Süngerli oda'nın süngerini yırtan tutukluya dava açılınca, uzun yıllar
varlığı inkar edilen odanın görüntüleri de ilk kez ortaya çıktıCezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin kapatıldığı süngerli odanın ilk
görüntülerine ulaşıldı. İzmir 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde, koğuş kapısına
vurduğu için süngerli odaya konan ve süngeri söktüğü için hakkında dava
açılan Gökhan Çoban’ın yargılandığı mahkemeye, odanın görüntüleri
geldi. Görüntülerde, odanın dört bir tarafı, tavanı ve tabanının
süngerle kaplı olduğu, oturağın dahi bulunmadığı, köşede bir alaturka
tuvaletin olduğu ve tuvaletin etrafının örtülmeyip açık tutulduğu
görülüyor.
Asıl skandal ise şöyle: Odaya konan mahkumlar, nerede olduğunu bilmedikleri bir kamera tarafından gözleniyor ve bu kamera da, açıkta bulunan tuvalete bakıyor ve mahkûmların bu anları kaydediliyor.
İzmir’de, geçen yıl yasadışı DHKP/C’ye yönelik operasyonda tutuklanan 28 yaşındaki Gökhan Çoban, İzmir 2 No’lu F Tipi Cezaevi’ne kondu. Yasadışı örgüt üyeliği iddiasıyla yargılanan Çoban, 28 Ağustos’ta cezaevindeki sorunları protesto için koğuş kapısını tekmeleyince süngerli oda diye tabir edilen hücreye atıldı. 6 saat odada tutulan Çoban, iddiaya göre, döşemeyi söküp döşemeleri tutturmakta kullanılan zımba tellerini çıkararak, duvara ‘DHKP/C’ diye yazdı.
436 TL 23 kuruş öde...
Gökhan Çoban ifadesinde, döşemelerin zaten sökük olduğunu, tel zımbayla tutturulduğunu, bir kısmının yere sarktığını, düşmekte olan malzemeyi sinirlenip yere attığını söyledi. Çoban’a, 436 TL 23 kuruşluk hasarı karşılamadığı için ‘kamu malına zarar’ suçlamasıyla İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Dava ise 31 Aralık’ta bitti. Çoban’a 5 ay hapis verildikten sonra hükmün açıklanması ertelendi.
Mahkeme, zararın tespiti için cezaevinden, süngerli odanın kamera görüntülerini istedi. Kamera görüntüleri dosyaya girdi. Böylelikle, varlığı daha önce kabul edilen ancak görüntüsü hiç bilinmeyen süngerli oda gün yüzüne çıktı. Görüntülere göre odanın zemini, duvarları ve tavanı süngerle kapatılmış. Odadaki küçük pencere de süngerle kapatıldığı gibi, oturacak herhangi bir nesne bulunmuyor.
Tuvalette bile kayıt!
Hücrenin köşesinde yalnızca alaturka bir tuvalet var. Tuvaletin çevresi örtülmemiş. Dahası, hücredeki güvenlik kamerası da doğrudan tuvaletin bulunduğu köşeye bakıyor. Yani tutuklu tuvaletini yaptığı sırada kaydediliyor. Kamera başındakiler de bu anı izliyor. Çoban’ın oda içerisinde dolaştığı, yere oturup uzandığı ve tuvaletin çevresinde su taşmasını bir bezle engellemeye çalıştığı görülüyor.
Çoban’ın avukatı Serdar Gültekin hem keyfi ceza hem de özel hayatın gizliliği iddiasıyla suç duyurusunda bulunacaklarını belirtiyor. Cezaevi yönetimlerinin geçmişte süngerli oda uygulamasını inkâr ettiklerini belirten Gültekin, “Bu uygulamaya mevzuatta gözlem odası ya da acil müdahale odası deniyordu. Artık bu görüntüler sayesinde gün yüzüne çıkmış oldu” dedi.
Uygulamanın”Kurumun düzeninin ve kişilerin güvenliklerinin ciddî tehlikeyle karşı karşıya kalması hâlinde, asayiş ve düzeni sağlamak için kanunda açıkça belirtilmeyen diğer tedbirler de alınır” şeklindeki düzenlemeye dayandırıldığını belirten Gültekin, şöyle devam etti: “Fakat süngerli oda, işkence odası gibi kullanılıyor. Mahkûmlar bir meseleyi protesto ediyorlar diye kapatılıyor, dövülerek buraya konuyorlar. Bazı mahkûmlar burada dövülüyor. Adeta dayak merkezi gibi kullanılıyor. Dayakla ilgili görüntü istemiş olsaydık muhtemelen ‘silinmiş’ denilecekti”. Odadaki kameranın gizli olduğunu vurgulayan Gültekin, “Tuvaletin gözleniyor olması ise özel hayatın gizliliğini ihlaldir. Bir insan cezaevinde olabilir ama cezaevinde de mahremiyeti koruma altındadır. Kamera olsa bile açısında tuvalet olmamalıdır” diye konuştu.
(Radikal)
Asıl skandal ise şöyle: Odaya konan mahkumlar, nerede olduğunu bilmedikleri bir kamera tarafından gözleniyor ve bu kamera da, açıkta bulunan tuvalete bakıyor ve mahkûmların bu anları kaydediliyor.
İzmir’de, geçen yıl yasadışı DHKP/C’ye yönelik operasyonda tutuklanan 28 yaşındaki Gökhan Çoban, İzmir 2 No’lu F Tipi Cezaevi’ne kondu. Yasadışı örgüt üyeliği iddiasıyla yargılanan Çoban, 28 Ağustos’ta cezaevindeki sorunları protesto için koğuş kapısını tekmeleyince süngerli oda diye tabir edilen hücreye atıldı. 6 saat odada tutulan Çoban, iddiaya göre, döşemeyi söküp döşemeleri tutturmakta kullanılan zımba tellerini çıkararak, duvara ‘DHKP/C’ diye yazdı.
436 TL 23 kuruş öde...
Gökhan Çoban ifadesinde, döşemelerin zaten sökük olduğunu, tel zımbayla tutturulduğunu, bir kısmının yere sarktığını, düşmekte olan malzemeyi sinirlenip yere attığını söyledi. Çoban’a, 436 TL 23 kuruşluk hasarı karşılamadığı için ‘kamu malına zarar’ suçlamasıyla İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Dava ise 31 Aralık’ta bitti. Çoban’a 5 ay hapis verildikten sonra hükmün açıklanması ertelendi.
Mahkeme, zararın tespiti için cezaevinden, süngerli odanın kamera görüntülerini istedi. Kamera görüntüleri dosyaya girdi. Böylelikle, varlığı daha önce kabul edilen ancak görüntüsü hiç bilinmeyen süngerli oda gün yüzüne çıktı. Görüntülere göre odanın zemini, duvarları ve tavanı süngerle kapatılmış. Odadaki küçük pencere de süngerle kapatıldığı gibi, oturacak herhangi bir nesne bulunmuyor.
Tuvalette bile kayıt!
Hücrenin köşesinde yalnızca alaturka bir tuvalet var. Tuvaletin çevresi örtülmemiş. Dahası, hücredeki güvenlik kamerası da doğrudan tuvaletin bulunduğu köşeye bakıyor. Yani tutuklu tuvaletini yaptığı sırada kaydediliyor. Kamera başındakiler de bu anı izliyor. Çoban’ın oda içerisinde dolaştığı, yere oturup uzandığı ve tuvaletin çevresinde su taşmasını bir bezle engellemeye çalıştığı görülüyor.
Çoban’ın avukatı Serdar Gültekin hem keyfi ceza hem de özel hayatın gizliliği iddiasıyla suç duyurusunda bulunacaklarını belirtiyor. Cezaevi yönetimlerinin geçmişte süngerli oda uygulamasını inkâr ettiklerini belirten Gültekin, “Bu uygulamaya mevzuatta gözlem odası ya da acil müdahale odası deniyordu. Artık bu görüntüler sayesinde gün yüzüne çıkmış oldu” dedi.
Uygulamanın”Kurumun düzeninin ve kişilerin güvenliklerinin ciddî tehlikeyle karşı karşıya kalması hâlinde, asayiş ve düzeni sağlamak için kanunda açıkça belirtilmeyen diğer tedbirler de alınır” şeklindeki düzenlemeye dayandırıldığını belirten Gültekin, şöyle devam etti: “Fakat süngerli oda, işkence odası gibi kullanılıyor. Mahkûmlar bir meseleyi protesto ediyorlar diye kapatılıyor, dövülerek buraya konuyorlar. Bazı mahkûmlar burada dövülüyor. Adeta dayak merkezi gibi kullanılıyor. Dayakla ilgili görüntü istemiş olsaydık muhtemelen ‘silinmiş’ denilecekti”. Odadaki kameranın gizli olduğunu vurgulayan Gültekin, “Tuvaletin gözleniyor olması ise özel hayatın gizliliğini ihlaldir. Bir insan cezaevinde olabilir ama cezaevinde de mahremiyeti koruma altındadır. Kamera olsa bile açısında tuvalet olmamalıdır” diye konuştu.
(Radikal)
Bu
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.