2010 yılında yapılan referandum ile yargı üzerinde oluşan vesayetçi anlayış ortadan kaldırıldı. Bu adımlar toplumda büyük karşılık buldu, Ergenekon davalarıyla da vesayetin Asker ayağı pasivize edilmişti, ancak Son dönemde yargı, bu konuyla ilgili olarak 'paralel devlet' diye nitelendirilen ağır bir suçlamayla karşı karşıya kaldı. Bu suçlama üzerinde kaldığı sürece de yargının ayakta kalması mümkün değil.
Bugün Yargıtay dairelerine tünemiş paralel yapıların islami davalara verdikleri infaz kararları açık ortada iken, Başta yargı’nın tüm daireleri olmak üzere herkes bu iddialarla ilgili bilgi, belge, fotoraf ve delilleri zaman geçirmeden ortaya koymak zorundadır.
Bu bağlamda da yargının başı olarak nitelenecek Haşim Kılıç’ın Hüsnü kılıç, Salih Mirzabeyoğlu ile çekildiği resim servis edildi, bu konuyu nasıl okumak gerektiği hakkında islami camia’da kafa karışıklıkları meydana geldi, daha önce vali Hüseyin Avni Coş ve Haşim Kılıç hakkında sol haber portallarında yapılan İBDA-C suçlamaları ortada iken ortaya atılan bu fotoraflar düşünülmesi gereken durum halini almışken mesele kısa zamanda netleşti.
Fotorafları servis eden Furkan Haber Sitesi: “Makam sevgisi Kılıç’ın fikirden uzaklaşmasına ve makamları nefs meselesi yapmasına sebep olmuş ki, hükümetin doğru icraatlarının önünü kesmekte bir beis görmüyor...” ifadesinide kullandı, daha öncede yazdığımız gibi bir sağlama yapma gereği hissettim, bugün Devlet işlerin'de belediye'de kanun ve yasa'lara CHP karşı ise yansıması lehimizedir. Haşim Kılıç meselesin'de Haşim Kılıç'a sahip çıkan kesim ''Sol ağızlı kesim'' ise ki ben onlara İslamcı sabetayistler diyorum O zaman Haşim Kılıç meselesi de düşünülür.
Örneklerle bunu açıklamaya çalışalım; Haşim kılıç Anayasa Mahkemesi’ne Merhum Turgut Özal döneminde üyeliğe seçilmiş, 28 Şubat döneminde 17 üyeli mahkeme heyetinde Müslümanlara karşı ağır cezalar, yargısız infazlar yapılırken böylesi çetin bir zaman’da Anayasa Mahkemesi toplantılarında muhalif oy vererek dik duruşunu sergilemişti. Daha sonra Haşim Kılıç Anayasa Mahkemesi başkanlığına seçildi, 2010 referandumu sonucuyla’da eline büyük bir güç geçti, makalenin başında’da belirttiğimiz üzere Anayasa mahkemesi misyonu temizlenerek vesayetçi görünüm kaldırıldı ve Mahkemeye bireysel davaların da intikali sağlanarak güvenirliği artırılmış oldu. Mahkemenin başında olan Haşim Kılıç Müslümanların ve vicdanın yanında olduğuna şüphe katılmaksızın Mahkemenin kararları her zaman kabul gördü.
Lakin inanılası güç bir gelişmeyle Haşim Kılıç’ın Anadolu vicdanından kopmaya başlaması Kirli 17 Aralık darbesi öncesinde Kasım ayı ortalarında Eskişehir’de yapılan anayasa’daki değişikliklere Ahmet Necdet sezer vari verdiği tepkiyle oluştu ve ideoloji ve duruş tanımayıp tek bir ‘’sol’’ çizgide birleşen muhalefetin gözdesi olmayı başardı, 17 Aralığa giden yolda pensilvanya’da yapılan toplantılarda darbe’nin başarılı olması taktirde önemli makam verilecekler arasına girmeyi kesinleştirdi.
Fotorafların yayınlanmasının ardından Haşim Kılıç’tan ses beklerken Anayasa Mahkemesinin 52. Kuruluş yıldönümünde kürsüye çıktı ve baştan aşağıya siyasal bir konuşma yaparak büyük bir çıkış gerçekleştirdi, bu çıkışın sebebini üç nedene bağlaya biliriz, Twiter’ın Mahkeme tarafından kapatma kararının kaldırılması sonucunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bireysel olarak ‘’kişilik haklarının koruma altına alınmasını’’ talebi üzerine Haşim kılıç’ın bunu kişileştirdiği öngörüsü var. İkinci sebeb ise Kasım ayından bu yana Haşim Kılıç’ın cemaat’e verdiği açık destek, üçüncüsü fotorafların yayınlanması sonrasında Kılıç’ın eski arkadaşlarının kendisini ‘’harcadığı’’ duygusu, ikincisi daha ağır basıyor görünsede Bülent Arınç’ın dile getirdiği gibi ‘’ Kürsüde Egosu incinmiş, siyaset tarafından örselendiğini düşündüğü için tepki gösteren bir kişi vardı’’ söylemiylede birinci tezi güçlendiren bir gerçek var ortada.
Ama en önemlisi Yargı’da tünemiş paralel yapıların tasviyesi ve 28 Şubat sonucu zindan’a giren ve hala zindan’da bulunan mağdurlar için bir umut ışığı doğmuşken, Haşim Kılıç bir bakıma 27 Nisan mıhtırası örneği gibi Yeni Türkiye’yi elinin tersiyle itip, vesayetçi Türkiye’ye geri getirilcesine Anayasa Mahkemesinin başkanına yakışmayacak uslübta, Muhalif parti başkanı edasında, kürsüden millet iradesinin üstünde bir tavır sergileyip yargının siyaseti ve hükümeti dizayn etme görevi aldığını trajik bir şekilde hatırlattı.
12 yıldır Millet iradesini hiçe sayanların durumu ortada iken ve en önemlisi Müslüman Anadolu halkına karşı milliyetçi-maocu
Fotoraflara’da gelmiş olursak Aydınlık gazetesinin ve Ulu-solcu medyanın Haşim Kılıç için dezanfermasyon yaptığı aylarda bu fotorafların maddi ve manevi değerlerinin zirve yaptığı dönemde millet iradesine ters düşecek bir harekete mahal vermemek için servis edilmeyip, Laikçi ve Kemalist çevrelerin Haşim Kılıç üzerine baskı kurduğu hatta Hanımını hedef alan adice tutumlarına karşı Haşim Kılıç’ın yanında yer alan tutum sergilemesi, şimdi Haşim kılıç’ın kendini linç edenlerle yer alması meseleyi açıklamaya yeterde artar bile.
Salih Mirzabeyoğlu’nun özgürlüğünden söz edip sola devşirilenlerin bu hususları unutup ‘’Hainlikle’’ suçladığı kişiler ve islami camia karşısında bir kez daha gülünç duruma düşmeleri ilahi bir taktir olsa gerek ki bu onların devşirmeliklerin
Bugün Haşim Kılıç geçmişini red edip, bir twiter yasağına ses çıkardığı kadar, AYM başkanı olarak kürsüden Salih Mirzabeyoğlu’nun özgürlüğünden bahsetse idi ona sahip çıkıp karşı tarafı hainlikle suçlayanlar ‘’Bakın kaç yıldır sesi çıkmadı şimdi çıkıyor…’’ söylemleriyle esip gürlemiyeceklerm
Haşim Kılıç yargı cübbesini çıkarıp siyasete atılmış bulunmaktadır, kısa zaman sonra önüne gelecek Dersane kapatma ve Mit yasasını’da bozma sinyallerini vermiştir. Türkiye yeni bir krize gebedir ve bu krizde herzamanki gibi hukuki değil siyasidir.
Selam ve dua ile…
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.