Kâinatta mutlak boşluk yoktur. Zerreler, küreler, irili ufaklı cisimlerle doludur. Yapısı atomdan daha latif olan esir maddesini b:ir başka yazıya bırakarak, büyük küreler daha doğrusu kürevari varlıklar olan galaksilerden söz edelim. Kenarını köşesini kavrayamadığımız kâinatta büyüklüklerini ölçemediğimiz bu mahlûkların yapı ve hareketlerine şöyle bir bakalım. Belki küçüklüğümüzü anlamamıza ve bütün bu sistemleri halk edenin büyüklüğünü derk etmemize yardımcı olur.
Galaksiler, kâinatta yıldızlardan daha çok sayıdadırlar. Büyük teleskoplarla rasat edildiğinde, dolunay kadar bir gökyüzü parçasında dört yüz kadar galaksinin varlığı anlaşılmaktadır. Bu da bizi milyarlarca galaksinin varlığı sonucuna götürür. Güneş sistemi ve dünyamız bu milyarlarca yıldız kümelerinden bininin bir parçası, bir yıldızıdır, avenesiyle beraber. İçinde bulunduğumuz galaksiyi Samanyolu olarak biliyoruz. Baktığımızda süt renginde bir yol görünümü vermektedir. Eskiler Samanyolu'nun Hercul'e meme veren Junon'un memesinden kaçmış bir damla süt olduğunu sanırlardı. Samanyolu bu yıldız topluluğundan başka bir şey değildir. İçindeki yıldızlar birbirine yakın olduklarından ve uzaktan bakıldığında "izdüşümleri" birbirleriyle birleşerek tek yıldız gibi bir görünüm vermektedir. Üstten bakıldığında helezonvari bir şekilde iki büyük kala sahip bir havai fişeği andırmaktadır. Bu kolların her birinin genişliği 2500 ışık yılı olup. "Orion" ve "Perseus" adlarıyla isimlendirilmektedir. Bu kolların nasıl oluştuğuna dair çeşitli görüşler vardır, Uzun yıllar dönmeden mütevellit meydana gelmiş diyenlerin görüşü çok kuvvetli değildir. Galaksinin her noktadaki dönme hızı aynı değildir. Merkezden uzaklaştıkça dönme hızı azalmaktadır. Buna göre de 100 milyon senede yıldızları Samanyolu'nun kollarından ayırarak uzaya fırlatması yani helezon yapının bozulması lazımdı. Fakat görülüyor ki Samanyolu'nun takriben 10 milyar seneye yakın bir yaşı olduğu halde yıldızlar dağılmamıştır. Öyle ise yıldızları dağıtacak farklı hızların tesirini önleyecek bir mekanizma söz konusudur Bu mekanizmanın nasıl olduğu bilinmemektedir. Çok yavaş bir sıkışma ve neticede farklı yoğunluklu bölgeler oluşması gibi sebepler ileri sürenler varsa da pek kuvvetli değildir.
Samanyolu'nun yıldızlarının hepsi aynı cinsten değildir. Kimi çok yaşlı, kimisi de çok gençtirler. Kimi çok sıcak kimi çok soğuk, kimi hafif, kimi de çok ağırdır. Bazısı çok küçükken, bazısı da çok büyüktür. Değişik bir aile topluluğu, zıtlar burada da cemedilmiş. Hâkim olanın hikmeti, pek bilemiyoruz. Bunların ekseriyetini genç ve parlak yıldızlar teşkil ederler. Aralarında bulutsu bir madde olup ki buna yıldızlararası madde diyoruz, diğerlerinin, yani yıldız olmayanların etrafında bu madde pek yoktur.
Samanyolu'nun yıldızları da birkaç yüzü beraber olmak üzere gruplar teşkil etmektedirler. Bunun yıldızları arasında iyonlaşmış veya nötr gazlar ve tozlardan oluşmuş bu maddenin uzun zaman sadece atomlardan ibaret sanıldığı halde, moleküllerinin de var olduğu ve yer yer yoğunluğunun değiştiği, bazen bulut (nebule) şeklinde görüldüğü vakidir. Yoğunluk helezon kollarında daha fazladır. Yıldızların hamurunun da bu maddeden olduğu bilinmektedir. Kütlenin ekseriyetini hidrojen oluşturmakta yüzde bir kadar da tozların varlığı sanılmaktadır. Samanyolu galaksisine yandan bakıldığında ise ortası şişman bir disk veya mercimek gibi görünmektedir. Ortadaki şişkinlik eni 13 bin boyu 26 bin ışık yılı olan bir elipsoittir. Samanyolu'nun çapı 100 bin, merkezdeki kalınlığı 16 bin ışık yılıdır. Güneşimiz, Galaksinin merkezine 30 bin ışık yılı uzaklıkta ve ortalama düzlemin 50 ışık yılı üzerindedir. Aynı zamanda "Orion" kolunun içyüzü üzerindedir.
Galaksi dediğimiz bu uzay odalarının şekilleri ayrı ayrıdır. Bazıları spiral, bazıları küre, bazıları elipsoit, bazıları da daha değişik şekillerdedir. Komşu galaksimiz Andromeda'nın bize ortalama uzaklığı 1,5 milyon ışık yılıdır. Bir milyona yakın yıldız ihtiva etmektedir. 92 bin ışık yılı boyunda 23 bin ışık yılı enindedir En büyük galaksinin çapı 100 bin ışık yılı kadar olduğuna göre, bunların aralarındaki uzaklıkların milyonlarca ışı.k yılı olduğu sonucuna varmaktayız.
Galaksilerin ortalama kütleleri ise 2,1021 kg kadardır. Samanyolu'nun kütlesi, Güneşimizin kütlesinin 200 milyar katı kadardır. (Güneşin kütlesi ortalama; 1, 99.10^30 kg dır.) Bu kütle neye karşılıktır veya bu ağırlığı meydana getirenler nelerdir? Yıldızlar, gazlar ve tozlar. Bu büyüklüğe bu kütlenin az oluşu, yıldızların aralarındaki uzaklığın çok oluşunu anlatmaktadır. Galaksilerin 1 cm küplük hacmine ortalama bir atom düşer. Yer atmosferinin 1 cm küpünde 10^19 atom ve molekülün olduğunu söylersek, galaksilerdeki yıldız dağılımının ne kadar seyrek olduğunu anlamış oluruz. Başka bir deyişle onları 75 km lik mesafelerde olan yağmur damlalarına benzetirsek daha iyi kavramış oluruz.
Ayrıca bu galaksilerden binlercesi bir sistem oluşturmaktadır. Samanyolu galaksimiz diğer 20 kadar galaksi ile birlikte bir küme oluşturmakta. Bu dev galaksilere de meta galaksi denmektedir. Samanyolu'muz, topluluğun merkezi olmayan bir yerindedir. Daha başka çeşit galaksi toplulukları da vardır. Bize en yakın olanı "Virgo" tabir edilen 3000 kadar galaksinin beraberlik kurduğu ve bizim 50 milyon ışık yılı kadar ötemizde bulunan topluluktur.
Bu kümelerin de kendi aralarında kümeleşerek süper kümeler oluşturduğu 180 milyon ışık yılı çapında değişik bir harekete sahip, dönen ve genişleyen elipsoitler oluşturdukları söylenmektedir.
Şimdi gelin hep birlikte insaf masasına oturalım ve düşünme ve tefekküre başlayalım. Süper kümeleri, meta galaksileri ve galaksimiz Samanyolu'nu. Bunların değişik keyfiyette olup değişik hareketlerini ve bizim sistem içinde sistem, onun içinde başka bir sistem, onun içinde de Güneş sistemimiz. Güneş sistemimizde merkezi bir eksen etrafında dönmekte. Bu sistemin, yıldız ve binlerce küçük küreler hariç on iki seyyare içinde dünyamız ve üzerinde biz. Dünyamız kendi ekseni etrafında dönmekte, Güneşin etrafında dönmekte, Güneş kendi etrafında, Samanyolunun etrafında Samanyolu bir eksen etrafında... v.s. Bunların birbirlerinden uzaklaşmalarını düşünün. Güneşimizin Herkül burcuna doğru süratle gidişini düşünün. Bu ayrı ayrı dönmeler, değişik hareketler, farklı farklı kaçışlar ve iç içe keyfiyetleri fark eden bizler, nasıl işin içinden çıkacağız. Sistemler nasıl kurulmuş, neden bozulup mahvolmuyorlar? Neden kürelerden bir küre gelip bizi tuzla buz etmiyor? Bu galaksiler nasıl oluyor da birbirlerine girmiyorlar, çarpışmıyorlar etrafındakileri ötelere fırlatmıyorlar?
Neden bu durmayanlar durmuyorlar? Nasıl bu kadar hesaplı gidebiliyorlar? Bütün bunlarda çak dakik hesaplar, ince mizanlar vazedilmişe benziyor. Saniyelik zamanlar, mikronluk mesafeler hesaba dâhil edilmiş. Her biri diğerine, hepsi birbirine bağlı.
Bu sistem tek bir sistem, bu nizam tek bir nizam...
Var eden de, döndüren de, götüren de tek olmaz mı?
Mesih Saraçoğlu
1) Işık yılı: Işığın bir yılda gittiği yol. Işık saniyede 300 000 km yol almaktadır. Işık yılı yaklaşık 10^13 km etmektedir.
2) Samanyolu Galaksisi ekseni etratındaki dönüşünü 200 milyon yılda tamamlamaktadır.
3) Arzın ve Güneşin takriben yaşı 5 milyar yıldır.
4) Ay'ın ışığı (Güneşin ışığının Aydan aksi) Dünyamıza ortalama bir saniyede gelmektedir. Güneşin ışığı ise ortalama sekiz dakikada gelmektedir.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.