Bu vatan bizim. Bırakmayacağız size...!

"bir gün yinede bir gün
-ya tam olmak, ya hiç-
son gün son hesaplaşmada
bir kıvılcım akışı tersine çevirecek..."
(Salih Mirzabeyoğlu)
Yakup Köse ve 33 Gönüldaşımla birlikte yargılandığımız dava da tutuklama kararı çıktı. Tutuklamalar başlayacak. Karar zaten verilmişti gerisi bir kaç teknik meseleydi.
Bu kararın başka türlü olmasını bekliyor muyduk ? Tabi ki hayır.
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu başta olmak üzere, 28 Şubat döneminde işkencelerle zindana atılan yüzlerce Müslümanın, hala zindanda tutulduğu bir zamanda, bu karar dışında başka bir şey beklemek anlamsız olurdu.
Darbecilerin birer birer salındığı bir zamanda, 33 Müslümanın tekrar zindana girmesi gayet normal.
Vatana ihanet edenlerin, ellerini kollarını sallayarak ve hala ihanetlerini sürdürerek istediklerini yaptıkları bir zamanda Müslümanların zulme uğraması normal.
Küçük dağları yaratmış edasında yapılan zulümlere kayıtsız kalan bunca ekabirin olduğu bir demde,
Yalnızca kendi menfaatini düşünüp, doymak bilmez gözlerini toprak doyurana kadar, hırsızlık arsızlık ve ahlaksızlık yapanların el üstünde tutulduğu bir zamanda,
yalnızca Allah diyen, İslam diyen, İnsan diyen, onur diyen, haysiyet diyen, bağımsızlık diyen, kardeşlik diyen, adamların zindandan başka yeri olabilir mi bu yeryüzünde..?
Zulme dur diyebilecek iktidarda olup da bunca yıldır buna dur diyemeyenlerin, buna devamlı mazeret üretenlerin, bu mazeretleri kabul edenlerin, "zulme rıza zulümdür" ölçüsünden bihaber, kendisini sağlama alanların olduğu bir zamanda, hayatında Davasından başka bir derdi olmayan vatan evlatlarının hücrelere girmesinden daha doğal ne olabilir...?
Ve biliyoruz ki, bu memleketi içeriden ve dışarıdan yıkmaya çalışan niceleri var güçleriyle çalışıyor.Yedi düvelin, içerideki hainleri de kullanarak Anadoluyu kan deryası haline getirmek istediği bir zamanda, buna karşı durabilecek, durma iradesi gösterecek bütün Ümmetin kurtuluşunu isteyen, bunun için çabalayan, bunun derdini taşıyan yiğit insanları ya toprağa ya zindana yollamasından daha doğal ne olabilir ki..?
Salih Mirzabeyoğlu gibi, bu çürümüş dünya düzenine alternatif, yaşanılabilir bir dünya görüşü teklif eden bir mütefekkiri, 16 yıldır tecrit ve işkence altında tutan ve bunu değiştirmek için bir adım atmayan böyle bir ülkede, birazcık onurlu olan insanlara zindanlardan başka bir yer yakışır mı..?
Yakışmaz !...
(Yazarının Kulakları çınlasın. 'Waldo'lar' siz neredesiniz..?)
Sistem bu. Sistemin yürütücüleri ortada . Sorumlu o, şu, bu, farketmez.
Dinine, vatanına, halkına ihanet içindeki yapıların, yıllardır bizim gibi Müslümanların davalarına müdahale edip, hukuk tanımadan en ağır cezaları verdikleri artık herkes tarafından biliniyor. Fakat son noktada bu durum İktidarın sorumluluğunda. İktidar kimse vebal onundur. Düzeltmesi gereken de odur.12 yıldır iktidarda kim var..?
Bu memleket bizim.
Biz şu veya bu siyasetin payandası olmadık.
Biz şu veya bu ülkenin paravanı olmadık.
Bizim holdiglerimiz, dersanelerimiz, Tüsiadlarımız, Müsiadlarımız, ihalelerimiz olmadı
Bizim için 'hakikatin hatırı dostun hatırından aladır' ölçüsü esas oldu ve dava yolunda kıvırmamız olmadı.
Bizim, davamız inancımız idealimiz noktasında hiç pazarlığımız olmadı.
Yalnızca Allah rızasını esas bildik ve Pazarlıksız kim Allah ve Resulü diyorsa onu bizden bildik.
Bu memleket bizim.
Son nefesimize kadar, İnancımızı hayata tatbik edebilmek için mücadele edeceğiz ve İnşallah istikametten ayrılmayacağız.
Bu zulmü alkışlayan dünya düzeninde, yapılacak en onurlu şey zulme karşı dik durabilmektir, bedel ödeme pahasına.
Bedel ödemekten çekinmedik, çekinmiyoruz.
Pişmanlık uğramadı semtimize çok şükür...
Çünkü biz, hayatını İslam davasına adamış, bu uğurda yıllarca mücadele etmiş, sistem çapında örgüleştirdiği fikriyatıyla, onurlu bir hayat kavgası vermiş ve bedel ödemiş, -ödemeye devam eden- çalmamış, çırpmamış, arsızlaşmamış, yüzsüzleşmemiş, satılmamış, kaçmamış, ne demişse hayatında onu yaşamış Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu'na inanıyoruz.
Bu vatan bizim. Bırakmayacağız size...!
"bir gün yinede bir gün
-ya tam olmak, ya hiç-
son gün son hesaplaşmada
bir kıvılcım akışı tersine çevirecek..."
(Salih Mirzabeyoğlu)