Sri Lanka Müslüman Kongresi Lideri ve Milletvekili Rauff Hakim, "Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle ölenlere yönelik zorunlu ceset yakma uygulaması, Sri Lankalı azınlıkları ötekileştiriyor." dedi.
Sri Lanka Müslüman Kongresi Lideri ve Milletvekili Rauff Hakim, Sri Lanka hükümetinin Kovid-19'dan hayatını kaybedenlerin cesetlerini sağlık gerekçelerini öne sürerek din ayrımı gözetmeden zorla krematoryumda yakma uygulamasını AA muhabirine değerlendirdi.
Mart 2020'den bu yana uygulanan kararın tamamen siyasi amaç taşıdığını belirten Hakim, "Bu uygulama, ülkedeki çoğunluğu Müslüman azınlığa karşı kışkırtma projesinin bir devamıdır. Bu proje, ilk olarak 2019'daki kilise saldırılarının ardından başladı. Hükümetin kendi siyasi hedeflerini uygulamak için bu saldırı çok kullanışlı bir araçtı. Şimdi kullanılan yeni araç ise pandemiden ölen Müslümanların cesedini zorla yakmak." ifadelerini kullandı.
Hakim, hiçbir bilimsel temele dayanmayan ceset yakmalarla hükümetin, Müslümanlar üzerinde korku yaratmaya çalıştığına işaret ederek, "Kovid-19 kurbanlarına yönelik zorunlu ceset yakma uygulaması, Sri Lankalı azınlıkları ötekileştiriyor ve aynı zamanda çok ciddi sosyal zararlar veriyor." dedi.
'Hükümet, Müslümanların öfkesini topluyor'
Hükümetin, 2019'daki kilise saldırılarından bu yana Müslümanları sürekli tahrik etmek için bahaneler aradığını belirten Hakim, şöyle devam etti:
"2009'da terör örgütü Tamil Kaplanları'nı yok ettikten sonra hükümet, bu boşluğu doldurmak için hayali bir düşman yaratma çabasına girişmiş gözüküyor. Şu an yapılanlar da bu ajandanın devamı niteliğinde ve bunun faydalarını son iki seçimde fazlasıyla gördüler fakat bu şekilde milli birliğimize zarar verdiklerinin farkında değiller."
An itibarıyla Sri Lanka'da pandeminin ikinci dalgasının yayılmaya başladığının altını çizen Hakim, şunları söyledi:
"Bu süreçte, hükümetin salgını kontrol etmeye yönelik çabalarının yanı sıra hükümetin içindeki bazı gruplar, Müslümanları 'Kovid-19'la mücadelede hükümete köstek olmakla' itham ediyor. Oysaki biz, Sri Lanka Müslüman Kongresi olarak ülke çapındaki Müslümanları, hükümetin Kovid-19 tedbirlerine harfiyen uyma ve güvenlik görevlilerine yardımcı olma konusunda tembihliyoruz.
Fakat zorunlu krematoryum uygulamasıyla hükümet, Müslümanların öfkesini topluyor. Bu durum, pandemiyle mücadelede uyum ve dayanışma ortamını da zedeliyor. Oysaki böyle küçük bir ülkede pandeminin ekonomik etkilerini atlatmak için hep birlikte hareket etmemiz gerekiyor."
'Bu konuda fikirlerini değiştirmeye davet ediyoruz'
Milletvekili Hakim, hükümetin ülkedeki azınlıklara yönelik kasıtlı uygulamasına karşı bir süredir yapılan protestolara değinerek, "Mezarlıkların demir çitlerine beyaz kumaş bağlayarak yaptığımız sembolik protestolar, ülkede ve uluslararası alanda yankı uyandırdı. Hükümet, protestolar karşısında iyice endişelenmiş gözüküyor." diye konuştu.
Zorunlu krematoryum uygulamasının Müslümanlar haricinde diğer dinlerden azınlıkların da tepkisini çektiğine işret eden Hakim, şu ifadeleri kullandı:
"Bazı Katolik din adamları, piskoposlar birliği ve hatta aklıselim düşünen Budist din adamları bile bu kasıtlı uygulamaya alenen karşı çıktıklarını belirtti. Parlamentoda da tüm dini gruplardan muhalif milletvekilleri, hükümeti bu konuda eleştirdi. Biz de hükümetin içindeki insaflı kişileri uyararak bu konuda fikirlerini değiştirmeye davet ediyoruz."
Hakim, ülke içinde ve uluslararası camiadaki muhalefete rağmen hükümetin ceset yakma uygulamasında ısrar etmesini anlamsız bulduğunu belirtti.
'Bilim Komitesinde bazı üyeler, alenen 'ırkçı' beyanlarda bulunuyor'
Zorunlu krematoryum uygulamasının Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da eleştirildiğinin altını çizen Hakim, "Hükümet, Sağlık Bakanlığına bağlı Bilim Komitesinin tavsiyeleri doğrultusunda hareket ettiğini söylüyor ama Komitedeki bazı üyeler, alenen 'ırkçı' beyanlarda bulunuyor. Örneğin, üyelerden birisi, Müslümanların Kovid-19'dan ölenlerin cesetlerini biyolojik silah olarak kullanabileceğini öne sürerek, krematoryum uygulamasını aklıyor." dedi.
Hakim, Bilim Komitesinin, "toprağa gömülen Kovid-19 kurbanlarının yer suyuna virüs bulaştırabileceğine" dair iddialarını da bilimsel bulmadığını söyleyerek, "Yaklaşık 190 ülkede Kovid-19'dan ölenler toprağa gömülebiliyor. Sanki Sri Lanka'da yer suyunun seviyesi diğer ülkelerden yüksekmiş gibi konuşuyorlar." ifadesini kullandı.
Ülke içinde ve uluslararası tepkilerin ardından hükümetin virologlardan oluşan bir komite görevlendirerek, Kovid-19'dan ölenlerin gömülmesinin tıbbi risk taşıyıp taşımadığına dair rapor hazırlama talimatı verdiğini belirten Hakim, "Bu komisyonun hazırladığı rapor, Kovid-19'dan ölenlerin gömülmesi yönünde hüküm verebilir. Tabii komisyonun raporu, hükümeti ikna edecek mi Allah bilir." diye konuştu.
Zorunlu krematoryum uygulaması
Sri Lanka Sağlık Bakanlığı, ülkede salgının yayılmaya başladığı Mart 2020'de "Kovid-19'dan ölenlerin gömülmesinin virüsü çevreye yayabileceğini" öne sürerek, cesetlerin din ayrımı gözetmeden krematoryumlarda yakılacağını açıklamıştı.
Ülkedeki sivil toplum kuruluşları ve azınlıklar, Müslümanların cenazelerinin yakılmaması için Yüksek Mahkemeye itirazlarını iletmiş fakat mahkeme, herhangi bir gerekçe göstermeden itirazları reddetmişti.
BM'nin Kolombo'daki Koordinatörü Hanaa Singer, Sri Lanka Başbakanı Mahinda Rajapaksa'yı gönderdiği mektupta "Kovid-19 salgınıyla ilgili bu tür kararları gözden geçirmeye" çağırmıştı.
Şimdiye kadar Kovid-19'dan 199 kişinin yaşamını yitirdiği ülkede virüsten ölenlerin büyük bir kısmını Müslümanlar oluşturuyor.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.