BBP MİLLİ İRADEYİ MÜDAFA DERSİ VERDİ


'Askerin tavrı doğru değil, ama…' diyenlere en güzel cevabı, Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu verdi. Onların yaptığının tam tersini yaptı Yazıcıoğlu. Önce AK Parti'ye bir güzel yüklendi, hatta AK Parti'yi yerden yere vurdu, sonra da "Ne var ki" deyip asıl meseleye geldi
Bir muhalefet lideri, Genelkurmay'ın basın açıklaması ve darbe söylentileri ile ilgili olarak verdiği beyanatta "endişe" diyor, "tehlike" diyor, "felaket" diyor… Daha muhalefetteyken "muhtıra"nın "m"si karşısında böyle paniğe kapılan bir siyasetçi, iktidar olup "muhtıra" yediği zaman ne yapar? Herhalde kaçacak delik arar. Kendisine millet tarafından emanet edilen devleti, hiç düşünmeden, "muhtıra" sahiplerinin dümen suyuna sokar. Halbuki, bu siyasetçinin "devlet emanet edilmez" dediği Ak Parti kadrolarının hükümeti, serinkanlılığını koruyarak, "muhtıra" sahiplerine devlet hiyerarşisi içindeki yerlerini hatırlatıyor ve 'emrinde olduğunuz hükümetin aleyhinde bulunamazsınız' diyor. Buyursun, burdan yaksın!
"Sana ne oluyor Hakan Albayrak? AKP'yi savunmak sana mı düşmüş?" diye soranlar var. Ben "AKP"yi filan savunmuyorum. Ben kendimi savunuyorum. Ailemi savunuyorum. Ülkemi savunuyorum. Milletimi savunuyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde Ak Parti'ye yöneltilen suçlamaların aslında Ak Parti'nin ötesinde millet çoğunluğunu hedef alan suçlamalar olduğunu idrak ediyor ve, evet, bu süreçte yüzde yüz AK Parti'nin yanında yer alıyorum. Ak Parti'ye milyonlarca eleştirim var ama şimdi bu eleştirilerde yoğunlaşmayı kendime yakıştıramam. Hele, bazı siyasetçilerimizin ve aydınlarımızin yaptığı gibi, 'Askerin müdahalesi hoş değilse de işi bu noktaya getirenin AK Parti hükümeti olduğunu unutmamak lazım' deyip bütün öfkemi AK Parti'ye yöneltmeyi ve bugün için asıl mesele olan demokratik sisteme müdahale temayülünü 'bahsi diğer' kategorisine sokmayı kendime hiç yakıştıramam.
"Muhtıra", hükümetin ve milli iradeye sözde değil özde saygılı olan çevrelerin dik duruşu sayesinde, üzerinden 24 saat geçmeden 'ofsayt'a düşmüştür. "Muhtıra"yla beraber, ona doğru dürüst tepki göstermek yerine AK Parti'ye yüklenmeyi tercih eden siyasetçiler de 'ofsayt'a düşmüştür.
'Askerin tavrı doğru değil, ama…' diyenlere en güzel cevabı, Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu verdi. Onların yaptığının tam tersini yaptı Yazıcıoğlu. Önce AK Parti'ye bir güzel yüklendi, hatta AK Parti'yi yerden yere vurdu, sonra da "Ne var ki" deyip asıl meseleye geldi:
"İktidar ve hükûmet kanadının bütün bu olumsuz ve yetersizliklerinin hiç biri demokrasi ve hukuk sürecine müdahale etmeyi meşrû ve haklı kılmaya yetmez. Genelkurmay Başkanlığı adına yayımlanan bildiri, Türk demokrasisi ve hukuk devletine karşı açık bir muhtıra ve müdahaledir. Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin hükmî şahsiyeti ve Türk ordusunun maddî-manevî varlığına milletçe duyduğumuz tarihî ve kültürel saygıya rağmen bu müdahaleyi hoş görmeye imkân yoktur…"
"Türk askerinin başına çuval geçirilirken bile … kullanılmayan ölçüde sert ve tehditkâr bir üslûpla, Kur'an-ı Kerim okuma yarışmalarını, kız çocuklarının ilâhi okumasını, okul müdürlerinin Şanlı Peygamberimiz'in Kutlu Doğum Günü'ne katılmalarını rejim tehlikesi gibi görmenin gerçekte en büyük millî tehlikelerden biri olduğuna inanıyoruz. Cumhuriyetimizin laik karakterini, büyük çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda, Kur'an okuma, ilâhi söyleme ve yahut Hz. Peygamber'in doğumunu kutlama gibi manevî geleneklerin karşısına koyma şeklinde anlaşılmaya çok müsait bir üslûp ve zihniyetin hem laik düzene hem de millî birlik ve bütünlüğe fayda değil, telâfisi imkânsız biçimde zarar vereceğine inanıyoruz…"
"Bu günden itibaren Türk siyasî hayatının içine gireceği süreçte, demokrasi ve hukuk dışı hiç bir tasarruf ve dayatmaya destek vermeyeceğimizi ısrarla vurguluyor ve bilhassa 12 Mart döneminde görüldüğü tarzda Türkiye Büyük Millet Meclisi dışında kurulacak ve milli iradenin tecelligâhı olan Meclis'i devre dışı bırakacak her türlü iktidar ve hükümet formülünü gayrî meşrû ve hukuk dışı sayacağımızı şimdiden ilân ediyor, Büyük Türk Milleti'ni birlik ve beraberlik içinde davranmaya, vekar ve sükûnetini muhafaza etmeye davet ediyoruz…"
Adnan Menderes ve Turgut Özal'ın varisleri olmakla övünüp kendilerini en büyük demokrasi şampiyonları gibi takdim edenler, milli iradeyi müdafaa konusunda BBP'den ders almalı!
yeni şafak

1 yorum:

  1. Normal görevi vücuda girebilecek mikropları tutmak olan bademcikler iltihaplandığında hem görevini yerine getiremez, hem bizatihi kendisi, mikroplardan daha fazla vücuda zarar vermeye başlar. Bu iltihap kronik hale gelirse bademciklerin alınması vücudun sıhhati için gerekli hale gelir.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.