Sabah gazetesi Yazarı Mahmut Övür, 5 yıl önce ABD Büyükelçiliği ile CHP'li diplomatların 'Montrö' görüşmesi yaptığını ileri sürerek çarpıcı bilgiler paylaştı.
Övür, 'Meğer bu Montrö meselesi, birilerinin ulusal takıntısı sonucu tartışılıyor değil, tam tersine küresel bir el içerideki uzantılarıyla bu işi uzun süredir pişirip hazırlıyor. O elin kim olduğu da malum; her darbenin arkasındaki ABD...' dedi.
Övür'ün 'ABD Büyükelçiliği, Montrö için kimlerle görüştü?' başlıklı yazısı...
CHP'nin, 27 Mayıs Darbesi'ne sahip çıkmasıyla başlayan darbelerle ilişkisi bugüne kadar hiç değişmedi. Ne zaman askerlerin sivillere müdahalesi olsa, bir iki istisna hariç CHP hep askerden yana oldu. Bu yüzden de darbeci suçlamasından hiç kurtulamadı. Son emekli 104 amiralin gece yarısı bildirisinde de durum değişmedi. İktidarın ve demokrat aydınların "muhtıra" dediği bildiriye, "fikir özgürlüğü" diyerek sahip çıktı. Sorun keşke bu kadar basit olsaydı. Öyle olmadığını Ankara kulislerini dolaşınca öğrendim ve "kanım dondu". Meğer bu Montrö meselesi, birilerinin ulusal takıntısı sonucu tartışılıyor değil, tam tersine küresel bir el içerideki uzantılarıyla bu işi uzun süredir pişirip hazırlıyor. O elin kim olduğu da malum; her darbenin arkasındaki ABD...
Hadsiz bildirinin ardından... 'Soru ve cevaplarla amiral bildirisi'
Belki daha öncesi de var ama bana anlatılan tarih 2015 yılının sonbaharı... O günlerde eski CHP Genel Başkan Yardımcılarından Yılmaz Ateş'in telefonu çalar. Arayan eski genel başkan yardımcısı, tecrübeli diplomat Onur Öymen'dir.
Öymen, "Anadolu Kulüp'te buluşalım" der ve iki CHP'li orada buluşurlar. Öymen, ABD Büyükelçiliği'nden geldiğini söyler ve şunları anlatır:
"ABD Büyükelçiliği benimle bir konuyu konuşmak için çağırdı. Ben de gittim. Orada Hüseyin Bağcı da vardı. Bize ABD'den özel bir heyet geldiği, uzun süredir de Montrö Sözleşmesi üzerine çalıştıkları söylendi. Sonra da açık açık şu soruyu bize sordular: 'Biz Montrö'yü gündeme getirip tartışılmasını istiyoruz, siz ne dersiniz?' Ben hemen, 'Sakın gündeme getirmeyin. Bu Türkiye'nin tapusu meselesidir, tartışılması da doğru değildir' dedim."
Otoplantıda Prof. Dr. Hüseyin Bağcı'nın ne cevap verdiğini bilmiyorum, ama şunu merak ettim: ABD'liler başka kimlerle bu konuyu konuştu? Emekli diplomatlar, generaller, amiraller de var mıydı? Görünen o ki, Montrö'nün tartışılmasını Türkiye'ye dayatan ABD, açanlar ulusalcı ve Kemalistler, suçlananlar ise tartışmanın açılmasını istemeyen hükümet. Bu konuda Başkan Erdoğan ve en son da Meclis Başkanı Mustafa Şentop çok net tavır ortaya koydu. Ama buna rağmen bir gece yarısı 104 emekli amiral, geçen yıl da 126 emekli diplomat olmayan bir tartışmayı "varmış" gibi gösterip tartışmayı gündemden düşürmediler. Neden acaba? Çok duyarlı oldukları için mi?
Tam da bu yüzden birçok insanın kafası karıştı. Nasıl karışmasın ki? ABD'nin, Başkan Erdoğan'ı iktidardan indirmek için terörü bile kullandığı, muhalefete açık destek verdiği bir dönemde, içerideki ulusalcı-Kemalist emekli diplomatlar, amiraller ve CHP yönetimi, aynı Erdoğan'ı "Montrö'yü kaldıracak, ABD'nin önünü açacak" diye suçluyor. Gerçekten müthiş ve bir o kadar da kirli bir operasyon bu... Bütün darbeler de böyle olmadı mı? Sağ gösterip sol vurdular.
MUHTIRAYA İTİRAZ EDEN CHP'LİLER
Bu kirli tabloyu artık CHP'nin milli ve yerli siyasi aktörleri de görüyor. Kemal Kılıçdaroğlu dahil çok sayıda eski ve yeni CHP'li, hatta Muharrem İnce gibi değişmeyenler, emekli amirallerin muhtıra gibi bildirisine açık destek verirken, sayıları az da olsa birçok CHP'li o bildiriye imza vermedi. Bu son 70 yıllık darbeler tarihi açısından önemli bir kırılma noktası. Tarihe not düşmek adına, emekli amirallerin muhtıravari bildirisine imza istendiği halde vermeyen CHP'lilerin adını yazıyorum: Yılmaz Ateş, Mehmet Sevigen, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın, Önder Sav, Oya Araslı, Gülsüm Bilgehan ve Adnan Keskin...
Dikkatinizi çekmiştir, bunlar arasında "solcu" geçinen siyasi aktörler yok. Gel de sorma, ABD neden hep "Amerikancı" diye suçlanan sağ-muhafazakâr iktidarları darbeyle devirdi?
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.