Farzedelim ki...

Farzedelim ki...


Şinasi Haznedar

Evet farzedelim ki bu ülkede "Kürt" yok.
Kart kurt filan demeye, saklamaya da gerek yok. Basbayağı bu ülkede "Kürt" yok.
Anlaştık mı? Yani 7 bölge, 81 vilayet, üç yanı denizlerle çevrili 765 bin kilometrekarelik Osmanlı bakiyesi 72 milyon nufuslu bu ülkede "Kürt" yok.
E.. Ermeni de yok. Öyle "Tehcir" falan değil. Baştan beri yok.
Rum? Ne gezer....6-7 Eylül eğer "Olsalardı" provası.
Hepimiz "Türk"üz.
Var mı bir sorun ?
Yok.
765 bin kilometrekare dedik. Yani büyük bir coğrafyayız. Bir ayağımız Asya'da bir ayağımız Avrupa'da ....
Yetmedi...
Bir gözümüz Adriyatik'ten Çin Seddine, Orta Asya ve Türki Cumhuriyetlerde,
Diğer gözümüz Musul ve Kerkük'te..
Dışarıyı bırakalım. Eninde sonunda Dünya "Türk" olacak" ya.
Biz içeriye gelelim.
Milli gelirden kişi başı 550 dolar pay alan Muş da bizim 30000 dolarlık İstanbul da.
Artvin de Adana da.
Hepsi bizim ve hepimiz "Türk"üz.
Sevincimizi Karadenizde horon, Ege'de zeybek, Anadolu'da misket, Doğu'da halay'la gösteriyor, üzüntümüzü hep beraber "Allah beterini vermesin" temennisiyle bölüşüyoruz.
Şimdi böyle bir ülkede, yani herkesin "Türk" olduğu bir ülkede Devlet'in bir bölgede yaşayan insanlara potansiyel "Tehlike" ve "Tehdit" gözüyle bakması hoş olur mu? Bunu hoş karşılayabilirmiyiz? Anayasamızın 10. maddesine göre herkes "Eşit" vatandaş değil mi?
Devletin kendi coğrafyasının bir bölümünü aralıksız 17 yıl "Olağanüstü hal" şartlarında yönetmesine "Normal" diyebilirmiyiz?
Şahin pozisyonunda bir zamanlar emirleriyle demiri kesenlerin "Eşit anayasal vatandaşlık" isteyenleri Dıyarbakır cezaevinde polis köpeği "Co" nun karşısında tekmil vermeye zorlamasını (Hasan Cemal. Kürt'ler.) kabul edebilirmiyiz?
İnsan Haklarına duyarlı, vicdan sahibi, ahlak sahibi bir "Yurttaş" iddiamız varsa, "Demokratik" haklarını, "Sosyal" haklarını talep eden yurttaşlarımızı nasıl "Bölücülük" ve "Vatan hainliği" ile suçlayabiliriz?
Hangi vicdan komşusunun evinin başına yıkılmasına, faili meçhul'e kurban gitmesine, Jandarma'lar tarafından insan pisliği yedirilmesine onay verebilir?
Rize'de "Lazca" konuşuyor başıma bir hal gelmiyor, köyümü boşaltmıyor, tapulu mallarıma köy korucuları yerleşmiyorsa, Adana'da "Arapça" konuşabiliyor rahat nefes alabiliyorsam, Dıyarbakır'da niye "Kürtçe" konuşamıyayım?
Evet bu topraklarda "Kürt" yok !
Hepimiz "Türk"üz.
Tamam da ben yaşadığım bölge itibarıyla farklı kültürel zenginlik barındırıyorsam, kullandığım dil atamdan kalma ve kendimi bildiğimde öğrendiğim dilse bu yüzden benim cezalandırılmama hangi mantık razı gelebilecek?
"Kürt" yok ! Yok.. yok.. yok !
Ama ben bazı "Türk"lerin İnsan Hakları'nı, Demokrasi'yi, Sivil Anayasa'yı, Kimlik Haklarını, Barış Hakkını, Dayanışma Hakkını, Çevre Hakkını, Vicdani Red Hakkını savundukları için cezalandırılmalarını, köylerinden göç ettirilmelerini, sürekli "Tehdit" ve "Düşman" kategorisinde görülmelerini, köy korucuları ile denetlenmelerini, Jandarma zülmüne muhatap kalmalarını, Cizre Yeşildere'de "Dışkı" yedirilmelerini, Köylerinin isimlerinin değiştirilmesini "Baskı" görüyor, çocuklarına Fatma, Ali, Ayşe'nin yanında Zozan, Rojbin, Dilan ismini de koyabilmelerini, atalarının dilini öğrenebilme, konuşabilme, yayma ve yaşatabilme özgürlüklerini kullanmalarını savunuyorum.
İsteyenin "İstediği olma hakkı" nı destekliyorum.
Bunda sorun var mı? Buna razı gelebiliyormusunuz?
Evet, bu ülkede "Kürt" yok. Hepimiz "Türk" üz.
Anlaştık mı?
Peki bu "Türk"lerin, haklarını isteyen ve savunan "Türk"ler olmasına bir itirazınız var mı? Buna cevap verebilir misiniz?
Bunda anlaşamıyorsak sizin meseleniz "Kürt"lerle filan değil. Basbayağı "Türk"lerle.
Aslında "Türk"lerle de değil, "Demokrasi"yle, "Özgürlük"le, "İnsan Hakları"yla.
Bunun farkında mısınız?
Tamam. "Hiçbirimiz Ermeni hiçbirimiz Hrant" değiliz.
Hepimiz "Türk"üz . Özbe öz "Türk." Rahatladınız mı?
Ama ben, 301 tehdidiyle korkutulan, "İşkenceye müsamaha gösterdik" açıklamasında bulunan Kenan Evren'in yaptığı "Darbe" anayasası ile sınırlanan, Devletin "Resmi" din'i ile inancı belirlenen, "Militarizm" ile yönetilen, tüm düşünce ve inançların "Temsil" hakkı bulamadığı, "Tek tip" olmayan toplumu "Tehdit" gören, "Demokrasi" denildiğinde tüyleri diken diken olan yönetme anlayışının egemen olduğu ülkenin vatandaş "Türk"ü olmak is-te-mi-yo-rum.
E..beni ne ile itham edeceksiniz?
"Türk"üm ve bunları istiyorum.
Görevdeyken anamızı belleyen bu üniformalı en hakiki "Türk"lerin emekliyken "Pardon" demelerinin şimdi ne önemi var? Yaşı büyütülüp asılan Erdal Eren geri gelecek mi?
Evet "Kürt" yok !
Fakatttt benim içinde olduğum bazı "Türk"ler de bunları talep ediyoruz.
"Askerler niye ölmedi" diyen ünlü "Türk"ler ne dersiniz?


--
Dünyada, bir kitabın içerisindeki sözcükler gibiyiz. Her nesil bir satır, bir cümle misali…
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır... Taraf olunması gerekiyor isede "MÜSLÜMAN ANADOLU İNSANININ " tarafında yer alan HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Sayfalarımızda yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.

"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.