AB'ye, Nato'ya mecbur muyuz?

Başlığı kısaca, “Batı’ya mecbur muyuz?” şeklinde atmak da mümkündü. Maksadımı açık bir şekilde ifade edebilmek için, “AB, NATO ve ABD’ye mecbur muyuz?” şeklinde belirledim. Aslında AB, NATO ve ABD; Batı kavramına dâhildir. Bu noktada başlıktaki soruma ille de “evet” ya da “hayır” cevabı vermeniz gerekmediğini hatırlatmak istiyorum. Önemli olan bu soru üzerinde toplum olarak artık düşünmeye başlamak zorunda oluşumuzdur. Çünkü ülke olarak son bir asırdır yerimizi Batı’nın yanı olarak belirlemiş durumundayız. Her ne kadar tepeden inme bu tercih milletimizin büyük çoğunluğu tarafından benimsenmemiş olsa da devlete hâkim olan zihniyet toplumun tüm değer yargılarını Batı’ya göre ayarlamak yönünde hareket ediyor. Ancak, Türkiye Batı’ya yönelik ne kadar sevgi ve hayranlık duyguları ile dolu olursa olsun, bu sevgi ve hayranlığımızın kabul görmemiz için yeterli olmadığı da ortada. Bunun nedenleri üzerinde tekrar durmak istemiyorum. Görmek isteyenler bunun sebeplerini biliyor.

Yukarıdan beri dikkat çekmeye çalıştığım sorunun cevabı için Irak ve Suriye’de cereyan eden olaylar ve AB’de maruz kaldığımız muameleyi hatırlamak yeterlidir. Söz gelimi Sovyetler Birliği’nin 1990’da dağılmasının ardından bağımsızlığını kazanan ülkeler AB’ye bekletilmeden kabul edilirken Türkiye’nin hâlâ kapıda bekletilmesi, hatta Türkiye’nin kabulü için her gün yeni şartlar ileri sürülmesi karşısında, niçin ısrarla AB’ye gireceğiz diye çırpınırız sorusuna birilerinin makul bir cevap bulması gerekmez mi?

ABDÜLKADİR ÖZKAN / MİLLİ GAZETE

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.