Bir Müslüman’ın feminizme meyletmesinin mümkün olmadığını ifade eden Yazar Sema Marşlı, hem feminist hem de Müslüman olunmayacağını söyleyerek, “Feminizmin felsefesi İslam inancının tam zıddı. Bu yüzden hem feminist olup hem bu âyette inanıyor olamazsınız. Birinde samimi değilsinizdir. Âyeti inkar ediyor, âyetin aksini savunuyorsanız zaten Müslüman değilsinizdir.” dedi.
Yazar Sema Maraşlı, kaleme aldığı son yazısında yine çarpıcı tespitlerde bulundu. Müslüman olan bir kimsenin feminizme meyletmesinin imkansız olduğunu söyleyen Marşlı, “Nisa suresi 32. âyeti kerime’de Rabbimiz ‘Farklı vasıflarda üstünlükler verdim, birbirinize özenmeyin’ buyuruyor. Yani feminizmin felsefesi İslam inancının tam zıddı. Bu yüzden hem feminist olup hem bu âyette inanıyor olamazsınız. Birinde samimi değilsinizdir. Âyeti inkar ediyor, âyetin aksini savunuyorsanız zaten Müslüman değilsinizdir.” ifadelerini kullanarak, feminist olan birinin asla Müslüman olamayacağını belirtti.
İşte Maraşlı’nın ilgili yazısı:
Müslüman Nasıl Feminist Olur!
1-Müslümanın feminist olması için inandığını iddia ettiği kitaptaki, Kur’an-ı Kerimdeki bazı âyetleri yok sayması gerekiyor.
Öncelikle Nisa suresi 32. âyete karşı çıkması gerekir feminist olmak isteyen kişinin. Yaratıcımız bu âyette kadın ve erkeği birbirinden farklı yarattığını açıkça beyan ediyor.
Rabbimiz bu âyet-i kerîmede kadını ve erkeği farklı meziyetlerle, birbirinden üstün vasıflarla donattığını vurgularken, iki cinsiyetin birbirlerine özenmemeleri için de ihtar ediyor.
Yaratılışta zıtlık ve zıtların birbirini bütünlemesi vardır. Davranışlarımızı yöneten beynin yapısında ve hormonlarımızda kadın ve erkek arasında ciddi farklılıklar vardır.
Feminizmin felsefesi ise kadın ve erkeğin birbirine eşit olmasıdır. Bizim başörtülü kurnaz feministler biz eşitliği değil, cinsiyet adaletini savunuyoruz diyorlar fakat bakıyoruz başlık dışında bütün söylemleri eşitlikçi feministlerle aynı.
Feministler kadın ve erkek arasındaki farklılıkları inkar ederler ve bu farklılıkların doğuştan (feminizm yaratılışı inkar eder) değil, sonradan aile ve toplum tarafından öğretildiğini iddia ederler. Bu yüzden feministler ısrarla “toplumsal cinsiyet eşitliğini” savunurlar. Zira farklılıkları kabul ettiklerinde feminizmin bir anlamı kalmaz, kendileri ile çelişirler.
Nisa suresi 32. âyeti kerime’de Rabbimiz “Farklı vasıflarda üstünlükler verdim, birbirinize özenmeyin” buyuruyor. Yani feminizmin felsefesi İslam inancının tam zıddı. Bu yüzden hem feminist olup hem bu âyette inanıyor olamazsınız. Birinde samimi değilsinizdir. Âyeti inkar ediyor, âyetin aksini savunuyorsanız zaten Müslüman değilsinizdir.
Geçen aylarda bir sohbet ortamında başörtülü bir feministle konuştuk bu konuyu, bana ısrarla kız çocuğu ve erkek çocuğu arasında bir farklılık olmadığını anlatmaya çalışıyor. Hadi ben inandım diyelim, sen inandığını iddia ettiğin kitaptaki bu âyeti görmezden geldiğinde senin durumun ne olacak? Kişi bir tek ayeti bile kabul etmese dinden çıkar.
2- Feminist olmak için Nisa suresi 34. Âyet-i Kerimeyi de kabul etmemek gerekiyor. Zira bu âyet-i kerimede Allah (c.c) erkeklerin kadınlar üzerinde “Kavvam” olduğunu yani erkeklerin, kadınlar üzerinde koruyucu ve yönetici olduğunu söylüyor açıkça. Ve bunun iki sebebinden birini de Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olmasından kaynaklandığı bildiriliyor. Koruma ve yöneticilik vasıfları yönünden erkekler kadınlardan üstün yaratılmış.
Erkeğin evin idarecisi olduğunu ve kadın “nüşuz” aile birliğini ve huzurunu bozacak dik başlı davranışlar sergilediğinde erkeğin uygulaması gereken yollar sayılıyor âyette. Gayet açık bir âyet. Hem bu ayete inanıp hem feminist olamazsın. Tamamen feminizm felsefesine zıt bir âyet. Biri olduğunda öteki olamazsınız.
3- Nisa 34 de: “Fessâlihâtu gânitâtun” buyuruyor Rabbimiz: “saliha-iyi-makbul kadınlar, gönülden seve seve itaat eden kadınlardır” buyuruyor. Bu âyeti bazıları “Allah’a itaat eder” diye tefsir ediyorlar. Allah’a ve Allah rızası için de kocasına itaat eder. Zira âyet karı-koca hukuku üzerine ve âyetin başında Rabb’imiz erkeği evin reisi tayin etmiş. Kocaya gösterilecek saygı tabii ki bu hükmü koyana yani Allah’a saygı duymaktır.
4- “Erkeklerin, kadınlar üzerinde ma’rûf hakları olduğu gibi, kadınların da onlar üzerinde vardır. Yalnız erkeklerinki onlara göre bir derece fazladır. Allah mutlak galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Bakara suresi 228)
Bu âyeti de yok saymaları gerekiyor Müslüman olduğunu iddia eden feministlerin. Burada da erkeğin bir derece kadından haklar noktasında üstünlüğü belirtiliyor. Yine feminizm felsefesine ters.
5-Hadisi şerifler inkar edilmeden feminist olunamaz. Ki başörtülü feministler daha çok “Hadislerin güvenirliği yok” deyip “Kur’an bize yeter” diyen mealcilerden çıkıyor. Eğer Kur’an gerçekten onlara yetseydi yukarıdaki ayetlerden dolayı yine feminist olamazlardı.
Ayrıca Kur’an-ı Kerim onlara yetseydi, onlarca âyette “Allah’a ve Resulüne itaat edin” ayetlerini yok saymazlardı. Kur’an âyetleri kıyamete kadar baki olduğuna göre, Resulünün sözleri sonraki asırlara sahih olarak ulaşmayacak olsaydı Yaratıcımız “Resulüme de uyun” diye defalarca vurgulamazdı. Sahabe ve tabiinin büyük alimleri son derece titiz çalışmalarla sahih hadisleri bize ulaştırmışlardır. Allah Resulünün sözleri başımızın tacıdır. Velev ki bazılarını anlayamamış olabiliriz o da bizim eksikliğimizdendir.
Feministler hadisi şerifleri sevmezler; çünkü hadisi şeriflerde kadının kocasına itaat etmesi, kocasına saygılı ve uyumlu olması çokça zikredilir.
6-İlim ehli aşağılamadan feminist olunamaz. Bu yüzdendir ki başörtülü feministler, damla damla ilim ihlas süzülen büyük alimlerin tefsir kitaplarını “eril zihniyet” diye aşağılıyorlar.
7-Bilimi inkar etmeden de feminist olamazsınız. Bilimsel çalışmalar Nisa 32.âyete şahitlik etmektedir. Yüzlerce bilimsel çalışma kadın ve erkeğin biyolojik, fizyolojik ve psikolojik farklılıklarını ispatlamaktadır. Anne karnında kız bebek ve erkek bebek davranışlarında bile farklılıklar açıklanıyor bilimsel çalışmalarda.
Fakat feminizm yüzyıl öncesinde durduğu yerde hâlâ duruyor. Bunca bilimsel araştırmayı yok sayıp hâlâ “kadın erkek eşittir” diyorlar. Bu yüzden feminizm kadar içi boş, safsata, dine, ilime, bilime aykırı, kadınların uydurması, başka bir felsefe yoktur. Feminizme felsefe demek bile felsefeye hakaret sayılır. Yani aklını ve dinini bırakmadan feminist olamazsın.
Feministler ezberlemişler “eşitlik, eşitsizlik, kadınlar eziliyor” gibi birkaç kavram onlar üzerinden içi boş boş konuşup duruyorlar.
Hadi din iman tanımayan feministler konuşsun diyelim şeytan susacak değil elbette fakat başörtülülere ne oluyor ki onlar da şeytanın sözcülüğünü yapıyorlar.
Geçen aylarda başörtülü kadınlar ilk Müslüman feminist derneği kurduklarını açıkladılar. Oysa İslam ve feminizm yukarıdaki âyetlerden dolayı mümkün değil. Bu âyetlere rağmen kendilerini Müslüman feminist diye tanımlıyorlarsa, bize bunun nasıl olabileceğini de bir anlatıversinler.
Ayrıca sadece bu âyetler değil, başörtülü feministler miras, nafaka gibi aile hukuku ile ilgili âyetlere muhalif fikirleri de savunuyorlar.
Kısaca feministler âyetleri kabul ediyorlarsa Müslümandırlar, fakat feminist olamazlar, âyetleri kabul etmiyorlarsa feminist olmuşlardır fakat Müslüman değillerdir.
Not: Yazı çok uzun olmasın diye âyetlerin tam meallerini yazıya almadım. Benim faydalandığım kaynak Hasan Tahsin Feyizli hocanın “Feyzul Furkan” Açıklamalı Kur’an Meali ve Diyanetin meali.
Home / Alıntı Yazılar /
Feminizm /
İslam /
kadınlar /
Selma Maraşlı
/ Sema Maraşlı son noktayı koydu: Hem feminist hem de Müslüman olunamaz
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.