[anadoluhaber:35627] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Türkiye-Ermenistan Maçı, Protokol ve Açılım

Posted: 09 Oct 2009 05:49 PM PDT

TÜRKSAM Başkanı Sinan OĞAN tarafından Türkiye-Ermenistan açılımını,
futbol maçı ve Azerbaycan bayraklarının yasaklanmasını ile protokoller
ve sonrasında Türkiye'yi bekleyen riskleri analiz eden "Türkiye-
Ermenistan Maçı, Protokol ve Açılım" başlıklı analizi aşağıdaki
adresten okuyabilirsiniz.

http://turksam.org/tr/a1819.html

TURKSAM

[KomploTeorileri] DOSYA SAVAŞLARI GELİYOR

Posted: 09 Oct 2009 01:59 PM PDT

DOSYA SAVAŞLARI GELİYOR

Bugünlerde "Emniyette neler oluyor?" diye sorup duruyoruz.  Yaşanan gelişmeler emniyette bir kavga olduğunun işareti gibi…

Son olarak Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan bir uyuşturucu kaçakçısıyla ilişkisi nedeniyle tutuklandı. Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı hem kamuoyu önünde, hem de savcılıkta Emin Arslan'a "kefil" oldu! Taraf'ın polis yazarları da Emin Arslan'a sahip çıktı!  "Resim" henüz net değil.

Kavganın tarafları kim? Cemaat neresinde?  İktidar bu kavgada nerede duruyor? Bunların yanıtını tam olarak bilemiyoruz.

Ama perde arkasında konuşulan iddialar o kadar çok ki… Artık dosyalar ortaya çıkmaya başlayacak gibi görünüyor.

Bugünlerde bazı dosyalar elden ele dolaşıyor.  Emniyetin bazı "tepe isimleri"yle ilgili birçok iddianın yer aldığı notlar ve raporlarla desteklenmiş dosyalar…

İşte bu dosyalardan biri de bizim elimize geçti.

Dosyanın bir bölümünde Ankara'da emniyetin "tepe noktası"ndaki isimlerden biri için maddeler halinde rapor hazırlanmış. Bakın o raporda yer alan iddialardan bir bölümü  şunlar:

" 1. Daire Başkanlığına gelir gelmez bayan polisleri daireden gönderdi. 

2. Polis dergilerini kapattı. Okumayı yazmayı sevdiği söylenen kişinin böyle bir çalışma yapmasının sebebi anlaşılmadı. 

3. Polis kolejinin kapatılması ile ilgili çalışma başlattı ve bu durum devam ediyor. 

4. Makam arabasını özel işlerinde kullanmaktadır. Daire Başkanı'na tahsis edilen hizmet aracı genelde çocuklarının okula götürülüp getirilmesinde kullanılmaktadır. Bir yıl önce Ramazan Bayramı'ndaki 4 günlük resmi tatilde makam aracı, makam şoförü olmaksızın Bolu'ya götürülmüştür. Daire Başkanı Bolu Polisevi'nde, İstanbul'da Şube Müdürü olarak çalışan eniştesi ile bir araya gelmiştir. Bayram sonrası makam şoförü tarafından aracın kilometresinin kontrol edilmesi sonucu 4 günlük tatilde aracın 500 kilometreye yakın yol yaptığı anlaşılmış bu konu Daire Başkanına iletilmiştir. Ancak, Daire Başkanı, makam şoförüne, aracın bayram tatilinde sanki şoförler tarafından garajdan alınmış gibi araç giriş-çıkış kağıdı imzalatmaya çalışmış, makam şoförü polis memuru İ.Ç.'nin bu talebi reddetmesi üzerine makam şoförlüğünden alınmıştır. 

5. Daire Başkanı geldiği günden itibaren sık sık makam şoförünü değiştirmektedir.

6. Makam aracıyla başkanın çocuğunu üniversiteye götürürken polis memuru S. T. bir trafik kazası yapmış ve 9 milyarlık maddi zarar meydana gelmiştir. Bu zarar polis memurunca ödenmiştir. 

7. Hiçbir önemli toplantıya bizzat kendisi katılmamakta yardımcı veya şube müdürlerini göndermektedir. Bu durumun en güzel göstergesi 10 Nisan kutlamalarında gözlemlenmiştir. Kutlama komitesi başkanı olmasına rağmen genel müdüre program ile ilgili bilgilerin verilme işinin emrini de çalışanlara yaptırtmıştır."

Bizim elimize ulaşan dosyada görüyoruz ki, emniyette trilyonlarca liralık bir rantı yönetmekle suçlanan üst düzey bir emniyet müdürüyle de ilgili iddialar anlatılıyor. Dosyada yine görüyoruz ki, o emniyet müdürüyle ilgili bilgiler 2005 yılından itibaren toplanmaya başlamış.

Emniyetteki kavgada güçlü bir taraf olarak adı sürekli geçen bir emniyet müdürü polis kaynaklı bu dosyanın en önemli hedefi. 

Neler yok ki dosyada?  İddiaların en önemli tarafı, Türkiye'de özel güvenlik alanında oluşan yasal düzenlemelerden nasıl bir rant sağlandığına ilişkin… 

Bir de dosyada dikkat çekici bir nokta daha var. Emniyetin tepe yöneticilerinden biri kastedilerek, "Başbakan güvenlik ve emniyet bağlamında yanlış yönlendiriliyor" deniliyor.

Şimdilik böyle bir dosyanın varlığından söz edelim istedik. Dosyadaki iddiaları araştırıyoruz.  Bu dosyanın emniyetteki kavgada nasıl bir sayfa açacağını, asıl önemlisi kavganın hangi taraflar arasında cereyan ettiğini anlamamıza nasıl bir katkı sağlayacağını ise dikkatle izlediğimizi burada not ediyoruz.

Ama son söz olarak şunu da belirtmek gerek: Emniyetteki kavga rant ve kişisel iktidar hesaplaşmalarından uzak değil gibi görünüyor.

Tutkun Akbaş

Odatv.com

http://www.odatv.com/Siyaset/dosya_savaslari_geliyor-17964.html

 



Yahoo! Türkiye açıldı!
Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de!
www.yahoo.com.tr

[anadoluhaber:35615] İmam-ı Azam Ebu Hanife'yi Anlamak-KONFERANS

Posted: 09 Oct 2009 11:28 AM PDT

İmam-ı Azam Ebu Hanife'yi Anlamak-KONFERANS

 

İnsanımızı Fırka-i Naciye-Kurtuluş Yolu çizgisinden saptırmak için İmam-ı Azam Hazretlerinin şahsını ve mânâsını hedef alan,Ehl-i Sünnete tuzak kuran ve demagoji yoluyla aldatan sözde aydınlara söyleyecek sözümüz var!..

Altay Derneğinin Düzenlemiş olduğu İmam-ı Azam Konferansı 18 Ekim Pazar günü SAAT 16:00 'da olup,
 
Tarık Zafer Tunaya Kültür merkezine  tüm halkımız davetlidir.
 



--
HAKİKATİN HATIRI DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR
(HZALİ ra.)

[anadoluhaber:35612] Bu Sonuçla Kim Övünecek?

Posted: 09 Oct 2009 11:21 AM PDT

Bu Sonuçla Kim Övünecek?

Bu Sonuçla Kim Övünecek?

Dünyanın en iyi 100 üniversitesi listesinde, tek bir tane bile Türkiye Cumhuriyeti Üniversitesi bulunmuyor. Birinciliği ise Harvard Üniversitesi alıyor.

DEMEKK Kİ BAŞÖRTÜSÜ YASAKLAMASI İLE BİRİNCİ OLUNMUYORMUŞ!

Üniversitelerin içler acısı durumu Avrupadaki bir yayın organının yayınladığı araştırma ile gözler önüne serildi.Bu araştırma Türkiyede ki üniversitelerin Batıcı normlarda bir asıra yakındır sürdürdüğü  eğitim ve öğretimin iflas ettiğine en iyi örnektir.Üniversitelerimize bugün varsa yoksa tek sorun olarak ta ikna odalarının kurularak Başıörtülü Genç kızlarımızın örtüsünü nasıl açarız araştırmaları yapılmakta olup tamamen sahte bir gündem ile Anadolu insanımızın değerleri ve kültürlerine ters eğitimin ,öğretimin sürdürülmesi ise kirli tarihe geçeçek bir uygulamadır.

DEVAMI>>
--
HAKİKATİN HATIRI DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR
(HZALİ ra.)


AGD: Binlerce yürek tek ses: Kahrol İSRAİL

Posted: 09 Oct 2009 06:16 AM PDT

Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Şubesi Cuma Namazı çıkışı Bayezid Camii'nde bir basın açıklaması yaparak İsrail'i protesto etti. Binlerce kişinin katıldığı eylemde 'Kahrol İsrail' denildi.

Anadolu Gençlik Derneği  İstanbul Şubesi İsrail'İn Mescid-i Aksa'da başlattığı işgalin ardından bugün Cuma namazı çıkışı Bayezid Camii'nde bir protesto gösterisi yaparak, basın açıklaması yaptı. Ammar Acarlıoğlu'nun söylediği ezgilerle alanı dolduran binlerce kalabalık tekbirler getirdi gözyaşı döktü.

İsrail Bayrakları ve Terörist Çete Başı Netenyahu'nun kuklasının yakıldığı eylemdekonuşan İl Başkanı Kerem Öncel, 'Hangi insaf sahibi insan, iman sahibi Müslüman bu zulme sessiz kalabilir? Filistinli gençler, Kudüslü gençler sahipsiz midir? Mescid-i Aksa sahipsiz midir?' diye sordu.

HABER VE FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ



 

 

Selim AKDUMAN

 

www.ajans5.com

 

'Yeni Bir Dünyanın Habercisi'

 

Tel:    0212 631 69 19

GSM:  0532 655 23 73

 

GSM2: 0555 839 87 28


Faks:   0212 532 04 16

Adres:

Akdeniz Caddesi Battal Gazi Sokak No: 4 Fatih İstanbul





Windows Live Hotmail: Arkadaşlarınız Facebook'taki güncellemelerinizi doğrudan Hotmail®'den görür.

Windows Live: Arkadaşlarınızın Facebook'ta yaptıklarınızı kolayca görmesini sağlayın.

[anadoluhaber:35625] YILIN SİYASETÇİSİ 20 ARALIK 2009 SEÇİMİNDE KİM ÖNDE BAKIN VE KİMLERİN ADI YOK

Posted: 09 Oct 2009 06:15 AM PDT

sevgili arkadaşlar adayınızın ismini veya konuyla ilgili fikrinizi demokrasi pazarına ayrıca yazın. şu an diğer siyasilerin adı bir kere dahi zikredilmemiştir. iktidar partisinden bir kişi bile söylenmemiştir. Bana çok ilginç görünen bu olayın nedeni nedir? aradaşlar yerel veya genel her kim olursa olsun bir siyasi adayı tercih edin yazalım ve paylaşalım. sadece bu 4 aday talep edilmiştir şu ana kadar ya da olmadı fikir beyan edin neden diğer leri tercih edilmiyor?
 
1- doğu perincek
2- mümtaz sosyal
3- kemal kılıçtaroğlu
4- osman pamukoğlu
 
sıralama aynı şekildedir. şu an için

http://groups.google.com.tr/group/18203122368 BOŞ MEYDAN

http://groups.google.com.tr/group/demokrasipazari DEMOKRASİ PAZARI

GRUPLARININ ORTAKLAŞA OLARAK DÜZENLEDİĞİ YILIN SİYASETÇİSİ KONUSUNDA MÜMTAZ
SOSYAL VE DOĞU PERİNCEK ŞU AN İÇİN BAŞI ÇEKMEKTEDİRLER. SİZLER DE BU SEÇİME
KATILIN VE FİKRİNİZİ AÇIKLAYIN.



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35617] Küresel kriz askeri darbeleri tetikler mi?

Posted: 09 Oct 2009 04:37 AM PDT



Küresel kriz askeri darbeleri tetikler mi?
 
 
Küresel mali kriz Rusya'yı fena sarstı. Birçok Rus şirketi battı. Binlerce kişi işten çıkarıldı. Putin darbe yapmayı hedefliyor. Saakashvili'nin Türkiye'ye kaçtığı haberleri dolaşıyor...
Cuma 09.10.2009 - 09:58

 
 
Haber Merkezi / TİMETURK

Aşağıda Donald K. Bandler ve Jakub Kulhanek adlı iki uzmanın "Zayıf bir Rusya Tehlikeli midir?" başlıklı makalesini bulucaksın. Yazarlar makalede, Rusya'nın bir dizi siyasi ve ekonomik karışıklıklarda karşılaşacağı muhtemel senaryoları sunuyor. Yazarlar bu senaryoların, Rusya'nın zayıflığının nasıl sorun olabileceğine yönelik en kötü olaylar dizisi olarak düşünülmesi istiyor. Yazıyı Timeturk okuyucuları için tercüme ettik:

Zayıf bir Rusya Tehlikeli midir?

Donald K. Bandler* ve Jakub Kulhanek**

Rus denizaltılarının ABD sahillerinde görülmesine Amerikan savunma bakanlığından gelen reaksiyon oldukça az. Geçen yıl Gürcistan ile savaş sırasında yüzlerine gözlerine bulaştırdıkları füze testleri ve silik idareden kaynaklanan utanç serisinden sonra Rus ordusunun denizaltı operasyonu zayıf bir güç gösterisi olarak görülüyor.

Rusya'nın zayıflığı – askeri, siyasi ve ekonomik – gittikçe Washington'da genel kanı haline geliyor. Gürcistan ve Ukrayna seyahati öncesi Wall Street Journal ile yaptığı röportajda Başkan Yardımcısı Joseph Biden zayıf bir Rusya'nın Amerika Birleşik Devletleri'nin yararına olabileceğini bile ileri sürdü. İlk sözleri, şüphesiz, ABD- Rus ilişkilerinde buzların çözülmesinin Washington'un onları terkedeceğinden korkan Tiblis ve Kiev'deki temkinli liderlerin güvenini tazelemeye yönelikti. Başkan Barack Obama adına konuşsa da konuşmasa da Biden Kremlin'e "reseti" garantiye almaması gerektiğine ve Beyaz Sarayın Rus saldırısından korkmayacağına yönelik anlamı açık bir sinyal gönderdi.

Fakat yeni yönetim rahata çok alışmadan önce, zayıf bir Rusya'nın gerçekten birilerinin yararına olup olmayacağını bir inceleyelim. Aslında istikrarsız bir Rusya çok daha tehlikeli olabilir. Aşağıda Rusya'nın bir dizi siyasi ve ekonomik karışıklıklarda karşılaşacağı muhtemel senaryoları sunuyoruz. Bu senaryoları Rusya'nın zayıflığının nasıl sorun olabileceğine yönelik en kötü olaylar dizisi olarak düşünün.

***

Yıl 2011. Devam eden küresel mali kriz Rusya ekonomisini tahmin edilen çok daha fazla zarar verdi ve Rusya'nın yönetici elitinin bir zamanlar ki hemen toparlanmaya yönelik sarsılmayan optimizmi uzun zaman önce kayboldu. Birçok Rus şirketi batıyor ve toplu işten çıkarmalar sözkonusu. Sonuç olarak, ülkenin her yanından protestolar yükseliyor. Ödenmeyen maaşlar ve yaygın işsizlik, sıradan insanların devlete isyan etmeye başladı. Halkın öfkesi çoğunlukla Başkan Dmitry Medvedev ve hükümetin liberal üyelerine yönelik. Ayaklanmaları bastırmaya yönelik çaresiz bir girişimde askerler bölgelere gönderiliyor.

***

Olaylar hemen kontrolden çıkıyor. Omsk şehrinde askerler silahsız isyancılara ateş açıp, dokuz kişiyi öldürüyor. Omsk hadisesi Rus Devletinin çöküşünün korkusunu yaşayan güçlü Kremlin grupları tarafından görevi bırakmaya zorlanan Medvedev'e kararlı bir darbeye iter. Duygusal olarak sarsılmış görünen başkan 15 Aralık 2011'de televizyonda kısa ve özlü bir istifa konuşması yapar.

Birkez daha başkanlığı ele geçiren, Vladimir Putin zor durumdaki ekonomiyi desteklemeyi amaçlayan çok farklı ölçüleri içeren ulusal bir canlandırma programını açıklar. Büyük harcama cümbüşü sayesinde devlet yeni işler üretebilir ve refah güvenlik ağına önemli bir destek verilir. Putin geçici olarak nüfusun yoksullaşan bölümlerini teskin etmeyi başarır. Diğer taraftan devletin hazinesi yakında tükenirken, genel olarak Rus ekonomisindeki ilerlemenin kısa süreceği varsayılır.

Bir taraftan Kuzey Kafkas Cumhuriyetlerinden Dağıstan ve İnguşetya da sivil savaş patlak verir. Bölgede oluşturulan ordu durumu çözemez ve hükümet binaları ile federal güçlerine karşı her gün saldırılar gerçekleştirilir. Rejim arkasındaki halkı toplama ve kötüleşen ekonomik huzursuzluktan uzaklaştırma çabasında çaresiz Putin, Kuzey Kafkasya'daki belirtilmeyen yabancı devletleri Rusya'yı parçalama niyetiyle şiddeti kışkırtmakla suçlar ve saldırgan milliyetçiliği ateşler. Hala Başkan Mikheil Saakashvili'nin yönetimi altında olan Gürcistan hükümeti ise Kuzey Kafkasya yolu üzerindeki teröristlere zemin sağlamakla suçlanır. Saakashvili şiddetli bir şekilde bu tip suçlamaları reddeder ve şiddetin artmasında Rusya'daki büyük sosyal huzursuzluğu sorumlu tutar.

2012'de Putin yeniden seçimlerle yüzleşir. Basın özgürlüğü daha da kısıtlanır, protesto etme hakkı geçici olarak askıya alınır. Rus parlamentosundaki şimdiye kadar ki tek önemli muhalefet olan Komünist Parti yasaklanır ve birçok karşıt figür hapse gider. O zamana kadar Kremlin ve akıl hocaları ülkedeki özgür rekabetin herhangi bir şeklini etmeyi başarmıştır ve başkanlık seçimleri uluslararası olarak saçmalık olarak görünmektedir. Putin sanal olarak iki bilinmeyen ve umut vermeyen yerel politikacı ile karşılaşır ve büyük çoğunluğu alarak yeniden seçilir.

2014 başlarında, Rusya ve Gürcistan arasındaki düşmanlık iyice tırmanır. Abhazya ve Güney Osetya'daki de dahil olmak üzere Rus askeri üslerine yapılan bir dizi bombalamalar Rus medyası tarafından Gürcistan istihbarat servisine izafe edilir. BM Güvenlik Konseyi, Rus Dışişleri Bakanı Saakashvili'ninin ülkeyi terketmesi ve uzlaşmacıların Gürcistan'a girmesine izin vermesi için 24 saatlik bir ultimatom verir. Gürcistan hükümeti reddeder, büyük bir Rus işgali ile yanıt verir. Rus güçleri en sonunda hakim gelse de, Batı eğitimli ve ekipmanlı Gürcistan ordusu büyük kayıplar verdirir. Saakashvili Türkiye'ye kaçar.

Rus işgaline cevap olarak, Washington Moskova'ya kısmi ekonomik yaptırımlar uygular. Azerbaycan ve Finlandiya NATO'ya hızlı bir giriş talebinde bulunur. Aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri ve Polanya gittikçe saldırgan olmaya başlayan Rusya ile yüzleşmek için Baltık ülkelerine asker gönderir. Estonya üzerinde bir Rus avcı uçağının – ülkenin havasahasını ihlal ederek – bir Polonya F-16'sı ile çarpıştığı bir kazanın ardından, NATO ve Rusya uzlaşma zamanı geldiğini kabul eder. Aksi takdirde kitlesel kan dökülme riskini alacaklarını bilirler. Artık eskiyen ordunun NATO'nun konvansiyonel güçleri ile karşılaşamayacağının tam anlamıyla farkında olan Moskova barış istemek zorunda kalır. Avrupa Birliği'nden gelecek çok miktarda yardım sözü ile Kremlin Gürcistan'dan çekilmeye karar verir.

Gürcistan fiyaskosunun siyasi yan etkilerinin yurtta büyük siyasi sonuçları olur. Putin'in kendisi de dahil olmak üzere askeri ve güvenlik güçlerine büyük ölçüde güven sarsılır. Rus iş elitleri ve yakın zamana kadar Putin'in arkasında sıkı bir biçimde duran oligarşler de dahil olmak üzere değişiklik ister.

2018 yılında Putin seçimlere yeniden katılmamaya karar verir. Bir grup güçlü oligarş tarafından desteklenen oldukça silik bir teknokrat yerini alır. Yine de Rus ekonomisi uzun süreli hızlı tren sürüşünden sendelemeye devam eder. Merkezi hükümet çekirdekte sallanır ve kişisel derebeyliklerin türediği Rus topraklarının geniş arazileri kontrol etmeye çalışır. Saatli bir bomba olmaya devam eden şiddetli Kuzey Kafkasya'daki geçiçi durum Rusya devletinin bölgesel bütünlüğünü tehdit eder. Etkili bir reset tuşu için hiç bir umut yoktur ve Rusya'nın geleceği hiç de parlak göünmemektedir.

Rusya'nın zayıflığının dünya krizi olduğunu kanıtlar.



*Donald K. Bandler Atlantik Konseyi Yönetim Kurulu üyesidir. ABD Başkanı Bill Clinton'un özel asistanı olarak hizmet vermiştir. Milli Güvenlik Konseyi'nde Avrupa yönetim kurulu üyesidir ve 1999 NATO zirvesinde danışmanlık ile Kıbrıs Cumhuriyeti'nde Amerikan büyükelçliği yapmıştır.

**Jakub Kulhanek ise Gergeotown Üniversitesi Avrasya, Rusya ve Doğu Avrupa Araştırmaları'nda lisansüstü eğitim görmektedir ve Çek Cumhuriyeti'nde Uluslararası İlişkiler Derneği'nde araştırmacıdır. Bu çalışma ForeignPolicy.com da "Zayıf bir Rusya korkusu." başlığında yayınlanmıştır."






Windows Live: Arkadaşlarınızın çevrimiçi ortamda yaptıklarınızdan haberdar olmasını sağlayın.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35611] İran ve Pipelanistan Operası

Posted: 09 Oct 2009 02:16 AM PDT



Pepe Escobar




İran ve Payplanistan Operası

Çarşamba, 07 Ekim 2009 18:25




Pepe Escobar


Doğalgaz ve petrol fiyatları şu an nispeten düşük olabilir fakat kanmayın. 20'nci yüzyılın Yeni Büyük Oyunu her hâlükarda enerji üzerinde ve Avrasya denilen çok büyük bir satranç tahtasında oynanmaktadır. Gezegenin petrol yatakları boyunca uzanmış boru hatları ise bu tahtanın kareleridir. Şayet bu oyundaki riskler Asya'da inanılmaz derecede yüksekse, aynı şey, büyük Avrasya karasının -gezegendeki en zengin sanayi alanıdır - "Avrupa" kesimi için de geçerlidir. Bunun, zamanımızın en heyecanlı siyasi oyunu olduğunu düşünün.
Brüksel'de bu haftanın filmi şu: NATO Payplanistan'la Buluştuğunda [Payplanistan: Boru hatlarının örüldüğü coğrafya] Her ne kadar manşetlerde rastlamayacaksanız da, Washington, gönülsüz Avrupalıları Payplanistan'ı koruma işine daha fazla çekmek için fiilen her bir NATO toplantısında manevra yapıyor. Türkmenistan-Pakistan-Hindistan arasında planlanan bir boru hattı'nın (TAPI) henüz inşa bile edilemediği Afganistan'da olan biten zaten bu. Avrupa'nın sınırlarında da gerçekleşmek üzere ve yine henüz inşa edilmemiş boru hatları etrafında gerçekleşecek.
Şayet Payplanistan'ın Avrupa parçasını da formüle yerleştirmek isteseydiniz, bunu şu şekilde yapabilirdiniz: Amerika'nın zorladığı Nabuko'ya karşı Rusya'nın zorladığı Güney Akımı. Sabırlı olun. Hemen kavrayacaksınız.
Temelde Batı'nın, enerji alanında, Rusya'yı atlama çabasıdır bu. Bunun gerçekleşmesi için ise – en yakınınızda bulunan bir atlası açıp bakmak zor olmayacaktır – Avrupa'nın elini Orta Asya enerji kaynaklarında tutması gerekmektedir. Söylemesi kolay ama ispatlandığı üzere yapması çok zordur. NATO Genel Sekreteri özel temsilcisi Robert Simmons'un son yıllarda sürekli Orta Asya'ya uçmasına şaşmamalıdır.
Avrupa Birliği ve Rusya arasındaki tedirgin dostluğun görünen yüzünün hemen altında kuralsız bir enerji savaşı (ben buna Akar Savaşı diyorum) ihtimali pusuya yatmıştır. AB ve ABD, ümitlerini Nabuko denilen 3.300 kilometre uzunluğunda ve 10.7 milyar dolar tutarındaki boru hattına yatırmış durumdalar. İşler yolunda giderse (ki gitmeyecek) 2010'da inşasına başlanacak. Şayet NATO'nun iyimserlerindenseniz, Hazar Deniz'den hatta (olağan Amerikan ablukasını engelleyerek) İran'dan doğalgaz akışının 2015'te başlayacağını ümit edebilirsiniz. Doğalgaz Türkiye'nin Erzurum şehrine ulaştırılacak; oradan da Bulgaristan üzerinden Avusturya'ya, Romanya ve Macaristan'a nakledilecek.
Bir Verdi operası adının verildiği boru hattı Avrupa'yı korumak anlamına da niçin geliyor diye sorabilirsiniz. Avusturyalı ve Türk yetkililer operayı 2002'de Viyana'da izlediler ve bu esnada enerji ikilemlerini müzakere ettiler; ve Kral Nabuko'nun (Nabukadnedzar) sürgün ettiği Yahudilerin Kitâb-ı Mukaddes'te vaadedilen acıklı halleri, özgürlük ve güç adına verilen acımasız bir mücadelenin ortasındaki aşk hikayesi, ikilemleri silip süpürdü. Alüminyum tüplerin dramatik karakterlere çevrilmesi, işi biraz germek demektir yine de.
Buradaki opera tiyatrosu ise borulama olayı değil elbette, boru hattı'nın etrafında dönen siyasi ve stratejik etkilerdir. Mesela Nabuko, Doğu Avrupa'da bir Avrupa ekonomik veya enerji projesi olarak görülmez, tıpkı Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı gibi bir Washington projesi olarak görülür. Azerbaycan'dan Türkiye'ye uzanan BTC, 1990'larda Bill Clinton ve ekibi tarafından hararetle desteklenmiş ve nihayet 2005'de faaliyete geçmiştir (...)
Sınırsız Büyük Doğalgaz Pazarı
Rusya'nın Nabuko'ya cevabı, 1.200 kilometre uzunluğunda ve 15 milyar tutarındaki Güney Akım'dır. Bu boru hattı da 2015'te bitirilmek isteniyor ve Sibirya doğalgazını Karadeniz altından Bulgaristan'a sevketmek için tasarlandı. Bulgaristan'dan sonra boru hattı'nın bir kolu güneye doğru Yunanistan üzerinden güney İtalya'ya doğru uzanacak. Diğer kolu ise kuzeye doğru Sırbistan ve Macaristan üzerinden kuzey İtalya'ya uzanacak.
Şimdi resme 9.1 milyar dolar değerinde, ismi Kuzey Akım olan bir başka boru hattı daha ekleyin. Rusya'nın batısından ve Baltık Denizi'nden geçerek doğalgazının yüzde 41.5'ini şu an Rusya'dan ithal etmekte olan Almanya'ya uzanacak. Rusya'nın enerji devi Gazprom, Kuzey Akım'ın yüzde 51'lik hissesini elinde tutuyor; hisselerin geri kalanı Alman ve Hollanda şirketlerine ait. Yönetim Kurulu'nun başındaki isim ise Almanya'nın eski Şansölyesi Gerhard Schroeder.
Tüm bunları birleştirin, tüm yönlere uzanan, Avrupa'ya kazık çakmış boru hatlarıyla Rusya, Nabuko'nun geleceği için sıkıntı ve Rusya'nın enerji gücünü kuşatmak isteyen Washington'ın Yeni Büyük Oyun planları için hüsran anlamına geliyor. Ukhta'dan ise henüz bahsetmedik. Adını daha evvel duymamışsınızdır. Enerji işinde değilseniz niçin bilesiniz ki zaten? Rusya'nın özerk cumhuriyetlerinden Komi'ye bağlı, Kutup Dairesine 350 km uzaklıktaki ıssız bir yer sonuçta. Bir zamanlar Aleksandr Solzhenitsyn'in Gulag takımadalarının bir parçasıydı ve kürek cezası çekenlere inşa ettirilmiştir. Ne ki 2030 yılına kadar ismini duyacaksınız. O tarihten sonra uzaktaki Ukhta'dan Avrupa'ya doğalgaz akıyor olacak ve bu köy, Kuzey Akım'ın kilit geçiş noktalarından biri haline gelecek.
Nabuko ve de Güney Akım sanal hükmünde kalacakken, Kuzey Akım yokedici hükmünde olacak. 2010 yılına kadar Baltık Denizi'nin dibinden Almanya'ya doğru yol alacak. 2011'e kadar malları yerine teslim etmeye başlayacak ve kapasitesini artırmak için 12 metre genişliğinde, 100.000 boru/tüp uzunluğunda ikinci bir hat 2014'e kadar inşa edilecek. Gazprom İcra Kurulu Başkanı Alexei Miller kendini tutamıyor ve "dünyadaki en güvenli ve en modern boru hattı olacak bu" diyor.
Verdi severler nasıl rekabet edebilirler? Küresel ekonomik durgunluğun orta yerinde, Gazprom Güney ve Kuzey Akım projeleriyle Avrupa'yı fethetmek için asgari 20 milyar dolar harcıyor. Öldürücü bir strateji: Doğalgazı deniz altından dosdoğru Avrupa'ya pompala, Ukranya gibi sıkıntı verici ülkelerin de yer aldığı karmaşık geçiş güzergâhlarından sakın. Avrupa doğalgaz pazarının yüzde 26'sını elinde bulunduran Gazprom'un 2020'ye kadar hissesini yüzde 33'e çıkarmasına şaşmamalı.
Başka bir ifadeyle, "Nabuko versus Güney Akım" enerji savaşı pek çok bakımdan halledilmiş görünüyor. Nabuko en iyi halde ikincil, Washington'ın bir zamanlar ümit ettiğinin aksine, Avrupa'nın Rusya'ya olan enerji bağımlılığına son vermeye gücü yetmeyen bir boru hattı olacaktır.
Brüksel, tahmin edileceği üzere, olağan çok-dilli siyasi karmaşasının içindedir. Yönerge- çalkalayıcı kurumdaki, Avrupa Komisyonun'daki, bürokratların çoğu aleni olarak "boru hatları savaşından" yakınırlar. Öte yandan, Avrupa Parlamentosu'ndan Ona Jukneviciene, Nabuko'nun tek seçenek olamayacağını kabul ediyor.
Nabuko konsorsiyumu yönetim müdürü Reinhard Mitschek "Rus gazını, Azeri gazını ve Irak gazını sevkedeceğiz" derken işler yolundaymış gibi davranıyor. Enerji meselelerinde zirve Avrupalı yetkililerden biri olan Andris Piebalgs pragmatist olmaktan alamıyor kendisini: "Rusya'yla çalışmaya devam edeceğiz çünkü Rusya enerji zengini" diyor.
İşletme yönünden bakıldığında, Güney Akım'ın sattıran özelliklerini tartışmak zordur. Nabuko'nun aksine, potansiyel savaş alanlarından geçmek zorunda kalmayacak, Rus gazını daha ucuza sunacak; ve Nabuko Hazar'ın doğalgazını sınırlı miktarlarda taşıyacakken, Güney Akım, Rusya'nın kaynaklarına bakınca, ürün çıktısını artırmak için büyük bir hareket alanına sahip.
Gerçek şu ki Nabuko'nun şu an itibariyle garantili doğalgaz kaynakları yok. Ve mesela, doğalgazın enerji zengini Türkmenistan'dan gelmesi için Türkmen liderliği Rusya'yla yaptığı anlaşmayı bozmak zorundadır (Rusya, Türkmenistan'ın ihraçlık tüm doğalgazını satın alıyor). Moskova'nın, eski Sovyet Cumhuriyetlerinden birine bunu kolayca yapması için izin verme ihtimali yok. İlave olarak, hem Rusya hem de İran, Hazar Denizi'nde ayrı bir boru hattını kolayca engelleyebilirler.
Gazprom, Güney Akım'ın bedelini ödeyecek ve sonra gazı dağıtıp satacak; Nabuko ise mâliyetin üçte birini karşılamak için altı ülkeden oluşan darmadağınık bir konsorsiyuma bel bağlamak (Avusturya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Türkiye ve Almanya) ve sonra mâliyetin geri kalanını ödemek için ihtiyatlı uluslararası bankerleri ikna etmek durumunda.
Pentagon Karadeniz'i halletmek istiyor
O halde Amerika bu karşıklıktan ne umuyor? Kolay. Geri sayıp Hillary Clinton'un henüz dışişleri bakanı olmadığı 13 Ocak 2009 tarihinde Senato'daki bir oturumda yaptığı konuşmaya bakalım. Avrupa'nın Rus doğalgazı bağımlılığına zemmedip Hazar geçişli enerji sektörü çağrısını yapmıştı. Bunu bir işaret olarak alın: Yeni Obama yönetimi, Nabuko projesi üzerinde Bush yönetimi kadar kararlı olacak.
İfade edilmeyen, nedenidir. Avrupa'nın Ortadoğu'yla, Kafkaslarla ve Orta Asya'yla buluştuğu çok önemli jeostratejik sahneye, Karadeniz'e girmek. Böylece, Bezmer'de yeni bir Amerikan üssüne ev sahipliği yapan Bulgaristan'a girmek; Brezmer üssü, ABD dışındaki altı büyük üslerden biri ve Washington'ın gelecekteki oyunları için, geçmişte Türkiye'deki İncirlik ve İtalya'daki Aviano üsleri gibi, potansiyel olarak çok önemli (Aviano, 1995'de Bosnalı Sırpların bombalanmasında ve 1999'da Sırbistan'a 78 gün süren hava bombardımanında ABD/NATO'nun kilit bir üssüydü).
Güneybatı Asya'dan ve Orta Asya'dan bir taş atımlık uzaklıktaki Pentagon üsleriyle birlikte değerlendirince, Bezmer'deki üssün gelecekte İran'a karşı bir saldırıda rol oynayabileceğini tahayyül etmek için dâhi olmaya gerek yok (Rus savunma uzmanlarının dikkatlice not ettikleri bir şeydir). Romanya ve Bulgaristan şimdi NATO'nun parçası ve ittifak sözleşmesinin 5'nci maddesi onlar için de geçerli. NATO "Avrupa-Atlantik istikrarını tehlikeye sokacak ve İttifak üyelerinin güvenliğini etkileyecek krizlerin olması durumunda" harekete geçebilir.
Bu sûretle Payplanistan, Amerikan Üs İmparatorluğuyla buluşacak.
Genç Türkler ve Cingöz Ruslar
Herkes orta Asya petrol ve doğalgazına niçin böyle müptela olmuş? Devlete ait Azeri petrol şirketi SOCAR'ın başkan yardımcısı Elşad Nasırov, iptilânın nedenini yeterince kısa ve öz bir şekilde açıklıyor: "Bol miktarda petrol ve doğalgazın bulunduğu bir yer bu. Arap değil, Farsi değil, Rus değil, OPEC değil."
Havyarıyla ünlü Hazar, Avrupa için, enerji bakımından, havyar yerine maalesef bozulmuş balık yumurtalarına dönebilir. Herşeyden evvel, AB'nin İran gazını Nabuko üzerinden alıp alamayacağını hiç kimse bilmiyor. Orta Asya "-istanlarının" Hindistan ve Pakistan bir yana, Rusya'ya, Çin'e ve Türkiye'ye verecekleri yeterli doğalgazlarının olup olmadığını hiç kimse bilmiyor. Bu ülke liderlerinin Gazprom'la yaptıkları anlaşmalardan cayabilecek damara sahip olup olmadıklarını hiç kimse bilmiyor.
İngilizlerin 2008 yılında yaptığı, Türkmenistan'ın Rusya'dan sonra gezegendeki ikinci büyük doğalgaz rezervine sahip olduğunu söyleyen bir çalışmadan beri, Avrupa Komisyonu gazın bir miktarını doğrudan Avrupa'ya sevketsin diye bu ülkeyi ayartmak için elinden geleni ardına koymuyor – ve tabi Rus boru hattı üzerinden değil. Türkmenistan'ın esrarlı lideri, olağanüstü bir ismi olan Gurbanguli Berdimuhammedov sadece emretse yeter fakat Avrupa'ya gaz sevkine razı olduğunu söyleyen AB yetkililerinin iddiasına rağmen, böyle bir şeyi alenen asla teyid etmedi. Şaşılacak bir durum değil: Nabuko inşa edilmiş değil ve ülkesinden Çin'e uzanan bir boru hattı inşa halinde. Bu durumda Türkmenistan, Payplanistan oyununu sadece Rusya ve İran'la birlikte oynayabilir. Esasen Rusya, Türkmen gazının akışını gelecek 15 yıl süreyle kontrol edecek.
Gurbanguli bir gün büyülü sözleri söylemek durumunda olursa – Rusya'nın işe çomak sokmayacağını farzederek söylüyoruz bunu – kilit geçiş ülkesi Türkiye'yi AB'yle evlendirebilir ve çok uzun bir süre hepsinin Verdi terennüm etmelerini sağlayabilir. Bu arada, oyunun Avrupa'daki (ve Washington'daki) adı, kaygı'dır.
KGB'nin vârisi FSB'nin gizliliği kalkmış bir belgesi pek de hoşgörüsüz: Nabuko'nun noksanlarını gözönüne alınca "Rusya, görünür gelecekte Avrupa'nın başlıca enerji tedarikçisi olmayı sürdürecektir." Buna kendi gazına sahip olmak ve onu işlemden geçirmek de diyebilirsiniz. Başbakan Vladimir Putin yıllardır bu fikrini anlatıyor. Eğer Avrupa onu hiçe sayarsa, Rusya'nın yapacağı şey, depolama ve sevkiyatı kolaylaştırmak için, sadece kendi sıvılaştırılmış doğalgaz tesislerini inşa etmek ve sıvılaştırılmış doğalgazını dünyaya satmaktır.
St.Petersburg Devlet Madencilik Enstitüsü'nün ne söylediğine kulak vermeye değer (Putin doktorasını buradan almıştır). Enstitüye göre, Rusya'nın yalnızca 20 yıllık doğalgaz rezervi var. Rusya'nın planları gazının yüzde 40'ını dışarıya satmak olduğundan dolayı, "Rus" gazı ileride, gerçekte Orta Asya gazı anlamına gelebilir. Rusların dev Türkmen rezervlerinin ve diğer rezervelerin batıya değil kuzeye akmasını sağlaması için bir başka sebeptir bu.
Washington ne düşünürse düşünsün, Avrupalılar Rusya'dan enerji bağımsızlığının gerçekte tasavvur edilemez olduğunu biliyorlar. Söz konusu olan doğalgaz olduğunda ise: Avrupa hepsine de – Kuzey Akım, Güney Akım ve Nabuko - ihtiyaç duyuyor. Payplanistan labirentindeki doğalgazın büyük bir yekûnu Orta Asya'dan, hatırı sayılır bir kısmı ise İran'dan gelebilir şayet Obama yönetimi İran'la ilişkileri normalleştirirse.
Payplanistan'ın Avrupa kanadındaki câri durum bu. Rusya, Avrupa'nın görünür geleceğe kadar başlıca doğalgaz tedarikçisi olmayı garantilemiş gibi görünüyor. Ancak bu bizi hem ABD hem de AB için kilit bir bölgesel güce, Türkiye'ye götürüyor. ABD Başkanı Obama'nın da takdir ettiği üzere, Türkiye Hıristiyan ve Müslüman dünyalar arasında hem metaforik mânâda hem de gerçek mânâda köprüdür. Gayris Rus doğalgazın Avrupa'ya sevkinde ideal bir geçiş ülkesidir ve kendi karmaşık Payplanistan oyununu oynamaktadır.
Sibirya'nın uzak kesimlerindeki Ukhta'yı duymadığınız gibi muhtemelen Yumurtalık ismini de duymamışsınızdır. Akdeniz ve Toros dağları arasında bulunan bir balıkçı limanıdır, Payplanistan'ın iki kilit düğümünün -Irak'tan gelen Kerkük-Ceyhan boru hattı ve BTC boru hattının - son noktası Ceyhan'a çok yakındır. Türkiye, Yumurtalık-Ceyhan'ı Akdeniz'in Rotterdam'ı yapmak istiyor.
Türkiye, gelecekte AB üyeliği hayali kurarken bile Moskova'yı karşısına almaktan endişe ediyor. Nabuko Express'ine binmiş olması ve BTC boru hattının işleyişine yönelik tam kararlılığı ülkeyi Rusya'yla, en büyük ticari ortağıyla potansiyel bir çarpışma seyrine zaten koymuştur. Bu durum Washington'ın canını elbette ki sıkmıyor.
Öte yandan, Türk liderliği, İran'a daha bir yaklaşıyor ki İran Türkiye'nin ithal ettiği petrolün yüzde 38'ini, doğalgazın ise yüzde 25'ini sağlıyor. Ankara ve Tahran'ın jeopolitik benzerlikleri de var (özellikle ayrılıkçılıkla savaşta). İkisi birlikte, İran doğalgazını Avrupa'ya sunmak bakımından, Kafkasya'ya (Azerbaycan ve Gürcistan) karşı en iyi seçeneği sunmaktadırlar. Bu durum elbette ki Washington'ı fıtık ediyor.
Söylemeye hâcet yok, bizâtihi Nabuko konsorsiyumu doğalgaz tedarikçisi olarak İran'a can atmaktadır. Realpolitik'e de âşinadırlar: İran nükleer dosyasına Washington'ın olur vereceği bir çözümle söz konusu olabilecektir bu. İran, Avrupa'yı nasıl baştan çıkaracağını çok iyi bilmektedir. İran Ulusal Petrol Şirketi'nin müdürü Muhammed Rıza Nimetzâde, Nabuko'nun başarısı için İran Avrupa'nın "tek seçeneği" olmalı diye ısrar ediyor.
Rusya tüm bu gazın kaçıp gitmesine seyirci mi olur? Tabîi ki hayır. Putin 2007 Ekim'inde İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'la kilit bir anlaşma imzaladı: Eğer İran doğalgazını Nabuko'ya satamazsa – Amerika'nın iç politikasındaki türbülansa ve dış politikasına bakınca ihtimal dâhilindedir – Rusya satın alacaktır. Tercümesi şu: İran gazı, tıpkı Orta Asya gazı gibi, Avrupa'ya giden "Rus" gazı haline gelebilir. Avrupa ve İran politikaları çelişen Washington bu durumdan keyif almayacaktır.
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin AB bayrağı altına girmesi için yapılan hileli müzakerelerin sonsuza kadar sürmesi durumunda "Nabuko'yu" yeniden düşünmekle tehdit etti ve AB liderleri (Fransa ve Almanya'nın "sınırsız bir Avrupa'ya" karşı oldukları derecede) mesajı aldı. Pragmatik olarak, çoğu AB lideri, Büyük Ödül'e, İran gazına bir gün erişmek için Türkiye ile mükemmel ilişkilere sahip olmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar; bu ise Avrupa enerji meselesini ve AB üyeliği eğilimlerini birbiriyle kavgalı hale getirmektedir.
Nabuko, hükümetler arası anlaşmayla Ankara'da geçen Temmuz ayında resmen başlatıldı. Türkiye, Avusturya, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan temsilcileri oradaydılar. Obama'nın Avrasya özel temsilcisi Richard Morningstar da (kıdemli BTC emekçisidir) oradaydı. Orta Asya -istanları yoktular.
Fakat çok önemlidir, şovmen Gurbanguli Türkmenistan'dan bile ayrılmadan nihayet giriş yaptı ve başkent Aşkâbat'ta 10 Temmuz'da bakanlarıyla yaptığı toplantıda (neredeyse) büyülü sözleri sarfetti: Türkmenistan, dünya pazarlarına enerji kaynakları arzında çeşitlilik ilkesine bağlı kalmayı sürdürmektedir – örneğin Nabuko gibi - başlıca uluslararası projelere katılmak için mevcut tüm fırsatları kullanacaktır."
Nabuko'nun Viyana'da bulunan merkezindeki mantra şu: Bu "Rus karşıtı proje" değildir. Ancak herkes biliyor ki Rus liderler bu projeyi öldürmeye hevesliler ve Türkmen, Kazak, Azeri ve/veya İran doğalgazının tam (veya hatta kısmen) dolacağı garantisi olmaksızın, 10 milyar dolar tutarındaki bir gayri Rus boru hattıyla Orta Asya'nın Avrupa'ya nasıl bağlanacağını Brüksel'den Viyana'ya, Washington'dan Aşkâbat'a kadar hiç kimse bilmiyor. Yüzlerce mil uzanan alüminyum tüplerin boş kalmayacağını biraz olsun garantiye almadan bu kadar büyük parayı yatıracak denli enayi olan kimse var mı?


Dünya Bülteni


Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı


http://www.dunyabulteni.net/author_article_detail.php?id=11487




Windows Live: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35623] CUMA E-KARTLARINIZ

Posted: 09 Oct 2009 01:01 AM PDT

CUMA E-KARTLARINIZ


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35620] ***CUMANIZ HAYIRLI OLSUN.***

Posted: 08 Oct 2009 11:22 PM PDT

***CUMANIZ HAYIRLI OLSUN.***
Herşeyin dilediğinizce ; güzellikler içiniz de olsun dileklerimle
 


Kalbimin yüksek atladığı çıta nereye kuruludur?

Öyle bir büyüğüm olsa...Yapıp ettiklerimle değil de, yapmak istediklerimle alsa boyumun ölçüsünü. Bitirdiğim işlere bakarak değil; içimde büyüttüğüm hayallerimle takdir etse beni. Elimden gelenleri değil sadece; kalbimden geçenleri tartsa şefkatinin terazisinde. İyilik yapmak isteyişimi de iyiliklerimden saysa... Yapamasam da, yapmak isteyişimle yapmış saysa iyiliği. Düşünüp tasarladığım kötülükten vazgeçtiğim için, kimsenin döndüğümün farkına bile varmadığı kötülükten döndüm diye, sessizliği bozsa, omuzlarıma dokundursa merhametini, gözümün içine bakıp "aferin!" dese. İçimin zaferlerini ilan etse şehre. Kalbimin fetihleri için şehirler bağışlasa bana. Yuttuğum kötü sözlerim için teşekkür etse. Saçlarını okşamak isteyip de okşayamadığım yetimlerin saçları sayısınca ödüllendirse beni. İmdadına yetişemedim her mazlumun her ?Ah!?ı için yandığım "Ah!"larca teselli etse beni. Hiç olmazsa uykumu böldüm diye yoksullar için, komşusu açken deliksiz uyuyanlardan, mazlumlar ağlarken hoyratça gülenlerden ayrı bir yere koysa beni...
Ettiklerimle değil, edemediklerimle de değil; etmek istediklerimle, edemedim diye kendimi paraladıklarımla kıymet biçse bana. Hapsetmese beni cılız kudretime... Elimin eriştiği yerin sığlığında değil, hayallerimin göğüne saldığım uçurtmaların ufkunda görse beni. Bakışının ayinesinde et kemikten gövdemi değil; dünyaları avucunda eritmeye kararlı ruhumun heykelini konuk etse... Bitirdiğim işlerin daracık hacmine sığıştırmasa varlığımı... İdeallerimi kocaman ve mavi bir gökyüzü gibi sergilese bakışlarında... Özlemlerimin her birini, çiçek çiçek gerçekleşmiş, tohumlarca filizlenmiş, doyasıya meyvelenmiş bir bahar somutluğunda tutsa elinde... Başarılarımı gerçekleştirdiğim sonuçların hafifliğince değil; arzu ettiğim, umduğum, yoluna düştüğüm, uğrunda çabaladığım ideallerime göre belirlese.
Kalbimde güneşleri taşıyorken, elimdeki titrek muma göre kıymetlenirsem yazık değil mi bana? Kalbinde olsun sönük bir mum aydınlığını taşıyamayanlarla, sırf elimde de mum yok diye aynı kefeye konulmuşsam ben, kalbimin karnesini göstereceğim büyüğüm nerede?
Beni değerli kılan sadece elimle kazandıklarım ve biriktirdiklerimse, azlar-çoklar arasında gidip gelen, var-yok arası çaresizce çırpınan varlığın kuyusuna itilmiş bir zavallıyım. Elindekinin azalmasıyla mahzun olan, çoğalttıklarının ise azalmasından korkarak yaşayan sığ bir zengin olsam ne fayda? Hayatımın anlamı, aldığım sonuçlara bağlı olacaksa, başarılarım ele geçirdiklerimle ölçülecekse, elden çıkmış dün ve geleceği kuşkulu bir yarın arasına sıkışmış bir dilenciyim ben. Varlarıyla şımaran, yoklarıyla rezil olan, varlarının daha da var olması için dilenen, eksilenleri yüzünden daha da ezilen sığ bir varlıkla ne ederim ki? Gövdemi özne etmişsem kendime, etten kemikten, yırtılabilir ve kırılabilir bir zeminde yalpalayarak yürüyen, kaslarına asılarak dikilen, sonunda toprakta çürümeye mahkûm bir tedirginim ben. Kalpsizlerin zalimce biriktirdikleri yanında küçük kalacaksam, taşıdığım kalbin zenginliğini hangi aynada göreceğim? Gözleri eşyanın kör ufuklarına hapsedilmiş ruhsuzların göz kamaştırıcı servetlerin gölgesinde aşağılanacaksam, hayallerimin yüceliğine, umutlarımın sınırsızlığına kimin nazarında değer arayacağım?
Mümin isem eğer...
İçimin de içini Rabbimin nazarına gizli saklısız sunuyorsam, Rabbime göründüğümü görerek var olanlardansam, değerimin Rablerinin katında ölçüldüğüne inananlarla berabersem...
Etten kemikten gövdeden çıkan eylemleriyle değil; taş, kâğıt ve metalden inşa edilen başarılarımla değil; ruhum üzerinde yükselen, kalbimle inşa ettiğim niyetlerim üzerinden değer kazanırım.
Bedenim ve biriktirdiklerim azaldı diye üzülmem, azalacak diye korkmam. Ete kemiğe göre azalıp çoğalmam. Para pula göre, metale betona göre eksilip artmam. Kıymetimi O?ndan bilirim. Dünyanın hiçbir terazisinde ağır gelmek için birik(tir)meye tenezzül etmem. Dünyanın terazilerinde hafif kaldım diye hayıflanmam. Bedenime yaslanarak değil sadece, kalbimi ve ruhumu özne yaparak, huzurunda kıyam ettiğimden alırım ben kıymetimi. Ayarımı O bilir, O verir. O?nun nazarında hep tedavülde kalırım. O?nun yakınlığında ararım geçerliliğimi? Eylemlerim üzerinden değil, niyetlerim üzerinden tartar O beni. Rabbimin değerler çıtasında kalbim kalıbımdan daha yüksek atlar.

Onun için der ki âlemlere rahmet Peygamberim [asm]: "Müminin niyeti amelinden hayırlıdır."




Candar




--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35614] GÜNÜN SÖZÜ

Posted: 08 Oct 2009 10:10 PM PDT

 

 


GÜNÜN SÖZÜ  

Ahmak, her lafın başında yemin eder.

                                           Hz Ali (ra)


 

 

 

 

 
 

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35622] WG: Hürriyet'den haber!

Posted: 08 Oct 2009 03:19 PM PDT

Mevcut iktidarin ekonomiyi talan ettigini yazdigimizda köpürenler, simdi gercekler karsisinda suspus...Acaba teget gecen kriz olmasaydi, bahanesinin arkasina saklanmak istiyenler oluyor...Sonuc: Küresel kriz T.C.' dekini sadece zamanlama olarak erkene aldirmistir...Küresel kriz olmasaydi, 2009-2010 araliginda T.C. yine kriz yasayacakti...
 
Yedi yilda ülkenin 80 yillik birikimlerini harac mezat satan, bütün bu satilan kazanimlarin elde edildigi 80 yillik sürecteki,  borclanmadan daha fazlasini, bu yedi yila sigdiran bu iktidar icin söylenecek sey ..ABD nin onlari hakettikleri delige süpürmemeleri, ülkemize pahaliya patladi, olmali sanirim.

--- habergonder@hurriyet.com.tr <habergonder@hurriyet.com.tr> schrieb am Fr, 9.10.2009:

Von: habergonder@hurriyet.com.tr <habergonder@hurriyet.com.tr>
Betreff: Hürriyet'den haber!
An: azmiberberoglu@yahoo.de
Datum: Freitag, 9. Oktober 2009, 0:01

Azmi BERBEROGLU size 'Pembe tablo lobisine kötü haber' başlıklı haberi gönderdi.

Okumak için tıklayın: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=12644674


http://www.hurriyet.com.tr

__________________________________________________
Do You Yahoo!?
Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails.
http://mail.yahoo.com
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35619] WG: Hürriyet'den haber!

Posted: 08 Oct 2009 03:10 PM PDT

Tayyip'cilere ithaf olunur.

--- habergonder@hurriyet.com.tr <habergonder@hurriyet.com.tr> schrieb am Fr, 9.10.2009:

Von: habergonder@hurriyet.com.tr <habergonder@hurriyet.com.tr>
Betreff: Hürriyet'den haber!
An: azmiberberoglu@yahoo.de
Datum: Freitag, 9. Oktober 2009, 0:05

Azmi BERBEROGLU size 'Başbakan'ın tarz-ı siyaseti' başlıklı haberi gönderdi.

Okumak için tıklayın: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=12644395


http://www.hurriyet.com.tr

__________________________________________________
Do You Yahoo!?
Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails.
http://mail.yahoo.com
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35624] BASIN ACIKLAMASI

Posted: 08 Oct 2009 02:51 PM PDT

DOĞRU YOL PARTİSİ
GENEL MERKEZİ
 

DYP GENEL BAŞKANI ÇETİN ÖZAÇIKGÖZ’ÜN 8 EKİM 2009 TARİHLİ BAŞKANLIK DİVANI TOPLANTISINI AÇIŞ KONUŞMASI

 

Değerli Arkadaşlarım,

Bu iktidarın, AK Parti iktidarının sonu gelmiştir. Mevcut ekonomik göstergeler, artan işsizliğin çaresizlik içine itilmesi, IMF ile olan ilişkilerdeki belirsizlik, Merkez Bankası Başkanının son konuşması bir tarafa, ne olduğu tam olarak bilinmeyen önceleri ‘’Kürt’’, sonraları ‘’Demokrasi’’ açılımları da siyaseten bir bumerang gibi geri dönüp iktidarın kendisini vurmuştur. Bu durumu artık kendileri de gördüler ve bundan kurtulabilmek amacıyla için için erken seçim hazırlıklarına başladılar. Bu, bir baskın seçim olacaktır. Bu bakımdan ben, değerli gönüldaşlarım sizlerden, önümüzdeki yılda bir baskın seçime hazırlıklı olmanızı ve bunun için yoğun bir çalışma içerisine girmenizi diliyorum.

 

Divanın dikkatini çekmek istediğim bir başka konu da, son zamanlarda telefonlarca ya da bizzat ziyarete gelen kişilerce yöneltilen şu gibi sorular: ‘’Bu dağınıklık nereye kadar sürecek? Nasıl toparlanılacak? Siz niye ayrıldınız?” Eminim, bu ve benzeri sorularla sizler de karşılaşıyorsunuzdur.

Öncelikle şu husus iyi bilinmelidir. Biz ayrılmadık, biz kaldık. Onlar, bu soruları soranlar ayrıldılar. DYP tabelasını kaldırıp attılar. Biz, onların attığı yerden bu tabelayı alarak eski yerine yeniden diktik.

 

Bize yöneltilen bir başka soru da “Aranızda bu davayı sürükleyebilecek tanınmış siyasiler var mı?’’ Onlara cevabımız şu : “Ayrılanların, DYP tabelasını atanların, bu isimden rahatsız olanların aralarında birçok eski Bakanlar, senatörler, milletvekilleri, yüksek bürokratlar, yani tanınmış siyasiler varda ne oldu?  Seçime girdiler, aldıkları oy ortada. Ne yararı oldu seçimlerde onca tanınmış isimin?”

 

Nasıl toparlanılacağına gelince. Kapımız, DYP’nin kapısı ardına kadar açıktır. Bu kapı şimdiye kadar kimseye kapanmadı, kapanmaz da. İsteyen buyurur gelir, çalışır, yerini yapar. Anadolu gezilerimizde görüyoruz, gurur duyuyoruz; halkın büyük teveccühü var partimize. Anadolu susamış DYP adına ve amblemine. Siyasette söz sahibi olan halktır. Onun içindir ki, tek adres DOĞRU YOL PARTİSİDİR, tek amblem şaha kalkmış kırattır, tek rumuz DYP’dir.

Başkanlık Divanı daha sonra gündemine geçti.


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35613] WG: (oybirligi) Le Monde: Gül için Fransa'da minimum protokol

Posted: 08 Oct 2009 02:40 PM PDT

Amerikada yasanan Tayyip krizinden sonra, Fransada yasanan Gül krizi, bu kadronun uluslararasi alanda -0- cektiginin önemli bir göstergesi olarak degerlendirilmelidir.


--- CIMCIME <cimcime@neomailbox.net> schrieb am Do, 8.10.2009:

Von: CIMCIME <cimcime@neomailbox.net>
Betreff: (oybirligi) Le Monde: Gül için Fransa'da minimum protokol
An:
Datum: Donnerstag, 8. Oktober 2009, 14:49

Esnaflıktan yetişen devlet adamları için, burada T.Erdoğanı kastediyorum.
Devlet protokolü denilen şeyler lüzumsuz ayrıntılardır.
A.Gül ise uzun süre Dış İşleri Bakanlığı yapmış olmasına rağmen belli ki o da aynı çizgide.

Pazarlığın ve ticareti başkenti olan Kayseri'de hiçbir pazarlığa "neye mal olursa olsun" diyerek başlamazsınız.
Böyle bir pazarlık tarzı yoktur, olamaz.
Yaşamım boyunca hayat hakkında bir çok tanım geliştirdim.
Kayseri'e geçen yıllarımda ise, "Hayat bir pazarlıktır" tanımını türetmiştim.
A.Gül Kayserilidir. Kayseride ise adettendir, en akılsız çocuklarını memur yaparlar.
Belli ki, bu genelleme A. Gül'de de pek değişmemiş.
Saygılar.
============================================

abdullahgul

Le Monde: Gül için Fransa'da minimum protokol

Engin AKGÜRBÜZ / LYON, (DHA)

Le monde gazetesinin verdiği habere göre Türkiye sezonu için "Görkemli bir açılış" isteyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e Fransa'dan "minumum protokol" yapılıyor.

Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olan Cumhurbaşkanı Nicolas Sakozy'nin Abdullah Gül ile görünmek istemediğini iddia eden Le Monde, Grand Palais'de yapılacak "Bizans'tan İstanbul'a" isimli serginin açılışında açılış konuşmasını yapacak olan Türkiye Sezonu Komiseri Nazan Ölçer'in bu konuşmayı Türkçe yapacak olmasına "Fransızca konuşulmasını istiyorum" diyerek karşı çıkan Nicolas Sarkozy'nin isteğine Fransız tarihçi Pierre Chuvin'in yapacağı Fransızca konuşmanın da eklenmesinin diplomatik bir sıkıntıyı önlediğini iddia etti.

Yarım saat gibi rekor bir sürede yapılacak olan açılış kutlamaları, sergide yapılacak üç ziyaretle sınırlı kalacak. Çarşamba akşamı "Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü"nde Gül onuruna verilen ve basına kapalı gerçekleşen akşam yemeğinde hiç bir Fransız bakanın olmamasına dikkat çeken gazete, Elysée sarayında iki cumhurbaşkanın buluşacakları yemekten sonrada basın toplantısı olmayacağını açıkladı

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Zenginlik gurbette bir vatan, Fakirlik vatanda bir gurbet gibidir.   Hz.Ali

__________________________________________________
Do You Yahoo!?
Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails.
http://mail.yahoo.com

[KomploTeorileri] Fwd: SAÝD-Ý NURSÝ ATATÜRK ÝÇÝN NE DEMÝÞTÝ

Posted: 08 Oct 2009 10:49 AM PDT

SAÝD-Ý NURSÝ ATATÜRK ÝÇÝN NE DEMÝÞTÝ

Baþbakan Erdoðan, AKP 3. Olaðan Kongresi'nde AKP'nin manevi tavrýný þu
cümleler ile çizdi : ''Seversiniz sevmezseniz, beðenirsiniz beðenmezsiniz,
görüþlerini kabul edersiniz etmezsiniz... Ama Ahmedi Hani'siz, Bitlisli
Said-i Nursi'siz bir Türkiye'nin maneviyatý noksan kalýr''

Ahmedi Hani, Ahmet Kaya , Nazým Hikmet gibi Baþbakan'ýn adýný andýðý isimler
bir yana Saidi-Nursi'nin adýný anmasý Atatürkçü çevreleri kýzdýrdý.

Bunun nedeni Said-i Nursi'nin eserlerinde sýklýkla bahsettiði "Deccal"
kavramý ile Atatürk'ü iþaret ettiði iddiasý.

Ýslami literatürde "Deccal" en aðýr hakaret sayýlan ifadelerden biri. Deccal
yalan söyleyen, aldatan, karýþtýran kiþi anlamýna gelir. Ýslami fikriyata
göre Deccal'in ortaya çýkmasý kýyamet alametlerinden biri olarak da
görülüyor.

Said-i Nursi'nin Deccal teorisini oluþturan satýrlar þöyle sýralanabilir:

"Ben bir manevi alemde, Ýslam Deccalini gördüm. Yalnýz bir tek gözünde
teshirce bir manyetizma gözümle müþahade ettim ve onu bütün bir münkir
bildim. Ýþte bu inkarý mutlaktan çýkan bir cüret ve cesaretle mukaddesata
hücum eder.(...) Fakat kahraman ve mücahit ordunun ve dindar milletin
ruhundaki nur–u iman ve Kur'an ýþýðýyla hakikat–i hal–i göreceði ve o
kumandanýn çok dehþetli tahribatýný tamire çalýþacaðý rivayetlerden
anlaþýlýyor." (Þualar458–459,Siracun Nur 247)

Saidi Nursi, baþlangýçta þifreli olarak iþaret ettiði Deccal'in kim olduðunu
daha sonra þöyle anlatýyor:

"Ölmüþ gitmiþ dünyadan ve hükümetten alakasý kesilmiþ bir adam hakkýnda otuz
sene evvel bir Hadis–i Þerif'in ihbariyle Kur'an'a zararlý bir adam çýkacak
demiþtim. Sonra Mustafa Kemal'in o adam olduðunu zaman gösterdi. (Emirdað
Lahikasý I/278,Yirmiyedinci mektuptan Sabýk Reis–i Cumhur'a ve üç makama
gönderilen istida)

Saidi Nursi, Mustafa Kemal'e yönelik Deccal su çlamasýnda daha da ileri
giderek þunlarý yazar:

"...Lozan Muahedesinde söz veren ve pek þiddetli ve dehþetli hücumlarýna
raðmen hiçbir hakiki Müslüman Türk'ü Protestan yapamayan ve Millet–i Ýslam
için pek zararlý olduðunu ef'aliyle ispat eden ve Hadis– Þerif'in haber
verdiði o müthiþ þahýs kendisi olduðunu (yani Deccal, y.n) hayat ve
mematiyle gösteren Mustafa Kemal'e bir mahrem eserde 'din yýkýcý Süfyan'
dediðimizi (...)" (Emirdað Lahikasý I,50–51;Yirmiyedinci Mektuptan Mahkeme–i
Kübra'ya Þekva ve Müdafaatýn Bir Haþiyesi olan Parçanýn Hülasasýdýr, Ayrýca
Müdafaalar, 226–227)

Ýþte Baþbakan'ýn Said-i Nursi'ye yönelik atýflarý bu nedenle Atatürkçüler'i
kýzdýrdý.

Odatv.com

Not: Haberimizin hazýrlanmasýnda deðerli araþtýrmalarý ile katkýda bulunan
Ahmet Oðuz'a teþekkür ederiz.


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.