Bir 27 Mayıs subayının anıları [7]

İki kez ertelendi

Ertesi sabah erkenden, Özkaya' nın odasına gittim. Erkanlı konusunda ihtilal sonrası dikkat edilmesi gerektiğini, ihtilale kadar da ikili görüşmelerinin izlenmesini söyledim. Özkaya, kılını bile kıpırdatmadan "İstanbul'da vurucu güç biziz, Ankara'da da Cemal Aga var. Gerisi önemli değil." dedi.

Ancak, hemen o günlerde Cemal Gürsel'in, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan istifa ederek İzmir'e gitmesi, ortaya yeni bir sorun çıkarmıştı. Bir kısım arkadaşlarımız yeni bir liderin bulunması ve bu süre içinde hareketsiz kalınması görüşündeydi.

Benim bilebildiğim, Örfi İdare Karargahı'ndaki görevliler ve Ankara'dan gelen irtibatçılar kıta gücüne sahip bulunmadıkları için Gürsel'in gidişi ile yeni bir lider buluncaya kadar, ihtilalin ertelenmesine taraftardılar. Biz ise, harekat planlarını bile hazırlamış bulunuyorduk.
Ana fikir, birlik komutanlarının tutuklamalara fiilen katılmamasıydı. Tutuklamaları üstlenecekler Harp Akademileri'ndeki kurmay adayı öğrencilerle, irtibat görevindeki subaylar olacaktı. Bunların güvenliğinin sağlanması ise, bölgedeki birlik komutanlarının emrindeki birliklerce yapılacaktı.

İhtilal tarihi 19 Mayıs'tı

Aslında ihtilalin tarihi 18—19 Mayıs gecesi olarak tespit edilmişti. Bu tarihin önemli bir nedeni de Atatürk'e ve onun ilkelerine bağlılığın ifadesi olacaktı.

Harp Akademileri'ne giriş sınavlarının bu tarihe rastlaması ile içimizdeki Harp Akademisi öğretmenlerinin sınavda bulunması zorunluluğu ve kıtada bazı subaylarımızın bu sınavlara katılmaları ile yerlerinin boşalması en önemli sorundu.
Bu ciddi nedenlerle ihtilal tarihi 24—25 Mayıs gecesine alınmıştı.
Ancak olağanüstü bir durum halinde "Dündar'ın oğlu ikmale kaldı" parolası ile uyarılacaktık. Nitekim Ahmet Yıldız'ın Şükran Özkaya'ya telefonla bu parolayı kullandığını haber aldık.
Özkaya, beni ve ilgili diğer arkadaşları odasında topladı. Orhan Erkanlı bazı ilişkiler nedeni ile kışlada yoktu. Son olarak; 24—25 Mayıs tarihi erteleniyordu. Varılan karar, en geç yirmi dört saat içinde harekatın başlatılmasıydı. Özkaya, "Orhan, kışlaya dönsün, durumu tartışıp sonucu sağlarız." dedi.

Ertesi sabah, Özkaya ve Erkanlı, Örfi İdare Karargahı'na gittiler. Kışla, yaptığı hazırlıklara gerek gördüğü yenilerini ekliyordu. Aynı gün Muzaffer Yurdakuler, Orhan Erkanlı ile Davutpaşa'ya geldiler. 26/27 Mayıs gecesi Ankara'nın kesin hazır olduğu ve harekatın gece başlayacağı bu ziyaretten sonra kesinlik kazandı.
Ankara'yı devam eden erteleme kararlarından dolayı kuşku ile izliyorduk. Bu nedenle, zorlayıcı nitelikte bir karar aldırma gereğini duyduk. Bu karar gereğince, Ankara gece yarısı harekata başlayacak ve saat 03.00'te Silahlı Kuvvetler'in sesi Ankara Radyosu'nda konuştuğu an, İstanbul harekatı başlatacaktı.

26 Mayıs günü

26 Mayıs günü, tank topları dahil Davutpaşa Kışlası'ndaki tüm silahlar temizlenmiş ve ateşe hazır hale getirilmişti. Daha önceki olayların tersine, erlere bile mermi dağıtımı yapılmıştı. Zaten 24 Mayıs gecesine hazır olan birlikler, son hazırlıklarını da itina ile tamamlıyorlardı.

Albay rütbesine rağmen "General" diye hitap ederek, komutan yardımcımız Şevket Ozan'a akşam bizimle kalmasını söylediğimizde; başarılar diledikten sonra geleceğini söyledi.
Saat 16.00'dan sonra gruplar halinde sıraya koyarak, subay ve astsubayları evlerine aileleri ile vedalaşmaya gönderdik.
Saat 19.00 sularında sıra bana gelmişti. Telsizli cipime atlayarak, Şehremini Yaylak Sokak'taki evime gittim. Koruyucu askerlerimin de bulunduğu ikinci cip beni izliyordu. Erdal ve Eray adlı, altı ve üç yaşlarında iki oğlum bana aceleden sarılıp doğru ciplere koştular. direksiyonla oynama hevesine kapıldılar.

Eşimle yalnız kalınca, ona cebimde olan tüm paramı verdim ve "Çok önemli bir görev üstlendim. Amacımız Cumhuriyet'i ve demokrasiyi kurtarmaktır." dedim. Sanki yerinde donup kalmıştı. Tek bir kelime dahi söyleyemedi. "Bir daha görüşemeyebiliriz." diye ekledim. "Bu gece kaderin en kötüsü ile karşılaşabiliriz. Çocuklarımızı sana emanet ediyorum. Böyle bir durumda İzmir'e kardeşlerinin yanına gidersin..."
Bu sırada eşim gene sessizdi. Fakat gözlerinden yaşlar akıyordu. Daha fazla duracak güçte değildim. Kendisini öperek vedalaştım. Çocuklarımı da cipten kucaklayarak indirdim. Kucakladım, öptüm. Yıllar boyu bana destek olan eşim Kemale'yi rahmet ve minnetle anıyorum.

Kışlaya dönerken, duygusallığı üzerimden atmaya çabalıyordum. İçimizde duyguya yer yoktu. Bu karar, bir anda verilmiş bir karar değildi.

Şükran Özkaya ve Orhan Erkanlı'nın üniversite bahçesinde toplantı yapmak üzere gittiklerini öğrendim. Bir süre sonra Özkaya ve Erkanlı sinirli olarak kışlaya döndüler. Merakla durumu sorduğumuzda, "üniversite bahçesinde toplantı yaptıklarını, hatta oradaki subayların yemin etmek isteyecek kadar heyecanlı olduklarını, ancak, Ahmet Yıldız'ın Ankara'nın yeni bir erteleme olasılığı halinde, durumun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söylemesi" üzerine, "Biz saat 03.00'te hedeflerdeyiz." dedikten sonra toplantıyı terk ettiklerini öğrendik.

27 Mayıs gecesi

Bu konuşmadan sonra, o gece harekatı yapmak üzere plan gereğini uygulamaya koyulduk.

Kışla içi telefon irtibatı kestirildi. Santralde Topçu Üsteğmen İbrahim Orhan görevlendirildi. Şehir hattının işlerliği onun denetimine bırakılmıştı.

Saat 22.30'da birlik komutanlarının himayelerinde görevlendirilen, Harp Akademileri öğrencileri üç araç içinde, kalabalık bir grup olarak geldiler.

Saat 23.00'te, Özkaya'nın odasında toplanıldı. Harekat planını Özkaya anlattı. Gelen grubun görevi tutuklama olduğu için, çalışacakları birlik komutanları ile tanıştırıldı. Bunlara, kontrol edilen ve ikmali yapılan otomatik silahlar dağıtıldı. Saat ayarı yapıldı. Bu arada Orhan Erkanlı da subay ve astsubaylarına ayrıca plan gereği ek talimatlarını vermişti.

Silah dağıtımında, genç, heyecanlı ve uzun boylu bir üsteğmen silahının Thomson olmasında direniyor ve Bölük Komutanı Yüzbaşı Ferruh Güven'i Şükran Özkaya'ya şikayet ediyordu.
Bu çok sempatik, atak genç subaya, sonunda, istediği Thomson verildi. Daha sonraları bu heyecanlı üsteğmen; benimle, Muzaffer Özdağ olarak karşılaşacaktı.

Ben de kendi odamda subaylarım ve yirmi dört astsubaydan meydana gelen grubumu topladım. Gece, ihtilal hareketinin fiilen başladığını, alarmın bu anlamı taşıdığını, piyade ve tank taburlarının İstanbul'u kontrol altına alacağını, birliğimiz emrine giren akademi öğrencilerinin tutuklama ile görevli bulunduklarını, bizim de tutuklama yapacakları korumayı üstlendiğimizi anlattım.

Topkapı'dan İstanbul'a giriş

Hafif çiseleyen yağmur altında kışlayı birer birer terk etmeye başladık. Ortalama 500 aracın, Topkapı'dan şehre girişi, fener alayı görünümündeydi. Muntazam aralıklarla yanan farların ışıklandırdığı bomboş caddelerde, uzun süredir böylesine görkemli bir resmi geçit yapılmamıştı.

Tankların, gecenin sessizliğinde çıkardıkları gürültüden ürkmesi gereken halk, pencerelerini açarak bizim ışıklarımıza, ışıklarını yakarak cevap veriyordu. Saatime baktığım zaman 03.00'tü ve ben hedefteydim. Telsiz ile aynı saniyede gelen haberlerden, tüm arkadaşlarımın hedeflerinde olduğunu öğrendiğim zaman duygularımı anlatmakta güçlük çekiyorum. O anda, ihtilalin, olaysız ve kansız bittiğini kestirebilmek güçtü.
--
We are in the world as words are in a book. Each generation is like a line, a phrase...

Dünyada, bir kitabın içerisindeki sözcükler gibiyiz. Her nesil bir satır, bir cümle misali…
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.