MAZLUMDER Genel Sekreteri Kartal, '28 Şubat mahpusları kimseden af talebinde bulunmuyor. Onlar gayrimeşru mahkeme kararlarıyla tıkıldıkları cezaevlerinden bırakılmak ve yeniden yargılanmak istiyorlar.' dedi.
28 Şubat postmodern darbesi sonrasında çeşitli kumpaslar sonucunda cezaevlerine konan ve çeyrek asırdır zindanlarda olan Yusufiler için adalet arayışı devam ediyor.
Yılbaşından 28 Şubat'a kadar her gün yapılan ve bu günden sonra da her ayın 28'inde gerçekleştirilen basın açıklamaları, bu ay İstanbul'daki Saraçhane Parkı'nda yapıldı.
Basın açıklamasını okuyan Mazlum-Der Genel Sekreteri Av. Kaya Kartal, cezaevlerinde bulunan Yusufilerin Kurban Bayramı'nı aileleriyle birlikte geçirmesi talebinde bulundu.
Cezaevleri söz konusu olduğu zaman 28 Şubat zulmünün en ağır ve vahşi şekliyle devam ettiğini belirten Kartal, "Malumun ilanı için defalarca bu meydan dâhil çeşitli meydanlarda, adliye ve cezaevi önlerinde, dernek binalarında, kapalı salonlarda toplandık, toplanıyoruz. Her seferinde 'Yeter artık!' dememize rağmen maalesef birileri için yetmemiş olacak ki bu zulüm devam ediyor. 90'lı yıllardan bugüne Türkiye ve dünyada çok şey değişmiş, rejimler yıkılıp rejimler kurulmuş, heyecan uyandırıcı devrimler ve halk hareketleri yaşanmış, işgaller ve darbelerle toplumlarımız baskılanmaya ve son yaşadığımız darbe girişimi ile 28 Şubat tekrar hortlatılmaya çalışılmıştır. Bütün bu değişimler karşısında değişmeyen bir zulüm olarak yargıdan kaynaklanan zulümler devam etmiştir. 28 Şubat'ın brifingli yargısı ile yerini bıraktığı paralel yargı süreçlerinde her ideolojiden binlerce insan sanık sandalyesine oturtulmuştur. Bu insanlar torba dosyalara dâhil edilerek haberdar bile olmadıkları sözde eylemlerin sözde failleri yapılarak devletin faili meçhul sicili temizlenmeye çalışılmış ve tıkıldıkları cezaevlerinde unutulmaya terk edilmişlerdir." dedi.
"Onlar af talebinde bulunmuyorlar, yeniden yargılanmak istiyorlar"
28 Şubat'ın brifingli yargısının ve bu yargının oluşturduğu zemine basarak büyüyen paralel yargının hukuksuz kararlarıyla 20 yılı aşkın süredir cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpuslarının kimseden af talebinde bulunmadıklarını hatırlatan Kartal, şunları söyledi:
"Onlar gayrimeşru mahkeme kararlarıyla tıkıldıkları cezaevlerinden bırakılmak ve yeniden yargılanmak istiyorlar. Defalarca vurguladığımız üzere, kendilerini tutuklayanlar tutuklu hale geldiği halde af talebinde bulunmayan, vakur ve onurlu bir duruşla haklarını arayan bu insanların ve ailelerinin hak taleplerine kulak vermek ve gereğini yerine getirmek, açıktır ki başta yargı, iktidar ve TBMM olmak üzere herkesin üzerine düşen önemli bir görevdir. 28 Şubat mahpuslarının Kurban Bayramı'nı aileleriyle birlikte geçirmelerini bekliyoruz. Bunun için herkes bahaneleri ve korkuları bir tarafa bırakarak üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Mazlum-Der olarak, brifingli yargılamaların kötü mirasını devralan mevcut mahkemeleri, iş yoğunluğu bahanesini bir tarafa bırakarak, gerekirse gecelerini gündüzlerine katarak bu sorunu çözmeye davet ediyoruz. 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat'ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını talep ediyoruz. 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz."
Kartal'ın konuşmasının ardından, basın açıklamasına destek veren diğer sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de birer konuşma yaptı.
"28 Şubat sürecinin yansımaları devam ediyor"
28 Şubat'ın üzerinden yıllar geçtiğini ancak Müslüman tutsakların hâlâ cezaevlerinde olduğunu kaydeden Köklü Değişim dergisi yetkililerinden Mahmut Kar, "28 Şubat sürecinin yansımaları devam ediyor. 28 Şubat sürecinde Müslümanlara yönelik baskıların tekrar başlayacağı, İslami camiaların tekrar baskı altına alınacağı konuşuluyor. 28 Şubat mağduriyetlerinin bir an önce bitmesi gerekiyor. Ergenekoncuların yargılamalarını yapan FETÖ, Müslümanların da yargılamalarını yaptı ve cezaevine tıktı. Şu an cezaevinde olan Müslüman mağdurların cezaevlerine atılmasına sebep olanlar FETÖ'den cezaevinde. Bu mağduriyetlerin giderilmesi için bu yeterli bir gerekçe değil midir?" ifadelerini kullandı.
"Ajanlık yapan bir papazın bırakıldığı ülkede Müslümanların cezaevinde olması çelişkidir"
Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkan Yardımcısı Molla Cemal Çınar, 28 Şubat'la ilgili söylenecek sözlerin ve hukuki süreçlerin sonuna gelindiğini anlattı. Çınar, "28 Şubat, bu ülkede adaletin tesisi açısından çok önemlidir. Eğer hâlâ 28 Şubat mağdur olan insanlar cezaevlerinde hayatlarını sürdürüyorlarsa demek ki adalet anlayışımızda sorun devam ediyor. Ajanlık yaptığı tespit edilen bir papazın bırakıldığı bir ülkede en az 20 yıldır içeride olup güneş yüzü görmeyen mazlum Müslümanların hâlâ cezaevlerinde olması asrımızın en büyük çelişkilerindendir." şeklinde konuştu.
"Tutuklanmayan darbecilerin durumu, 28 Şubat mağdurlarını derinden yaraladı"
Çeyrek asırdır cezaevinde olan Ahmet Şat'ın ablası Zeynep Durmaz, "28 şubat davasında yargılanan ve müebbet hapse mahkûm edildiği halde yaşları ve sağlık durumları bahane edilerek tutuklanmayan darbecilerin durumu, 28 Şubat mağdurlarını ve özellikle ailelerini derinden yaralamıştır." dedi.
Annelerinin mağduriyeti kendilerini de etkiledi
Annelerinin 28 Şubat'ta başörtüsü dolayısıyla mağdur olduğunu anlatan İrem Aydın ve Sümeyye Olgun, bu sebeple kendilerinin de mağdur edildiğini vurguladı.
"İnşallah aileleriyle beraber iki bayramı birlikte yaşarlar"
Söz konusu dönemde başörtüsü dolayısıyla mağduriyet yaşayan Rabia Çakmak ise şunları aktardı: "Biz mağduriyetin ne demek olduğunu biliyoruz. Bu sebeple bütün 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesini istiyoruz. Zindandaki Yusufilerin bu bayramı dışarıda geçirmesini istiyoruz. İnşallah aileleriyle beraber iki bayramı birlikte yaşarlar."
28 Şubat postmodern darbesi sonrasında çeşitli kumpaslar sonucunda cezaevlerine konan ve çeyrek asırdır zindanlarda olan Yusufiler için adalet arayışı devam ediyor.
Yılbaşından 28 Şubat'a kadar her gün yapılan ve bu günden sonra da her ayın 28'inde gerçekleştirilen basın açıklamaları, bu ay İstanbul'daki Saraçhane Parkı'nda yapıldı.
Basın açıklamasını okuyan Mazlum-Der Genel Sekreteri Av. Kaya Kartal, cezaevlerinde bulunan Yusufilerin Kurban Bayramı'nı aileleriyle birlikte geçirmesi talebinde bulundu.
Cezaevleri söz konusu olduğu zaman 28 Şubat zulmünün en ağır ve vahşi şekliyle devam ettiğini belirten Kartal, "Malumun ilanı için defalarca bu meydan dâhil çeşitli meydanlarda, adliye ve cezaevi önlerinde, dernek binalarında, kapalı salonlarda toplandık, toplanıyoruz. Her seferinde 'Yeter artık!' dememize rağmen maalesef birileri için yetmemiş olacak ki bu zulüm devam ediyor. 90'lı yıllardan bugüne Türkiye ve dünyada çok şey değişmiş, rejimler yıkılıp rejimler kurulmuş, heyecan uyandırıcı devrimler ve halk hareketleri yaşanmış, işgaller ve darbelerle toplumlarımız baskılanmaya ve son yaşadığımız darbe girişimi ile 28 Şubat tekrar hortlatılmaya çalışılmıştır. Bütün bu değişimler karşısında değişmeyen bir zulüm olarak yargıdan kaynaklanan zulümler devam etmiştir. 28 Şubat'ın brifingli yargısı ile yerini bıraktığı paralel yargı süreçlerinde her ideolojiden binlerce insan sanık sandalyesine oturtulmuştur. Bu insanlar torba dosyalara dâhil edilerek haberdar bile olmadıkları sözde eylemlerin sözde failleri yapılarak devletin faili meçhul sicili temizlenmeye çalışılmış ve tıkıldıkları cezaevlerinde unutulmaya terk edilmişlerdir." dedi.
"Onlar af talebinde bulunmuyorlar, yeniden yargılanmak istiyorlar"
28 Şubat'ın brifingli yargısının ve bu yargının oluşturduğu zemine basarak büyüyen paralel yargının hukuksuz kararlarıyla 20 yılı aşkın süredir cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpuslarının kimseden af talebinde bulunmadıklarını hatırlatan Kartal, şunları söyledi:
"Onlar gayrimeşru mahkeme kararlarıyla tıkıldıkları cezaevlerinden bırakılmak ve yeniden yargılanmak istiyorlar. Defalarca vurguladığımız üzere, kendilerini tutuklayanlar tutuklu hale geldiği halde af talebinde bulunmayan, vakur ve onurlu bir duruşla haklarını arayan bu insanların ve ailelerinin hak taleplerine kulak vermek ve gereğini yerine getirmek, açıktır ki başta yargı, iktidar ve TBMM olmak üzere herkesin üzerine düşen önemli bir görevdir. 28 Şubat mahpuslarının Kurban Bayramı'nı aileleriyle birlikte geçirmelerini bekliyoruz. Bunun için herkes bahaneleri ve korkuları bir tarafa bırakarak üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Mazlum-Der olarak, brifingli yargılamaların kötü mirasını devralan mevcut mahkemeleri, iş yoğunluğu bahanesini bir tarafa bırakarak, gerekirse gecelerini gündüzlerine katarak bu sorunu çözmeye davet ediyoruz. 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat'ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını talep ediyoruz. 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz."
Kartal'ın konuşmasının ardından, basın açıklamasına destek veren diğer sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de birer konuşma yaptı.
"28 Şubat sürecinin yansımaları devam ediyor"
28 Şubat'ın üzerinden yıllar geçtiğini ancak Müslüman tutsakların hâlâ cezaevlerinde olduğunu kaydeden Köklü Değişim dergisi yetkililerinden Mahmut Kar, "28 Şubat sürecinin yansımaları devam ediyor. 28 Şubat sürecinde Müslümanlara yönelik baskıların tekrar başlayacağı, İslami camiaların tekrar baskı altına alınacağı konuşuluyor. 28 Şubat mağduriyetlerinin bir an önce bitmesi gerekiyor. Ergenekoncuların yargılamalarını yapan FETÖ, Müslümanların da yargılamalarını yaptı ve cezaevine tıktı. Şu an cezaevinde olan Müslüman mağdurların cezaevlerine atılmasına sebep olanlar FETÖ'den cezaevinde. Bu mağduriyetlerin giderilmesi için bu yeterli bir gerekçe değil midir?" ifadelerini kullandı.
"Ajanlık yapan bir papazın bırakıldığı ülkede Müslümanların cezaevinde olması çelişkidir"
Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkan Yardımcısı Molla Cemal Çınar, 28 Şubat'la ilgili söylenecek sözlerin ve hukuki süreçlerin sonuna gelindiğini anlattı. Çınar, "28 Şubat, bu ülkede adaletin tesisi açısından çok önemlidir. Eğer hâlâ 28 Şubat mağdur olan insanlar cezaevlerinde hayatlarını sürdürüyorlarsa demek ki adalet anlayışımızda sorun devam ediyor. Ajanlık yaptığı tespit edilen bir papazın bırakıldığı bir ülkede en az 20 yıldır içeride olup güneş yüzü görmeyen mazlum Müslümanların hâlâ cezaevlerinde olması asrımızın en büyük çelişkilerindendir." şeklinde konuştu.
"Tutuklanmayan darbecilerin durumu, 28 Şubat mağdurlarını derinden yaraladı"
Çeyrek asırdır cezaevinde olan Ahmet Şat'ın ablası Zeynep Durmaz, "28 şubat davasında yargılanan ve müebbet hapse mahkûm edildiği halde yaşları ve sağlık durumları bahane edilerek tutuklanmayan darbecilerin durumu, 28 Şubat mağdurlarını ve özellikle ailelerini derinden yaralamıştır." dedi.
Annelerinin mağduriyeti kendilerini de etkiledi
Annelerinin 28 Şubat'ta başörtüsü dolayısıyla mağdur olduğunu anlatan İrem Aydın ve Sümeyye Olgun, bu sebeple kendilerinin de mağdur edildiğini vurguladı.
"İnşallah aileleriyle beraber iki bayramı birlikte yaşarlar"
Söz konusu dönemde başörtüsü dolayısıyla mağduriyet yaşayan Rabia Çakmak ise şunları aktardı: "Biz mağduriyetin ne demek olduğunu biliyoruz. Bu sebeple bütün 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesini istiyoruz. Zindandaki Yusufilerin bu bayramı dışarıda geçirmesini istiyoruz. İnşallah aileleriyle beraber iki bayramı birlikte yaşarlar."
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.