Davutoğlu: Yesrib, Medine olduysa merhameti sebebiyledir

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuşan Başbakan Davutoğlu, Suriyeli mültecilerin Türkiye'ye alınmasına karşı çıkanları eleştirerek Asr-ı Saadet'ten örnekler verdi. Davutoğlu 'Yesrib, Medine olduysa merhameti sebebiyledir' dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuştu.

İkinci önemli yıl dönümünün yarınki Hicri Yılbaşı olduğunu anlatan Davutoğlu, "Yeni Hicri Yılbaşı bütün milletimize ve İslam dünyasına hayırlı ve mübarek olsun. Acılarla giriyoruz ama tam da bizim siyaset felsefemiz ve takip ettiğimiz dış siyaseti anlamak için hicreti anlamak lazım. Hicret bir insanlık sınavıydı. Bir grup garip, başlarında bir ulu peygamber yurtlarından yerlerinden sürüldüler. Yerine herşeylerini bıraktılar. Bir tek imanlarını yüreğinde taşıyarak bir bilinmeze Medine'ye doğru yürüdüler. Onurları, özgürlükleri için ve sonradan gelecek nesillere bir vahiy emaneti bırakmak için yürüdüler. Selam olsun onlara ki bize o özgürlük ve onur davasını tebliğ ettiler ve bir grup insan ilahilerle büyük bir rahmet ve merhamet duasıyla yollarda gözleri onları beklediler'' diye konuştu

'MEKKE VE MEDİNE'NİN BULUŞMASI İNSANLIK VİCDANININ BULUŞMASIDIR'

''Hicret edenler gidenlerin ulaşacakları yerdeki kardeşlerinden emindiler'' diyen Davutoğlu, ''Onları karşılayan ensar yapacakları vazifenin bilincindeydiler ve tarihin gördüğü en kutsal buluşma gerçekleşti. Mekke ile Medine'nin bulaşması, iki şehrin buluşması değil hicretle muhacirlerle Ensarın buluşması iki grup insanın buluşması değil, insanlık vicdanının buluşmasıydı. Hepimize örnek olan insanlık vicdanın, onun için yılbaşı Hicri Yılbaşı olarak kabul edildi ve ulu peygamber bir eve misafir oldu. Ebu Eyüp El Ensari'nin evine ki o İstanbul'un manevi fatihi ve bütün diyarların ruhi mimarıdır.

Şimdi biz, bu topraklarda yaşayanlar bütün İstanbullular ama bütün İstanbul'u kendisine tarihi bir yön olarak gören bütün vatandaşlarımız için bizim felsefemiz Ebu Eyüp El Ensari'nin felsefesine dönüktür. Eğer bir garip bize doğru yürür, eğer eşi öldürülmüş mazlum kadın bize doğru yürürse, bütün dünya karşımızda dursa, herkes bize düşman kesilse Allah ve millet şahit olsun biz o kapıyı kapatmayız. Aynen Ensar'ın muhacire kapıyı kapatmadığı gibi. Ama onlar bunu anlayamazlar.

Yine iki insanlık felsefesi var, hicreti anlayanlar, Ensar'ı bilenler, muhaciri bilenler yani sizler yani bizler, bizim siyasetimiz farklı olur. Bizim siyasetimizde Ahi Evran'dan gelen evini, kapını ve yüreğini herkese açık tut felsefesiyle ilgilidir ve açık tuttuk. 1,5 milyon Suriyeli kardeşimizi bağrımıza bastık. Hiçbirşey beklemeden bunu bir emanet sayarak açık tuttuk. Yetimlerin gittik başlarını okşadık. Gazianteplileri, Kahramanmaraşlıları, bağrında bu kardeşlerimizin kamplarını barındıran bütün insanları Ebu Eyül El Ensari adına selamlıyorum. Allah sizden razı olsun" dedi.

'YESRİB NASIL MEDİNE OLDU'

Davutoğlu ''Türkiye'nin ve dünyanın her yerinde ve bazıları şunu tartışma konusu yaptılar, 'Niye 4,5 milyar lira bunlara harcadık'. Onlara da şunu demek isterim.

Muhacir Medine'ye yürüdüğünde Medine Yesrip küçük bir şehirdi ama sonra bütün İslam şehirlerine adına veren bir şehir oldu. Hala milyonlarca insan Medine'nin kokusunu almak için oraya yürüyor .Eğer Yesrib milyonlarca insana kapısını açmasaydı Medine olamazdı. Milyonlarca insan oraya yürüyüyemezdi. Küçük hesaplar yapsalardı, benim odam sadece bana yeter deselerdi Yesrib sadece Yesrib kalırdı. Medine olduysa merhameti sebebiyle, merhametin getirdiği bereketle oldu.

Türkiye bölgesel güç olmaktan küresel bir güç olmaya yürüyecekse bu merhamet ve vicdanla yürüyecek. O merhamet ve vicdan olmadan ekonomik güç olursa o ekonomik güç Karunlaşır ama biz aşımızı paylaşırsak Rabbimiz de sofrayı bereketlendirir. Biz, hep merhametin yolcuları olacağız. Hicri Yılbaşında bir kez daha diyoruz ki hür bir sesle diyoruz ki Hicret nasıl bir ahlak gerektiriyorsa ne gerekiyorsa ne pahasına olursa bu ahlakı, Medine'nin ruhunu ebediyete kadar koruyacağız" şeklinde konuştu.

'HZ.HÜSEYİN'İN YOLCUSU OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

"Üçüncü yıldönümü, 10 Muharrem geliyor. Kerbela" diyen Davutoğlu, "Yine insanlık onuru için bu kez Medine'den Kerbela'ya doğru yürüyen bir ulu yiğit, önder Hz. Hüseyin. O gün birileri Hz. Hüseyin'e baksaydı şunu derdi, hakka adalete değil de güçlü olana bakalım diyenler Hz. Hüseyin'e herhalde şöyle bakardı. Ya ne kadar realist olmayan bir iş yapıyor. Küçük bir insan topluluğuyla büyük bir orduya karşı yürüyor. Hiç mi hesap etmiyor.

Şimdi birileri bize diyor ya hak ve adalet söz konusu olduğunda susun güçlülerin yanıda olun diyenler var ya onlar Hz. Hüseyin'in dahi aklını ölçmeye kalkarlardı. Ama Hz. Hüseyin vicdanı, merhameti onuruyla yürüdü. Aynen bizim şimdi dünyanın her yerinde mazlumlara sahip çıkmamız gibi. Hz. Hüseyin hesap yapmadan zalime karşı yürüdü. Sonunda şahadet olduğunu bildiği. insanlığa verilecek mesaj adına yürüdü.

Biz, Hz. Hüseyin yolcusu olmaya devam edeceğiz. Zalime zalim, mazluma mazlum demeye devam edeceğiz. Orada da iki tavır var, bir bizim tavrımız Hüseyni tavır, biri de diğerlerinin tavrı 'hesapçı tavır'. Zalimle mazlum söz konusu olduğunda zalimin zülmüne, mazlumun çektiği ıstaraba bakmadan acaba zalim bizim yanımızda mı, bizden biri mi diye bakıp ona göre zalime zalim diyenler ya da demeyenler" ifadelerine yer verdi.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.