tevhîdi teslise dönüştüren" ve "Allah kesinlikle Meryem oğlu Mesîh'dir" diyen kâfir/müşrikleri…
Kendileri, on dört asırlık İslâm tarihinde bir ilke imza atmak sûretiyle Papaları, patrikleri, hahamları… "kucaklamak"da bir beis görmeyebilirler. Kendileri onları "kucakladı" diye, elbette "İslâm"ın da onları kucaklaması icap etmez.
Hocaefendi; "onların mensuplarını Ehl-i Kitap olarak telâkki etmiş, kendilerine ona göre davranmıştır" derken de "tevhîdi şirke dönüştüren", "tevhîd"i "de teslise" "dönüştür"enler için, yani lafın Türkçesi müşrikler için "Ehl-i Kitap olarak telâkki etmiş, kendilerine ona göre davranmıştır" demek sûretiyle onlara, olduklarından başka bir statü vermeye gayret etmiş oluyor ki, bu ifade ile verilmek istenilen mesaj, ne yazık ki, doğru değildir; hakikatleri hevâ ü hevese fedâ etmekdir. Bununla kimlerin gönlünün alınacağı, kimlerin memnun edileceği, izâhdan vâreste olsa gerek.
Dinî mes'elelerde, hele de bu mes'eleler i'tikâda taallük eden mes'eleler ise, orada bu gibi tavizkâr davranışlar aslâ tecviz edilemez.
Kur'ân'a rağmen Ehl-i Kitab için herhangi bir statü ta'yin ve tesbit etme cür'eti, hiç kimsenin haddine düşmemişdir.
Esasen Hocaefendi ve ondan mülhem olsa gerek, en yakınındaki kadro arasında Ehl-i Kitab ile alâkalı olarak Kitab ve Sünnet ile te'lifi mümkin olmayan yepyeni bir telakki ve zihniyetin hâkim olduğunu görüyor ve bu sakîm zihniyetin kabûlü için olağan üstü gayretlerin sahnelendiğini müşâhede ediyoruz.
Bu cümleden olmak üzere, Hocaefendi'nin mânevî başkanı bulunduğu "Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı KADİP" bünyesinde yapılan bir konuşmadan aşağıya nakledeceğimiz hususlar, iddiamızı te'yid eder mahiyettedir. Vatikan temsilcisi George Marovitch, Dozideos Anagnasdopavios ve Yusuf Altıntaş gibi Kilise ve Havra mensublarının huzurlarında Prof. Karaman tarafından yapılan konuşma, "Polemik Değil Diyalog" ismiyle neşredilen kitabdan aynen iktibas ederek naklettiğimiz şu ifadelere lütfen dikkat buyurula:
1)"Bütün insanların Müslüman olmaları' dinin, Kur'ân'ın hedefi değildir." (Polemik Değil Diyalog, s. 41);
2) "Müslümanların çoğu 'Peygamberin, bütün din sâliklerini İslâm'a çağırdığına' inanırlar" (Polemik Değil Diyalog, s. 35);
3) "Peygamberimiz 'Yahudiler mutlaka Müslüman olsun!' demiyor, 'Hıristiyaanlar mutlaka Müslüman olsun!' demiyor." (Po¬lemik Değil Diyalog, s. 35);
4) "Diyaloğun hedefi, tek bir dine varmak, dinleri teke indirgemek olmamalı" (Polemik Değil Diyalog, s. 36);
5) "Kur'ân-ı Kerîm'de Ehl-i kitabla ilgili devamlı vurgulanan şey; Allah'a iman, âhirete iman ve amel-i salihdir. Kur'ân birçok âyette bunu söylüyor; yani 'Peygambere iman edin' demiyor." (Polemik Değil Diyalog, s. 37);
6) "Ben diyorum ki, İslâm, Ehl-i kitâba, tek seçenek olarak –son dinin mensubu olma manasında- Müslüman olmaya çağırmıyor. 'hanifiyyet' (Hz. İbrahim çezgisindeki tevhîde ve bu ma¬nada İslâm'a) çağırıyor. (Polemik Değil Diyalog, s. 37);
7) "Bu arada şu var, hani korkulan şey, böyle dersek, böyle inanırsak 'Hıristiyan ve Musevi Müslüman olmaz' deniyor, bundan endişe ediliyor.
"-E olmazsa olmasın.
"-Peki, ama Kur'ân bunları Müslüman olmaya davet ediyor.
"-Acaba? (Polemik Değil Diya¬log, s. 36)
Bir makalemizde bunlardan bahsederek tenkid etmemiz üzerine, Prof. Karaman bize cevab vermiş ve konuşmasında üç görüşden bahsettiğini, yukarıdaki ifadelerinin de bu üç görüşden birisi olduğunu söyleyerek aynen şöyle demişdir:
"Kendim üçüncü görüşü benimsediğimi söylemedim ve savunmadım, yalnızca naklettim ve delillerini verdim. Ayrıca bu görüşün de savunulabileceği kanaatindeyim." (Yeni Şafak, 22.8.2008)
Prof. Karaman, o konuşmasında "Kendim üçüncü görüşü benimsediğimi söylemedim ve savunmadım" diyor. Ancak cevabî yazısında "Ayrıca bu görüşün de savunulabileceği kanaatindeyim" diyorlar ki, aradaki tezada dikkatleri çekmek isteriz.
Prof. Karaman'a; yukarıda geçen bilhâssa 2, 3 ve 7. bendlerdeki ifadeleri üzerinde bir def'a daha teemmül ve tezekkür etmelerini tavsiye ediyoruz. Takdir kendilerine âiddir.
Sanki Necib Fazıl'ın 1949'da Büyük Doğu'da:
"Heeeeey, heeeeey, heeeeey Müslüman Türk topluluğu!!!" diye haykırarak ifade ettiği "Peygamber ve şeriat farkı ihtilafını kaldırıp, sadece Allahın varlığı ve birliği üzerine müesses yeni bir din sevdası"nın hayata geçirilmeye çalışıldığı hissine kapılmakdan, doğrusu kendimizi alamıyoruz.
Kur'ân Ne Diyor?
Kurucan Ne diyor?
Ahmet Kurucan diyor ki:
"Kur'anî perspektifi esas alarak inanç bağlamında insanların kategorilerine bakalım önce. Genel anlamda Kur'an'a göre insanlar Müslüman, kâfir/müşrik ve ehl–i kitap olmak üzere üçe ayrılır. Sabiiler, münafıklar vb. inançları da hesaba katacak olursak üç rakamını çoğaltabiliriz. Ama biz genel anlamda meseleye bakacağımız için bunu Müslüman, kâ¬fir/müşrik ve ehli kitapla sınırlandırılmasının daha doğru olacağını düşünüyoruz. (…) Müslümanlar yukarıda izah ettiğimiz teorik temellerden uzakla-şarak karşı tarafı ehli kitap olmasına rağmen kâfir diye adlandırmıştır. Bu yanlışlığı müdafaa edecek değilim; ama şu kadarını da ifâde etmeden geçemeyeceğim: Zannediyorum bu adlandırmada dönemin tarihsel şartlarının ciddi rolü var." (Ahmet Kurucan, Zaman, 15.5.04)
Bu ifâdeye göre insanlar, "Müslüman, kâfir/müşrik ve ehli kitap" olarak tasnif ediliyor ve Ehl-i Kitab küfür dairesinin haricinde kabul ediliyor. Bununla da kalmayıp;
"Müslümanlar yukarıda izah ettiğimiz teorik temellerden uzaklaşarak karşı tarafı ehli kitap olmasına rağmen kâfir diye adlandırmıştır. Bu yanlışlığı müdafaa edecek değilim" demek cür'etinde bulunuyor.
Galiba Ehl-i Kitab ile diyalog aşkı bu ifâdelerin sahibini o denlû kör ve o denlû sağır hale getirmiş ki, söylediklerinin nereye vardığının farkında değil.
Halbuki, Ehl-i Kitab'ı bizâtihi Kur'ân'da tekfir eden Allah Teâlâ hazretleridir. Bu sebeble A. Kurucan, "Bu yanlışlığı müdafaa edecek değilim" derken, kimi yanlışlıkla itham ettiğinin farkında değil. el- Iyâzü billah!..
Oysa, aynı A. Kurucan, apartman dâirelerinde barındırılan talebeler için tertibedilen seminer çalışmalarında ders kitabı olarak ittihaz edilen ve Hocaefendinin te'lifi olduğu söylenilen "Çağdaşlık mı İnhiraf mı" isimli eserde (s. 184) yer alan şu ifadeleri öğretiyordu talebelere:
"Hz. İbrâhim'den sonra risâlet, Hz. İshâk'ın soyundan yürümüş ve gelen her peygamber İslâm'ı temsil etmiş olmakla birlikde, Tevrât'ı tahrif eden, tevhidi şirke dönüştüren İsrâiloğulları büyük çoğunluğuyla Hz. Îsâ'ya da inanmayıp, neticede Yahudiler olarak ehl-i kitab olma durumuna düşmüşlerdir. Hz Îsâ'dan sonra, ona iman ve ittibâ edenler de zamanla büyük ihtilaflara düşmüş ve neticede İncil tahrifata uğradığı, hatta elde Hz. Îsâ'ya nâzil olan İncil diye bir kitab kalmadığı gibi, tevhîd de teslise dönüştürülmüştür."
Kur'ân Ne Diyor?
"Andolsun ki, 'Allah kesinlikle Meryem oğlu Mesîh'dir' diyenler kâfir olmuşlardır…." (Kur'ân: 5/72)
"Andolsun 'Allah üçün üçüncüsüdür' diyenler de kâfir olmuşlardır…" (Kur'ân: 5/73)
Görüldüğü üzere, Kur'ân'da Ehl-i Kitab sarâhaten tekfir edilmektedir. Hatta Râzî gibi bazı müfessirlere göre Hıristiyanlar sadece "kâfir" olmayıp, aynı zamanda "müşrik"dirler.
Nitekim Tevbe: 30'un tefsiri sadedinde Faruddîn Râzî diyor ki:
"Bil ki Allah Teâlâ, önceki âyette, Yahudi ve hırıstiyanların, kendisine iman etmediklerini belirtince, bu âyette de bunun sebebini beyan etmişdir. Zira Cenab-ı Hakk, onların, Allah'a bir oğul nisbet ettiklerini nakletmişdir. Binaen aleyh, kim ilâh hakkında böyle bir şeyi tecviz ederse, o hakikatde ilâhı inkar etmiş demekdir. Yine Cenab-ı Hakk, her ne kadar şirki söyleme yolları farklı ise de onların müşrikler gibi olduklarını beyan etmişdir. Çünkü, puta tapanlarla, Mesîh'e veya başkasına tapanlar arasında bir fark yokdur. Zira şirk, insanın Allah'ın yanında başka mâbûd veya mâbûdlar edinmesi demekdir.
Binâenaleyh, böyle bir şey tahakkuk edince, şirk de sâbit olur. Hatta biz iyi düşünürsek, puta tapanların küfrünün, Hıristiyanların küfründen daha hafif olduğunu anlarız. Çünkü puta tapan, "Bu put âlemin yaratıcısı ve âlemin ilâhıdır" demiyor, aksine onu Allah'a ibadetine vâsıta yapıyor. Ama Hıristiyanlara gelince, onlar Allah hakkında hulûl ve ittihadı kabul ediyorlar ki, bu son derece çirkin bir küfürdür. Böylece, hulûle inananlarla diğer müşrikler arasında bir farkın bulunmadığı sabit olmuş olur." (Faruddîn er-Râzî, Tefsîr-i Kebîr Mafâtîhu'l- Ğayb tercümesi, Prof. Dr. Suat Yıldırım ve arkadaşları, c. 11, s. 479)
اعلم أنه تعالى لما حكم في الآية المتقدمة على اليهود والنصارى بأنهم لا يؤمنون بالله ، شرح ذلك في هذه الآية وذلك بأن نقل عنهم أنهم أثبتوا لله ابنا ، ومن جوز ذلك في حق الإله فهو في الحقيقة قد أنكر الإله ، وأيضاً بين تعالى أنهم بمنزلة المشركين في الشرك ، وإن كانت طرق القول بالشرك مختلفة ، إذ لا فرق بين من يعبد الصنم وبين من يعبد المسيح وغيره لأنه لا معنى للشرك إلا أن يتخذ الإنسان مع الله معبوداً ، فإذا حصل هذا المعنى فقد حصل الشرك ، بل إنا لو تأملنا لعلمنا أن كفر عابد الوثن أخف من كفر النصارى ، لأن عابد الوثن لا يقول إن هذا الوثن خالق العالم وإله العالم ، بل يجريه مجرى الشيء الذي يتوسل به إلى طاعة الله . أما النصارى فإنهم يثبتون الحلول والاتحاد وذلك كفر قبيح جداً ، فثبت أنه لا فرق بين هؤلاء الحلولية وبين سائر المشركين ، ( تفسير الرازي، ج: 7، ص:499 )
Yine İbn Hazm da "el-Fisal fi'l- Milel…" isimli eserinin C. 3, s. 111'de diyor ki;
اليهود والنصارى وهم كفار بلا خلاف من أحد من الأمة ومن أنكر كفرهم فلا خلاف من أحد من الأمة في كفره وخروجه عن الإسلام
"Yahudi ve Hıristiyanların küfrü hakkında ulemâ-i ümmetden hiç kimseden hilâf vâkı' olmadığı gibi, keza onların küfrünü inkar eden kimsenin küfrü ve İslâm dininden çıkmış olması husûsunda da hiçbir ihtilâf olmamışdır."
Yani, Yahudi ve Hıristiyanların küfründe hiç ihtilâf olmadığı gibi, keza, onların küfrünü kabul etmeyenlerin küfründe de ihtilâf olmamışdır.
Nitekim "Tehzîb'ü Risâleti'l-Bedri'r- Reşîd"de de
أو لم يكفر من دان بغير الاسلام كالنصارى، أو شك فى كفرهم، أو صحح مذهبهم..
"Yahut kim Nasârâ gibi İslâm'dan başka bir dîn üzerinde olanları tekfîr etmezse; yahut onların küfründe şübhe ederse; veya mezhebleri doğrudur, derse... tekfîr olunur" (s.12) deniliyor.
Zaten, Allah Teâlâ Kur'ân'da on-ların küfrünü sarâhaten beyan buyururken, onun hilâfına bir iddiâda bulunmak, kimin haddi olabilir ki?. Meğer ki, bazıları gibi "diyalog" aşkıyla mest-i lâ ya'gıl olsun
 
Yine Hocaefendi'nin mânevî himâyelerinde faaliyet gösteren Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı bünyesinde bulunan KADİP tarafından Türkçe/Rusça olarak neşredilen DA mecmuasında, yukarıda ifâde etmeye çalışdığımız zihniyetin propagandasına şâhid oluyoruz:
 
"İslâm'a göre inançsızlar ateistler ve putperestlerdir. Allah'ın kendilerine Kitab verdiği Yahudiler ve Hıristiyanlar ise inançlıdır." (İman Valeriya Porohova, DA diyalog Avrasya, sayı 21)
Yukarıdaki "inançsızlar"ı, herhalde kâfir; "inançlı"ları da mü'min olarak anlamak lazım. Bu takdirde, Ehl-i Kitab, evvela kâfir olmakdan kurtarılıyor;
bununla da iktifâ edilmeyip mü'min oldukları iddia ediliyor.
Burada hem A. Kurucan ve hem de DA mecmuasındaki makale sahibi İman Valeriya Porohova'ya şun hatırlatmak isteriz:
"Ebû Hanife rehimehullah şöyle buyurdu:
-Said b. El-Müseyyeb'den bana ulaşdığına göre, kâfirleri bulundukları mevkie indirmeyen onlar gibidir." (İmam-ı Â'zam'ın Beş Eseri, tercüme, Prof. Dr. Mustafa Öz, İFAV, 3. baskı 2002, s. 43)
Keza, Mayıs 2004'de, Mardin'de icrâ edilen milletlerarası "Dinler ve Barış" sempozyumunda, çan ve ezân refâkatinde Rum, Ermeni ve Süryânî Patrikleriyle, Yahudi Hahamı'nın peşine takılıp, sembolik sırat köprüsünden geçilerek, haşr meydanına ve oradan da cennete girme merasimi ve bu merasimin aynı anda, 142 televizyondan canlı olarak bütün dünyaya gösterilmesi de aynı zihniyetin bir başka ifâdesi olsa gerek.
Mezkûr sempozyum ile alakalı olarak medyaya intikal eden "DİNLER KARDEŞTİR" haberini okuduğumuz zaman gözlerimize inanamamış idik.
Yine 2004'de FKM'de icrâ edilen "Dinler ve Barış Sempozyumu'nda, Papaz Hans Küng'ün şu ifâdesi dile getiriliyordu:
"Dinler arası barış olmadan, dünya barışı gerçekleşemez. Diyalog olmadan, dinler arası barış gerçekleşemez."
Lütfen söyler misiniz; dinler nasıl barışacak? Hak dîn İslâm, bâtıl dinlerle nasıl barışmış olacak. İslâm, onların da birer hak din olduğunu mu kabul edecek? Bunun bir "Tevhîd-i edyân" projesi olduğunu anlamamak için, ancak ebleh olmak lazım. Sözü uzatmaya lüzûm var mı? Gerisini siz tasavvur ediniz.
Böylece, "Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü"nün, nasıl bir sevdâ peşinde olduğunu da ayân beyân anlamış oluyoruz. "Dünya barışı"ndan bahsedenler, zamirlerinde nelerin gizlendiğini bu ifâdelerle azçok ortaya koymuş oluyorlar.
Bunun son derece karanlık bir proje olduğunu anlamak için herhalde dâhi olmaya ihtiyaç olmasa gerekdir.
Bir Başka Misâl:
"Mardin, Alon'un da bu utangaçlıkla söylediği gibi hepimize 'Bu üç dinin üstünlük taslanmadan nasıl birbirleri ile bağlantılı iç içe geçmiş olduğunu gösterdi.'
"Yeter ki rasyonel ve pragmatik bir model olarak da önümüzde bulunan İbrahim'in ayak izlerini takip edelim; Mardin, Urfa, İstanbul, Roma, Kudüs ya da Mekke, aslında hepsi aynı izin peşinde…" (Eyüb Can, Zaman, 14.4.2000)
Şu ifâdedeki vehâmete dikkatleri çekmek isteriz:
"Bu üç dinin üstünlük taslanmadan…"
Halbuki Kur'ân-ı Kerîm'de Allah Teâlâ buyuruyor ki:
"O Allahtır ki O, Rasûlü'nü hi-dâyet kânunu (Kur'ân) ve hak (tevhîd) dîni ile bütün dinlerin üzerine geçirmek için gönderdi, müşrikler isterlese hoşlanmasın-lar!" (Kur'ân: 9/33)
"O, odur ki Rasûlünü hidâyet rehberi ve hak diniyle (Hakk'ın diniyle) gönderdi, onu her dînin üstüne çıkarmak için!. Şâhid olarak da Allah yeter! (Kur'ân: 48/28)
(Her iki âyet-i celîlenin meâli, Elmalılı Hamdi Efendi tefsirinden iktibas edilmişdir.
 
"Bu üç dinin üstünlük taslanmadan…" ifâdesini kullanan şahsın, kendi dîni hakkında ne denlû cehâlet içinde olduğunu; buna rağmen nâsıh-ı a'zâm rollerine bürünerek âleme akıl verme cür'et ve küstahlığında bulunduğunu söylemeye hâcet var mı?!
Ancak, bu şahsa, böylesine vahîm ve sakîm bu fikrin kimden veya kimlerden mülhem olduğunu da hesaba katmanın lüzûmuna işâret etmek isteriz.
Yani "rakip dinler olarak yaşamış bulunan İslâm, Hıristiyanlık ve Musevilik"den dem vuranları…
"Aynı kökten geldikleri, aynı temel esaslara sahip bulundukları, aynı kaynaktan beslendikleri halde asırlarca rakip dinler olarak yaşamış bulunan İslâm, Hıristiyanlık ve Musevilik arasında başlayan diyalog çalışmalarının, eski Hind ve Çin dinlerini de içine alacak şekilde gelişeceği günler uzak değildir" diyenleri…
(M, Fethullah Gülen'in, Milletlerarası Diyalog Derneği tarafından 29-30 Nisân 2005 tarihlerinde Wisconsin-Madison Üniversitesi'nde gerçekleştirilen "İslâm ve Diyalog" konulu konferansa gön-derdiği mesaj, Zaman 21 Ağustos 2005, Pazar)
İslâm, Hıristiyanlık ve Musevilik'in "Aynı kökten geldikleri, aynı temel esaslara sahip bulundukları, aynı kaynaktan beslendikleri" şâyet doğru ise; o halde buna ne diyeceksiniz:
"Görünen ve görünmeyen varlıkları Yaradanı, yeri ve göğü yaratan Her şeye Kadir Tanrı Baba'ya inanıyorum. Tanrının biricik Oğlu tek Rab ve ezelde Baba'dan doğmuş olan Mesih İsâ'ya inanıyorum: O Tanrı'dan gelen Tanrı, Nur'dan Nur, Gerçek Tanrı'dan Gerçek Tanrı'dır. Yaratılmış olmayıp, Baba ile aynı özdedir ve her şey onun aracılığıyla yaratılmıştır…." (Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, Fransızca'dan tercü-me eden: Dominik Pamir, s. 64)
İslâm'ın esası; "Lâilâhe illellah, Muhammedü'r-Rasûlullah" kelime-i tayyibesinde ifâdesini bulan tevhîd-i İlâhî ve risâlet-i Muham-medî'dir.
 
Yukarıdaki şirk manifestosunun bu esas ile ne alâkası var!
E. Can'a göre:
"Mardin, Urfa, İstanbul, Roma, Kudüs ya da Mekke, aslında hep-i aynı izin peşinde…" imiş.
"Roma", yani Vatikan… Nasıl oluyor da, "Küdüs", ya da "Mekke" ile aynı izin peşinde oluyormuş?!.
Bu sakîm mantığın sahibi E. Can'a; "İslâmiyet ile Hıristiyanlık arasında fark nedir" diye bir süâl vâki olasa, acaba ne cevab verirler ki?
Hatırlatmak isteriz:
"Allah nezdinde hak din İslâm'dır." (Kur'ân: 3/19)
"Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) aslâ kabul edilme-yecek ve o, ahrette ziyân edenlerden olacakdır." " (Kur'ân: 3/85
1453'deki İddiâ:
1453 isimli mecmûada yer alan şu ifâdeye dikkatleri çekmek isteriz:
"Semâvî dinlerin buluştuğu İstanbul'da, şehre mühürlerini vuran Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Musevilik. Bu üç ayrı din nedir? Aynı kaynaktan beslenen, birbirine çok yakın ancak yaklaşımları farklı, ama ayrı pencereden aynı bahçeye açılan kalb ve inanç gözü değil midir? İşte İstanbul bu farklılıkların tümünü yozlaştırmadan, incitmeden bütün görkemi ile bünyesinde buluşturan bir şehir. Camiler, kiliseler, sinagoglar bu potanın içinde özgürce yükselen inanç âbideleri" ifâdesi, basîret sâhiblerine her şeyi ayân beyân ortaya koymaktadır.
Allah aşkına lütfen;
"Bu üç ayrı din nedir?"süâline verilen şu cevaba bakınız:
"Aynı kaynaktan beslenen, birbirine çok yakın ancak yaklaşımları farklı, ama ayrı pencereden aynı bahçeye açılan kalb ve inanç gözü değil midir?
Yani İslâm ile Hıristiyanlık ve Musevilik arasındaki fark sadece "aynı bahçeye" "ayrı pencereden" bakmakdan ibaret miş(!).
Yani "aynı kaynaktan beslen"me ve "aynı bahçeye açılan kalb ve inanç gözü" olma gibi bir yakınlık ve "aynı"lıkdan bahsedilmek sûretiyle, bunlar arasındaki fark, "var" ile "yok" arası bir noktaya ircâ edilmiş oluyor ki, imân sahibi bir müslümânın, böyle bir şeyi ne kabûl etmesi, ne de tasavvur etmesi mümkindir. Ne yazık ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu dalâlete âlet ediliyor.
Sonra;
"kiliseler, sinagoglar" nasıl olup da " inanç âbideleri." oluyormuş?
Bâhusûs "inanç" kelimesi, "imân" ve "i'tikâd" kelimelerine mukabil kullanılmaktadır.
Dolayısıyle " kiliseler, sinagoglar bu potanın içinde özgürce yükselen inanç âbideleri." cümlesi; "kiliseler, sinagoglar bu potanın içinde özgürce yükselen imân/ i'tikâd âbideleri" mânâsına gelir ki, böyle bir ifâde, -neresinden bakarsanız bakınız-  mahzâ dalâlettir.
Bütün bunlar bir araya getirilip beraberce mütalea edildiği zaman, ortaya çıkan neticeyi tasvib etmek mümkin değildir; zira "takrîb-i edyân"a benzer bir ucûbe çıkıyor ortaya. Ne yazık ki, bu "ucûbe" zihniyetin bir kısım mehâfilde, fevkalâde itibâr görüp, himâye edildiğini görüyoruz.
Ve Hocaefendi Devam Ediyor:
"İslâm, kendinden önceki İlâhî gelenekleri asla dışlayıcı olmamış, onları kucaklamış…"
derken, İslâm'ın bugünkü Hıristiyanlık ve Yahudiliği "kucaklamış" olduğunu mu imâ veya işâret edilmeye çalışılıyor acaba?
Şâyet böyle ise bu mantığa göre, İslâmiyet'in; kendisine âid imân ve i'tikâd esaslarını tasdik ve ikrar etmeyen Yahudi ve Hıristiyanları "kucaklaması" icap eder ki, o takdirde bunların Kur'ân tarafından hiçbir şübhe ve tereddüde mahal bırakmayacak tarzda (Kur'ân: 5/72,73; 9/30) tekfir edilmeleri ne ile ve nasıl izah edilecekdir?
Ve bu durumda: "İslâm, kendinden önceki İlâhî gelenekleri asla dışlayıcı olmamış, onları kucaklamış…" diye iddiâda bulunmak, Kur'ânî hakîkatler karşısında ne mânâ ifâde eder?
Sormak isteriz;
Peygamberimiz aleyhisselâm, kimlerle harb etmişdi? O günkülerle bugünküler arasında ne gibi bir fark var acaba?
Hulefâ-i Raşidîn, eshab-ı güzîn kimlerle karşı harb etmişlerdi? Haklarında; "küffâra karşı ğayet şedîd, aralarında ise ğayet merhametlidirler" diye medh-i İlâhî vâkı' olanlar kimler idi? Ve bu "şid-det" kimlere karşı idi?
Unutulmamalıdır ki; İslâm ancak hakkıyle kendi mensublarını "kucaklar" ve "kucaklayabilir".
Yine "Kâfire kâfir demek mü'minin vazifesi değil. Kâfir demek insanın insanlığına saygısızlıktır" (F.Gülen'le 11 Gün, s. 87) diyenlere;
"De ki: Ey kâfirler! Tapmam o taptıklarınıza…" hıtâbı ile başlayan, Kur'ân-ı Kerîm'in 109. sûre-i celîlesini hatırlatmak isteriz. Ayrıca bu sûre-i celîlenin isminin de "Sûretü'l-Kâfirûn" olduğunun bilinmesini isteriz.
Bu hakikat karşısında; "Kâfire kâfir demek mü'minin vazifesi değil. Kâfir demek insanın insanlığına saygısızlıktır" ifâdesinin ki me râci olduğunu sormak isteriz.
Temenni ederiz ki, böyle bir ifâde Hocaefendi'den sâdır olmamış dır.
Hocaefendi'ye isnâd ve izâfe edilen "Biz renk körleriyiz" ifâdesinin de son derece "muğlak", "mübhem" ve her tarafa çekilmeye müsaid bir tabir olduğunu ifâde etmeliyiz. Zira "renk", "fark"ı ifâde eder. "Fark"a itibar edilmemesi mümkin mi? Elbette hak ve bâtıl din ve mezhebler arasındaki derîn farklar vardır. Buna karşı kim istiğna gösterebilir?
Mezkûr mülakat şu cümlelerle sona ermektedir:
"Şahsımla röportaj adına sorduğunuz sorulara cevaplarım aşağıdadır. Saygılarımla arz eder, sağlık ve afiyetler dilerim."
Bu satırlardan da anlaşılacağı üzere, yukarıdaki cevabî ifâdeler, hemen süâle muhatab olunduğu anda irticâlen ve şifâhî olarak veril-memiş olup daha sonra üzerinde iyice düşünülerek, teemmül edilerek, tabir câizse anhâsı-minhâsı hesâb edilerek tahrîri/yazılı olarak hazırlanmış bir cevab olmasındaki inceliğe de ayrıca dikkatleri çekmez isteriz.

 
(Gureba dergisi 12. sayı)





Windows Live: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler.

[anadoluhaber] Bu Gözyaşları Kimin Eseri

Posted: 22 Mar 2010 01:40 PM PDT

Bu Gözyaşları Kimin Eseri

http://www.renklihaber.net/news.php?id=1114

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] Gladyonun yargı sortisi // Bülent ESİNOĞLU

Posted: 22 Mar 2010 12:39 PM PDT




 Bülent Esinoğlu <bulentesinoglu@gmail.com>
Tarih: 22 Mart 2010 21:38
Konu: Gladyonun yargı sortisi
Kime: Bülent Esinoğlu <bulentesinoglu@gmail.com>


Gladyonun Yargı Hafriyatı

Bülent ESİNOĞLU

Büyük Ortadoğu Projesinin amaçlarını, kadrolarını ve uygulama safhalarını takip etmeyen aydınlarımızın bu yazıyı okumalarının hiçbir faydası yoktur.

Okuyup kendilerini zahmete sokmasınlar.

Ortada bir proje varsa, elbette bunun bir amacı, bu amacı yürütecek elemanları ve uygulanması olacaktır.

Projenin amacı; 22 İslam ülkesinin sınırlarını ve rejimlerini değiştirmektir.

Projenin mal sahibi; U.S.A

Projenin Türkiye Eş Başkanı; Recep Tayyip Erdoğan

Projenin Uygulama Şekli; Amerika’dan gelen günlük, haftalık ve aylık talimatların yürütülmesi şeklinde gerçekleştirilir.

Projenin Kadroları; Amerikan Ordusu, CIA’nin Gladyo örgütlenmesi, F-Tipi örgütler ve Bizans Medyası

Uygulama; Amerikan Ordusunun Gladyo vasıtasıyla Türk Ordusuna yaptı dalışlar(sortiler) sürdürülürken, diğer yandan Yargı alanında derin kazılar yapılması(hafriyat) şeklinde yürütülecektir.

Temel Yapı; Dikey Kazıklar ile yapılır

Gördüğünüz gibi şantiyemizde işler verilen uygulama talimatları gereğince hızla yürütülmektedir.

Eğer Gladyonun Yargı Sortisi Başarı ile tamamlanırsa, olmayan yargı bağımsızlığı hepten yok edilirse, özgürlükleri kullanmak da mümkün olamayacağı aşikârdır.

Ancak bu durumda dahi mücadeleye devam etmek durumunda olanlar böyle şifreli yazılar kaleme alacaklardır.

İçerden ve dışarıdan saldırıların eşzamanlı olarak arttığının herhalde farkındasınızdır.

Gladyo hukukunun, ya da şimdilerde gayri meşru olan Gladyonun hukuki duruma kavuşturulması için Anayasada yapılacak değişiklikler içerden saldırılardır.

Dışarıdan ise Ermeni Soykırımı yalanı, Federasyona dönüştürme baskıları, Avrupa Parlamentosundan gelen açık ve alçakça saldırılar, Büyük Ortadoğu Projesinin yürürlükte olduğunu göstermektedir.

Eee… şantiyede çalışanlar greve giderse bu inşaat biter mi?

İşte bu projenin hesap hatası da buradadır.

22.3.2010, bulentesinoglu@gmail.com

 

 

 

 

 


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] Beyine zarar veren alışkanlıklar)

Posted: 22 Mar 2010 10:05 AM PDT











BRAIN DAMAGING HABITS

 

(Beyine zarar veren alışkanlıklar)




1. No Breakfast (Kahvaltı etmemek)
People who do not take breakfast are going to have a lower blood sugar
level. This leads to an insufficient supply of nutrients to the brain
causing brain degeneration.

(Kahvaltı etmeyen kişiler, düşük bir kan şekeri seviyesine sahip olur. Bu durum beyin için yetersiz besin tedarik edilmesine ve sonunda beyin dejenerasyonuna yol açar.).
 
2 . Overeating (Aşırı ısınma)
It causes hardening of the brain arteries, leading to a decrease in mental
power.
(Beyin arterlerinin sertleşmesine neden olarak, zihin gücünün azalmasına yol açar).

 
3. Smoking (Sigara içmek)
It causes multiple brain shrinkage and may lead to Alzheimer disease. (Çoklu beyin büzülmesine neden olur ve Alzheimer hastalığına yol açabilir).
 
4. High Sugar consumption (Yüksek şeker tüketimi)
Too much sugar will interrupt the absorption of proteins and nutrients causing malnutrition and may interfere with brain development.
(Çok fazla şeker proteinlerin ve besinlerin emilmesini durdurur ve dengesiz beslenmeye neden olur ve beynin gelişmesine engel olabilir.)

 
5. Air Pollution (Hava kirlenmesi)
The brain is the largest oxygen consumer in our body. Inhaling polluted air decreases the supply of oxygen to the brain, bringing about a decrease in brain efficiency.
(Beyin vücudumuzda en çok oksijen tüketen organdır. Kirli havanın teneffüs edilmesi, beyne giden oksijeni azaltır ve beynin veriminde düşüş yaratır).
 
6 . Sleep Deprivation (uyku yetersizliği)
Sleep allows our brain to rest. Long term deprivation from sleep will accelerate the death of brain cells.
(Uyku beynimizin dinlenmesini sağlar. Uykudan uzun vadeli yoksunluk beyin hücrelerinin ölmesini hızlandırır.)

 
7. Head covered while sleeping (Uyurken kafayı örtmek)
Sleeping with the head covered increases the concentration of carbon dioxide and decrease concentration of oxygen that may lead to brain damaging effects.
(Kafayı örterek uyumak, karbondioksit konsantrasyonunu arttırır ve beyne hasar veren etkilere yol açabilir.)
8. Working your brain during illness (Hastalık sırasında beyni çalıştırmak)
Working hard or studying with sickness may lead to a decrease in effectiveness of the brain as well as damage the brain.

(Hasta iken çok çalışmak veya öğrenmek beyin etkenliğinin azalmasına yol açabilir ve ayrıca beyne hasar verebilir.)
 
9. Lacking in stimulating thoughts (Uyarıcı düşüncelerde eksiklik)
Thinking is the best way to train our brain, lacking in brain stimulation thoughts
 may cause brain shrinkage. Crosswords and Sudoku provide good exercises.
(Düşünmek beyin jimnastiği için en iyi yoldur, beyni uyaran düşüncelerin eksikliği beyin daralmasına yol açabilir. Çapraz bulmaca ve Sudoku iyi egzersiz sağlar.)
 
10. Talking Rarely (Az konuşmak)
Intellectual conversations will promote the efficiency of the brain.

(Zihinsel sohbetler beynin etkinliğini geliştirir.)
 
 
THE MAIN CAUSES OF LIVER DAMAGE ARE:
(Karaciğer hasarının ana nedenleri:) 
 
 
1. Sleeping too late and waking up too late.
Çok geç uyuma ve çok geç kalkma.)

 
2. Not urinating in the morning.
(Sabahları tuvalete gitmemek)
 
3. Too much eating.
(çok fazla yemek)

 
4. Skipping breakfast.
(Kahvaltıyı atlamak)

 
5. Consuming too much medication.
(Çok fazla ilaç tüketmek)

 
6. Consuming too much preservatives, additives, food coloring, and artificial sweetener.
(Çok fazla koruyucu, gıda katkısı, gıda boyası ve yapay tatlandırıcı tüketmek)

 
7. Consuming unhealthy cooking oil. (Sağlıksız pişirme yağı tüketmek)
As much as possible reduce cooking oil use when frying, which includes even the best cooking oils like olive oil. Do not consume fried foods when you are tired, except if the body is very fit.
(İçinde en iyi pişirme yağı olan zeytinyağı bile olsa, kızartma yaparken mümkün olduğunca pişirme yağını azaltın. Yorgun olduğunuzda, eğer vücudunuz formda (zinde) değilse kızarmış gıdalar tüketmeyin.)  

 
8. Consuming raw (or overly done) foods also adds to the burden of liver.
Veggies should be eaten raw or cooked 3-5 parts. Fried veggies should be
finished in one sitting, do not store.
[Çiğ (veya fazla pişmiş) gıdaların da tüketilmesi karaciğere ağır yük olur. Sebzeler çiğ veya 3-5 kısım pişirilerek yenmelidir. Kızarmış sebzeler bir öğünde bitirilmeli, saklanmamalıdı r.]
 
 
THE TOP FIVE CANCER CAUSING FOODS ARE:
(Kansere en çok neden olan 5 gıda)

 

1. Hot Dogs (Sosisli sandviç)
 
Because they are high in nitrates. the Cancer Prevention Coalition advises that children eat no more than 12 hot dogs a month. If you can't live without hot dogs, buy those made without sodium nitrate.
(Zira içinde çok fazla nitrat vardır. Kanser koruma koalisyonu, çocukların ayda 12 adetten fazla sosisli sandviç yememelerini önermektedir. Sosisli sandviçsiz yapamıyorsanız, sodyum nitratsız yapılan cinsini satın alın.)  
 
2. Processed meats and Bacon (İşlenmiş et ve domuz pastırması)  
 
Also high in the same sodium nitrates found in hot dogs, bacon, and other
processed meats raise the risk of heart disease. The saturated fat in bacon
also contributes to cancer.
(Sosisli sandviçte, domuz pastırmasında ve diğer işlenmiş etlerde bulunan aynı yüksek sodyum nitrat aynı şekilde kalp hastalığı riskini yükseltir. Domuz pastırmasında doymuş yağın aynı şekilde kanserde payı olur.)

 
3. Doughnuts (yağda kızarmış şekerli çörek veya lokma)
 
Doughnuts are cancer-causing double trouble. First, they are made with white flour, sugar, and hydrogenated oils, then fried at high temperatures.
Doughnuts, may be the worst food you can possibly eat to raise your risk of cancer.
(Lokmalar kansere yol açan çiftli dertlerdir. Birincisi, bunlar beyaz undan, şekerden ve hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar, belki de kanser riskini arttırmak için yiyebileceğiniz en kötü yiyecektir.

 
 
4. French fries (kızarmış patates)
 
Like doughnuts, French fries are made with hydrogenated oils and then fried at high temperatures. They also contain cancer- causing acryl amides which occur during the frying process. They should be called cancer fries, not French fries.
(Lokmalar gibi, kızarmış patates de hidrojene yağdan yapılır, sonra yüksek ısıda kızartılır. Bunlar ayrıca, kızarma işlemi sırasında ortaya çıkan ve kansere neden olan akrilamid maddesini de içerir. Bunlara “French fries” değil, “kanser fries” olarak çağırılmalıdır.)

 
5. Chips, crackers, and cookies (Cips, kraker ve kurabiye, bisküi)  
 
All are usually made with white flour and sugar. Even the ones whose labels claim to be free of trans-fats generally contain small amounts of
trans-fats.
(Tümü genellikle beyaz un ve şekerden yapılır. Etiketinde “trans yağlar içermez” yazılı olsa bile, genellikle az miktarda trans yağ vardır.)

 

 

PASS THIS TO ALL WHOM YOU LOVE & CARE FOR............ .
(Bu yazıyı tüm sevdiklerinize ve önem verdiklerinize aktarın....)

 




Yeni Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin.

[anadoluhaber] SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİM... HEPSİ BİRBİRİNDEN ENFES HABERLER...

Posted: 22 Mar 2010 06:45 AM PDT

İŞTE BENİM AİLEM
 
NESLİ TÜKENEN KEDİGİLLERDEN BİRİ 13 YIL SONRA ORTAYA ÇIKTI
 
İŞSZ GENÇTEN ÇOK ÖRNEK BİR DAVRANIŞ
 
DEMİREL MENDERES'İN MİRASI DEĞİL
 
EMNİYETİN ZEHİR RAPORU
 
KRALİÇE AMA CEP TELEFONU YOK
 
TÜKETİCİ VATANDAŞLAR DİKKAT..... BU BİR ELEKTİRİK HBERİ
 
BAZ İSTASYONU AÇIKLAMASI
 
ÇALIŞTIĞI BANKAYI SOYDU MEKTUP BIRAKTI
 
İHALE ÇETESİ
 
ŞU İŞE BAKIN
 
KURŞUNLANDI SAATLERCE YERDE AMBULANS BEKLEDİ
 
HERKES DERSANE AÇAMAYACAK
 
TANSU ÇİLLER NENE OLDU
 
HABERANALİZ NET  DEN ÖNEMLİ DUYURU
 
PADİŞAH TORUNU YOKLUKTAN SARAYINI SATIYOR
 
GÜLEN EVİM NERESİ DEDİĞİNDE İÇİM CIZ ETTİ
 
 
DAHA NİCE HABER VE KÖŞE YAZILARNI VAR
İLGİNÇ VE DİKKAT ÇEKİCİ
TIKLAYIN, OKUYUN YORUMLAYIN.
SAYGILARIMLA.

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] Aman Ha Yok Demesinler Zihniyeti yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI

Posted: 22 Mar 2010 02:34 AM PDT

AMAN HA YOK DEMESİNLER ZİHNİYETİ yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

 

Hiç kuşkunuz olmasın ki var. Ne var ne isterseniz bulunmakta. Mahkeme talebiniz mi var. İşte size Mahkeme! Maaş talebiniz mi var. İşte size maaş! Var. Varlar Ülkesi Türkiye. Ne isterseniz ne arzularsanız bulunmakta! Bulunmuyor diyenler yok diyenler halt etmişler. Var. Yok, mu sanıyorsun. Yanılmaktasın. Var ama nasıl var. Ne şekil de var.

 

Mübarekler Aman ha yok demesinler diye kurulmuşlar. Adı yok olmasın. Adı bulunmuyor demesinler. Bu ne ya böyle! Diyince karşına dikiliverirler. Anarşistsin derler. Derler. Derler. Yazarsın. Çektirirler. Söylersin. Öttürürler. İşte bizim hallerimizdir bunlar. Şikâyetçiyiz. Konumumuzdan şikâyetçiyiz. Mevkiimizden şikâyetçiyiz. Sorunlara çözüm üretmeleri için getirdiklerimiz de şikâyetçiler. Zaten onları da şikâyet ediyorlar diye getirmedik mi. Şikâyetleri gene de bitmedi. Bitmez. Bitmeyecek. Gelmez. Gelmeyecek. Bir daha bu dünya da kendisinin halen muhalefet sanan bir iktidar gelmez. Demek ki neymiş. A bir daha de A hadi bir daha de A. Oldu mu sana 3 tane A. AAA!

 

Çözüm üret. Para yok mu? Bul. Kadro yok mu? Aç. Ne edersen et ama bize okul, hastane, adliye vb. gibi binalar yap. İhtiyaçlarımızı şöyle doya, doya giderelim. Gına gelsin. Okuldan hastaneden gına gelsin. Yeter ki bunlardan gına gelsin. Ama yok demesinler diye yapılandan değil. Gınamız sakın bundan gelmesin. Bu zamana kadar gelen geldi zaten.

 

Yok, ne okul var ne de Adliye. Çıkıp birde ben yol yaptım demezler mi. İyi yaptın. Bravo. Helal sana. Yapmasaydın bari. Yok, onu da yapmasaydın. İktidar oldun. Tamam, şimdi oldu dedik. Ama dün trafikte kayıtlı araç sayısı birdi bugün iki oldu. Yarın dört olacak. Halen yol yaptım diyorsun. Olmuyor. Yok demesinler diye yapılmasından bıktım. Usandım. Bu ne ya dünler hatalı dünlerdi. Ne dünü kardeşim. Ne dünü. Dünde senin gibi dünlerden bahsedip durdu. Sonuç yarınlar da bugünler kadar hatalı olacak. Olmaz olsun böyle bugün böyle yarın. Olan ne. Olan hiçbir şey! Neden. Dünler hatalıydı da ondan. Yahu sen çok iyisinde dünleri sorguluyorsun. DÜN SENİN NEYİNE! BAK SEN BUGÜNE.

 

Yok. Yok. Ne yazılsa ne çizilse yok. Sonuç yok. Ne dersen de. Ne yaparsan yap. Boş. Boş ki ne boş! Aman ha yok demesinler diye hareket eden zihniyet aynısı bugünde tekrarlamakta. Bugün de şova yönelik uygulamalar. Bugün de bitmek bilmez mazeretler hikâyeler. Gel kurtar bizi gel de gör halimizi diyebileceğimiz kim var. Kimde derman. Hekim kimdir.

 

Gelen gideni aratır olmuş. Çare kimdir. Bir iktidar gelecek. Bir daha seçilme gayreti ve çabası içerisinde olmayan bir iktidar. Menfaat gözetmeyen bir iktidar! Söz de değil özde ve gerçekte toplumsal refahın peşinde koşan bir iktidar. Korkularını geri de bırakmış bir iktidar.

 

Tabi ki bu iktidar gökten zembille inmeyecek. Aramızdan çıkmalı. Bir kişi iki kişiye bağlı olmamalı. Desteği menfaat gözetmeyen milletten almalı. Farklılıklarından arınmış bir kitle olmalı. Nerde böylesi. Gördünüz mü? Duydunuz mu? Bilmekte misiniz?

 

İktidar, iktidar olduğunu sezdirmemeli. İktidar her bir zaman da iktidar gibi görünebilmeli. Çözmeli. Sorunları mazeretsiz çözmeli. Ağlamadan. Yalvarmadan. Dimdik. Hakkaniyetli olarak çözmeli. Mutlu olmalı. Mutlu olunabilmeli. Olmuyorsa. Mümkün değilse de iktidar olunulmamalı. MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] Sunrise & Sunset in Africa ( Wild life)

Posted: 22 Mar 2010 01:15 AM PDT

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


--
Gülüşünde ilkbahar bakışında letafet
Seni bende görerek bana seni tarif et

http://groups.google.com/group/letafet

letafet@googlegroups.com

Birol Akkerman


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] NISAN AYI EGITICI EGITIMI ve MART AYI HALK EGITIMI YENI TARIHLERIMIZ

Posted: 22 Mar 2010 01:12 AM PDT

Klinisyen İlkyardım Eğitim Merkezleri,

 

   Sağlık Bakanlığı Sertifikalı "İlkyardım Eğitici Eğitim”leri  Nisan Ayı  Programımız asagıdakı gibidir;

 

İlkyardım Eğitici Eğitimi Programları

03 NİSAN  -  10 NİSAN 2010  ( TÜM SAĞLIK CALISANLARI )

                                                06 NİSAN -  10 NİSAN  2010  ( TIP DOKTORLARI )

 

         İlkyardım Yönetmeliği gereği Sağlık Personeli olanlar İlkyardım Eğitmeni olabilmektedir. İlkyardım  Eğitici Eğitimi Programlarına katılabilir ve Sağlık Bakanlığı'ndan onaylı "İlkyardım Eğitmeni" Sertifikası alabilirsiniz.  

Tıp Doktorları                       Diş Hekimleri         Diş Teknikerleri                    Eczacılar                           

Psikologlar                           Biyologlar               Hemşireler                             Ebeler   

Veteriner Hekimler              Laborantlar             Att’ler                                   Paramedikler

Sağlık Memurları                 Diyetisyenler          Fizyoterapistler                   Tıbbi Teknologlar     

Psikolojik Danışmanlar       Emekli Sağlık Çalışanları                                   Tıbbi Sekreterler

Sağlık Eğitimcileri ( Gevher Nesibe Mezunları  )

 

Bu Sertifika ile    

Sürücü Kurslarında ilk yardım Eğitmeni olabilirsiniz.

( Önlisan ve Lisans Mezunları için geçerlidir )

—İlk yardım Eğitim Merkezi açabilirsiniz.

—Eğitim Merkezlerinde Eğitmenlik yapabilirsiniz.

—İçeriğini siz belirleyerek, tekniğine uygun, her türlü seminer, sunum gerçekleştirebilirsiniz.

—Büyük gruplara sunum yapabilirsiniz.

 

   CEP     : 0 505 75 75 921       

 TEL      : 0 312 418 44 68 / 125   - 0537 266 31 97          

  FAX       : 0 312 418 00 13   

 ADRES  :  Atatürk Bulvarı  131/ 5 Kızılay / ANKARA     

 e-maıl : ilkyardim@klinisyen.com.tr

 Web Adresimiz : www.klinisyen.com.tr

 

 

 


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] Günaydın

Posted: 22 Mar 2010 12:56 AM PDT

Click Me!
   Good Morning .................Click Me!      
                                                                                                                                              Click Me!
 
   Click Me!
 
It's  Let's Laugh Day............................
                                  
I'm sending these smiles to make ur
day full of fun & laughter.....................   Click Me!
            Click Me!Click Me!
       Click Me!  Click Me!Click Me!Click Me!Click Me!
     Click Me!    Click Me!Click Me!Click Me! Click Me!
 
    Click Me!      Click Me!   Click Me!     Click Me!    Click Me!    Click Me!         Click Me!
                
         Click Me!                                                     Click Me! 
                   
                    Click Me!    Click Me!      Click Me!     Click Me!  
 
                                                                                             
 



--
Gülüşünde ilkbahar bakışında letafet
Seni bende görerek bana seni tarif et

http://groups.google.com/group/letafet

letafet@googlegroups.com

Birol Akkerman


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] KEY ÖDEMELERİ

Posted: 21 Mar 2010 11:49 PM PDT

KEY Ödemelerinde son liste yayınlandı fakat eksiklik ve haksızlıklar
devam etmektedir.

http://www.habername.com/yazi/ahmet-turkan-key-odemeleri-3999.htm

Ahmet TÜRKAN

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

[anadoluhaber] Demokrat partide neler oluyor böyle?

Posted: 21 Mar 2010 01:57 PM PDT

ANAP'IN ARISI İLE DP'NİN KIRATINDA KAN UYUŞMAZLIĞI
http://haberanaliz.net/detay.asp?hid=61215
 
DEMOKRAT PARTİNİN SON DURAĞI AYTAÇ DURAK
http://haberanaliz.net/detay.asp?hid=61250

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
To unsubscribe from this group, send email to anadoluhaber+unsubscribegooglegroups.com or reply to this email with the words "REMOVE ME" as the subject.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.