Tarihçi Armağan: Belgeler, Sabahattin Ali cinayetine yeni ipuçları sunuyor

Dönemin CHP iktidarınca öldürülen gazeteci ve yazar Sabahattin Ali’nin ölümünün üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen, suikast üzerindeki sır perdesi hala aralanamadı.Sabahattin Ali’nin ölümünün ardındaki sır perdesiyle ilgili olarak aksam.com.tr’nin dün yayımladığı iki belgeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mustafa Armağan, “Her iki belge de Sabahattin Ali cinayetine yeni ipuçları düşürüyor. Bu belgelerden anlaşılıyor ki, sosyalistlerin asla toz kondurmadıkları Neriman Hikmet’in 1971 muhtırasından sonra evini basan polislere ‘arkadaşlar’ demesi pek de garipsenecek bir şey değilmiş; zira içeriden bilgi aldıkları ‘beşinci kol’ vazifesini üstleniyormuş.” dedi.

aksam.com.tr'nin ulaştığı gizli belgeler büyük yankı uyandırdı. CHP iktidarı tarafından öldürülen gazeteci Sabahattin Ali hakkındaki belgelere ilişkin yine aksam.com.tr'ye açıklama yapan ünlü tarihçi Mustafa Armağan 'Belgeler cinayete ilişkin yeni ipuçları sunuyor' dedi.

İşte Armağan'ın o açıklamaları;

Dönemin CHP iktidarınca öldürülen gazeteci ve yazar Sabahattin Ali’nin ölümünün üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen, suikast üzerindeki sır perdesi hala aralanamadı. CHP iktidarına yönelik kaleme aldığı muhalif yazılarla hedef tahtasına oturtulan Sabahattin Ali’nin dönemin istihbarat ve polis teşkilatının da yardımıyla öldürülmesini masaya yatıran aksam.com.tr, konuyu tarihçi yazar Mustafa Armağan’la konuştu.Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki tek tip kültür ve muhalefetsiz bir ülke oluşturulma çabalarının hakiki sanatkâr kumaşından nasiplenmiş olan Sabahattin Ali’nin tepki duymasına ve CHP’nin sömürü düzenini eleştirmesine yol açtığını anlatan Mustafa Armağan, “Toplumu acımasız denilecek derecede gerçekçi gözlerle ele alması, güllük gülistanlık bir toplum imajı çizme gayretkeşliğindeki yöneticilere batıyor, onları elbisenin içine giren bir diken gibi sürekli rahatsız ediyordu.” dedi.

“BAŞI CHP’DEN HİÇ KURTULMADI”
Sabahattin Ali’nin başının CHP’den hiç kurtulamadığını söyleyen Mustafa Armağan, “Şair ve yazar Sabahattin Ali, 1931 yılı sonlarından öldürüldüğü 1947 Nisanı’na kadar defalarca yargılanmış, hapislere girmiş, kitapları ve dergisi defalarca toplatılıp müsadere edilmiştir. Bunun sebebi ise kalıplara sığmayan, rejime körü körüne itaat etmemekte ısrar eden bir yazar olmasıdır.” diye konuştu.
Sabahattin Ali kitaplarının CHP tarafından toplatıldığına da dikkat çeken Armağan, “1945 yılında Sırça Köşk adlı kitabı yayımlanır yayımlanmaz CHP'nin Bakanlar Kurulu kararıyla toplatılır. Kitap aslında bir masal havası içinde Tek Parti rejiminin üstü kapalı bir eleştirisini vermektedir.” ifadelerini kullandı.

“EBEDİYEN SUSTURULMASI TERCİH EDİLDİ”

Sabahattin Ali’nin yapılan baskılara boyun eğmediğini söyleyen Mustafa Armağan, “CHP faşizminin gazetesini kapatarak, kitaplarını toplatarak, yazılarına dava açtırarak, mahkemelerde süründürerek, ensesine adamlar dikip takip ettirerek susturmaya çalıştıkları her defasında Sabahattin Ali’nin içindeki isyankâr taraf coşuyordu. Bu durumda ebediyen susturulması tercih edildi. Lakin Sabahattin Ali’nin ömrünün, Ömer Muhtar’ın idamından önce İtalyanlara dediği gibi, cellatlarınınkinden daha uzun ve daha şerefli olacağını tahmin edemediler.” dedi.

Bu konuyu “Bilinmeyen Yönleriyle İsmet İnönü Gerçeği” kitabında da masaya yatırdığını belirten Armağan, “Kitabımda bu cinayetin bilinmeyenlerinden çok, pek dile getirilmeyen ve üzerinde yeterince durulmayan taraflarına değindim. Mesela solcu yazar ve şair Hasan İzzettin Dinamo, Prof. Çetin Yetkin’e gönderdiği uzunca bir yazıda Sabahattin Ali’nin, Nazilerin ‘İm flieken erschossen’, yani kaçarken vurulmuş süsü verme taktiğiyle sınıra götürülüp orada devlet tarafından öldürüldüğünü yazmıştır.” sözlerini kullandı.

“YALÇIN KÜÇÜK’ÜN TEZİ DAHA İLGİNÇ”
Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün “Aydın Üzerine Tezler” eserinde Sabahattin Ali vakası noktasında daha karmaşık ve daha ilginç bir tez kaleme aldığını belirten Mustafa Armağan, bu tezi şu sözlerle anlattı:
“Sabahattin Ali, Bulgaristan’a adam kaçıran bir şebekeyi yakalatma karşılığında Bulgaristan’a geçmek üzere zamanın Milli İstihbarat Teşkilatı olan Milli Emniyet ile yaptığı pazarlık sonucunda ve sınırı geçtiği bir sırada arkadan vurularak öldürülüyor. Sabahattin’in ölümü, öldürülmesinden altı ay kadar sonra, Türkiye’de sol tehlikeyi abartmak ve solcuları terörize etmek için büyük bir kampanya içinde kullanılıyor. Fetişçi ve bayağı sol, rejimin bu senaryosunu, biraz değiştirerek kullanmayı tercih ediyor.”
“ULAŞTIĞINIZ BELGELER, CİNAYETE İLİŞKİN YENİ İPUÇLARI ORTAYA KOYUYOR”
Sabahattin Ali’nin dönemin Milli Emniyeti tarafından adım adım takip ettirildiğine ilişkin aksam.com.tr’nin dün yayımladığı Türk Tarih Kurumu belgeleriyle ilgili konuşan Mustafa Armağan, “Her iki belge de Sabahattin Ali cinayetine yeni ipuçları düşürüyor. Mesela “M.” imzalı muhbirin her iki yazışmada da bilgileri aldığı kişi olarak Neriman Hikmet’in adını vermesi önemlidir.” dedi.
Sol literatürde Suat Derviş’in ev arkadaşı olan Neriman Hikmet’ten hiç şüphelenilmediğini, ondan daima masum ve ürkek bir tip olarak söz edildiğini anlatan Mustafa Armağan, “Hatta 1971 muhtırasından sonra evini basan polislere ‘arkadaşlar’ demesi de şaşkınlığa yorulmuştu. Lâkin sizin TTK Arşivi’nden bulduğunuz belgelerden anlaşılıyor ki, sosyalistlerin asla toz kondurmadıkları Neriman Hikmet’in polislere ‘arkadaşlar’ demesi pek de garipsenecek bir şey değilmiş; zira içeriden bilgi aldıkları ‘beşinci kol’ vazifesini üstleniyormuş.” diye konuştu.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.