BASIN AÇIKLAMASI
Memleketimiz cami dolu hamdolsun. Hepsinin de kapısı açık. Savaş kıtlık afet gibi bir derdimiz de yok. Karnımız da aç kalmıyor. İşte bu bakış tam olarak maddeci bakış. Eğer Sultan Fatih de böyle düşünüyor olsaydı bırakın fethedip vakfiye yazmayı, Ayasofya’ya dokunmazdı bile.
Sultan Fatih neden Ayasofya’yı camiye çevirdi?
Neden parasını bizzat cebinden karşılayıp ümmete vakfetti?
Konstantinopol’e cami inşa edecek başka arazi yok muydu?
Ya da fetheder etmez tutup da koca kiliseyi cami yapmak iş miydi?
Bugünün yaygın anlayışına göre Sultan Fatih başımıza iş açtı. İleride şehrin camilerle dolacağını, Ayasofya’nın “Olmasa da olur halbuki” kıvamına bürüneceğini tahmin edemedi. Üstüne üstlük bir de beddua bırakarak ümmeti dipsiz bir girdaba mahkum etti.
Bugün sevgi seline maruz bıraktığımız liderlere zerre muhalefet edemezken, asırlar öncesinin Sultan Fatih’i umrumuzda bile değil.
Bugün Ayasofya’ya biletle girip, içerideki tasvirleri inceleyip, yapısal ihtişama hayran kalıp sonra evine dönen on binlerce Müslüman var. Ayasofya’yı ümmetten koparanlar zamana yaymak suretiyle Ayasofya bilincini de ümmetten kopardılar. Artık Ayasofya fethin sembolü değil, Tarihi Yarımada’da bir müze. Eski bir yapı. Belki de olası bir sarsıcı depremde tarihin derinliklerinde yerini alacak bir bina.
Savaşmışız, şehit olmuşuz, fethetmişiz. Mağlup zihniyet, ya da başka bir deyişle malum zihniyet asırlar sonra tekrar hortlamış, ve bizim fetih sembolümüzü kapatmış. Bir de dini liderleri kilometrelerce öteden gelip içeri giriyor, boynu bükük mabedimizi ziyaret ediyor. Bunun bir müze ziyareti olduğuna inanacak kadar saf değilizdir inşallah.
Uzun lafın kısası kapalı bir mabed, atmosferde gezinen kızgın bir beddua, bu beddua nedeniyle belini doğrultamayan bir ümmetten bahsediyoruz. Uyanış diyoruz, diriliş, fark ediş diyoruz. Sahip çıkalım diyoruz.
Ayader olarak Ümmeti Madde İslamı’ndan Mana İslamı’na davet ediyoruz. Müslümanların Ayasofya’yı, Mescid-i Aksa’yı, Emevi Camii’ni ellerinden tutup ayağa kaldırmasını, gözyaşlarını silmesini istiyoruz.
Aslında çok şey istemiyoruz.
Ümmet bilinci istiyoruz.
İttihâd şuuru istiyoruz.
Çünkü kan ve gözyaşı şuurla bitecek.
Uyanık olmakla bitecek.
Klavye aşındırmakla, reel politiğe verilen canhıraş desteklerle, hissiz ibadetlerle, madde talebine inşa edilmiş dualarla, salisesi şaşmayan dizi takibiyle, sonu gelmez spor yorumlarıyla, helal mi haram mı bilinmeyen gıdaları kana karıştırmakla, çocuğa dua yerine şarkı öğretmekle, ümmet bilincini parti, hemşehricilik ya da dini cemaatçilik ile karıştırmakla kurtuluş gelmez.
Sen söyle Müslüman, gelir mi?
İLETİŞİM: http://facebook.com/ayasofyadernegi - https://twitter.com/ayader_
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.